Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/474 E. 2021/756 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/474 Esas
KARAR NO: 2021/756
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının —– üyesi olduğunu, —– üyelerinin —— sözleşmesi ve genel kurul kararları gereğince —— devamı için genel kurul kararlarınca belirlenen dönemler için aidat, bütçe ödentisi ve diğer ödemeleri ödemekle yükümlü olduğunu, davalı aleyhinde —–dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borca itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, davalının takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemesine, davalının takip konusu alacak üzerinden % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkile genel
kurula katılması yönünde hiçbir belge gönderilmediğini, müvekkilin hem harici olarak yazı ile hem de noter aracılığı ile üyeliğinin düşürülmesi için yazı gönderdiğini, üyeliğin düşürülmesi için yazı gönderildikten sonraki borcu kabul etmediklerini ileri sürerek müvekkilin üyeliğini devretmiş olduğundan ve bunu davacıya bildirmiş olduğundan dolayı devir tarihinden sonraki alacaklardan sorumlu olmaması, önceki alacakların zamanaşımına uğramış olması, fahiş işlemiş faiz ve yine fahiş oranda faiz talep edilmiş olması nedenlerinden dolayı davanın reddi ile icra dosyasına yapmış oldukları itirazın yerinde olmasından dolayı takibin iptaline, davacının kötü niyetli davrandığından talep edilen tüm alacak üzerinden ——- az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının —— üyesi olduğunu, —- üyelerinin —- sözleşmesi ve genel kurul kararları gereğince —– devamı için genel kurul kararlarınca belirlenen dönemler için aidat, bütçe ödentisi ve diğer ödemeleri ödemekle yükümlü olduğunu, davalı aleyhinde —– ile icra takibi başlatıldığını, borca itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, davalının takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemesine, davalının takip konusu alacak üzerinden———- az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkile genel
kurula katılması yönünde hiçbir belge gönderilmediğini, müvekkilin hem harici olarak yazı ile hem de noter aracılığı ile üyeliğinin düşürülmesi için yazı gönderdiğini, üyeliğin düşürülmesi için yazı gönderildikten sonraki borcu kabul etmediklerini ileri sürerek müvekkilin üyeliğini devretmiş olduğundan ve bunu davacıya bildirmiş olduğundan dolayı devir tarihinden sonraki alacaklardan sorumlu olmaması, önceki alacakların zamanaşımına uğramış olması, fahiş işlemiş faiz ve yine fahiş oranda faiz talep edilmiş olması nedenlerinden dolayı davanın reddi ile icra dosyasına yapmış oldukları itirazın yerinde olmasından dolayı takibin iptaline, davacının kötü niyetli davrandığından talep edilen tüm alacak üzerinden —- az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalının mernis adresine —-tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin ise—– tarihinde sunulduğu ve bu hali ile süresinde olmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; —— üyeliğinden kaynaklanan aidat borçlarının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- davacı tarafından davalı aleyhine işlemiş faiz ile birlikte toplam — ——– alacağın tahsili için —tarihinde ilamsız icra takibi başlatılmış, borç sebebinin aidat alacağı olduğu ,ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliği sonucu davalının —- tarihinde işlemiş faize, faiz oranına ve bazı alacak kalemleri zaman aşımına uğramış olduğu için zaman aşımı itirazında bulunması üzerine takibin durduğu, dava İİK 67. maddesi uyarınca —– yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davacı vekili tarafından—- yıllarına ilişkin tüm —- konusu alacağa ilişkin —— hazirun cetveli listelerinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
