Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/446 E. 2021/680 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/446 Esas
KARAR NO : 2021/680

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilince —— tarihli dava dilekçesinde,“Müvekkili adına açılmış olan; davalı banka nezdinde bulunan hesabında bulunup Müvekkile ödenmeyen alacak talebine ilişkin——- üzerinden takip başlatılmış olup, takibe süresinde itiraz edilmesi neticesi takip durmuş, iş bu davayı—– hasıl olduğunu, Davalı tarafından dosyaya yapılan itirazda ——- Bakanlığı’nm 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi kapsamında verdiği——- bildirilmiş olup, itiraz gerekçesine ek olarak herhangi bir evrak sunulmadığı gibi, ödemeyi engelleyecek nitelikte bir karar da sunulmadığını,ayrıca yapılan görüşmeler de——– borcu bulunmayıp, müvekkili açısından bu yönde her tür sorgulama yapılabilineceğini, Davalı kurum ile görüşülmeye çalışıldığında ise —–tarafından bu şekilde itiraz yapılması kendilerine bildirildiği ve fakat itirazı gerekçelendirecek herhangi bir evrak ve sair karar bulunmadığı kendilerine bildirildiğini, İtiraz gerekçesinde —- nedeniyle paranın ödenemediği bildirilmiş olup, esasen usulüne uygun bir itiraz da söz konusu olmadığını,. Kabul anlamına gelmemek kaydı ile Müvekkil hesabındaki blokenin gerekçesi var ise buna ilişkin belgeyi sunmaları gerektiğini, Usuli açıdan bakıldığında usulüne uygun bir borca itiraz söz konusu olmadığını,müvekkil hali hazır durumda mağdur edilmiş, halen dahi hesabında bulunan parayı kullanamadığını, Hal bu olmakla Davalı — tarafından yapılan itiraz haksız ve hukuka aykırı olup, iptali gerektiğini,İş bu nedenlerle TTK.m.5A/l gereği dava şartı—-başlatılmış, ancak olumsuz neticenlendiğini,açıklanan sebeplerle huzurdaki davayı ——- hasıl olduğunu, İtirazın iptali ile takibin devamına, Borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan, aleyhine, takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla inkâr tazminatına hükmedilmesine,yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı taraf üzerine tahmiline karar verilmesini, ”talep ve dava etmiştir. karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının nerede açılacağı konusunda İİK özel bir yetki kuralına yer vermemiştir. Mahkemelerin yetkilerinin ancak kanun ile belirlenebileceği göz önüne alındığında icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi HMK hükümlerine göre yetkili mahkeme değil ise icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılamayacaktır. İcra takibinde yetkiye itiraz edilmemiş ve sonuç olarak icra dairesinin yetkisi kesinleşmiş olsa dahi —- mahkemesi yetkili hale gelmeyecektir. Hukukumuzda borçtan kurtulma davası (İİK. m. 69/II, ) menfi tespit ve istirdat davaları (İİK. m. 72/VIII ve İİK. m. 89/III) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş, bu davaların icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiş olmasına karşın, itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptâli davalarında HMK’nun yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. Usul yasasında da bu davalar bakımından kesin bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Müvekkilimiz —— sebebi ile hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmiştir. Huzurdaki itirazın iptali davasında mahkemenizce İİK’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonucuna göre bir karar vermek durumundadır. Hal böyle olduğundan sayın mahkemenizce esas hakkında itirazlara girişilmeksizin yetkili icra dairesinde yapılan icra takibi bulunmaması nedeniyle huzurdaki itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
Dava; davacının, davalı banka nezdinde bulunan hesabındaki paraya — dayanarak banka hesabında bulunan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali davasıdır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davada usulen taraf teşkil sağlanmış,dilekçeler aşaması tamamlanmış ve taraflar delillerini dosyaya sunmuştur.
Mahkeme dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırır.
Görev mahkemeye ilişkin olumlu Dava şartıdır. (HMK 114/1-c maddesi ).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(HMK 1 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaıet mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
28.05.2014 tarihinde yüıürlüğe giren. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkıııdaki Kanununun 3/1-k Maddesinde. Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak . 3/1- ı-bendinde iseTükctici işlemi ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya ——–bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “—– ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara —- mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı Tüketicinin Konulması Hakkıııdaki Kanununun 83/2 Maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememizce davalı bankadan davacı hesabının ticari hesap veya tüketici hesap olup olmadığı hususunda müzekkere yazılmış olup, yazılan müzekkereye cevaben davacı hesabındaki bakiyenin—– olmadığı, farklı kişilerden gelen—- olduğu hususunda cevap verilmiş olup, davacı vekili ise dosyaya sunmuş olduğu —- davacının tacir olmadığını, davalı banka nezdindeki hesabın —- olduğunu beyan etmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrasının l bendinde —- benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm, mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle, 6502 sayılı Kanunun —-mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarıda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle zikredilen sözleşme —- görev alanına girmiştir.
Somut olayda; davacı, davalı —–bulunan —- davalı ——– çalışan —————- temsilcisinin yönlendirmesi —- aktarıldığını, ancak bu kapsamda müşteri temsilcisinin — —düzenli şekilde kendisine bildirilmediğini, gerekli ve yeterli ——-yapılmaması ayrıca düzenli bilgilendirilmemesinden dolayı — hesabında zarara uğradığını, bu nedenle zararın bankadan tahsilini dava etmiş olup, dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi — kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, uyuşmazlığın ——— ——-görülüp sonuçlandırılması gerekir.—– tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra oluşacak —- mahkeme, anılan kanunun 3/1-k-j,4/3,73/1,83/2 ve geçici 1. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenmelidir.
Somut olaya gelince dava, kredi kartını veren bankadan—- (6502 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra), —- açılmıştır.
—- işlemlerinden kaynaklanan davada, 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddeleri uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli bulunduğu düşünülebilirse de, yukarıda açıklandığı üzere, özel kanun olan 5464 sayılı Kanunun 44/2 ve 43. maddelerinin —– Mahkemesi olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın—-görülüp sonuçlandırılması gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır—-
Bu itibarla; kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken görev kuralı gereği tarafların sair istinaf istemleri incelenmesizin HMK 353-1-a-3 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın talep halinde görevli ——– üzere mahkemesine iadesine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.—-
Somut olayda; davacı, davalı banka nezdinde bulunan mevduat hesabındaki bedelin, davalı banka tarafından haksız şekilde— edildiğini ve tarafına ödenmediğini, iddia etmiş olup, davacının tacir olmadığının davacı vekilince beyan edildiği, davalı banka nezdindeki hesabın ——- hesap olduğu, davalı banka tarafından gelen yazı cevabında da davacı hesabının ticari veya kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir hesap olmadığı bildirilmiş olup, davacının ——– olduğu, dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi uyarınca, ————–görevinin—- ait olduğu nazara alındığında, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği ve mahkememizin görevli olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ——– MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının——- talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı