Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/476 E. 2022/365 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/476 Esas
KARAR NO: 2022/365
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/10/2020
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalının, davacı —üyesi olduğunu, —–gereğince,—- —- kararlarınca belirlenen dönmeler için aidat, bütçe ödentisi ve diğer ödemeleri ödemekle yükümlü olduklarını, davalının, davacı —–takipte belirtilen dönemlere ilişkin aidat, bütçe ödentisi yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bunun üzerine — sayılı dosyasından —– başlandığını, ancak borçlu tarafından borca itiraz edildiği ve hakkındaki takibin durdurulduğunu, davalı tarafından faiz oranına itiraz edildiğini, davalının itirazlarını kabul etmediklerini, davacı —- tüm genel kurullarında aidat ve diğer ödemelerin süresi içinde ödenmemesi halinde aylık % 10 gecikme faizi uygulanacağı noktasında genel kurul kararı alındığını beyan ederek; davalı/borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, davalı/ borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye hükmedilmesine, davalının, takip konusu alacak üzerinden % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, davalı aleyhine, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu alacak, davalının, davacı—- üye olduğu dönemler içinde tahakkuk eden aidat borçlarının ve —-ödentisi alacağına ilişkin olduğunun iddia edildiğini, kooperatif ile üye arasındaki parasal yükümlülükler açısından, —– zamanaşımı söz konusu olduğunu, iş bu kanun maddesi uyarınca “Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar için 5 – Yıllık Zamanaşımı uygulanır.” Ayrıca TBK …131 uyarınca, söz konusu asıl borç zamanaşımına uğrayacağından, fer’ilerinin de zamanaşımına uğradığının kabulünün gerekeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacı kooperatif tarafından talep edilen asıl alacağa ek olarak, fahiş bir gecikme faizi uygulanarak gecikme tazminatı da talep edildiğini beyan ederek; itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip komusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık: Taraflar arasında davacı — üyesi olan davalının takibe konu döneme ait aidat borçlarından dolayı takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı hususunda ihtilaf olduğu anlaşıldı.
Dava; kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat borçlarının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- davacı tarafından davalı aleyhine işlemiş faiz ile birlikte toplam —- alacağın tahsili için — tarihinde ilamsız icra takibi başlatılmış, borç sebebinin aidat alacağı olduğu ,ödeme emrinin davalıya— tarihinde tebliği sonucu davalının —- tarihinde işlemiş faize, faiz oranına itirazda bulunması üzerine takibin durduğu, dava İİK 67. maddesi uyarınca — yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davacı vekili tarafından — yıllarına ilişkin tüm —– ve takip konusu alacağa ilişkin —-listelerinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
——–dosyası celp edilmiştir.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak bir mali müşavir ve bir kooperatif uzmanı bilirkişiden rapor alınmış olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu, — tarihli raporunda özetle; mahkeme ara kararı ile davacı kooperatifin — yıllarına ilişkin — incelenmesine karar verilmiş ise de davacı — — yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelemeye ibraz edildiğini, incelemeye sunulan defterlerin incelenmesinde defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu ve birbirini teyit ettiğini ve incelemeye göre davacı — —- yılı defterlerinin incelenmesinde davacı—- tarafından yapılan —- olmak üzere toplam — davalı — hesabına borç kayıt edildiği, bu süreçte davalı — tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı — icra takip tarihi itibari ile davacı — aidat alacağı olduğu, davacı — incelenen —- yıllarına ait ticari defterlerde —— gereği herhangi bir tahakkuk işlemi ve davalı —— aidatlardan borçlu olduğunu gösteren herhangi bir borç kaydına rastlanmadığı yani davalı kooperatif üyesi adına tahakkuk etmiş bir borç bulunmadığı, ——–celp edilen — göre davalının —- kayıtlı olup asil veya vekil olarak imzası bulunduğunu, ——– ise davalının adının kayıtlı olup imzası bulunmadığı,—-aylık ödemelerin—— ayında başlamak üzere yapılacak bir daha ki genel kurula kadar aylık ödemelerin — olması önerildi… Oy çokluğu ile kabul edildi” şeklinde olduğu ve davacı kooperatifin bu genel kurul kararına dayalı olarak davalıdan —- istinaden ortaklara aylık % 10 gecikmek faizinin uygulanmasının kararlaştırıldığı, davacı kooperatifin bu —- istinaden davalıdan — alacaklı olduğunu, —– tarihli genel kurul toplantısında — tarihine kadar geçmişte oluşan aidat borçlarının ödenmemesi halinde — gecikme zammı alınmasının kararlaştırıldığı, davacı — davalıdan bu— istinaden — alacaklı olduğu,— tarihli genel kurul kararına istinaden davacının davalıdan —- kararına istinaden davacıdan davalıdan — tarihli — istinaden davacının davalıdan — alacaklı olduğu, —tarihli — gecikmiş aidatların — tarihine kadar ödenmesinin