Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/564 E. 2021/728 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/564 Esas
KARAR NO : 2021/728

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında——–
amacıyla anlaştıklarını,—- mal hizmetinin davacı şirket tarafından gerçekleştirildiğini. Verilen hizmet sonucunda davalı firma tarafından ödenmesi gereken — tarafından davacı firmaya herhangi bir ödeme yapılmadığı. Bu sebeple—— ilamsız icra takibi başlatıldığını. Söz konusu takip ile birlikte faturada düzenlenen 109.350,61 TL üzerine icra masrafları, yasal faiz ve vekalet ücreti de eklendiği ve davalı şirket tarafından ödenmesi gereken borç miktarının 132.280,28 TL olduğunu. Söz konusu icra takibinin 02.10.2020 tarihinde başlatıldığı, icra dosyasına konu borcun sadece anapara ödemesinin davalı şirket —— tarihinde gerçekleştirildiğini. Her ne kadar anapara ödemesi gerçekleştirilmiş olsa bile tarafımızca başlatılan icra takibinden doğan alacak —- gerektiğini, davalı şirket tarafından anapara ödemesi gerçekleştirildikten sonra geride kalan bakiye borç miktarı fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla tahsil harcı dahil—– dosyasında borç miktarının hesaplanabilmesi için dosya kapak hesabı talep edildiği. Ancak tahsil harcını ödeme yükümlülüğü bulunan borçlu firma tarafından tahsil harcı ödenmediğinden dolayı —–
taleplerinin red edildiğini. İş bu itirazın iptali davası açılmadan önce anapara dışında kalan alacak
—–ödenmesi amacıyla dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğu. Söz konusu icra takibinden sonra her ne kadar asıl alacak miktarı davacı firma hesaplarına yatırılmış olsa da icra takibinden doğan icra vekalet alacağı, işlemiş faiz ve icra giderlerinin ödenmemiş olmasından dolayı davacı firma tarafından yapılan haksız itirazın iptaline karar verilmesi, davalı şirket tarafından sadece
ana para alacağı ödendiği için söz konusu takibe, vekalet ücreti, işlemiş faiz, işleyecek faiz ve icra giderleri üzerinden devam edilmesi gerektiğini beyan ederek; fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Davalı-borçlunun yapmış olduğu itirazların haksızlığının tespiti ile iptaline ve durdurulan takibin devamına, dava değerinin %20 sinden az olmamak kaydıyla davalı-borçlunun icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, icra takibinden doğan icra vekalet ücreti, işlemiş faiz, işleyecek faiz ve sair icra giderleri üzerinden takibe devam edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı aleyhine ———-sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını anılan icra takibine konu borcun ödenmiş olması sebebi ile icra takibine itiraz edildiğini. Huzurdaki davada davacı taraf borcun ödendiği kabul etmekle birlikte icra masrafları, faiz ve vekalet ücretleri yönünden itirazın iptali ile alacağın tahsilini talep ettiğini. ———
—- İşleri kapsamında davacı ile “———— akdedildiğini. İcra takibine konu —-ödenerek kapatıldığını. Davacının takip talebinde ve huzurdaki davada 1.806,53 TL işlemiş faiz talep etmiş olmakla hangi gerekçe ile hangi tarihten itibaren faiz işletildiği anlaşılmadığını. Davalı şirketin temerrüde düştüğüne dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığını. Davacının tahsil harcı yönünden itirazın iptalini talep ediyor olmasının hukuka aykırı olduğunu. Tahsilatın icra vasıtası ile yapılmadığını. Ödeme emrinin tebliğ tarihinden önce tahsilatın yapılmış olması karşısında tahsil harcı yönünden davanın reddi gerektiğni. Nitekim Yüksek Mahkeme’nin yerleşik içtihatları da bu yönde olduğunu. Ödeme tarihi ve icra takibine ilişkin ödeme emrinin tebliğ tarihi göz önüne alındığında vekalet ücreti yönünden yapılan hesaplama da hukuka aykırı olduğunu beyan ederek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkinden kaynaklanan