Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/435 E. 2022/949 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/435 Esas
KARAR NO: 2022/949
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle:———–davalı sigorta şirketi nezdinde —– çarpışması sonucunda motosiklet sürücüsü olan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, meydana gelen kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketi nezdinde —– sigortalı araç sürücüsünün asli derecede kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin uğradığı geçici ve kalıcı işgücü kaybının ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi cevap da verilmediğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin %15 oranında maluliyeti olduğunun tespit olunduğunu, yine geçirdiği kaza sonucunda yaralanmasına bağlı olarak aylarca evde iyileşmeyi beklediğini, bu süre zarfı içerisinde %100 malul olduğu kabul edilerek aktüer hesaplaması yapılması gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinde oluşan cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere öncelikle 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek olan maddi tazminata ilişkin olarak şimdilik 100 TL kalıcı maluliyet tazminatı, 100 TL geçici iş göremezlik, 100 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 300 TL tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından müvekkili şirketi başvurunun Kanunda belirtilen evraklarla yapılmadığını, eksik evrakla başvuru yapılması nedeniyle başvurunun değerlendirilemediğini, eksik evrakla başvuru yapılarak müvekkilinin gerekli araştırmayı yapmasının kasten engellendiğini, bu nedenle HMK 114 vd. uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirkete iletilen başvuru evrakları arasında davacının sigorta şirketinden alacağını——– temlik ettiğine dair evrak bulunduğunu, ilgili temliknameden de açıkça görüleceği üzere davacının işbu dosyaya konu alacağının %25’ini —— temlik ettiğini, bu nedenle tazminatın %25’lik kısmı için aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, haksız fiilden doğan tazminat alacaklarının fiil tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini, işbu davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmemesi nedeniyle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, davaya konu trafik kazasına karıştığı beyan
edilen —- plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde—— —– sigortalı olduğunu, poliçede kişi başı teminat limitinin—– olarak kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun azami poliçe limitleri ve işleten veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında olduğunu, maddi tazminat istemine esas alınacak maluliyet raporunun —— tarihinde yürürlüğe giren erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmenliğe uygun alınması gerektiğini, davacının kendi müracaatıyla aldırdığı veya aldıracağı sağlık kurulu raporunun hükme esas alınamayacağını, —— —– göre iş göremezlik, bakıcı ve tedavi gideri tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığının açıkça belirtildiğini, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından —–çerçevesinde —— esas alınarak yapılması gerektiğini, davacının gelir durumunu gösterir bir belge mevcut olmadığından hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun tebligat yapılmaması nedeniyle temerrüde düşmediğini, davacının avans faizi talebinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı vekili ——- tarihli dilekçesinde davalı sigorta şirketi ile sulh olduklarını bu dava dosyasından feragat ettiklerini sulh anlaşması doğrultusunda tarafların birbirlerinden vekalet karşı vekalet ücreti ve yargılama giderleri taleplerinin olmadığını, bu hususlar yönünden karar verilmesin yer olmadığına şeklide karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311). vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından sunulan——- tarihli dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı ve henüz hükmün kesinleşmediği anlaşıldığından yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Açılan davanın FERAGAT NEDENİYE REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harcın peşin harcı olarak alınan 54,40-TL’den mahsubu ile kalan bakiye 26,3‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf lehine sulh sözleşmesi gereği vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca talep edene iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2022