Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/404 E. 2021/416 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/404 Esas
KARAR NO : 2021/416

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı,——geçişler yapıldığını, işbu davanın konusunu oluşturan ihlalli geçişlerden doğan müvekkil şirket alacakları nedeniyle dava açıldığını, geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait 6001 s.k. m.30/5 hükmünün getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine yukarıda esas numarası yazılı icra takip dosyası üzerinden icra takibine girişilmiştir; davalı ise, alacaklı görünen tarafa borcu bulunmadığı gerekçesiyle icra takibine itiraz ettiğini, 721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca—–iddiasını ispatla mükelleftir. Delil olarak dayandığımız belgelerden, davalı borçlunun itirazının mesnetsiz olduğu ve ücretli geçiş noktasından, ücret ödemeksizin ihlalli geçiş sağlamak suretiyle, işletmeci müvekkil şirkete borçlu hale geldiği aşikardır. —- tutarındaki ceza tahakkuku kanunun amir hükmü hasebiyle tahakkuk etmektedir. 6001 s.k. m.30/5 emredici hükmü hasebiyle, — seçimlik hakkı olmayıp, geçiş ücretinin kabul edilip, cezanın reddedilmesinin hukuken kabulü mümkün olmadığını, —geçiş bedelini muntazam şekilde ödediğini ispat yükü, davalı borçluya aittir. Zira ödemelerini muntazam yapan kişi, hukuki mesnediyle iddiasını ispatla mükelleftir. Davalı borçlunun,—müvekkil şirket kayıtlarından görülmekle; icra takibine itiraz eden davalı borçlunun itirazında haksız olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca alacağın miktarı da ilgili yasal mevzuat çerçevesinde belirlenmiş olduğundan davalı tarafça bilinebilir ve likit niteliktedir. Davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ve icra dosyasında haksız bir şekilde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğundan davacı yararına İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, dört katı tutarında ceza 6001 s. Kanunun m.30/5 hükmü gereğince getirilmiş olup, sayın mahkemenin, tarafımızın ve davalı borçlunun, taktir hakkı olmadığı ortadadır. Araç maliki, bahsi geçen kanun hükmü uyarınca, ücret ödemeksizin — içerisinde ilgili geçiş ücreti de ödenmediğinden, açık kanun hükmü uyarınca 4 katı tutarındaki cezayı da ödemek durumunda kalacağını, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile —dosyasında davalının icra takibine vaki itirazının iptaline,takibin devamına, davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, peşin olarak ödenen yargılama giderleri ve harçlarla tespit edilecek avukatlık vekâlet ücretinin davalı borçludan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde ihlalli geçiş tarihi itibari ile davacının—– bakiyesinin yeterli olup olmadığı davalı işleticinin— ile ilgili olarak bildirim yükümlülüğü bulunup bulunmadığı ve davacının geçiş ücretini ve 4 katı tutarındaki ceza oranını talep edip edemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ihlali geçiş nedeniyle tahakkuk ettirilen geçiş ücreti ve ceza tutarının tahsili için girişilen icra takibine konu itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen——-sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 24/09/2019 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 28/09/2019 Tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp edilen araç tescil kaydına göre ihlalli geçiş iddiasına konu —– plakalı aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde sunulan ihlalli geçiş bildirimleri davalının maliki olduğu araç / araçlar hakkında düzenlenmiştir.
Usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilen tensip zaptının — nolu ara kararıyla davalıya ihlalli geçişe konu araçlara ait — bilgilerini sunması için süre verilmiş olup, davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmadığı gibi ön inceleme duruşmasına da katılmamış, — bilgilerini de mahkememize sunmamış, davacı vekili tarafından mahkememize — halinde sunulan ve yazılı hale getirilen belgelerin incelenmesinde, davalı araçlarına ait ihlalli geçiş kayıtları, ihlalli geçiş görüntüleri ve — sorgu sonuçları mahkememize ibraz edilmiş olup incelenmesinde davalıya ait araçların davacının işlettiği —geçişler yapmış olduğu, davacı şirket tarafından ihlalli geçiş ücretlerinin tahsili amacıyla davalının — hesaplarında sorgulamalar yapıldığı ancak yapılan sorgulamalarda davalıya yapılan araç plakalarına ait —- hesap hareketlerinden bir kısım araçlara ait —- ürünlerinin kara listede olduğu, bir kısım ihlalli geçişlere konu plakalara ait — — ise geçiş ücretini tahsil edecek kadar yeterli bakiyesinin bulunmadığı bir kısım plakalara ait — ise iptal edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir—- yayımlanıp yürürlüğe giren 7144 s.Y.nın 18. md. ile değişik 6001 s.Y.nın 30/5 md.).
Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.(6001 SYK m 30/7).