alacağın tahsili ile başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Celp ve tetkik oluna—– dosyasının incelenmesinde, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 109.350,61 TL fatura alacağı ve 1.806,53 TL işlemiş faiz alacağının tahsili için 02/10/2020 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davacı alacaklı vekilince— tarihli dilekçe ile borçlu şirketin ana para borcu olan — şirketçe haricen tahsil edildiği, ancak geride kalan alacak kalemleri ( işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, icra giderleri ) halen ödenmediği, borçlu şirket tarafından 13/10/2020 tarihinde borca itiraz edildiği ve takibin durduğu yönünde dilekçe sunduğu görülmüştür. Ödeme emri tebliğinin davalıya 09/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun— incelenmesinde davalı şirket tarafından davacı şirket hesabına cari hesap ödemesi açıklaması ile 109.351,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan ve ihtilafsız olan ölçüm hizmeti sözleşmesinin ödeme şartlarını düzenleyen 8. Maddesinde ödemenin faturanın işverene ( davalıya ) — kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık; taraflar arasında—-anlaşma kapsamında davacı tarafından düzenlenen takibe konu —- faturanın icra takibine konu edilmesi sonrası davalı tarafından takip tarihinden sonra dava tarihinden önce ana para tutarı olan fatura bedeli 109.350,61 TL nin ödenmesi sonrası davacının takibin ferileri olan icra masraflarını yasal faiz ve vekalet ücreti olan dava değeri tutarı davalıdan isteyip isteyemeyeceği hususunda ihtilaf bulunduğu” şeklinde tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davalı alacaklı tarafından —- işlemiş faiz olmak üzere alacak gösterilmiş ise de icra takibi başlatıldıktan sonra fakat eldeki itirazın iptali davası açılmadan önce söz konusu asıl alacak ödenmiş olmakla eldeki davanın konusunun icra takibinde yer alan fer’i alacaklar ve takip öncesi işlemiş faiz alacağı oluşturmaktadır. Bu fer’i alacaklara icra harç ve masrafları ve icra vekalet ücreti de dahildir.
Dava konusunun takipten sonra fakat dava açılmadan önce ödenmiş bulunan asıl alacağın dışında takibe konu edilmiş asıl alacağın fer’isi niteliğindeki alacak kalemleri oluşturmakla, davacının eldeki itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak bu talepler hakkında mahkemece hesap yaptırılmayıp bu kalem taleplerine ilişkin itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ile yetinilmesi ve bu yöndeki taleplerin icra dairesinde yapılacak kapak hesabında infazda nazara alınması gerekir.
Davalının, faturaya dayalı alacağın esasına yönelik bir itirazı bulunmayıp, itirazlarının temel dayanağının borcun olmaması değil ödeme emri tebliğinden önce ana para borcunun ödenmemesi nedeniyle borçlu olmadığı ve bu nedenle alacağın fer’ilerinden sorumlu tutulamayacakları noktasına dayandığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının takip öncesi işlemiş faiz talebi yönünden usulüne uygun düzenlenmiş bir ihtarname olmadığını ve temerrütünün gerçekleşmediği iddia etmektedir.
Davacı vekili ise —–taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8. Maddesine istinaden faturanın düzenlendiği tarihten takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunmuş olup, — dilekçe ekinde sunulan hak ediş raporlarına göre harita ölçüm işlemini yerine getirdikten sonra mevcut faturaların davalı—— şirketin ödemeyi kabul ettiğini, hak ediş raporlarının davalı tarafa gönderilmesi ile ihtar niteliği kazandığı ve muacceliyet kesbetmesi için yeterli olduğunu beyan etmiştir.
TBK 117: Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüte düşer.
6098 Sayılı yasanın 90. Maddesi uyarınca ifa zamanı taraflarca karşılaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğma anında muaccel olur.
