Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/455 E. 2022/609 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/455
KARAR NO: 2022/609
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ: 14/10/2020
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili —- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı —- pay sahiplerinden olduğunu,—- tarihinde gerçekleşen —–tarihinde gerçekleştirilen —- gerçekleştirilen —- yıllarına ilişkin —- tarihinde gerçekleştirilen —-hazır bulunmadığı halde —- görüldüğü üzere anılan tüm genel kurul toplantılarının müvekkilinin yokluğunda —– —- toplantısının —– olarak yapılabilmesi iki şarta bağlı olduğunu, bu koşullardan ilkinin pay sahiplerinin tamamının toplantının —- olarak yapılmasına itiraz etmesi, ikinci koşulun ise, pay sahiplerinin tamamının veya temsilcilerinin — katılması ve toplantı süresince hazır bulunmaları olduğunu, başka bir deyişle —– olarak toplanabilmesi için gerekli toplantı yetersayısının şirket sermayesinin tamamına (%100’üne) sahip olan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin toplantıda hazır bulunması olduğunu, davalı şirketin —– incelendiğinde —- da —–istinaden —- anlaşıldığını, —- tarafından karar alınmasına gerek bulunmadığını, bu toplantının pay sahiplerinin hepsinin bir arada bulunması halinde çağrı—— uyulmasına gerek olmaksızın toplantı yapılmasına olanak sağladığını, söz konusu hüküm emredici nitelikte olduğundan bu koşula uyulmadan gerçekleşen genel kurulun yok hükmünde olduğunu, böyle bir durumda ortada şeklen dahi bir genel kurul toplantısı bulunmadığını, o halde bir butlan hali değil yokluk halinin söz konusu olacağını, —– yokluğunun bir kararın meydana gelmesi için kanunun öngördüğü unsur ve şartların hiçbirisinin mevcut olmaması durumunda gerçekleşen sakatlık hali olduğunu, bir kararın doğabilmesi için uyulması gerekli bulunan kurucu şekli nitelikte emredici hukuk kurallarına aykırılık halinde söz konusu olan durum olduğunu, bu sakatlık halinin şekil ve usul hakkındaki emredici hükümlere aykırı kararlar hakkında uygulanmakta ve bu şekilde alınan kararlar “yok” sayıldığını, kararların —–yayımlanmış olmasının sonucu değiştirmeyeceğini, —–müvekkilinin katılımı olmaksızın gerçekleştiğinden yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin —– tarihli hükümet —— de hazır bulunduğu toplantı esnasında — olduğunu ve toplantıya katılmadığını, — tarihinde gerçekleşen ——— tarihinde gerçekleştirilen —– olduğunu, bu durumda söz konusu ——müvekkilin yokluğunda gerçekleştirildiğini, —– göre her bir genel kurulunda da yok hükmünde olduğunu, huzurdaki davanın genel kurul kararının yok olduğunun tespiti anlamında bir —– olduğunu, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmadığı gibi, herkes tarafından ileri sürülebileceğini, bu durumun mahkemece resen dikkate alınacağını,—-tarihinde gerçekleşen—- tarihinde gerçekleştirilen —– tarihinde gerçekleştirilen —- tarihinde gerçekleştirilen —- yılı —– alınan tüm kararlar yoklukla malul durumda olduğunu belirterek her türlü dava, talep ve haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalı —— tarihinde gerçekleştirilen—– tarihinde gerçekleştirilen ——- alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespiti, —— seçimine dair kararların geçersizliği nedeniyle oluşan boşluğun doldurulması ve şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması amacıyla şirkete tedbiren kayyum atanmasını, yok hükmündeki —— icrasının ve bilhassa bu kararlar çerçevesinde işlem yapılmasının tedbiren durdurulması, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davayı dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurmadan açtığını, bu nedenle—— ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuk kurumuna başvurulması zorunlu olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini, davanın TTK 445 maddesi uyarınca üç aylık süre içerisinde açılmadığını, davacının iptalini istediği —— geçmiş yıllara ait olduğunu, davacının genel kurul kararı iptali davası açma süresini kaçırdığını, davanın süresi içerisinde açılmaması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, basit yargılamaya tabi iş bu davada cevaba cevap dilekçesinin