Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/392 E. 2021/218 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/392 Esas
KARAR NO : 2021/218

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 22/09/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili—– ürünlerinin alım satım işleriyle iştigal eden bir şirket olduğunu, bu kapsamda davalı şirketle—– takibe koydukları faturalarda da yer alan —- anlaşıldığını, anlaşma gereği müvekkilice sözleşmeye konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini, davalıya satışı gerçekleştirilen ürünlere ilişkin faturaların düzenlenip ürünlerle birlikte davalıya teslimatı gerçekleştirildiğini, davalıya düzenlenen faturaların—— dosyasında bulunduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin—– dosyası üzerinden devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen işlemiş yasal faiziyle birlikte ödemesine, davalı borçlu adına, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 11/03/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu faturalarda yer alan malların davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise davalının bu malların bedelini ödeyip ödemediği, takibe itirazın haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen — Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 15/07/2020 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 10/08/2020 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi 08/02/2021 uyap havale tarihli raporunda özetle; davacı yana ait incelenen 2020 yılı ticari defteri ve yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı tarafın 2020 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığını, davacı tarafından dava konusu faturaları teslim alan kısımlarda ismi ve imzanın bulunduğunu, davacı şirketin davalı tarafı temerrüte düşürmediği için işlemiş faiz hesabı yapılmadığını, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 194.077,88 TL tutarında alacaklı olduğunu, takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalıya mal satışı yapıldığı, bu mal satışı nedeniyle fatura kesildiği ancak faturanın ödenmediği, fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe davalının itiraz ettiği gerekçesiyle eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
—–müzekkere yazılarak davalının – bildirimi istenmiş, gelen müzekkere cevabından davalının davacı tarafından kesilen faturaya ba bildiriminde yer verdiği anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş; davacı defterlerine göre davacının davalıdan 194.077,88 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı ise ticari defterlerini sunmamıştır.
Davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, ancak davalının — bildirimlerine göre davacının takibe konu faturalarının davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının — formlarının aksini ispatlaması gerektiği—- Karar sayılı ilamı), bu yönde de bir ispat bulunmadığından davacının takibe dayanak faturalarda yer alan malları davalıya teslim ettiğini kabul etmek gerektiği davalının 194.077,88 TL asıl alacak yönünden takibe yaptığı itirazın haksız olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının işlemiş faiz alacağı bakımından yaptığı takibe itiraz yönünden yapılan incelemede; davacı tarafından TTK’nın 1530. Maddesine göre ihtara gerek olmaksızın davalı tarafından alınmasından itibaren faiz işletilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de TTK 1530.maddenin konuluş amacı itibariyle, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, — getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı ( —- Karar sayılı ilamı), eldeki davada her iki tarafında tacir olması nedeniyle TTK 1530. Maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı, davacı tarafından davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmadığından davalının işlemiş faiz yönünden takibe yaptığı itirazın haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davalının asıl alacak yönünden itirazının haksız olduğu, işlemiş faiz yönünden itirazının haklı olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 13.257,46 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.454,70 TL ile icra peşin harcı olarak alınan 1.016,23 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.786,53 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca hesaplanan 22.035,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 99,00 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 853,40 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 814,91 TL ile 2.454,70 TL peşin alınan harç ve 1.016,23 TL icra peşin harcı olmak üzere toplam 4.285,84 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin haklılık durumuna göre hesaplanan 1.260,46 TL’sinin davalıdan, 59,54 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.