Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/430 E. 2021/751 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/430 Esas
KARAR NO : 2021/751

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 06/10/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından———–yazılı olarak — için —- düzenlenen faturaların bedelleri 70,78.-TL civarı iken daha sonrasında sebebi bilinmeyen bir şekilde 849,38.-TL’ye yükseltildiğini ve davalı tarafından faturalar düzenlenerek Müvekkil Şirket’e gönderildiğini, — 28.08.2019 vade tarihli — davalıdan almış olduğu —- hizmetine ilişkin olarak davalı tarafından söz konusu faturaların tarafların anlaşmış oldukları hizmet bedellerinden çok daha yüksek bedellerle düzenlendiğini, bu itibarla Müvekkil Şirketin davalı tarafından başlatılması olası bir icra takibine ve cezai yaptırıma maruz kalmamak adına cebri icra tehdidi altında işbu fatura bedellerini ödemek zorunda kaldığını, Müvekkil Şirketin davalı tarafından düzenlenen söz konusu her bir faturaya TTK madde 21/2 uyarınca itirazda bulunduğunu, ancak davalı tarafından işbu itirazlar yasal süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; davalının — haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tahsil ettiği fatura bedellerine konu — içeriğinin tespitine, davalı tarafından — verilen— hizmetine ilişkin düzenlenen her bir fatura tarihindeki — bedelinin her ay için ayrı ayrı tespitine, — davalı tarafından sunulan — kullanımlarının olup olmadığının tespitine, belirsiz alacak davası nedeniyle, davalının müvekkilden haklı bir sebep olmaksızın tahsil etmiş olduğu fatura bedellerinin, ödeme tarihlerinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilip müvekkile ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —- hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 27/11/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: yetki yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili—- hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında yer alan — kapsamında kesilen faturalara davacının itiraz edip etmediği, faturalarda yer alan bedellerin kullanım miktarlarından fazla olup olmadığı, davacının fazla ödediğini iddia ettiği kısmın iadesini isteyip isteyemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6098 sayılı TBK.nun 78/1. Maddesindeki; “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir. ” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada ——— tutarındaki faturaların —— ilişkin olarak düzenlendiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti 16/08/2021 havale tarihli raporunda özetle; mevcut durum itibariyle yapılan incelemede davaya konu alınan ———— olarak davalı tarafından verildiğini, —alıp almama veya eksik alma konusunda bir ihtilaf bulunmadığını, anlaşmazlık fatura bedelinin bir anda fahiş artmasından kaynaklandığını, davacı —-defterinin ait olduğu yılda yürürlükte olan T.T.K. ve V.U.K. hükümlerine göre tutulduğu, ticari defterinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiğinin yapıldığı, sahibi lehine delil niteliğinde olduğunu, HMK 222./2 maddesi kapsamındaki koşulları taşıdığını, davalı …—– süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğunu, HMK 222/2 maddesi kapsamındaki —– davacı ile davalı arasındaki sözleşmede, alınan hizmete ilişkin ücretin ne olacağı hususunda bir bilgi bulunmadığı gibi ücret/tarife değişikliğinin yapılış usulüne ilişkin özel bir hüküm de bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin belli bir dönem için sabit bir ücret taahhüdü içermediğini, davalı — tarafından——– tarafından bu bildirim kapsamında bir müdahalede bulunulmaması ——-önemine ilişkin ————– değişikliğine ilişkin bilginin davalı tarafından davacıya bildirildiğini, davalı tarafından—- olduğuna dair bir bulguya ulaşılamadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Tüm dosya kapsamında davalı tarafından davacıya — hizmeti verildiği, davacının —– bedelinin davalı tarafından tek taraflı olarak artırıldığını iddia ettiği, tek taraflı artırımının kötü niyetli olduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiğini ——- hizmet bedelinin her ay için ayrı ayrı tespitini,— kullanımların olup olmadığının tespitini, haklı bir sebep olmaksızın fazladan tahsil edilen fatura bedelleri ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, davalının davaya yetki yönünden itiraz ettiği, hizmet bedelinin artırılmasına ilişkin davacıya bildirimde bulunulduğu, davacı tarafından kesilen faturalara itiraz edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, davalının yetki itirazının incelenmesinde uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklı olması nedeniyle HMK’ nın 10. Maddesi gereği sözleşmenin ifa yeri mahkemelerinin de yetkili olması —- faydalanan davacının şirketinin — —mahkememizin yetkili olduğu kanaatine varılmakla yetkiye ilişkin itirazın reddine karar verilmesinin gerektiği, konusunda uzman bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda taraflar arasında alınan hizmete ilişkin ücretin ne olacağı hususunda bir bilgi bulunmadığı ——–, taraflar arasındaki sözleşmenin belli bir dönem için sabit —- içermediği, davalı— yönetmeliği gereği üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği, bu nedenle davalının tarife değişikliği yapmasında mevzuata aykırı bir durum olmadığı — mütalaa edildiği, davacı tarafından davalının kestiği faturaların ticari defterlerine kaydedildiği, faturalara itiraz edildiğine ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, davacının ücret artırımından sonra davalıya yeni ücret tarifesine göre kesilen faturaları kabul etmediğine ilişkin bir ihtarının bulunmadığı, taraflar arasında yer alan sözleşmede fatura bedellerinin belirlenmesine ilişkin bir madde yer almadığı, davalı tarafından davacıya —— tarihi—– arasında bir yıldan fazla zaman bulunması, basiretli bir tacir olarak faturalara süresi içerisinde itiraz edilmeden fatura tarihleri üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtikten sonra tarifenin fahiş bir şekilde değiştirildiği iddiası ile eldeki davanın açılamayacağı, davacının değişen tarifeyi benimsenmiş sayılması gerektiği, davacı tarafından—- bildirilen —–sayılı dosyasından alınan raporda — bulunmadığının bildirildiği, bu nedenle ilgili dosyada alınan — yaptığı itirazların yerinde olmadığı, davacının faturaların kesim tarihinden 14 ay geçtikten sonra faturalara itirazının TMK ‘ nın 2. Maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanımı niteliği taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 54,40 TL harcın, alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar ve ilam harcı terkin sınırı altında kaldığından alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya — davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan avansın yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.