Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/571 E. 2021/151 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/571 Esas
KARAR NO : 2021/151

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 30/11/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı … —-sigortalısı olan —- tarihinde ——–mevcut kaza sonucu ——- plakalı araçta meydana gelen hasar onarım bedeli ekspertiz hizmet bedelleri alacağı, araç sahibi ———- tarafından müvekkili——– hükümleri uyarınca temlik edildiğini, bu kaza sonucunda müvekkilin aracında maddi hasar meydana geldiğini, söz konusu hasarın tespiti — tarafından yapıldığı ve hasar tutarının 3.651,07 TL olarak belirlendiğini, somut olayda — Genel Müdürlüğünce 23/09/2010 tarihinde yayınlanan — duyurusu uyarınca —–tarafından araçta hasar tespiti yapıldığını, dava konusu hasar miktarının tespiti için ödenen 256,06 TL ekspertiz ücretinin 6102 Sayılı TTK madde 1448/3 hükmü gereği sigortacı hasarın tespitine ilişkin masrafları ödemekle yükümlü olduğunu, kazaya sebebiyet veren taraf ve somut olayda olduğu gibi sigorta şirketinin kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğundan oluşan hasar kaybının da tazmin edilmesi gerektiğinin açık olduğunu beyan ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/02/2021 havale tarihli esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 05/01/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının hak sahibi olup olmadığının tespiti gerektiğini, sigorta alacağının temlik edilemeyeceğine ilişkin düzenlemeye istinaden aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, huzurdaki davanın hem yasa hem de sözleşme hükümlerinde öngörülen sürelerin geçmiş olması nedeniyle zaman aşımına uğradığını, davaya konu hiçbir meblağı kabul teşkil etmemek kaydıyla poliçeden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğu sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına 39.000,00 TL sınırlı olduğunu, müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın 04/11/2019 tarihinde —- kazasına karıştığı ve zarar gören araçta meydana gelen hasar talebiyle yapılan ihbar üzerine —- nolu hasar dosyası açıldığını, davacının araçta oluştuğu iddia ettiği hasar bedelinin son derece fahiş olduğu ve piyasa şartları ile de örtüşmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, 04/11/2019 tarihinde trafik kazasından—- plakalı araçta hasar oluşup oluşmadığı, hasar oluşmuş ise bu hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davacı ile dava dışı araç sahibi arasında yapılmış geçerli bir temlik sözleşmesi bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, hasar bedeli tazminatı(maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Alacağın temliki 6098 sayılı Borçlar Kanunun 183 v.d. Maddelerinde düzenlenmiştir. Alacağın temlikinde şekil şartını düzenleyen 184. Maddeye göre alacağın devri yazılı şekil şartına tabidir.
Davacı tarafça dava dışı ——–ile aralarında —tarihli kaza nedeniyle —– plakalı aracın hasar onarım bedelinin ve ekspertiz ücretinin davalı ….— tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça —- plakalı aracın hasara uğradığı iddia edilmesi, bu hasar nedeniyle oluşan zararın tazmininin istenilmesi ve aracın malikinin dava dışı üçüncü kişi olması nedeniyle öncelikle aktif husumet ehliyetinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
5684 sayılı yasanın ek 6. Maddesinde — kurum ve kuruluşlardan talep edilecek tazminatların üçüncü kişilere devri yasaklanmış ancak anılan yasanın davanın dayanağı temlik sözleşmesinden sonra yürürlüğe girmiş olması nedeniyle dava konusu temlike engel teşkil etmemektedir.
Dava dilekçesi ekinde yer alan temlik sözleşmesinin incelenmesinden dava dışı araç sahibinin davacıya aracın hangi kaza nedeniyle uğradığı hasara ilişkin alacağı temlik ettiği ve kimden olan alacağını temlik ettiği hususu temlik sözleşmesinde yer almamaktadır. Bu kapsamda yapılan temlik sözleşmesinin dava dışı araç sahibinin 04/11/2019 tarihli kazadan dolayı —— olan alacağını temlik ettiği anlaşılamamaktadır. Bu nedenle geçerli bir temlik sözleşmesinden söz etmek mümkün değildir. 5684 sayılı yasanın ek 6. Maddesi uyarınca sigorta şirketinden talep edilebilecek tazminatların temliki yasaklandığından davacı tarafa temlik sözleşmesini belirli hale getirmek veya yeni bir temlik sözleşmesi sunmak için süre de verilemeyeceği kanaati hasıl olmuştur.
Tüm bu nedenlerle geçerli bir alacağın devri bulunmadığı ve davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin terkin sınırının altında kalması nedeniyle tahsiline yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya ödenen —- davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.