Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/562 E. 2021/494 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/562 Esas
KARAR NO : 2021/494

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 29/06/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 25/11/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkil .—- tarihli faturaları için bir kısım ödeme yapıldığını ancak tamamını ödemediğin— olduğunu, belirtilen faturalara ilişkin olarak davalı şirkete— dosyasından “İlamsız Takiplerde Haciz Yolu” ile icra takibi başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin 08.10.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içinde davalı borçlu tarafından dosyaya itiraz edilerek takibin durduğunu, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptalini, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, takibin ticari faiziyle birlikte devamına,%20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili— duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
04/12/2020 tarihinde davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının davalıya takibe konu faturalarda belirtilen ürünleri teslim edip etmediği, teslim etmiş ise davalının —- bedellerini ödeyip ödemediği ve faturalardan dolayı davalının davacıya borçlu olup olmadığı ile takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 08/10/2020 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi 29/03/2021 havale tarihli raporunda özetle; yapılan inceleme sonucu davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin kurulduğu ve aralarında faturalara dayalı cari hesap oluştuğunu, ticari defterlerin e-defter usulüne göre tutulduğunu, açılış ve kapanış beratlarının süresi içerisinde alındığını, davalının davacıya icra takip tarihi sonrası—- defter kayıtlarına almadığını ve — yevmiye numarası ile iade ettiğini, davacının davalıya — asıl alacak ve 13.505,14 TL işlemiş faiziyle 300.305,14 TL tutarlı ilamsız takipte bulunduğunu, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 286.800,00 TL alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişkiye istinaden davalıya—- fatura kestikleri, fatura bedelinin bir kısmının ödendiği, 286.800,00 TL’nin ödenmediği, ödenmeyen bedelin tahsili amacıyla icra takibi yaptıkları, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı ve takibe itirazın 286.800,00 TL yönünden iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan 286.800,00 TL alacaklı olduğu, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri -ticari defterler dahil- ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220′ inci maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği ve tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebileceği——Karar sayılı İlamı – ———Karar sayılı ilamı) davacının ticari defterlerinin —- düzenlemelerine göre(TTK’nın 18. Maddesinin birinci fıkrasına — eklenen “bu Kanun hükümleri uyarınca” ibaresinin gerekçesinden) usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı faturanın mevcut olması karşısında belgeleme ve kaydın belgeye——-(TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, öte yandan davalının davaya konu faturaya —yer verdiği, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, icra takibinde işlemiş faiz talebi var ise de eldeki dava açılırken işlemiş faize ilişkin harçlandırılmış bir talep olmadığından işlemiş faize ilişkin talebin eldeki davada değerlendirilemeyeceği, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluştuğu, tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—— dosyasına vaki itirazının — yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 19.591,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.898,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.693,31 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca hesaplanan 28.526,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 95,50 TL posta ve tebligat gideri ve 54,40 TL başvurma harcı ve 700,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 849,90 TL yargılama gideri ile 4.898,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 5.747,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu —- arabulucuya hazine tarafından ödenen — davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.