—- —- celp edilmiştir.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak bir mali müşavir ve bir —— uzmanı bilirkişiden rapor alınmış olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu, — tarihli raporunda özetle; —- incelenmesinde — —- olduğu, imzasının bulunmadığı, —,—- kararlarında imzasının bulunmadığı,— cetvelinde imzasının bulunduğu, —- cetvelinde imzasının bulunmadığının tespit edildiği, davalı kooperatifin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacı — tarafından yapılan genel kurul kararları gereği —- üzere davalı—- kaydı yapılmış olduğu, davalı üyeden herhangi bir aidat tahsilatı yapılmadığı, bu işlemler neticesinde davacı —— icra takip tarihi itibariyle davalı üyeden — — alacağı bulunduğu, davacı — — ait ticari defterlerinde genel kurul kararları gereği herhangi bir tahakkuk işlemi ve davalı kooperatif üyesinin aidatlardan borçlu olduğunu gösteren herhangi bir muhasebe kaydına rastlanılmadığı, işlemiş faiz yönünden yapılan değerlendirmede davacı —— genel kurul kararları gereği —- aidat tahakkuku yaptırdığı ve bunların toplamının —-döneminde yapılan genel kurul toplantıları kararlarına dayalı olarak davalı borçlunun davacı —— toplam —- borçlu olduğu, bu borcun ödenmediği, ancak bu borcun —bölümünün tahakkuk ettirilerek yevmiye defter kayıtlarına intikal ettiği, genel kurul toplantılarında gecikme faizi ile ilgili —— faizi uygulanması,—- gecikme bedeli uygulanmasına, — kadar olan borçlara faiz uygulanmamasına oy birliği ile karar verildiği, davacının icra takibinde ise aidat alacaklarının tamamına aylık —- gecikme faizi tahakkuk ettirdiği, — aidat toplamına icra takibi ile tahakkuk ettirilerek yıllık — gecikme faizi toplamının — olduğu, bu faiz oranının genel kurul kararları ile uyumlu olmadığı, yıllık yasal faiz oranı — olmakla genel kurulun en fazla bu oranın— oranında temerrüt faizi kararlaştırabileceği, davacı —- — edebileceği yıllık faiz oranının yıllık — olduğu, sonuç olarak genel kurulun aylık— şeklinde belirlediği faiz oranının aylık — belirlenmesi gerektiği, davalı her ne kadar faiz başlangıç tarihinin ihtarnamenin tebliğ tarihi olduğunu belirtmiş ise de genel kurul kararlarının aidat tahsil tarihlerinin belirtildiği, — dayalı olarak tahakkuk ettirilen toplam aidat miktarının —olduğu ve bu aidat borcunun ödenmediği, aylık — üzerinden hesaplanan faiz miktarının — olduğu ve davalının toplam borcunun —- olduğu, ancak davacı tarafından sadece —-bölümün tahakkuk ettirilerek yevmiye defter kayıtlarına intikal ettirildiği yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
İşbu bilirkişi davacı ———- yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarını incelemiş ve raporunu buna göre düzenlemiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazında —olduğunu ve bilirkişi tarafından incelenmeyen —– esas sayılı dosyasında olduğunu, bu durumun bilirkişilere iletilmesine rağmen bilirkişiler tarafından incelenmediğini ve bu defterlerin incelenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporunda itirazın üyeliğin iptalinden sonra tahakkuk ettirilmiş olan aidatların iptali talebinde bulunmuştur.
Mahkememizce davacı —– —–yılları arası ticari defterlerinin incelenmesi yönünden ve hem davacının takip talebinde belirttiği şekilde hem de davalının zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi amacıyla takip tarihinden geriye doğru — yıllık süre yönünden değerlendirme yapılması ve terditli rapor düzenlenmesi istenilmiş olup, ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu — tarihli ek raporunda özetle; davacı —– —- dahil tüm genel kurul toplantıları için düzenlenen hazirun cetvellerinde davalının ortak sıfatıyla adının yazılı olduğunu, eğer istifa eden ortağın kooperatifteki akçalı yükümlülüklerinden kaçınma amacıyla böyle bir istifa yolunu seçmiş ise istifasının geçerli sayılmayacağı ya da —— kanalıyla edinmiş olduğu taşınmazın istifası ile geri alınacağı, davalının —– cetvellerinde davalı borçlunun ortak sıfatı ile adının yazılı olduğu, amacına ulaşarak dağılma sürecine girmiş olan yapı kooperatiflerinde çıkan veya çıkarılan ortağın konutu çıkarılma sebebiyle geri alınmaz, ancak bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katlanacağı, davacı — döneminde kararlaştırılan aidat tutarı toplamının——olduğu ve işlemiş faiz tutarının ——- olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
TBK 147 : aşağıdaki alacaklar için—– zaman aşımı uygulanır.