sunulmasına muvafakat etmediklerini, davacının iddia ettiği hususların afaki ve herhangi bir vakıa veya delile dayanmayan mesnetsiz iddialar olduğunu, iddiasını ispatlayan herhangi bir delil sunmadığını, delil listesi kapsamında bu aşamadan sonra genişleterek delil sunmasına muvafakat etmediklerini, TTK.nun 416. maddesi uyarınca müvekkil şirketin ——yapabilmesinin tüm şartları sağlandığını, müvekkilin şirket işine son derece önem vererek ve hukuka uygun bir şekilde hareket ederek uzun yıllardır faaliyetlerini yerine getirdiğini, TTK kapsamında sermaye şirketlerine vakit bakımından kazanç sağlaması adına TTK.nun 416. maddesi uyarınca çağrısız genel kurul yapılması hakkı tanındığını, bu kapsamda, tüm pay sahipleri veya temsilcileri, herhangi biri itirazda bulunmadığı takdirde ve toplantının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, —- usulüne uyulmaksızın ——toplanabildiğini, tüm payların usulüne uygun temsili ve hiçbir pay sahibinin —— itiraz etmemesi halinde —- yapılabileceğini, —- yapılabilmesi için tüm pay sahiplerinin şahsen veya yetkilendirdiği kişiler vasıtasıyla toplantıda hazır bulunması ve toplantıya itirazlarının olmaması gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiği, müvekkili —- tarihinde gerçekleştirilen—- tarihinde gerçekleştirilen—- yılı ———- tutanakları ve hazır bulunanlar listesinden de anlaşılacağı üzere usulüne uygun yapıldığını, bahsi geçen —–yapıldığında ——– iddiasının doğru olsa idi hazır bulunanlar listesinde de imzasının bulunmamasının gerekeceğini, davacı —– yetkili olduğu tüm dönemlerde yapılan ——— imzası bulunduğunu, davacı tarafın —- bir itirazı bulunmadığını, —— yapabilmesinin bir diğer şartı olan itiraz hakkının bulunmaması olduğunu, yetkililerden biri —— itiraz ederse o genel kurulun yapılamadığını, davacı taraf bahsi geçen genel kurulların hiçbirine itirazda bulunmadığını, itiraz etmemekle birlikte aksine tüm genel kurullarda bizzat bulunduğunu, —– için gerekli olan tüm evraklara imzasını attığını, bir pay sahibinin alınan karar hakkında iptal davası açabilmesi için karara olumsuz oy vermesi ve alınan karara muhalefet şerhini tutanağa geçirtmesinin gerektiğini, devamında ise yasaca zorunlu olan olumsuz oy verme ve muhalefet şerhi şartlarının oluşup oluşmadığını incelendiğini, bu şartlardan herhangi birinin eksik olması halinde davanın reddine karar verildiğini, bu kapsamda genel kurul kararlarının iptalinin söz konusu olabilmesi için yetkililerin itirazı olmasına rağmen çağrısız genel kurulların yapılmış olması gerektiğini, davacı tarafın ne bir itirazı mevcuttur ne de —– katılmadığına dair bir delilinin söz konusu olduğunu, davacın tarafın genel kurulları iptalini isteme hakkı olmadığını, müvekkil şirketin bütün pay sahipleri bahsi geçen —- hazır bir şekilde bulunduğunu, pay sahiplerinden hiçbiri çağrısız genel kurul yapılmasına itiraz etmediklerini, TTK 415. Maddesi uyarınca pay sahiplerinin——ilan tarihine müteakip ——dava açabileceğini, davacının bu süreleri kaçırmasına rağmen ısrarla hukuka uygun olarak yapılan genel kurulların iptalini istediğini, davaya konu olan genel kurullarda verilen kararlar nedeniyle hiçbir pay sahibi bir zarar görmeyecek şekilde uygulandığını, davacının son derece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, bahsi geçen genel kurul toplantılarında tüm pay sahiplerinin hazirun cetvelinin tetkikinden ve hiçbir pay sahibinin toplantılara itiraz etmediğinin anlaşıldığını, yapılan bu —– kuralına uygun bir şekilde —— edildiğini, hukuka uygun olmayan genel kurulların sicilde ilan edilmesinin mümkün olmadığı belirterek resen belirlenecek nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin —– maddesine göre yapılan —- ve toplantılarda alınan kararların toplantıda hazır olmamasına rağmen hazır gösterilmesi şeklinde yapıldığından alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, TTK 416 ‘ncı maddesine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak davaya konu edilen —– düzenlenen hazirun cetvellerindeki davacı ismine atfen atılan imzalar üzerinde imza incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun denetime açık ve bilimsel nitelikte olduğu görülmekle hükme esas alınmıştır.
