Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/443 E. 2021/565 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/443 Esas
KARAR NO : 2021/565

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 09/10/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, davalı ile aralarında süregelen ticaret neticesinde davalı şirkete yaptığı işlerin karşılığı, faturalar —— —-düzenlendiğini, davalı borçlunun işbu faturalara istinaden 54.500 tutarında ödeme yaptığını,—- ödemediğini, davalı borçlunun müvekkile yaptığı son ödemenin —– davalı borçlunun, müvekkil tarafından düzenlenen faturalara itiraz etmediği gibi, bakiye 10.04.6 TL borcunu ödemediğinden, borçlu hakkında —— dayalı ilamsız takip başlatıldığını, fakat borçlu tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak —- ile takibe, borca ve yetkiye itiraz edildiğini, borçlu hakkında başlatılan ilk takip —– borçlu yetki itirazında bulunduğundan ve dosya takipsizlikten düştüğünden, işbu kez borçlu hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ——-dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını—– ödeme emri gönderilerek icra takibine geçildiğini, borçlunun, taraflarınca gönderilen ödeme emrine, haksız olarak borca itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iptali gerektiğini, takibe konu faturalarda yazılı mal/hizmet usulü dairesinde davalı ———-usulü dairesinde verildiğini, ancak davalı tarafın tamamen kötü niyetli olarak işbu takibe itiraz ettiğini, borçlu tarafından haksız ve kötü ——- yapılan itirazın kaldırılarak, takibin devamına karar verilmesini, takip dayanağını oluşturan faturalarda, borç miktarı açıkça belli ve likit olduğundan, davalının takip miktarı üzerinden İİK 67/2 maddesi gereğince %20’tan az olmamak üzere icra, inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin borçlu davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 130/07/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki —davacı tarafça faturalara konu hizmetin –verilmediği, —– davalının bu hizmet bedellerinin ödenip ödenmediği, davacı tarafından yapılan takibe davalının itirazının haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —– dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı — borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi —-tarihli raporunda özetle; yapılan inceleme sonucu davacı ile davalı arasında dava tarihinden önceki ——– aralarında faturaya dayalı cari hesap oluştuğunu, davacının ticari defterlerini —– düzenlemelerine göre usulüne uygun tuttuğunu, süresinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığını, ticari defterini birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, Ticari Defterlerinin HMK 222 mad. gereğince sahibi lehine delil vasfı niteliğinin sayın mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının dava konusu faturaları ve tahsilattan zamanında ——–formları davacının davalı adına düzenlemiş olduğu fatura adet ve tutarları ile uyumlu olduğunu, birbirini teyit ettiğini, —– — dönemine ait — formları ile davacının davalı adına düzenleyip ticari defter kayıtlarında yer alan fatura adet ve tutarları ite uyumlu olmadığını,—-formlarının uyumsuz olduğunu; uyumsuzluğun davacının davalı adına düzenlemiş—–kaynaklandığını, davalının — tutarlı fatura içeriği olan hizmetin yerine getirildiğini tevsik edici belge sunulmadığını, davalının defter ve belgelerini ibraz etmediğinden, defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığını, davacının defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede —– alacaklı olabileceğini, davacı; —- Sayılı dosyası————— tarihinde icra takibini başlattığını, davacının ——- dosyası ile faturaya dayalı ilamsız takip başlattığını, borçlunun yetkiye itirazıyla takipsizliğinden düştüğünü, alacağının —- ile temerrüte düşürüldüğü konusunun mahkemenin takdirinde olduğunu, davalının temerrüde düşürüldüğünü ve icra takibi tarihinden itibaren 10.046,00 TL takip tutarı üzerinden ödeme tarihine kadar avans faizi uygulayabileceğini, faturanın kabul edilmeyişi durumunda 2.676,00 TL üzerinden ödeme tarihine kadar avans faizi uygulanabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, —-adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller,—- fatura, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu hizmetin sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın —- arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 13.060,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan 13.060,00 TL alacaklı olduğu, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri —— ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220′ inci maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği ve tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebileceği—– davacının ticari defterlerinin ——(TTK’nın 18. Maddesinin birinci ——–usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı faturanın mevcut olması karşısında belgeleme ve —-(———(TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu, davalının davacı tarafından davalı aleyhine ————esas sayılı dosyası ile yapılan takiple temerrüde düştüğü, temerrüt tarihinden tarihinden itibaren takip tarihine kadar dava konusu faturaların her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle ticari faiz uygulanması gerektiği bu nedenle işlemiş faiz talebinin haklı olduğu, takip tarihinden itibaren de asıl alacağa ticari faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/—— Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 904,25 TL Karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 105,38 TL ile tamamlama harcı olarak alınan 54,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 744,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 105,38 TL peşin harç, 54,51 TL tamamlama harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 90,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.004,29 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca —- arabulucuya hazine tarafından ödenen —davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.