bu tarihten sonra ise —zammı alınmasının kararlaştırıldığı ve bu —– istinaden davacının davalıdan — alacaklı olduğu, — tarihli — davalının — borçlu olduğu ve — tarihli — istinaden ise davacı— alacaklı olduğu — istinaden davacı — aidat alacağı bulunduğu, yapılan bu açıklamalar ve incelemeler sonucu — döneminde yapılan — kararlarına dayalı olarak davalının davacı —– toplam—- borçlu olduğu anlaşılmakla beraber bu borcun —- bölümünün tahakkuk ettirilerek ticari defter kayıtlarına intikal ettirilmiş olduğunu, davacının icra takip dosyasında — işlemiş faiz ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık — yürütülmesini talep ettiği, — tarihine kadar olan borçlara faiz uygulanmaması ve—- tarihli—–faiz alınmamasına karar verildiği dikkate alınarak —- dönemine ait her bir aidat ödenmesinin son ödeme tarihinden itibaren takip tarihi olan —- oranı üzerinden işlemiş faiz hesaplaması yapılması gerektiği, yapılan hesaplama sonucu —– olan aidat alacağına toplam —- faiz talep edilebileceği yönünde rapor tanzim edilmiş rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Tarafların rapora itirazları üzerine bilirkişiden davalıdan zamanaşımı itirazları nazara alınarak takip tarihinden geriye doğru — yönünden değerlendirme yapılması ve davalının son —- olup olmadığının tespiti yönünden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş olduğu — tarihli ek raporunda özetle; zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmede davacı —- kararlarına dayalı olarak tahakkuk ettirilen toplam aidat miktarının — işlemiş faiz tutarının ise — olduğu hesap edilmiş olup ek rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
TBK 147 : aşağıdaki alacaklar için — yıllık zaman aşımı uygulanır.
TBK 147/4: bir ortaklıkta ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileriyle ortaklık arasındaki ; bir ortaklığın müdürleri , temsilcileri , denetçileri ile ortaklık veya ortaklık arasındaki alacaklar.
—-kendi ortaklarının ekonomik yararlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet sureti ile koruyacakları —-belirlenmiştir. —- konulan madde ile kooperatifin amacının, ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılanması olacağı hususu belirtilmiştir. Bu amaçlarının gerçekleşmesi doğrultusunda kooperatif ana sözleşmesinin ——-maddesi gereğince konutun ve işyerinin maliyet bedelini genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük, kooperatife karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Uygulamada, kooperatif ve ortak arasındaki anlaşmazlıkların çoğunun ödemelere ilişkin olduğu görülmektedir. Ortaklardan tahsil edilecek miktar, zaman ve ödeme koşullarının belirlenmesi genel kurulun devir ve temlik edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. —- —- düzenlenmiştir. Genel kurul kararı iptal edilmedikçe taraflar yönünden bağlayıcı olacaktır. Bu açıklamalardan sonra somut dava değerlendirildiğinde, davacının takibe konu ettiği alacak miktarı genel kurul tarafından belirlenmiş,—- iptaline dair herhangi bir dava açılmamıştır, bu durumda bilirkişinin kooperatif defter ve kayıtları ve özellikle genel kurul kararını inceleyerek hazırlamış olduğu bilirkişi raporunun, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğunun kabulü gerekecektir. Mahkemece, rapor sonucuna göre verilen hüküm yerindedir, bu nedenle davalı tarafın kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna dair iddiası yerinde görülmemiştir. Diğer yandan; takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan ——ortaklıkta ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya ortaklık arasındaki bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklarda —- yıllık zamanaşımının uygulanması gereken alacaklar arasında sayılmıştır. Aynı yasanın —-alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı, 2.fıkrasında, alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hallerde bu bildirimin yapılacağı günden itibaren işlemeye başlayacağı—maddesinde ise, zamanaşımının durması, — zamanaşımının hangi durumlarda kesileceğine yer verilmiştir. — alacaklının dava veya defi yoluyla hakeme başvurması halinde icra takibinde bulunmuşsa zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Yasal düzenlemeler kapsamında davalı borçluya —–tarafından gönderilen ihtarname tarihi, borçlu hakkında —- olarak başlatılan icra takibi, takip konusu alacağa ait genel kurul karar tarihleri dikkate alındığında, zamanaşımı süresinin dolmadığı ve mahkemenin buna ait gerekçesinin yerinde olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle —- ifade edilen ilgili hükümleri ve davalı tarafa gönderilen ihtarname de dikkate alındığında, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—
6100 Sayılı HMK’nun 114. maddesinde dava şartları, aynı kanunun 116.maddesinde ise ilk itirazlar düzenlenmiştir. Zamanaşımı, 6100 Sayılı HMK’da dava şartı olarak düzenlenmediğinden HMK’nın 115.md.göre mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hususlardan olmadığı gibi HMK 116.md. ve 319. Maddesine göre de cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gereken ilk itirazlardan da değildir.
Bu durumda kural olarak ( davacının süresinde yapılmamasına rağmen açık muvafakatının bulunduğu haller ile davacının mazeretsiz olarak ön inceleme duruşmasına katılmadığı ön inceleme duruşmasında savunmasını genişletebildiği durumlar hariç olmak üzere ) zamanaşımı savunması yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda en geç HMK 141.md. göre ikinci cevap dilekçesinin verildiği aşamada, Basit yargılama usulünün uygulandığı davalarda ise, HMK 319.md. göre, cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesine kadar yapılması gerekir.
Ancak borçlunun itirazının hükümden düşürülerek takibin devamını sağlamayı amaçlayan itirazın iptali davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesinde düzenlenmiş olup bu davanın hukuki niteliği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Bir görüşe göre; itirazın iptali talebi zorunlu olarak alacağın tahsili talebini de kapsadığından bu dava normal bir eda (tahsil) davasıdır ——-Diğer bir görüşe göre ise itirazın iptali davası mahiyeti itibariyle bir eda davası olmadığı gibi dava sonunda itirazın iptaline dair verilecek ilam da tahsil ilamı değildir. Zira, itirazın iptali davası ile alacaklı mahkemeden borçlunun bir edaya mahkum edilmesini istememekte ve mahkeme de itirazın iptaline karar vermekle borçluyu bir edaya mahkum etmemektedir. İtirazın iptali davası bu nedenlerden dolayı bir tespit davası niteliğindedir —–
Bir üçüncü görüşe göre de, İİK’nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası ne bir tespit davası ne de eda davasıdır. Zira itirazın iptali davasıyla alacaklı ödeme emri ile takip konusu yaptığı alacağın varlığının tespitini talep etmekte ise de davacı sonuç olarak alacağın tahsilini amaçlamaktadır. Bu nedenle itirazın iptali davasının takip hukukuna özgü bir tahsil davası olduğunun kabulü gerekir. İtirazın iptali davası sonucunda tesis edilecek hükmün kapsamı, infazı ve sonuçları da bu görüşü desteklemektedir. Borçlunun takibe sadece zamanaşımı yönünden itiraz etmesi halinde alacaklı açacağı itirazın iptali davasında alacağın zamanaşımına uğramadığını kanıtlayacaktır. Bu durumda borçlunun açılan davada ayrıca zamanaşımı def’inde bulunması gerekmeyecektir. Tahsil davasında ise mahkemenin yapacağı incelemenin kapsamı itirazla sınırlı olmadığından süresi içinde cevap dilekçesi ile ileri sürülmeyen zamanaşımı def’inin sonradan ileri sürülmesi halinde savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşı çıkılabilecektir. Diğer taraftan borçlunun itirazının iptaline karar verilmesi halinde bu ilam icra memuruna ibraz edilerek derdest olan ilamsız icra takibine devam olunabilecektir. Oysa tahsile dair ilamla ancak ilamların icrası yoluna başvurulabilecek, ilamsız takibe devam olunamayacaktır ——–
Borçlunun takibe itirazında zamanaşımı def’inde bulunmuş olması halinde açılan itirazın iptali davasında aynı zamanaşımı def’ini bu davada ileri sürmesinin gerekip gerekmeyeceği hususu açıklığa kavuşturulmalıdır.
Ödeme emrine itiraz ederken zamanaşımı def’ini ileri sürmüş ve icra takibini durudurmuş olan borçlunun bu itirazın—— iptali davasında bu defiyi tekrar ileri sürmesi gerekmez. Zira sadece zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu itirazının iptali için açılan davada, davacı, zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığından mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak bu davada karara bağlanacaktır. Bu nedenle mahkemece davanın sonucuna etkili olması nedeniyle üzerinde kendiliğinden durulması gereken bir konuda davalıya zamanaşımı def’ini mahkemede de tekrar ileri sürmesi zorunluluğu yüklenmemelidir ——-
Genel haciz yolu ile yapılan icra takibine karşı zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu borca itirazının iptali için açılan davada davacı taraf, davalı/borçlunun icra takibindeki zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali istemli dava açtığından mahkemece borçlunun bu zamanaşımı itirazının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerektiğinden davalı borçlunun yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda HMK 141. maddesi, Basit Yargılama Usulünün uygulandığı davalarda ise HMK 319.maddesine uygun olarak süresinde zamanaşımı itirazında bulunma zorunluluğu yoktur.——
Somut olayda ise, davacı vekili icra takibinde ve dava dilekçesinde ” takip konusu alacağın—-ödenmeyen — aylık kira bedeli ve gecikme bedeli toplamı —– olduğunu beyan etmiş, olup davalı taraf ise İcra takibinde süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğundan takip durmuş olup, bu duran takibin devamı için açılan itirazın iptali talepli davada ise 6100 sayılı HMK’nın 319.maddesindeki süreden sonra zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Ancak, davalı borçlunun icra takibindeki itirazı zamanaşımına ilişkin olup, süresinde yapılmış bir itirazdır.
