Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/44 E. 2021/178 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/252 Esas
KARAR NO : 2021/216

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 21/07/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —– tarihinde üç ortaklı olarak kurulduğunu, şirket ortaklarından — tasdikli hisse devir ve temlik sözleşmesi ile payını müvekkil … ve diğer — — ise şirketin ana (kuruluş) sözleşmesiyle ilk 10 yıl için müdür seçildiğini ve müdürlük görevinin halen devam ettiğini, müvekkil …’nün sadece %50 payla şirket ortağı olup, herhangi bir temsil yetkisine sahip bulunmadığını, —– yevmiye numaralı ihtarname ile hem davalı şirkete ——— bildirimde bulunulduğunu ve müvekkilin çıkma hakkını kullanmak istediği ve olağanüstü genel kurul toplantı yapılması talep edildiğini, ancak, taraflarına bir cevap yazısı yazılmadığı gibi taleplerinin de karşılanmadığını, ancak gelinen noktada davalı şirketin işletme konusu faaliyetleri yerine getirememesinin yanı sıra ortaklık ilişkisinin devamının olanaksız bir hale geldiğini, bu nedenle müvekkilinin, T.T.K. M.638/f.2 gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, müvekkil ..– şirketin kazanç sağlaması adına çok — geliştirdiğini ve pazarlama faaliyetlerinde bulunduğunu, ancak——-faaliyetlerine çoğu zaman katılım sağlamadığı gibi, yönetimle ilgili konularda ilgili davranmadığını ve — —- ödenmesini çoğu kez geciktirdiğini veya ödemekten kaçındığını, yönetimindeki aksaklıklardan dolayı şirketin sürdürülebilirliğinin imkansız hale geldiğini, —- dolayı ağır bir borç yükü altına girdiğini, bu borçların halen devam ettiğini, şirket müdürlüğü — kötüye kullanılarak şirket işleri ve mali durumu hakkında müvekkile bilgi verilmediğini, bir kısım şirket emtialarının kayıt dışı tutularak haksız menfaat sağlandığını, müvekkilinin şirket işlerinden dışlanmış ve şirketten herhangi bir gelir elde edemediği gibi sürekli olarak —— borçlarından dolayı maddi bir borç külfeti altına girdiğini, ayrıca müvekkilin —-ile hiçbir ortaklık bağı kalmadığını, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini ve sürekli güvensizlik ortamı oluştuğunu, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca müvekkilin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 11/03/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı şirkete dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafın davalı şirket ortaklığından çıkmasını gerektirir haklı nedenlerin oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkma davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Ticaret Kanunu 638/2 ‘üncü maddesindeki;”Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik olunan— yevmiye numaralı ihtarname ile davalı şirkete ve yetkili —- bildirimde bulunulduğu ve davacı müvekkil …—ortaklıktan çıkma hakkını kullanmak istediği ve olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasının talep edildiği anlaşılmıştır.
Tanık ….——– tarihli duruşmada ki beyanında “Davalı şirket benim eski kiracımdır, bu nedenle ben davacıyı ve davalı şirketin diğer —–davalı şirket özenli bir şekilde yönetilmemekteydi, şöyle ki bende —olması nedeniyle davalı şirkete vermiştim ancak benim verdiğim işleri özenli bir şekilde şirket yerine getirmedi bu nedenle —ile aramda anlaşmazlık ortaya çıktı, davalı şirketin bana borcu oluştu bu borcu da davacı karşıladı, tam detayını bilmemekle — faaliyetleri ile ilgili davacıyı bilgilendirdiğini biliyorum, şirket 2018 yılından beri faaliyet göstermemektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … 11/03/2021 tarihli duruşmada ki beyanında “Ben davacıyı ve davalı şirketi davalı şirkete bir takım ürünler satan ——— müdür yardımcısı olarak çalışmam nedeniyle biliyorum, benim gördüğüm kadarıyla şirket faaliyetlerinin yönetilmesinde davacı daha etkindi,—şirket faaliyetleri ile daha az ilgilendiğini gördüm, şirket faaliyetlerini genel olarak davacı yürüttüğü için ben davalının davacıyı bilgilendirip bilgilendirmediğini bilmiyorum, —- anlaşamaması nedeniyle—şirketin işleyişine ve mali yüküne daha fazla …’nün katlanması nedeniyle anlaşmazlık olduğunu biliyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
TTK 638/2 m. “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. “ şeklinde, aynı Yasanın 636/3 m “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. “ şeklinde düzenlenmiştir.
Davacının çıkma talebi TTK.’nın 638/2.maddesine dayalı olup, davacılar, çıkma için haklı sebeplerin mevcut olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. Anılan maddede haklı sebeplerin neler olduğu tanımlanmamış ve sayılmamıştır. Hangi sebeplerin haklı sebep olduğu konusunda —şirketlere ilişkin TTK.’nın 245. maddesindeki tanımdan kıyasen yararlanmak mümkündür. Anılan maddedeki tanımlamaya göre, haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır. Aynı maddede örnek kabilinden bazı haklı sebep halleri sayılmış olmakla birlikte bunlar sınırlı değildir. Burada sayılan örneklere göre, bir ortağın şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, bir ortağın uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı üstüne aldığı şirket işlerini yapamayacak duruma gelmesi gibi haller haklı sebepler olarak sayılmıştır. Ancak asıl tanım yukarıda açıklandığı şekilde birinci fıkrada yapılmıştır. —-
Bu hukuki açıklama ışığında, somut olayda, davalı şirketin iki üç yıl önce merkezini kapattığı, o zamandan beri faaliyette bulunmadığı, ortaklar arasında şirket işleyişinden kaynaklanan ihtilafların olduğu, şirketin —borcunun bulunduğu, şirketin faaliyetini devam ettirmemesi nedeniyle kar elde etme amacını gerçekleştiremediği anlaşılmakla ortaklıktan çıkma için gerekli haklı sebebin oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacının TTK 638/2 maddesi uyarınca davalı şirket ortaklığından çıkmasına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin terkin sınırının altında kalması nedeniyle tahsiline yer olmadığına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 54,40 TL başvurma harcı ve 110,50 TL posta ve tebligat giderinden oluşan 164,90 TL yargılama gideri ile 54,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 219,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.