TBK 147/4: bir ortaklıkta ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileriyle ortaklık arasındaki ; bir ortaklığın müdürleri , temsilcileri , denetçileri ile ortaklık veya ortaklık arasındaki alacaklar.
Kooperatiflerin, kendi ortaklarının ekonomik yararlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet sureti ile koruyacakları ——– konulan madde ile —– amacının, ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılanması olacağı hususu belirtilmiştir. Bu amaçlarının gerçekleşmesi doğrultusunda kooperatif ana sözleşmesinin —- konutun ve işyerinin maliyet bedelini genel kurul kararları doğrultusunda ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Parasal yükümlülük, ——— karşı her türlü akçeli yükümlülüğü ifade etmektedir. Uygulamada, —— ve ortak arasındaki anlaşmazlıkların çoğunun ödemelere ilişkin olduğu görülmektedir. Ortaklardan tahsil edilecek miktar, zaman ve ödeme koşullarının belirlenmesi genel kurulun devir ve temlik edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. —— edilmedikçe taraflar yönünden bağlayıcı olacaktır. Bu açıklamalardan sonra somut dava değerlendirildiğinde, davacının takibe konu ettiği alacak miktarı genel kurul tarafından belirlenmiş, genel kurul kararınının iptaline dair herhangi bir dava açılmamıştır, bu durumda bilirkişinin —— defter ve kayıtları ve özellikle genel kurul kararını inceleyerek hazırlamış olduğu bilirkişi raporunun, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğunun kabulü gerekecektir. Mahkemece, rapor sonucuna göre verilen hüküm yerindedir, bu nedenle davalı tarafın kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna dair iddiası yerinde görülmemiştir. Diğer yandan; takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan —– sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya ortaklık arasındaki bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklarda —- zamanaşımının uygulanması gereken alacaklar arasında sayılmıştır. Aynı yasanın— zamanaşımının alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı,— alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hallerde bu bildirimin yapılacağı günden itibaren işlemeye başlayacağı, —, zamanaşımının durması, —, zamanaşımının hangi durumlarda kesileceğine yer verilmiştir. —-alacaklının dava veya defi yoluyla hakeme başvurması halinde icra takibinde bulunmuşsa zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Yasal düzenlemeler kapsamında davalı borçluya —— tarafından gönderilen ihtarname tarihi, borçlu hakkında —– başlatılan icra takibi, takip konusu alacağa ait genel kurul karar tarihleri dikkate alındığında, zamanaşımı süresinin dolmadığı ve mahkemenin buna ait gerekçesinin yerinde olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle —- ifade edilen ilgili hükümleri ve davalı tarafa gönderilen ihtarname de dikkate alındığında, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—-
6100 Sayılı HMK’nun 114. maddesinde dava şartları, aynı kanunun 116.maddesinde ise ilk itirazlar düzenlenmiştir. Zamanaşımı, 6100 Sayılı HMK’da dava şartı olarak düzenlenmediğinden HMK’nın 115.md.göre mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hususlardan olmadığı gibi HMK 116.md. ve 319. Maddesine göre de cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gereken ilk itirazlardan da değildir.
Bu durumda kural olarak —— zamanaşımı savunması yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda en geç HMK 141.md. göre ikinci cevap dilekçesinin verildiği aşamada, Basit yargılama usulünün uygulandığı davalarda ise, HMK 319.md. göre, cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesine kadar yapılması gerekir.