Buna göre, mahkemece davalının hakkındaki genel haciz yolu ile icra takibine yaptığı itirazın zamaşımına ilişkin olduğuda dikkate alınarak davacı tarafından açılan bu itirazın iptali istemli davada değerlendirilerek zamanaşımı konusunda özellikle bir karar verilmesi gerekirken bu konuda her hangi bir inceleme yapmaksızın işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.——
Yargı yetkisini, —- göre, —- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, —– bilirkişi raporu, icra dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı —- tarafından davalı hakkında kooperatif üyeliğinden kaynaklı —— yılları arası aidat alacağının tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde borca, işlemiş faize itiraz etmiştir, davalının cevap dilekçesi ile zaman aşımı itirazında bulunduğu, Tarafların tüm delilleri celp olunmuş ve bir mali müşavir ve bir kooperatif uzmanı bilirkişiden rapor alınmış olup bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu ek ve kök raporunda gerek — yılları arası davacı — — cetvellerinin incelenmesinde davalının —- olduğu ve ——davalının ortak olarak isminin bulunduğu, bazı genel kurul kararlarında imzasının da bulunduğu, davacı kooperatif tarafından tahakkuk ettirilen genel kurul kararları ile tahakkuk ettirilen aidat borcunun — olduğu ve davacı kooperatifin bu aidat alacağının —- kısmını tahakkuk ettirerek yevmiye defterlerine kayıt ettiği rapor edilmiştir. —– incelenmesinde bazı genel kurul kararlarında aylık — kararlarında ise aylık— aidat alacaklarına gecikme zammı tahakkuk ettirileceği kararlaştırılmış ise de davacının talep ettiği faiz oranının TBK 120. Maddesi uyarınca yasal faiz oranı —-kararı ile en fazla % 100 ü olan yıllık —-oranında temerrüt faizi kararlaştırılabileceği,—- bilirkişi raporunun da yıllık —- üzerinden yapmış olduğu hesaplamaya göre davacının aidat alacağı toplamının — olduğu ve yıllık —- oranı üzerinden yapılan faiz hesabına göre işlemiş faiz tutarının — olduğu, ancak davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunduğu, TBK 147. Maddesi uyarınca işbu davada –yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği, davalı—–kurulunca son — yılda düzenlenen —— kararları ile —dönemde kararlaştırılan aidat tutarları toplamının —- olduğu olduğu, aidat alacağının genel kurul kararlarının alındığı tarihte muaccel olduğu, işbu tutara yıllık —- üzerinden hesaplanan işlemiş faiz tutarının — olduğu, davacı — yıla ilişkin aidat alacağı ve işlemiş faiz tutarının toplam —- olduğu, davacı—- arası aidat alacağı talebinde bulunulmuş ise de TBK 147/4 maddesi uyarınca son —– öncesine ilişkin aidat alacaklarının zaman aşımına uğradığı ve davalıdan talep edilemeyeceği, son — yıla ilişkin aidat borçlarından ise davalının—- olması nedeniyle davalının sorumlu olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın son — yıla ilişkin aidat alacağı ve işlemiş faiz yönünden kabulüne, —- yıl öncesine ait aidat alacağı ve işlemiş faiz talebinin zamanaşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalının —dosyasına vaki itirazın 4.350,00 TL asıl alacak ve 242,52 TL işlemiş faiz yönünden iptaline,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 18 oranında faiz uygulanmasına,
3-Hükmolunan alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 313,71 -TL harçtan daha önceden ödenen 413,33 TL harç düşüldükten fazla ödenen 99,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 4.592,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı arabuluculuk görülmelerine katılmadığından reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 413,33 TL peşin harç, 7,80 vekalet harcı olmak üzere toplam 475,53 TL harcın tamamının davalı arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 2.058,00 TL yargılama giderinin tamamının davalı arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinden bırakılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
10-Davalının arabuluculuk görüşmelerine usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen katılmadığı anlaşılmakla, 6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022