Davaya konu edilen —–tutanaklarının incelenmesinde;
—- tarihinde yapılan — davalı şirketin —-düzenlendiği, toplantının —–gereğince —– yapılan toplantıda —– tetkikinden şirketin toplam —- adet hissenin —– temsil edildiğinin ve böylece gerek kanun ve gerekse ana sözleşmede öngörülen asgari toplantı nisabının mevcut olduğunun—– şeklinde yazılarak toplantının yapıldığı, toplantının —-maddesinden oluştuğu,
—-tarihinde yapılan —- davalı şirketin —- şeklinde düzenlendiği, toplantının TTK 416 ‘ncı maddesi uyarınca çağrısız yapıldığı, toplantı tutanağında; ” TTK 416 ‘ncı maddesi gereğince —– toplantıda —– —sermayesine tekabül eden —- —-temsil edildiğinin ve böylece gerek kanun ve gerekse ana sözleşmede öngörülen asgari toplantı nisabının mevcut olduğunun… anlaşılması üzerine ..” şeklinde yazılarak toplantının yapıldığı, toplantının —–maddesinden oluştuğu, gündemin ikinci maddesinde ana sözleşmenin üçüncü maddesine eklemeler yapıldığı, gündemin üçüncü maddesinde ana sözleşmenin — olan sermaye ve hisse senetlerinin türünün görüşüldüğü, gündemin —ana sözleşmenin —- şirketin temsil ve —– görev —görüşüldüğü—– üyelerinin seçildiği,
— tarihinde yapılan —-şeklinde düzenlendiği, toplantının — yapıldığı, toplantı tutanağında; — cetvelinin tetkikinden şirketin toplam —- sermayesine tekabül eden ——- toplantıda temsil edildiğinin ve böylece gerek kanun ve gerekse ana sözleşmede öngörülen asgari toplantı —olduğunun—–şeklinde yazılarak toplantının yapıldığı, toplantının —– gündem maddesinden oluştuğu, gündemin —- ilgili yönetim kurulu raporu okunarak ibra edildiği,——– itibariyle kar zarar hesaplarının okunarak müzakere edilerek oy birliği ile ibra edildiği, ——– yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiği, gündemin —- oluşturulduğu, gündemin —- şirketin temsil ve ilzamı yönetim kurulu üyelerinin görev taksiminin yapıldığı, gündemin 7.maddesinde TTK 395 ve 396 ‘ncı maddelerine göre yönetim kurulu üyelerine izin verilmesine oy birliği ile karar verildiği,
—- tarihinde yapılan — davalı şirketin —– düzenlendiği, toplantının TTK 416 ‘ncı maddesi uyarınca ——yapıldığı, toplantı tutanağında; ” TTK 416 ‘ncı maddesi gereğince—– yapılan toplantıda hazirun cetvelinin tetkikinden şirketin toplam —- sermayesine tekabül eden ———toplantıda temsil edildiğinin ve böylece gerek kanun ve gerekse ana sözleşmede öngörülen asgari toplantı nisabının mevcut olduğunun… anlaşılması üzerine ..” şeklinde yazılarak toplantının yapıldığı, toplantının —- maddesinden oluştuğu, iş bu toplantıda da şirketin —-faaliyetleri ile ilgili olarak yönetim kurulu, faaliyet raporları, kar zarar hesaplarının görüşüldüğü, ibra edildikleri, yeni yönetim kurulu ve üyelerinin görevlerinin düzenlendiği, ve yine TTK 395 ve 396 ‘ncı maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerine izin verilmesine oy birliği ile karar verildiği,
Görülmüştür.