Somut durumda takipte talep edilen alacak, faturaya dayalı para alacağı olup, anılan yasa hükmü uyarınca doğma anında muaccel olacağına ve davalı tarafından aksi yönde bir anlaşma olduğuna dair iddia ve delil sunulmadığına göre borcun muaccel olduğu ve davacı alacaklı tarafından davalı borçluya gönderilen ihtarname bulunmamakla davalı borçlunun temerrüte düşürülmediği, ancak borçlunun temerrüte düşürülmemesi alacağın talep edilebilir olmasını engelleyen bir neden değildir. Taraflar arasındaki sözleşmenin ödeme şartlarını düzenleyen 8. Maddesinde ödemenin faturanın ibrazına müteakip 30 gün içinde yapılacağı kararlaştırılmış ise de bu madde borçlunun temerrütü anlamına gelmeyip, alacağın muaccel olduğu anlamına gelmektedir. Borçlunun temerrütünün gerçekleşmesi için davacı tarafça davalıya usulüne uygun bir ihtarname gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacı alacaklının takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış olup, yine asıl borcun tamamı davalı tarafça takipten sonra ve davadan önce ödendiği, davacı alacaklının da talebinin asıl alacak dışındaki fer’ilere ilişkin olduğu dikkate alındığında icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının da oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
İtirazın iptali davasının mahiyeti nedeniyle işbu davalarda davacı asıl alacak, işlemiş faiz ve fer’ileri yönünden takibin devamına karar verilmesini talep edebilir. Asıl alacak davacının da beyan ettiği gibi davadan önce ödenmiş olup, asıl alacak yönünden davacının da bir talebi bulunmayıp, asıl alacak dava konusu yapılmamış, mahkememizce bu konuda bir karar verilmemiştir. İşlemiş faiz talebi yönünden ise davalının usulüne uygun olarak temerrüte düşürülmediği kanaatine varılarak davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin de reddine karar verilmiştir. Davacının asıl alacağın fer’ileri niteliğindeki icra vekalet ücreti, harç ve masrafları talep edebileceği anlaşılmakla icranın fer’ileri yönünden mahkememizce davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş, ancak icranın fer’ilerine yönelik hesaplamanın icra müdürlüğünce nazara alınması ve hesaplama yapılması gerektiğinden mahkememizce hükümde fer’i alacaklar yönünden rakamsal bir hesaplama yapılmamış olup, davacının huzurdaki davayı açmakta haklı olduğu, davanın açılmasına sebebiyet vermediği, davalının da işlemiş faiz yönünden itirazının haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan takipte asıl alacak ödenmiş olmakla birlikte asıl alacağa bağlı fer’i haklar yönünden, vaki itiraz nedeniyle takibe devam edilemeyeceğinden davacının itirazın iptalini talep etmekte hukuki yararının bulunduğu ve yukarıda açıklandığı üzere fer’i alacaklar yönünden hesap yaptırılmayıp bu kalem taleplere ilişkin itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ile yetinilmesi ve bu yöndeki taleplerin icra dairesince yapılacak kapak hesabında infazda nazara alınması gerektiğinden itiraza uğrayan ve dava konusu edilen işlemiş faiz dışındaki kısım yönünden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
Davanın Kısmen Kabulü Kısmen Reddi ile
1-Davacının —— Esas sayılı dosyasındaki takip öncesi işlemiş faiz yönünden açmış olduğu davanın reddine,
2-Davanın takip öncesi işlemiş faiz dışındaki icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücreti yönünden kabulü ile davalının —- esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptaline, icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücreti şeklindeki feri taleplere ilişkin hesaplamaların kararın infaz aşamasında — yapılacak kapak hesabıyla yerine getirilmesine,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 391,59 TL harcın alınması gerekli olan 996,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 604,74 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5—– tarafından ödenen —, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 839,64 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 480,36 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 54,4 TL, posta ve tebligat gideri 30 TL, bilirkişi ücreti 600 TL, olmak üzere toplam 684,4 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 435,34 TL yargılama masrafına, peşin harç 391,59 TL, eklenerek sonuç olarak 826,93 TL’nin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 249,06 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte—-avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—— davacı taraftan alınarak davalı— verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.