Ancak borçlunun itirazının hükümden düşürülerek takibin devamını sağlamayı amaçlayan itirazın iptali davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesinde düzenlenmiş olup bu davanın hukuki niteliği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Bir görüşe göre; itirazın iptali talebi zorunlu olarak alacağın tahsili talebini de kapsadığından bu dava normal bir eda (tahsil) davasıdır——
Diğer bir görüşe göre ise itirazın iptali davası mahiyeti itibariyle bir eda davası olmadığı gibi dava sonunda itirazın iptaline dair verilecek ilam da tahsil ilamı değildir. Zira, itirazın iptali davası ile alacaklı mahkemeden borçlunun bir edaya mahkum edilmesini istememekte ve mahkeme de itirazın iptaline karar vermekle borçluyu bir edaya mahkum etmemektedir. İtirazın iptali davası bu nedenlerden dolayı bir tespit davası niteliğindedir ——
Bir üçüncü görüşe göre de, İİK’nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası ne bir tespit davası ne de eda davasıdır. Zira itirazın iptali davasıyla alacaklı ödeme emri ile takip konusu yaptığı alacağın varlığının tespitini talep etmekte ise de davacı sonuç olarak alacağın tahsilini amaçlamaktadır. Bu nedenle itirazın iptali davasının takip hukukuna özgü bir tahsil davası olduğunun kabulü gerekir. İtirazın iptali davası sonucunda tesis edilecek hükmün kapsamı, infazı ve sonuçları da bu görüşü desteklemektedir. Borçlunun takibe sadece zamanaşımı yönünden itiraz etmesi halinde alacaklı açacağı itirazın iptali davasında alacağın zamanaşımına uğramadığını kanıtlayacaktır. Bu durumda borçlunun açılan davada ayrıca zamanaşımı def’inde bulunması gerekmeyecektir. Tahsil davasında ise mahkemenin yapacağı incelemenin kapsamı itirazla sınırlı olmadığından süresi içinde cevap dilekçesi ile ileri sürülmeyen zamanaşımı def’inin sonradan ileri sürülmesi halinde savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşı çıkılabilecektir. Diğer taraftan borçlunun itirazının iptaline karar verilmesi halinde bu ilam icra memuruna ibraz edilerek derdest olan ilamsız icra takibine devam olunabilecektir. Oysa tahsile dair ilamla ancak ilamların icrası yoluna başvurulabilecek, ilamsız takibe devam olunamayacaktır ——
Borçlunun takibe itirazında zamanaşımı def’inde bulunmuş olması halinde açılan itirazın iptali davasında aynı zamanaşımı def’ini bu davada ileri sürmesinin gerekip gerekmeyeceği hususu açıklığa kavuşturulmalıdır.
Ödeme emrine itiraz ederken zamanaşımı def’ini ileri sürmüş ve icra takibini durudurmuş olan borçlunun bu itirazın (Zamanaşımı itirazının ) iptali davasında bu defiyi tekrar ileri sürmesi gerekmez. Zira sadece zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu itirazının iptali için açılan davada, davacı, zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığından mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak bu davada karara bağlanacaktır. Bu nedenle mahkemece davanın sonucuna etkili olması nedeniyle üzerinde kendiliğinden durulması gereken bir konuda davalıya zamanaşımı def’ini mahkemede de tekrar ileri sürmesi zorunluluğu yüklenmemelidir —-
Genel haciz yolu ile yapılan icra takibine karşı zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu borca itirazının iptali için açılan davada davacı taraf, davalı/borçlunun icra takibindeki zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali istemli dava açtığından mahkemece borçlunun bu zamanaşımı itirazının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerektiğinden davalı borçlunun yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda HMK 141. maddesi, Basit Yargılama Usulünün uygulandığı davalarda ise HMK 319.maddesine uygun olarak süresinde zamanaşımı itirazında bulunma zorunluluğu yoktur. —-
Somut olayda ise, davacı vekili icra takibinde ve dava dilekçesinde ” takip konusu alacağın — tarihleri dahil ödenmeyen —-” olduğunu beyan etmiş, olup davalı taraf ise İcra takibinde süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğundan takip durmuş olup, bu duran takibin devamı için açılan itirazın iptali talepli davada ise 6100 sayılı HMK’nın 319.maddesindeki süreden sonra zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. Ancak, davalı borçlunun icra takibindeki itirazı zamanaşımına ilişkin olup, süresinde yapılmış bir itirazdır.
