Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/514 E. 2020/613 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/489 Esas
KARAR NO : 2020/434

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2020

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 22/08/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davacı yan tarafından davalı yana yayın hizmeti verildiğini, taraflar arası ticari ilişki neticesinde davacı yanca davalıya fatura düzenlendiğini ve gönderildiğini, davalı yan tarafından ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu beyan etmiş, bu nedenlerle davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
CEVAP :
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER :
-İstanbul Anadolu —- İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takip dosyası,
——- tarihli müzekkere cevabı (— kayıtları),
—————– tarihli müzekkere cevabı———-
-Mali Müşavir bilirkişinin 03/02/2020 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:
Dava, faturaya dayalı alacak nedeni ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, fatura karşılığı alacak olup olmadığı, alacağın miktarı, takip öncesi faiz talep edilip edilemeyeceği, faturanın veya hizmetin tesliminden 30 gün sonra faiz talep edilip edilemeyeceği, faiz ve oranı, inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı olarak tespit edilmiştir.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
İstanbul Anadolu —– İcra Dairesi’nin——– Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ödeme emrinin borçluya 12/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrine yasal süre içerisinde 19/04/2019 tarihinde itiraz ettiği, bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 17/12/2019 tarihli celsesinde dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye verilerek tarafların ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin karar verilmiş, dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi 03/02/2020 tarihinde raporunu sunmuştur.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu ——tarihli raporunda sonuç olarak; Davacı yanın ——– yılı ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığını, davalı yanın incelemeye gelmediğini ve ticari defterlerini ibraz etmediğini, davacı yanın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, takibin dayanağının davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen ——————— tutarlı fatura alacağı olduğu, dosyaya sunulu BA/BS karşılaştırma formu üzerinde yapılan incelemede tarafların BA/BS formlarının örtüştüğü yani takibe konu faturanın hem davalı hem davacı yan tarafından vergi dairelerine yasal sürelerinde beyan edildiği, haliyle tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yani faturaların davalı yana teslimi konusunda taraflar arası ihtilaf olmadığı (olamayacağı)nın tespit edildiği, faturaya davalı yanın 8 gün içinde itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilgi olmadığından faturaya konu ürün-hizmetin davalı yana teslim edildiği, verildiği, davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan ——- alacaklı olduğu, davacı yanın ————– tarihine kadar %18,25 oranında, 21/12/2019 tarihinden itibaren ise %13,75 oranında avans faiz talep edebileceği, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak alınan—– tarihli Mali Müşavir bilirkişi raporu dayanak yapılarak; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafın incelenen —– yıllarına ait ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu, davacı taraf lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafından——– 18.000 TL bedelli faturanın davalı adına düzenlendiği,—— karşılaştırma formuna göre davacı ve davalı tarafından faturanın—— beyan edildiği, tarafların —- formlarının örtüştüğü, davalı tarafından davaya ve takibe konu edilen faturanın yasıl beyan süresinde Vergi Dairesine beyan edilmiş olduğundan fatura ve fatura içeriğinin davalıya teslim edilmiş olduğu, davalı tarafından fatura beledilinin ödendiğinin ispat edilemediği, davacı tarafından davalı tarafın takip tarihinden önce yazılı ihtar ile temerrüde düşürülmediği, tarafların tacir olmaları, işin mahiyetinin ticari iş olması nedeniyle talep edilecek faizin ticari avans faizi olduğu, davalı tarafından adına düzenlenen faturanın Vergi Dairesine beyan edilmesi nedeniyle alacağın belirli ve bilinebilir olduğu, itirazın haksız olduğu anlaşılmakla; davanın Kısmen Kabulü ile, İstanbul Anadolu————— Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin 18.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile devamına, fazlaya dair talebin reddine, alacağın davalı borçlu tarafından ——- karşılaştırma formuna göre vergi dairesine bildirildiğinden, alacağın davalı tarafından belirli ve bilinebilir olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarı 18.000,00 TL’nin %20 si olan 3.600,00 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
İstanbul Anadolu—-. İcra Dairesi’nin —- Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin 18.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile devamına,
2-Fazlaya dair talebin reddine,
3-Alacağın davalı borçlu tarafından— karşılaştırma formuna göre vergi dairesine bildirildiğinden, alacağın davalı tarafından belirli ve bilinebilir olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarı 18.000,00 TL’nin %20 si olan 3.600,00 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 238,19 TL harç ile icra dosyasında alınan 98,61 TL harcın, alınması gerekli olan 1.229,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye 892,78 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40 TL başvuru harcı, 89,20 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 733,60 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 669,56 TL’ye, peşin harç 238,19 TL eklenerek sonuç olarak 907,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan bakiye yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca 3.400,00 TL ————– davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.