Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. 2022/418 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/386 Esas
KARAR NO: 2022/418
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 19/09/2020
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklanan, doğmuş ve karşı tarafça ödenmeyen alacak bakımından —– takip sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, karşı tarafın borca itirazı üzerine itirazın iptaline, takibin devamına ve kötüniyetli borçlunun %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi amacı ile dava şartı olarak öngörülen arabuluculuğa—— başvuru numarası ile —tarihinde başvurulduğunu ve — tarihinde anlaşmama şeklinde arabuluculuk görüşmelerinin sonlandırıldığını, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu, iptalinin gerektiğini, davalının müvekkil ile arasındaki ticari satımdan kaynaklanan bir alacağının bulunduğunu, davaya konu alacağın likit bir alacak olduğunu, davalı tarafın bilirkişi görüşü ya da mahkeme kararı olmaksızın alacağının miktarını hesap edebilecek durumda olduğunu, fatura alacağına dayalı alacakları —– birçok kararında likit alacak olarak kabul ettiğini, 6100 sayılı HMK’nın 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesine yer verildiğini, söz konusu borcun bir para borcu olduğunu, borcun muaccel olduğunu, borçlunun şimdiye kadar borcunu ödemediğini, alacaklarının rehin ya da ipotek ile de teminat altına alınamadığının görülmekte olduğunu, bu sebeple ihtiyati haciz talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, borçlu adına kayıtlı araçların ve taşınmazların sistem üzerinden tespiti ve borca yeter miktardakilerin üzerine ihtiyati haciz şerhi konulmasına, itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlu üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı yan tarafından açılan davaya karşılık dava dosyasına sunulan cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen fatura bakiye alacağının tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik olunan —- sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacağın tahsiline ilişkin genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde takibe, borca , masraflara, faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan takibe konu bakiye alacağı oluşturan–adet faturanın incelenmesinde faturaların düzenlenme tarihinin — olduğu, —- bedelli faturanın navlun bedeline ilişkin olduğu,— bedelli faturanın ise ——- bedeline ilişkin olduğu ve faturalarda yurt dışı taşıma işlemini yapan araç plakasının——— olduğu görülmüştür.
Takibe dayanak faturaların navlun bedeline ilişkin olduğu anlaşılmakla yurt dışı taşımaya ilişkin — taşımaya ilişkin tüm belgeler celp edilmiş olup — belgesinin incelenmesinde gönderici ithalatçının davalı– olduğu, taşıyıcının davacı — olduğu ve taşıma işleminin — plakalı araç ile yapıldığı anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Tarafların tüm delilleri celp olunarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış olup bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu — tarihli raporunda özetle; davacının usulüne uygun olarak tutulduğu anlaşılan ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan – cari hesap bakiye alacağı olduğu, — formlarına göre davacının takip konusu bakiye alacağı oluşturan faturaları —– bildirimde bulunduğu, davalının ise alacağı oluşturan faturaları bildirim konusu yapmadığı hususunda rapor tanzim edilmiş, rapor usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
HMK 222/1 : Mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerine ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
HMK 222/5 : Taraflardan biri tacir olmasa dahil , tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak , karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, —, takibe dayanak fatura, — celep olunan belgeler, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar hep birlikte değerlendirildiğinde davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine cari hesaba dayalı bakiye fatura alacağının tahsili için genel haciz yolu ilamsız takip yapıldığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu ve huzurdaki itirazın iptali davası açıldığı görülmüş olup, takibe konu alacağa ilişkin faturaların davacı tarafça davalıya sunulduğu anlaşılan taşıma işlemine ilişkin navlun bedeli olduğu, — celp olunan taşıma belgeleri içerisinde bulunan ve resmi belge niteliğinde olan — incelenmesinde göndericinin davalı şirket olduğu, taşıma işlemini yapanın ise davacı şirket olduğu, taşıma işleminin cari hesaba dayanak faturada da belirtilen — plakalı araç ile gerçekleştiği ve tüm bu belgelere göre davacı tarafından davalıya taşıma işlemi sunulduğunun sabit olduğu, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre usulüne uygun olarak tutulduğu anlaşılan davacının ticari defter ve kayıtlarında davalıdan cari hesabı dayalı —alacaklı olduğu ve davacının alacağa konu faturaları usulüne uygun şekilde —- bildirdiği, davalının ise bilirkişi inceleme gün ve saati usulüne uygun ve ihtaratlı bir şekilde tebliğ edilmiş olmasına rağmen ticari defterlerini incelemeye ibraz etmediği, bu hali ile HMK 222 maddesi uyarınca davacının takip tutarı asıl alacak miktarı kadar alacaklı olduğu hususunu ispatlamış olduğu, davacı her ne kadar takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de taraflar arasında karşılıklı müzakere edilerek imzalanmış kesin vadeye ilişkin bir sözleşme olmadığı gibi davacı tarafından davalıya usulüne uygun olarak gönderilmiş ve tebliğ edilmiş bir temerrüt ihtarı da bulunmadığı, bu hali ile davalının temerrüdünün takip tarihi itibari ile gerçekleştiği, alacağın bilinir ve belirlenebilir olması nedeni ile icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın asıl alacak yönünden kabulüne, takip öncesi işlemiş faiz yönünden ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalının — esas sayılı dosyasına vaki itirazın ——— yönünden iptaline,
2-Hükmolunan asıl alacağa takip tarihinden itibaren kamu bankalarınca–q cinsinden açılacak — hesabına uygulanacak en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
3-Hükmolunan alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 673,18 -TL harçtan daha önceden ödenen 73,54 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 599,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 73,54 TL peşin harç, 7,80 vekalet harcı olmak üzere toplam 135,74 TL harcın kabul red oranı dikkate alınarak 130,31 TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 791,10 TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 759,45 TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinden bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
9-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’ nin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesap edilen 1.267,20 TL’sinin davalıdan alınarak, 52,80 TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022