27/2/2018 tarih ve — sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin —- Karar sayılı ilamında; 6001 sayılı— Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. Maddesinin 6639 Sayılı Kanun’un 33. Maddesi İle Değişiklik Yapılan (5) Numaralı Fıkrasının Birinci Cümlesinin İncelenmesi sonucunda, işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında,—- hakkının bir uzantısı olarak kontrolsüz geçişlerde takdir edildiği anlaşılan, geçiş ücretiyle doğrudan bağlantılı bulunduğu, işletme gelirleriyle irtibatlı olduğu ve işletme gelirleri üzerinde etki ve sonuç yarattığı değerlendirilen itiraz konusu kuraldaki cezanın, klasik anlamda idari yaptırım niteliğindeki idari para cezalarından farklı, idare hukuku alanından ziyade özel hukuk alanına yaklaşan, kendine özgü — bir niteliğe sahip olduğu gerekçesi ile kuralın anayasaya aykırı olmadığı tespit edilerek anayasaya aykırılık başvurusu reddedilmiştir.
Dava, davalı tarafından işletilen —– ihlalli geçiş yaptığı tespit edilen davacı hakkında tahakkuk ettirilen para cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacının maliki bulunduğu aracın davalı şirketin işlettiği—– geçiş ihlali yaptığı hususu sabit olup uyuşmazlık 10 katı tutarında tahakkuk ettirilen ceza tutarının yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30/5. maddesinde “…(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya —- veya erişme kontrolünün uygulandığı—ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, —– tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken —- sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir.
6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce —- uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.
Kanunun 30. maddesinin, 27.03.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir.
—– 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesinin Anayasa aykırılığı iddiası ile açılan davada, —-sayılı kararında “…. İşletme hakkı verilen veya devredilen —- kontrolünün uygulandığı — ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir…. kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenerek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve— uygulandığı — geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır…” yönünde karar vermiştir. Bu durumda davalının ihlali sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacıya ait aracın davalı — yolda ihlalli geçiş gerçekleştirdiği, davacıya ait aracın geçiş tarihlerinin —- önceye ait olması, belirlenen ceza miktarının yasayla konulmuş olması karşısında ne davacının ne de mahkemelerin, bu miktarın hakkaniyetli olup olmadığı ve sebepsiz zenginleşmeye yol açıp açmayacağını takdir etme hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.(—–
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, — kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller,— hesap hareketleri, ihlalli geçiş bildirimleri, takip dosyası,—- iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; Davalının maliki olduğu—-tarihleri arasında — bağlı olduğu hesap hareketlerine göre ihlalli geçiş bildirimine konu geçiş ücretlerinin tahsili için yeterli bakiyenin bulunmadığı, bir kısım —- ürünlerinin kara listede, bir kısmının ise iptal edildiği, ihlalli geçiş bildiriminde belirtilen geçiş ücret(ler)inin — köprü ve otoyollar ücret tarifesine uygun olduğu,—— tarafın nakit ödeme yapmamış olması halinde —- bakiyesini yeterli tutmakla en azından geçişten itibaren 15 gün içinde bakiyesini yeterli hale getirmekle yükümlü olduğu,– sistemi kullanmayan ve nakit ödeme de yapmayan sürücü/malik’in zaten ödeme yapmadan geçiş yaptığının bilincinde olduğu ve bu halde de 15 gün içinde geçiş bedelinin ödenmesi gerektiği, aksi halde gerek — bakiyesinin yeterli olmaması ve en azından — içinde bakiyenin yeterli hale getirilmemesi, gerek —sistemine dahil olmayanların nakit ödeme yapmamaları ve 15 gün içinde geçis bedelini ödememeleri halinde ceza bedelinin tahsil koşullarının oluşacağı, ceza bedelinin tahsili için ihlalli geçiş bildirimi düzenlenmesinin ve/veya tebliğinin zorunlu olmadığı, davacının tarafı olmadığı; örneğin — hesabına tanımlı kredi kartı otomatik ödeme talimatı bulunsa dahi geçis anında bakiyenin yetersiz olduğu hallerde—hesabına yükleme yapılamamış olmasının davalı ile otomatik ödeme talimatı verilen banka arasındaki bir hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğinden veya sürücünün ihlalli geçiş bildirimini araç malikine ulaştırmamış olmasının davalı araç maliki ile sürücü arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğinden ya da aracı kiralayanın ihlalli geçiş yapması halinde bu durumun davalı araç maliki ile aracı kiralayan arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğinden bu gibi hukuki ilişkilerden kaynaklanan savunmaların davacıya karşı ileri sürülemeyeceği gibi bunlardan dolayı davacının sorumluluğunun bulunmadığı, Kanun’un açık hükmü karşısında ihlalli geçiş nedeniyle oluşan alacağın davalı araç malikinden talep edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, bu kapsamda ihlalli geçiş anında — hesabında yeterli bakiye bulunmayan ve —yükleme/ödeme yapılmayan davalıya ait araçlar yönünden geçiş bedelini cezalı tutarı ile talep ve tahsil etme koşullarının oluştuğu, bu araçlar ve ihlalli geçişler için ceza bedeline ilişkin takibe yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğu, sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın Kabulü ile
2-Davalının —- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 14.620,00 TL yönünden iptaline, takibin devamına,
3-Hükmolunan Asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 998,69-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 176,58-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 822,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 176,58-TL Peşin/nisbi Harcı, 28,20-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 259,18TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—-göre hesaplanan 4080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle—hazine tarafından ödenmesi gereken 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.