Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/385 E. 2022/395 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/385 Esas
KARAR NO : 2022/395
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekilinin —- harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin —- ilinde eğitim alanında büyük yatırımlar yaptığını , başarılı bir şirket olduğunu, — yatırımlarını daha sürdürülebilir kılmak ve büyütmek adına — tarihinde imzaladığı sözleşme ile davalı —- kullandığını, davalı tarafından müvekkiline kullandırılan kredinin tutarının — olduğunu, kredi taksitlerine uygulanacak faiz oranının —– dünyada en çok uygulanan referans faiz oranlarından olduğunu, ülkemizde de bankaların müşterileri ile yaptıkları işlemlerde esas alınmak üzere —-ilan edilmekte olduğunu,—– herhangi emredici kural çerçevesinde değil, tarafların mutabakatına göre özel kurallar çerçevesinde uygulandığını, tüm dünyada—- özü “ortayı bulma” ve böylece tarafların altına gireceği riski azaltma anlayışına dayandığını, taraflar arasındaki anlaşmaya ve usule göre her gün ilan edilen —– oranına kararlaştırılan faiz oranı eklenerek bulunan günlük faiz oranının toplanarak altı aylık faiz oranının ortaya çıkartılmasının gerektiğini ancak davalının hatalı olarak yalnızca —- tarihine ait olan— oranının kredi taksidine uygulanması sonucunda müvekkilinin —zarara uğradığını, davalı tarafın ise aynı meblağ nispetinde müvekkili aleyhine sebepsiz olarak zenginleştiğini, —– değerlere bağlı bir referans faiz oranı olduğunu, faiz dönemi kaç gün sürerse sürsün ilk günden son güne kadar ilan edilen faiz oranlarının ortalamasının alındığını, somut olayda tamı tamına — gün süren faiz döneminde tek bir günün —- faiz oranını gösteren sayısal değerin—– günün ortalamasıymış gibi —– alınarak işlem yapıldığını ve yanlış olduğunu, —- davalının kabul ettiği gibi salt vade günündeki faiz oranına göre belirlenen bir uygulama olmadığı için— ile faizlendirilen krediyi kullanan müvekkile dayatılan—- varoluş sebebine aykırı olduğunu, kredi oranının hatalı uygulandığının tespitinin akabinde müvekkilinin davalı taraf ile derhal irtibata geçip duruma itiraz ettiğini, davalıların yetkilileri ise şifahi olarak müvekkilimizin haklı olabileceğini ve/fakat diğer taksitlerde de diğer günlerin sabit——– oranını — aldıklarından —- oranının düşük olduğu günlerde de aradaki farkların telafi edildiğini belirttiklerini, davacı müvekkilin uğramış olduğu zarar için yasal yola başurmadan evvel —- ihtarnameyi de davalıya gönderdiğini, davalı taraftan uyuşmazlığın dostane bir şekilde çözümü yönünde bir cevap alınamadığını belirterek şimdilik —- haksız ödeme gününden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin — tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasının harca esas değerini —- olarak gösterdiğini, HMK’nın dava çeşitleri ve dava değeri ile ilgili maddeleri ve dava dilekçesinde yer alan davacı beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde hukuka aykırı olduğunu, davacının dava açılış iradesinin —meblağ üzerinden değil en az — meblağ üzerinden olduğunun açık olduğunu, davacının dilekçesinde beyan ettiği zararının en azından —– olduğu iddiaları ve talep konusu hususundaki davacı beyanlarının da özü itibariyle kısmi dava açmak iradesi aksine mevcut zararının tamamının hesaplanarak tahsili talebi dikkate alındığında yine HMK ‘nın kısmi davayı düzenleyen 108.maddesinin de huzurdaki davada uygulama alanı bulamayacağının ortada olduğunu, huzurdaki davasının konusunun hatalı faiz oranı uygulandığından bahisle aleyhine ortaya çıkan sebepsiz zenginleşme tutarının ödeme gününden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte tahsili talebinden ibaret olduğunu, davacı firmanın iddia ettiği şekilde maddi bir zararı ve buna bağlı olarak müvekkil bankanın davacı aleyhine sebepsiz zenginleşmesinin mevcut olmadığını, bankacılık faaliyetleri kapsamında —- kapsamında davacı firmaya —- ve/veya uygun kaynaklı yatırım kredisi kullandırılması hususunda karşılıklı anlaşmaya varılarak davacı firmaya tahsis edilen limit çerçevesinde kredi kullandırımının müvekkil banka tarafın sağlandığını, davacı bankaya tahsis edilen —– limitli kredinin vade başlangıç ve son ödeme tarihleri kapsamında dört parça halinde davacı firmaya müvekkil banka tarafından kullandırıldığını, davacı firma kredi sözleşmelerinin imzalanması sonrası süreç içerisinde teşvik mevzuatı hükümleri çerçevesinde faiz desteğinden yararlanma talebinde bulunduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında imza altına alınan —- kredinin faizi , vadesi ve —- uygulanacak faiz , vade ve —–hususunda taraflarca kabul edilen hususları düzenlediğini, müvekkil banka tarafından uygulamada —- oranları ocak ve temmuz ayları başında—- alınarak güncellendiğini ve hesaplandığını, —– değişken faizi olan tüm kredilere bu faiz güncellemesi üzerinden hesaplama yapıldığını, müvekkil bankanın davaya konu kredilere uygulanan faiz oranını kendi —-belirlemesinin ilgili faiz oranlarını davacı ile yapılan sözleşmelere aykırı şekilde kredilere uygulaması gibi bir durumun da söz konusu olamayacağını, kredilere uygulanan faiz oranı ve dönemlerinin — aylık faiz oranlarının — ayları başında ——-dikkate alınarak güncellenmekte ve hesaplanmakta olduğunu belirterek davanın ve tüm davacı taleplerinin reddine, vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık: Taraflar arasında —– tarihinde yatırım kredisi sözleşmesi imzalandığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık kredi sözleşmesinde belirtilen faiz oranlarına rağmen davalının hatalı faiz hesaplaması yapması nedeniyle davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zararı davalıdan isteyip isteyemeceği, davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, davalı tarafından uygulanan faiz oranının taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olup olmadığı hususunda ihtilaf olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, tarafları arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden davacı banka tarafından tahsil olunduğu iddia olunan fazla faiz miktarının tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde her ne kadar davacının belirsiz alacak davası açamayacağını ve bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de dava dilekçesinde davacının kısmi dava olarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik —- tahsilini talep etmiş olup dava belirsiz alacak davası değil kısmi dava olduğu kanaatine varılarak davalının bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir.
