Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/546 E. 2022/300 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/546 Esas
KARAR NO: 2022/300
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/11/2020
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı Vekili Tarafından —-müvekkil şirketin keşidecisi olduğu — müvekkil tarafından ———— tarihinde teslim edildiğini, müvekkil şirketçe teslim edilen çekin de içinde bulunduğu —– taşıma esnasında çalındığını, hırsızlık —- şirket tarafından gönderilen — edilmemesi üzerine —– ulaşmak suretiyle öğrenildiğini, takibe konu —– şubesine ait çeke ilişkin olarak önce müvekkil şirket tarafından çekin zayi nedeniyle iptal davası açıldığını, —– müvekkil şirketin çekin keşidecisi olduğu,söz konusu davanın lehdar tarafından açılması gerektiği belirtilir karar verildiğini, çek hakkında ödeme yasağı kararı sonrasında davalı tarafından bu çalınan çekin arkasının cirolanarak —- senetlerine özgü icra takibine konu edildiğini öğrendiklerini, müvekkil şirketin çekin çalınması akabinde de çek bedelini lehdar —— ayrıca ödediğini belirterek müvekkil şirket yönünden icra işlemlerinin durdurulması amacıyla teminatsız, —- aksi kanaatte ise teminatlı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulüne , —— dosyasında takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin —— tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin çeki,—— olarak yaptığı işlere karşılık iktisap etmiş olduğunu, iyi niyetli gerçek hamildir olduğunu, müvekkilinin çeki cirantasından aldığını, müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkilinin —– olarak yapmış olduğu işe karşılık bu çeki aldığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, davacının dava dilekçesinde beyan ettiği olaylardan müvekkilin haberinin olma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin yaptığı iş gereğince piyasa koşullarınca çek ve senet almakta olduğunu, dava konusu çekin incelendiği zaman —— çek unsurlarının hepsinin bulunmakta olduğunu, dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacının kendi imzasına bir itirazının bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacının dava konusu asıl alacağın —– aşağı olmamak üzere tazminat ve dava konusu alacağın —- oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Konusu:Davacı tarafından keşide edilerek, ihbar olunan —- gönderilmek üzere — tarihinde, —– çekin, kargoda çalındığı iddia edilmekle davalı tarafından iş bu çekin ——-dosyası ile takibe konu edilmesi nedeniyle, davacının bu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini isteyip isteyemeyeceği hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edildi.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit), ödenen çek bedellerinin tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Davaya konu çek incelendiğinde çekin —- ait, keşide yerinin —, keşide tarihinin — bedelli, keşidecisinin davacı —- olduğu, —- celbi ile incelenmesinde şirketin ünvan değişikliği yaptığı ve yeni ünvanının — çekin dava dışı — ciro edildiği, bu şirket tarafından da dava dışı —- cirolandığı ve çekin en son bu şirket tarafından cirolanarak davalı —- ciro edildiği ve davalı/son hamil tarafından çekin yasal süresi içerisinde —- tarihinde bankaya ibraz edildiği ve işbu çek ile ilgili —– gereğince ödemeden men kararı konulduğundan ödeme yapılmadığı görülmüştür.
Celp ve tetkik edilen —-dosyasında; davalı şirket tarafından davacı şirket ile dava dışı ——bedelli çek yönünden icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan——– sayılı ilamı incelenmesinde davacı tarafından dava konusu çekin zayi olması nedeni ile çek iptal davası açıldığı, mahkemece davacının keşideci olduğu bu nedenle çek iptal davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan——sayılı dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine davaya konu çek nedeni ile açılan —— takibin iptaline, dava sonuna kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği mahkeme yapılan yargılama sonucunda çekteki ciro silsilesinde kopukluk olmadığı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan ——-kararının incelenmesinde davaya konu çekin hırsızlık olayı sonucu çalınması nedeni ile şikayette bulunulduğu yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu çekin dava dışı—- taşınması sırasında kargoda çalınması iddiası ileri sürülmüş olması sonucu—- hırsızlık olayına ilişkin bilgi ve belgeler istenilmiş olup, gelen müzekkere cevabına göre —- tarihinde davacı tarafından ihbar olunan —- gönderilen kargonun dağıtım sürecinde yaşanan hırsızlık nedeni ile zayi durumunda olduğu ve bununla birlikte taşıma standartları gereğince posta tekeline giren her türlü gönderi, para , çek ve senet ile her türlü ziynet eşyası, taşınması yasalarca men edilmiş her türlü kargo emtiası taşımacılığı yapılamamakta olduğu bildirilmiştir.
Davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında — tarihli ara karar ile İİK nın 72/3 maddesi uyarınca sadece davanın taraflarını bağlamak kaydıyla takibe konu alacağın % 20 si oranında gösterilecek teminat karşılığında —–dosyasında icra veznesine girmiş ve girecek paraların takip alacaklısına ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine dair karar verilmiş ancak, davacı tarafından % 20 teminatın yatırıldığı ve tedbirin uygulandığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
TTK’nın 792. maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.”
TTK’nın 790. maddesinde ise, “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” hükmü düzenlenmiştir.
Çek istirdatı davalarında davacının; çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş veya çeki iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin —— vasfını ortadan kaldırır.
Yargı yetkisini, —- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—toplanan/sunulan deliller, takip dosyaları,—-sayılı dosyası—- sayılı dosyası tarafların ticaret sicil kayıtları, çek sureti, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu çek ——-tarafından keşide edilen dava konusu çekin ihbar olunan—- düzenlendiği, ihbar olunan şirketin — incelenmesinde ünvan değişikliği yaptığı ve yeni ünvanının —- ve bu şirketin çeki cirolayarak dava dışı 3.şirketlere verdiği ve çekin en son hamilinin davalı —–olduğu, davalının yasal süresi içinde çeki bankaya ibraz ettiği ancak —– esas sayılı dosyasından verilen ödemeden men yasağı gereği çek bedelinin ödenmediği, davalı tarafından—– dosyasından davacı, ihbar olunan şirket ve dava dışı diğer cirantalar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlatıldığı , davacının davalı aleyhine —–dosyasında takibin durdurulması yönünde talepte bulunduğu, açılan davanın davaya konu çekteki ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı, genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükünün senet borçlusunda olduğu, çekin mevcut bir borcun ödendiğine karine teşkil etmesi karşısında imzaya itirazı bulunmayan keşidecinin çeki iyi niyetli iktisap eden meşru hamile karşı her halükarda çek bedelinden sorumlu olduğu, davacının keşideci olarak keşideci imzasına bir itirazı bulunmayıp çekin ihbar olunan —-gönderilmesi sırasında çalındığını ve çek lehdarının — olduğunu, ilk cirodaki ünvanın ise —- olduğunu, lehtar ile ilk cirantanın birbirinden farklı şirketler olduğunu, ilk ciranta olarak görünen —– bir şirket kaydı olmadığını ve bu nedenle çekteki ciro ——- kopuk olduğunu iddia etmiş ise de ihbar olunan —- dosyasının incelenmesinde ihbar olunan şirketin ünvan değişikliğine gittiği ve ünvanının —–olduğu, bu hali ile ünvan değişikliğinin ciro silsilesinde kopukluğa neden olmadığı ve lehdar ile ilk cirantanın aynı şirket olduğu, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca davacının, dava konusu çeki ciro yolu ile iktisap eden davalının —- uyarınca kötü niyetli olarak iktisap etmiş olduğunu veya iktisabında ağır bir kusuru bulunduğunu ispata yarar herhangi bir delil sunmadığı ve bu hali ile davalının kötü niyetli veya çekin iktisabında ağır kusurlu olduğunun ispatlanamadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılmakla davanın reddine ve İhtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı/alacaklı alacağına geç kavuştuğundan davalı yararına dava konusu çek bedelinin yüzde yirmi oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği—- sonuç ve vicdani kanaatine—- varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın REDDİNE,
2-Çek bedelinin %20 si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 328,89 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan bakiye 248,19 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın ve teminatın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022