Buna göre, mahkemece davalının hakkındaki genel haciz yolu ile icra takibine yaptığı itirazın zamaşımına ilişkin olduğuda dikkate alınarak davacı tarafından açılan bu itirazın iptali istemli davada değerlendirilerek zamanaşımı konusunda özellikle bir karar verilmesi gerekirken bu konuda her hangi bir inceleme yapmaksızın işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.—-
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, —–, bilirkişi raporu, icra dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı —– tarafından davalı hakkında —— üyeliğinden kaynaklı —– yılları arası aidat alacağının tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde borca, işlemiş faize ve bir kısım alacaklar yönünden zaman aşımı def’inde bulunduğu anlaşılmış olup, davalı vekilinin cevap dilekçesinin süresinde olmadığı ve cevap dilekçesi ile zaman aşımı itirazında bulunduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesi süresinde olmamasına rağmen yukarıda belirtilen —— uyarınca davalı borçlunun süresi içerisinde icra takibine yapmış olduğu itiraz dilekçesinde zaman aşımı def’inde bulunduğu anlaşılmakla davalının zaman aşımı def’inin süresinde olduğu kanaatine varılarak zaman aşımı yönünden de değerlendirme yapılmıştır. Tarafların tüm delilleri celp olunmuş ve bir mali müşavir ve bir —— uzmanı bilirkişiden rapor alınmış olup bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu ek ve kök raporunda gerek —– yılları arası davacı —— hazirun cetvellerinin incelenmesinde davalının —— üyesi olduğu ve olağan genel kurul kararlarında davalının ortak olarak isminin bulunduğu, bazı genel kurul kararlarında imzasının da bulunduğu, davacı —— tarafından tahakkuk ettirilen genel kurul kararları ile tahakkuk ettirilen aidat borcunun —- olduğu ve davacı —— bu aidat alacağının — tahakkuk ettirerek yevmiye defterlerine kayıt ettiği rapor edilmiştir. —oranında aidat alacaklarına gecikme zammı tahakkuk ettirileceği kararlaştırılmış ise de davacının talep ettiği faiz oranının——-Maddesi uyarınca yasal faiz oranı —- bilirkişi raporunun da yıllık ———– üzerinden yapmış olduğu hesaplamaya göre davacının aidat alacağı toplamının—- olduğu ve yıllık—– oranı üzerinden yapılan faiz hesabına göre işlemiş faiz tutarının — olduğu, ancak davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunduğu, —uyarınca işbu davada — yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği, davalı —– genel kurulunca son — düzenlenen genel kurul kararları ile—– kararlaştırılan aidat tutarları toplamının —– olduğu olduğu, aidat alacağının genel kurul kararlarının alındığı tarihte muaccel olduğu, işbu tutara yıllık — üzerinden hesaplanan işlemiş faiz tutarının — olduğu, davacı ———— son — yıla ilişkin aidat alacağı ve işlemiş faiz tutarının toplam — olduğu, davacı kooperatifçe her ne kadar —– maddesi uyarınca son — öncesine ilişkin aidat alacaklarının zaman aşımına uğradığı ve davalıdan talep edilemeyeceği, son— ilişkin aidat borçlarından ise davalının ——— üyesi olması nedeniyle davalının sorumlu olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalının—– –sayılı dosyasına vaki itirazın —asıl alacak ve —— İPTALİNE,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —– oranında faiz uygulanmasına,
3-Hükmolunan asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin aidat alacağının zamanaşımı nedeniyle reddine,
5-Fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine,
6-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 312,36-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 100,97-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T —–maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.447,46-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından —- Harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
10-Davacı tarafından yapılan; 2.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 58,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.058,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 274,99-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
11—–nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’ nin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesap edilen 176,37 TL davalıdan alınarak, 1.143,63TL si davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
12- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2021