Yukarıda incelemesi yapılan davaya konu —- tutanaklarının her birinin —–incelenmesinde, davacı —— toplantıya asaleten katıldığına ilişkin beyan ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
Uyuşmazlığa konu tüm genel kurul toplantılarının TTK.416 ‘ncı maddesinde düzenlenen şekli ile çağrısız yapıldığı açıktır. TTK 416’ncı maddesi; ” Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve—– yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla,—– ilişkin usule uyulmaksızın, —–toplanabilir ve bu toplantı nisabı var olduğu sürece karar alabilirler. —– toplanan—- gündeme oy birliği ile madde eklenebilir; aksine esas sözleşme hükmü geçersizdir.” şeklinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında; tüm pay sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri herhangi bir itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve —– yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak koşuluyla çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın genel kurul olarak toplanabileceği ve toplantı yeter sayısının var olduğu sürece karar alabileceği öngörülmüştür. Uygulamada eksik pay sahibi ile toplantı yapılıp yapılamayacağı ve toplantının tüm pay sahipleri ile birlikte yapıldığı sürede bazı pay sahiplerinin genel kurulu terk etmesi durumunda, yasaya uygun karar alınıp alınamayacağı sorunun çözümü yeni düzenleme ile açıklığa kavuşturulmuştur. Yani, —— tüm pay sahipleri ile birlikte devam etmesi, toplantıya itiraz edilmemesi, ve karar aşamasında da tüm ortakların katılımı ile karar alınması gerekmektedir. Kararın oy birliği ile verilmesi şart değildir. Değişik bir söyleyişle tüm pay sahiplerinin bulunduğu toplantıda oy çokluğu ile de karar alınabilecektir.
Yasal düzenleme çerçevesinde yapılan açıklamaya göre davalı şirketin davaya konu edilen genel kurul toplantıları TTK 416 ‘ncı maddesi uyarınca çağrısız olarak yapılmış olmaları nedeniyle şirketin tüm ortaklarının toplantının başından sonuna kadar toplantıya katılmış olmaları gerekmektedir. Oysa ki davacı bu toplantılara katılmadığını ve toplantı hazirun cetvellerinde isminin karşılığında atılı imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. Bu iddia doğrultusunda davacının en eski genel kurul toplantı tarihi olan —— tarihinden öncesine ait ıslak imza asıllarının bulunduğu deliller celbolunarak tatkibe bedel imza örnekleri alınıp, hazirun cetvellerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığı yönünde uzman bilirkişi heyeti aracılığı ile imza incelemesi yaptırılarak —- tarihli rapor alınmıştır. Raporda; inceleme konusu — cetvelinde pay sahibi —- atfen atılmış imzalar ile davacı—- karşılaştırma imzaları arasında imza incelemesinde kullanılan —- tanı unsurları bakımından çok önemli uygunluk ve benzerlikler saptandığından inceleme konusu —– atfen atılmış imzaların davacı —-eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Davacı tarafça delil olarak bildirilen—– soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; soruşturma sırasında alınan —-imza incelemesine ilişkin raporda da uyuşmazlığa konu hazirun cetvelinde hazır bulunanlar listesi üzerine — adına atfen atılı imzanın —- ürünü olduğunun tespit edildiğinin bildirildiği ve soruşturma sonucunda —–karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, gerekçesinde inceleme konusu genel kurulda hazır bulunanlar listesi üzerinde atılan imzaların —- el ürünü olduğu anlaşılmakla şüphelilerin —–üzerine suçların unsurları itibariyle oluşmadığının belirtildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere ve alınan uzman bilirkişi heyeti raporuna göre davacının genel kurul toplantılarına asaleten katıldığına ilişkin hazirun cetvellerindeki imzaların kendisine ait olduğu anlaşıldığından yapılan genel kurul toplantılarının TTK 416 ‘ncı maddesindeki usulüne uygun yapıldığı sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE
2.Başlangıçta peşin olarak alınan 54,40 TL harcın, alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2022