Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/584 E. 2021/450 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/584 Esas
KARAR NO : 2021/450

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında —– işlemleri ile ilgili olarak alacak ve borç ilişkisi oluştuğunu, muhtelif zamanlarda Davalı ….— işlemlerinde kullanılmak üzere müvekkile borç olarak para verilmiş, bu ödemeler karşılığında davalının şirketinin kira ödemesi, —– maaş ödemeleri, aile ödemeleri, —- buna benzer ödemeler yapılmıştır. Sonrasında — –girince aradaki borç alacak ilişkisi müvekkil tarafından sonlandırılmak istenmiş ve davalıya kendisine— borç alacak ilişkisi sona erdirilmiştir. Ödemeler şu şekilde yapılmıştır. —- tarihine kadar yapılmakla müvekkil ile davalı arasındaki borç alacak ilişkisi sona erdirilmiştir. — isteğiyle davalının —yoluyla onayı da alındığını,—- müvekkile —borcu olduğunu bildirmiştir. Müvekkil—- ile anlaşmış ve o anlaşma gereğince ödemesini yapmıştır. Ödeme dekontları delillerimiz içinde mevcuttur. dekontların açıklama kısmında ödemelerin ne maksatla yapıldığı açıklıkla belirtildiğini, Yukarıdan beri arz ve izah edilen sebepler —, müvekkil ile davalı arasında mahsuplaşmanın bulunması, ödemelere ilişkin dekontların bulunması bu suretle ödemelerin gerçek ve ne maksatla yapıldığının anlaşılması, arada mahsuplaşmaya ilişkin yazılı belge bulunmasına ve açık onaya rağmen, 190.000 TL tutarında ayrıca ödeme talep edilmesi netice, müvekkilin davalıya borcu olmadığının TESPİTİNE, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline, karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının mahkememizde davalı müvekkile borçlu olmadığına dair — esas sayılı tespit davası ikame ettiğini, bu davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığını, davacı tarafça görev hususu gözden kaçırılarak davada Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu düşüncesiyle dava açıldığını, dolayısıyla mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca davacının müvekkile borcu bulunmadığına dair iddiaları da gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılması sebebiyle usulden reddini mahkememizden talep etmiştir.
Dava : Dava menfi tespit davasıdır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi)
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.( HMK 1 maddesi)
Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri—uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakmakla görevlidir.
“Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesinin mevcut olduğu,
Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirdiği, 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verildiği,
Somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın, ticari dava niteliğinde olmadığı, davanın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava niteliği taşımadığı, nispi ticari dava olarak kabulü için gereken her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmeleri ile ilgili bulunması koşulunun olayda mevcut olmadığı, davacının kendi şahsi hesabından borç para vermek suretiyle işlemde bulunduğu, davacının kendi ticari işletmesiyle ilgili tasarrufta bulunmadığı, davalı şirket ile herhangi bir ticari iş gerçekleştirmek amacıyla hareket etmediği, taraflar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanununda düzenlenen ödünç para verme çerçevesinde değerlendirilerek TTK:4/1 anlamında her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması gereken şartları beraberce karşılamadığından nispi ticari dava olmadığı, mutlak ticari davalardan da olmadığı, —– içtihadı) mahkemenin bu davaya bakma görevi bulunmadığı anlaşılmış olup, davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, HMK 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli ——Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ” şeklinde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın —– olduğunu davayı kabul etmemekle birlikte bu iddia, ticari şirketi ilgilendirdiğinden — mahkemesinin görevli olduğunu, usul ve yasaya aykırı verilen kararın ortadan kaldırılarak davanın devamına karar verilmesini talep etmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirket adına yatıralan ağaçlandırma,– teminat bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk Derece Mahkemesi TTK nin 4.maddesinde yer alan nitelikte ticari dava olmadığı nedeni ile görevsizlik kararı vermiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin; taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakılacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca—- mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Eldeki dava; her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı gibi mutlak ticari dava da olmadığından;İlk derece mahkemesince verilen istinaf incelemesine konu kararda; toplanan deliller, dosyadaki belgelere, gerektirici nedenlere ve görev hususunun değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul yönünden hukuka uygun karara ilişkin; davalının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.”—
Dava, menfi tespit davası olup, dava ve cevap dilekçelerinin incelenmesinde davacının ve davalının tacir olmadığı, somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın, ticari dava niteliğinde olmadığı, davanın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava niteliği taşımadığı, nispi ticari dava olarak kabulü için gereken her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmeleri ile ilgili bulunması koşulunun olayda mevcut olmadığı, davalının kendi şahsi hesabından — suretiyle işlemde bulunduğu, davacının kendi ticari işletmesiyle — bulunmadığı, davalının herhangi bir ticari iş gerçekleştirmek amacıyla hareket etmediği, taraflar arasındaki ilişkinin borçlar kanununda düzenlenen ödünç para verme çerçevesinde değerlendirilerek TTK:4/1 anlamında her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması gereken şartları—-nispi ticari dava olmadığı, mutlak ticari davalardan da olmadığı,—– içtihadı) mahkemenin bu davaya bakma görevi bulunmadığı anlaşılmış olup, davanın 6100 sayılı h.m.k’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —– NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.