Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/461 E. 2021/595 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/461 Esas
KARAR NO : 2021/595

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/09/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 16/10/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacının–iştigal ettiğini, davacı ile davalı– arasında ihale
usulüne tabi hizmet alım sözleşmesinin bulunduğunu, ilgili hizmet alım sözleşmesi gereğince davacı tarafın davalı —- sunmakla yükümlü iken davalı tarafın — karşılığı olarak
davacı tarafa ücret ödemekle yükümlü olduğunu, davacının vermiş olduğu hizmet bedellerini davalı — fatura tanzim etmek suretiyle
bildirdiği ve — davacıya ilgili fatura bedellerini ödemek zorunda olduğunu, davacı ile davalı —– tarihlerini kapsayan cari hesap ilişkisinin
mevcut olduğunu, davalının (borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/09/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —- şirketi tarafından —- yapıldığı ve bir kısım ihalelerin davacı tarafça kazanılmış olduğu ve taraflar arasında — Sözleşmesinin yapıldığını, davacı şirketin, hak edişlerin eksik ödenmesinden dolayı alacaklı olduklarından bahisle ———— bir icra takibi başlatmış
olduğunu, davalı —- tarihinde alacaklı olduğunu iddia eden davacı —— borcunun
bulunmaması nedeniyle takibe itiraz ettiklerini, bu itiraz karşısında davacı tarafın iş bu itirazın iptali
davasını açtığı, davacı şirket ile davalı——–
ödenmesi gerekli bütün ödemelerin yapıldığı, bu nedenle iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 07/09/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafça davalıya verilen —–cari hesapta davacının alacaklı olup olmadığı, icra takibine yapılan itirazın iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen— sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 22/07/2020 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 06/08/2020 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki —-süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 14/07/2020 tarihli cari hesap ekstresi incelendiğinde, davacı tarafın davalı taraftan bakiye 33.433,04 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi mahkememize sunduğu 31/05/2021 tarihli raporunda özetle: yapılan inceleme sonucu davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin kurulduğu ve
aralarında faturalara dayalı cari hesap oluştuğunu, davacı taraflar 2014 yılına ait ticari defterlerini zamanında ve usulüne uygun tasdikini
yaptırdığı—-ait ticari defter e-defter usulüne göre
tutulduğu, açılış ve kapanış beratlarının süresi içerisinde alındığını, 6102 sayılı TTK 64 ve VUK 182 maddelerine göre– usulüne uygun ve
yasal süresinde yapılmış olduğu ve Ticari Defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, davalı— yıllarına ait ticari defter —usulüne göre tutulduğu, açılış ve kapanış beratlarının süresi içerisinde alındığını, 6102 sayılı TTK 64 ve VUK 182 maddelerine göre —
yasal süresinde yapılmış olduğu ve ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, ticari defterlerinin HMK 222 mad. Gereğince davalı lehine delil vasfı niteliğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının davalıya —- Esas sayılı
dosya numarası ile ilamsız ödeme emriyle 33.433,04 TL asil alacak tutarıyla ilamsız takipte
bulunduğunu, davalının ticari defter kayıtlarında davacıya ait —
borçlu bulunduğu ve davacının —sayılı dosyasındaki icra takibi tutarıyla uyumlu olduğunu, davalının ticari defter kayıtlarında davacıya —
hesabında ise borç alacak bakiyesinin bulunmadığını, davacının ticari defter kayıtlarında davalıdan—- alacaklı olduğu 31 kuruşun
hesap düzeltmelerinden kaynaklandığını, davacının icra takibinde bulunduğu 33.433,04 TL tutarla 3.433,04 TL ile uyumsuz olduğunu, davacı ile davalı arasındaki bakiye farkının davalının ticari defter kayıtlarına 02.01.2014
tarih—– — açıklamalı
dekontla davacıyı toplamda 3.433,03 TL alacaklandırdığı, bu iki adet alacak dekontları davacının ticari defter kayıtlarında bulunmadığından bu tutar kadar bakiye farklarının
bulunduğunu, ——
takibinin davacının ticari defter kayıtlarında yer alan 30.000,00 TL tutardaki asıl alacak
üzerinden veya davalının ticari defter kayıtlarında yer alan icra takibiyle uyumlu 33.433,04 TL
üzerinden kararı konusu muhterem mahkemenin takdirinde olup, karar verilecek ödeme tutarı
üzerinden ödemenin yapılacağı tarihe kadar hesaplanacak avans faizi ile birlikte devam
edebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalı aleyhine; davalıya— sunulan hizmete ilişkin bedelin davalı tarafından ödenmediği, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiği ve takibin bu nedenle durduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davsının açıldığı, davalı tarafından alınan hizmet bedellerinin ödendiği iddiasıyla davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
— tarihli duruşmada davacı vekiline İcra — yapılmasına rağmen, eldeki itirazın iptali davasında — gösteridiği hususu sorulmuş davacı vekili tarafından eldeki itirazın iptali davasının konunun takibe konu edilen–işlemiş faiz takibe konu edilmiş ise de işlemiş faiz yönünden eldeki itirazın iptali davasında bir taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla tarafların ticari defterleri incelenmiş; davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 30.000,31 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre ise davalının davacıya 33.433,04 TL borçlu bulunduğu anlaşılmış taraf defterlerinde ki fark —yemin delili hatırlatılmış ve yemin deliline dayanmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği(— Karar sayılı ilam) davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat bulunmadığı, bu nedenle tarafların defterlerinde uyumlu olan 30.000,31 TL asıl alacak yönünden davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının ticari defterlerinde kaydı bulunmayan 3.433,03 TL yönünden davanın ispat edilmediği, takip talebinde yer alan işlemiş faize ilişkin talebin eldeki davaya konu edilmediği, kabulüne karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, — Esas sayılı dosyasına vaki itirazının— yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.049,32 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 570,96 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.478,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte ——– ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan ‭–vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 54,40 TL başvurma harcı, 41,50 TL posta ve tebligat giderinden oluşan 795,90 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan ile 714,18 TL ile 570,96 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭‭‭‭1.285,14 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca ————- durumuna göre hesaplanan 1.184,47 TL’nin davalıdan ve 135,53 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.