Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/505 E. 2022/83 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/505 Esas
KARAR NO : 2022/83

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili —– tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——-düzenlediği faturalardan kaynaklı ve ———. sayılı icra takip dosyasına konu asıl alacağın—- tarihinde temlik aldığını, —— aralarındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlediği faturalara dayalı cari hesaptan kaynaklı 44.953.49 TL alacağı ile ilgili —— dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının icra takibine —-tarihinde itiraz ettiği ve icra takibinin durduğunu, iş bu dava açılmadan ——— —— tarihinde —— rücu olarak müvekkile —- edildiğini, davalının icra takibine ———- itiraz ederek bu tarihte temerrüde düştüğünü beyanla —– davacının temerrüde düştüğü 06.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafın üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı temlik eden arasında temlik sözleşmesi incelendiğinde, temlik edenin başlatmış olduğu —-takibe istinaden, takibe konu asıl alacağın —- temlik edildiğinin görüldüğü, müvekkil tarafça takibe — tarihinde itiraz edildiğini, temlik işleminin — yapıldığını, temlik edenin icra dosyasından kaynaklanan alacağı hak düşürücü süreye tabi olduğu ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, alacaklının tasarruf hakkının sona erdiğini, bu nedenle temliğin geçerli olmadığını, taraflar arsındaki —– temlik sözleşmesi incelendiğinde temlikin sebebinin belirtilmediğini, müvekkil şirketin —– borcunun bulunmadığı, bu nedenle ödeme emrine itiraz ile temerrüde düşme olgusunun bulunmadığını, beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafın üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasında davacının dava ——-dayalı olarak——– ile yapmış olduğu ilamsız takibe konu alacağın —– kısmını temlik alan davacının davalıdan temlik sözleşmesine istinaden alacaklı olup olmadığı hususunda ihtilaf olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, Temlik Sözleşmesine istinaden açılan alacak davasıdır.
DELİLLER :
Celp ve tetkik olunan —– tarihli —- sözleşmesinin incelenmesinde, temlik eden dava dışı —— şirketinin aralarındaki ticari ilişki sebebiyle davalı —— şirketinden olan faturadan kaynaklı —- asıl alacağı ——– esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, takip dosyasına konu asıl alacağın 19.953,49 TL sinin tüm ferileri ile birlikte borçlar kanununun 183. Maddesi ve devamı maddeleri gereğince — olarak temlik alan—- temlik edildiği, temlik bedeli olarak kararlaştırılan— temlik edene ödendiği görülmüştür.
Celp ve tetkik edilen — Esas sayılı dosyasında; dava dışı temlik eden takip alacaklısı——- asıl alacak ve 599,55 TL işlemiş faiz olmak üzere 45.553,04 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile davalı aleyhine ilamsız takip yapıldığı görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış olup , bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu 14/04/2021 tarihli raporunda özetle; dava dışı temlik eden —–defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve ticari defter ve kayıtlarına göre dava dışı —- yıl sonu kayıtlarında, davalı şirketten 8.844,80 TL alacaklı olduğu, dava dışı şirketin kayıtlarında davalı şirketten 8.844,80 TL alacaklı görülmesine rağmen —- tarihinde davacıya 19.953,49 TL tutarında alacak temlikinde bulunduğu belirlenmiştir. Davalı şirketin incelenen defter ve kayıtlarına göre, ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı şirketin 2016 yıl sonu kayıtlarında dava dışı temlik eden şirketten 0,41 TL alacaklı olduğu, tarafların cari hesaplarında 8.845,21 TL fark bulunduğu, söz konusu farkın nedeninin davalı şirketin dava dışı temlik eden—- tutarında düzenlediği ve dava dışı şirketin kayıtlarında yer ———- yılından devredilen devir bakiyesindeki taraflar arasındaki 0,27 TL farktan kaynaklandığı, davalı şirketin temlik eden dava dışı şirkete düzenlediği 8.845,48 TL tutarındaki faturanın dava dışı temlik eden şirketin kayıtlarında yer almadığı, söz konusu faturanın fiyat farkı olarak düzenlendiği ve faturaya kaynak teşkil eden işlemler incelendiğinde taraflar arasında yapılan ticari ilişki neticesinde davalı şirket tarafından ayıplı olduğu iddia edilen tamirat nedeniyle davalının dava dışı şirkete düzenlediği fatura olduğu ve davalının iş bu faturayı —- formunda bildirim konusu yaptığı yönünde rapor düzenlenmiş, rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde bilirkişi raporunda tespit edilen fiyat farkı açıklamalı— bedel ile faturayı delil olarak mahkememize bildirmediği gibi cevap dilekçesinde dava dışı — herhangi bir borcu olmadığını bildirmiş, ayrıca davacı tarafça sunulan hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin bir iddia ve savunmada bulunmamıştır.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde, bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, rapor ile tespit edilen 8.845,48 TL alacağın davalının temerrüte düştüğü 06/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesinde, bilirkişi raporu ile tespit edilen 8.845,48 TL bedelli faturanın fiyat farkı faturası olduğunu, bu faturadan dava dışı——- haberi olduğu gibi kötü niyetli olarak cari hesaplara işlenmediğini, faturanın hukuki dayanağının temlik eden şirketten alınan mallardaki ayıp — fiyat farkı olduğunu, dava dışı şirketten alınan mallardaki —- nedeniyle malzemenin gönderim tarihine yetişmediğini, müvekkili davalı tarafından siparişin yetiştirilmesi için —– kullanmak zorunda kaldığını, bunun yanı sıra fazladan iki— fazladan iki kez — ve malzemelerin tadilatının söz konusu olduğunu, — ile gönderilen ——- nedeniyle yetişmeyen malzemenin, —-gönderiminin—– fazladan iki kez ——, fazladan iki —– sevk edilen malzemenin —- tutarında zararı olduğunu ve yukarıda açıklanan masraflar sebebi ile —– tutarlı fiyat —- düzenlendiğini,—-fatura dava dışı şirkete bildirilmesine rağmen faturayı kabul etmeyerek cari hesaba da işlemediklerini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekiline ———– tarihli duruşmada iade faturasına dayanak belgeleri sunması hususunda süre verilmiş olup, davalı vekili 26/11/2021 tarihli beyan dilekçesinde, ilgili faturanın dava dışı şirketin mail adresine gönderildiğini beyan etmiş ve mail gönderildiğine ilişkin görüntüler dilekçe ekinde sunulmuş olup iade faturası içeriğine ilişkin dayanak belgeler ve ayıp nedeni ile yapılan ödemeler ve masraflara ilişkin belgeler ibraz edilmemiştir.
