Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/501 E. 2021/164 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/501 Esas
KARAR NO : 2021/164

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 03/11/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhinde —- müvekkili şirketten 18/09/2017 tarihinde aldığı telefonun ayıplı olmasından dolayı —– tarafından bilirkişi incelemesiyle birlikte —– —bu kararına karşı müvekkili şirket adına bu kararın iptali ve icranın durdurulması talep edilerek müvekkil şirketin ilgili —– davanın ihbar edildiğini, Sakarya —-. Asliye Hukuk Mahkemesinin—– Esas sayılı dosyası ile taraflarınca açılan kararın iptali davasında söz konusu — marifetiyle incelenerek ayıplı—- sayıldığı ve kararın iptali isteminin reddine karar verildiğini, müvekkili şirketin satıcı konumunda olduğu ve söz konusu —– temin ederek tüketiciye sattığını, bu durumda ——- firma olarak —- olduğunu, dolayısıyla ilgili ———— ayıplı olmasından——–olduğunu, tüketicinin uğradığı zarardan dolayı sorumlu tutulan müvekkili şirketin tüketicinin ayıplı maldan dolayı uğradığı zararı karşıladığını, Borçlar Kanununa göre müvekkili——- temin ettiği malın ayıplı çıkmasından dolayı ödemek zorunda kaldığı bedellerin Borçlar Kanununa göre — rücu edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/02/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 14/12/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/C ve 115/2′ inci maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu ve görevsizlik nedeniyle işbu davanın reddini talep ettiklerini, davacının ihbar ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve kanun yollarını tüketmeyerek kendi kusuru ile ödeme gerçekleştirdiğini, bedel iadesinden satıcının sorumlu olduğu mevzuatta açıkça düzenlenmiş olduğu ve tüketicinin bedel iadesi talebinden tedarikçi sıfatına haiz müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının ihbar ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı tarafın dava konusu cihazlar ile ilgili şikayetlerini yasal süresi içinde müvekkili şirkete bildirmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 25/02/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının davalıdan alarak dava dışı———- telefonun ayıplı çıkması nedeniyle tüketici hakem heyeti kararı gereği ödediği bedelin davalıdan talep edip edemeyeceği, bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının ne olduğu noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6098 sayılı TBK.nun 77/1-2 Maddelerinde ki; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur. ” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—— tarih ve——-incelendiğinde, tüketicinin talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Tüm dosya kapsamından; tüketici—– satın aldığı telefonun ayıplı çıkması nedeniyle— — başvurduğu, başvurunun kabulüne karar verilerek telefon bedelinin tüketiciye ödenmesine karar verildiği, karara karşı Sakarya—-. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne itiraz edildiği, itirazın reddine karar verildiği, ——– bedelinin ve icra giderlerinin tüketiciye ödendiği —- Kararına konu cep telefonunun——- ithal edilmiş olduğu, davacının davalıdan satın alıp nihai kullanıcı olan tüketiciye satılan cep telefonunun ayıplı çıkması nedeniyle kendinden sonraki satıcının tüketiciye ödemek zorunda kaldığı bedeli kendisine rücu etmesi üzerine davacının ödediği miktarı rücuen davalıdan talep edebileceği (Yargıtay —— sayılı ilam), davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa dava tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-3.920,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 267,81 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 66,96 TL’nin mahsubu ile bakiye 200,85 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan — vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 20,00 TL posta ve tebligat gideri ile davanın başında peşin harç olarak yatırılan 67,70 TL olmak üzere toplam 142,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya ödenen — tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.