Mahkememizce 30/11/2021 tarihli duruşmada davacı ve davalı vekiline dava dışı — eden şirket tarafından davalıya verilen hizmetin ayıplı olup olmadığını tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılıp yapılamayacağı, ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin dava uhdesinde bulunup bulunmadığı hususunda beyanda bulunmaları için süre verilmiş olup, davalı vekili — tarihli beyan dilekçesinde iade faturaları üzerinden 5 yılı aşkın süre geçmiş sebebi ile faturaların tamamına erişilebilmesinin mümkün olmadığını beyan etmiş, ekinde iade faturası dava dışı — yazışmaları ve iade faturası içeriği —–ödendiğine ilişkin fatura sureti ve dava dışı — bedelli fatura örneğini sunmuştur.
Davacı vekili ise 10/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde dava dışı temlik eden şirket tarafından davalıya——–verildiğini, davalı — teslim alırken kontrol —-aldığını, ürünlerde iddia edildiği gibi bir ——- teslim almaz ya da dava dışı temlik eden şirkete iade ederdi, temlik eden şirketin davalıya yaptığı işlemin tarihinin — olup faturaya konu işin ayıplı olup olmadığının bu aşamada tespitinin mümkün olmadığı yönünde beyan bulunmuştur.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, — Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, icra takip dosyası iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava dışı —- olduğu temlik sözleşmesine istinaden davalı aleyhine——- esas sayılı dosyası ile yapılan takipte 19.953,49 TL asıl alacak tutarını temlik aldığı, temliknamenin usulüne uygun olarak yapıldığı ve geçerli olduğu, mahkememizce temliknameye istinaden davacının davalıdan bir alacağı olup olmadığının tespiti yönünden dava dışı temlik eden —-ve davalı şirketçe defter ve kayıtlar üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla alınan bilirkişi raporuna göre dava dışı temlik— alacaklı olarak görüldüğü, davalının ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemeye göre ise dava dışı —-tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu faturaların dava ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, kısmi ödemeler yapıldığı, ancak davalı şirket tarafından dava dışı temlik eden aleyhine 8.845,48 TL tutarlı iade faturası düzenlendiği iş bu faturanın dava dışı temlik eden şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmış olup davalı vekili cevap dilekçesinde iş bu iade faturasını delil olarak bildirmediği gibi dava dışı temlik eden şirket ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında sunulan hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin bir iddia ve savunmada da bulunmadığı, mahkememizce ayıplı olduğu iddia edilen iş ile ilgili her ne kadar bilirkişi incelemesi yapılmak istenmiş ise de alacağa konu hizmetin 2016 yılında sunulduğu ve — — işi olduğu ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamasının mümkün olmadığı, kaldı ki davalı tarafça da ayıplı olduğu iddia edilen hizmete ilişkin bir tespit yapılmadığı gibi davalının ayıp iddiasını da somut deliller ile ispatlayamadığı, ayıplı hizmet nedeni ile davalı tarafça düzenlenen 8.845,48 TL tutarlı fiyat farkı faturasının dava dışı temlik eden—–kabul edilmediği ve ticari defterlere de işlenmediği, bu haliyle davalının ayıp iddiasını ispatlayamadığı, tarafların—— göre dava dışı temlik eden şirketin davalıdan 8.845,48 TL alacaklı olduğu, davacı temlik alan her ne kadar alacağa 06/10/2016 tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiş ise de iş bu tarih davalının dava dışı temlik eden şirket tarafından davalı aleyhine — dosyasında takibe itiraz ettiği tarih olup huzurdaki dava itirazın iptali davası olmayıp, temlik sözleşmesine istinaden açılmış bir alacak davası olmakla davacı tarafından dava tarihinden önce davalının temerrütüne ilişkin bir ihtarname olmadığı, bu haliyle davalının temerrütünün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği ayrıca davalı her ne kadar hak düşürücü süre itirazında bulunmuş ise de, davalının genel hükümlerine göre açılmış bir alacak davası olduğu ve dava tarihi itibari ile davalının hak düşürücü süre ve zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair aşağıda şekildeki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile;—– esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 8.845,48 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 604,23 TL harçtan daha önceden ödenen peşin olarak ödenen toplam 340,76 TL harç düşüldükten sonra eksik yatırılan 263,47 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —- ücreti reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil —– nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 340,76 TL peşin harç, 7,80 vekalet harcı , olmak üzere toplam 402,96 TL harcın kabul red oranı dikkate alınarak 177,302 TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 788,00 TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 346,72 TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinden bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
9-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından——davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesap edilen 580,80 TL’sinin davalıdan alınarak, 739,20 TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.