DELİLLER:
Davacı ile davalı arasında —- sözleşme nolu kredi sözleşmesi imzalandığı, — müşteri kredi hesabından kullandığı tutarlar üzerinden bankaya—-belirtilen oranda ve şekilde faiz ve—— ödemekle yükümlüdür hükmünü içerdiği, yine —- ise müşteri, kredinin ana para taksitleri ile tahakkuk eden——- ve her türlü diğer masraflarını —ödemekle yükümlüdür hükmünü içerdiği ve —- ise ana para taksitleri,—- masraflar vadelerinde ödenmediği takdirde müşteri bankanın hiçbir ihtarına gerek olmaksızın vadenin ertesi günü mütemerrit olur. Vade resmi tatil gününe rastlarsa, tatilden önceki iş günü vade olarak kabul edilir, mütemerrit olan borçlu —- belirlenen esas ve/veya oranda akdi temerrüt faizi ödemeyi kabul ve tahahhüt eder. Yine ——– da öngörülen vadelerde ödenmeyen faizler ile sözleşmeden kaynaklanan sair tüm borçların ödenmeyen faizleri Türk Ticaret —-gereğince ana paraya eklenebilecektir. Temerrüde ilişkin hükümler saklıdır şeklinde hüküm olduğu görülmüştür.
Dosyada mevcut —– teslim tarihli sözleşme öncesi bilgilendirme ve teslim formunun davacı şirket kaşe ve imzası ile davacıya teslim edildiği, davacı şirketçe düzenlenen kaşeli ve imzalı müşteri beyan başlıklı belgede ” banka tarafından sözleşme öncesi bilgilendirme ve teslim formu ile—– tarihinde tarafımıza incelenmek üzere elden teslim edilen kredi özel ve genel sözleşmelerinin tarafımızca dikkatlice okunduğunu, uzman kişilere incelettirip değerlendirdiğimizi ve içeriğini öğrendiğimizi, bankaca tarafımıza gerekli tüm bilgilendirmelerin yapıldığını beyan ve kabul ederiz” şeklinde olduğu görülmüştür.
Davalı banka tarafından davacı adına düzenlenen — tarihli kredi tahsis tebligatı konulu belgenin incelenmesinde kredi koşulları başlığı altında kredinin faizini düzenlenen —-kredinin kalkınmak kaynaklı ——-değişken faiz oranları uygulanacaktır hükmünü içerdiği görülmüştür.
Davalı banka tarafından dosyaya sunulan ve davacı ile davalı tarafından imzalanan ve itiraz edilmeyen —— tarihli kredi sözleşmesine bağlı değişken faizli ——-tablosunun incelenmesinde davacı banka ile davalının krediye uygulanması gereken faiz oranlarının düzenlendiği görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasında ki anlaşmaya ve usule göre kullanılan krediye her gün ilan edilen —— oranına kararlaştırılan faiz oranı eklenerek bulunan günlük faiz oranının toplanarak altı aylık faiz oranının ortaya çıkarılması gerekirken davalı tarafından hatalı olarak yalnızca —- kredi taksidine uygulanması sonucunda müvekkilinin —- zarara uğradığını, faizin işlemeye devam ettiği gün bir tatil günü ise son iş gününde belirlenen faiz oranı tatil günlerinde işleyen faizi uygulanması gerektiği, somut olayda ise taraflar arasında altı aylık —- oranı kararlaştırıldığından dolayı altı aylık —-oranının altı ay boyunca ki ortalamasının alınması gerektiğini, en az bir, en çok yedi günlük zaman dilimlerinde işleyen altı aylık —– faiz oranlarının gün gün toplanarak —- faiz dönemi gün sayısı olan — ortalama faiz oranı çıkacağını, somut olayda — faiz oranını gösteren sayısal değerinin sanki —- ortalamasıymış gibi referans alınarak işlem yapılmasının hatalı olduğunu, ortalama faiz oranının — olması gerekirken davalı tarafından yalnızca —- oranının takside uygulanmasının hatalı olduğunu, zira —- olduğunu, bu oranın — tutarlı kredilere uygulanması sonucu ortaya çıkan tutarın olması gerekenden —- fazla olduğunu iddia etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde; davacı ile faiz desteğine ilişkin ek sözleşme imzalandığını, kullandırılan toplam — krediye uygulanacak faiz ve faiz oranını, davacı ile imza altına alınan ve davacı tarafından da hür iradesi ile hukuken kabul edilen sözleşmeler kapsamında altı aylık —- üzerinden hesaplandığını , banka tarafından uygulamada —- faiz oranlarının —- başında—-dikkate alınarak güncellenmekte ve hesaplanmakta olduğunu,——aylık ve altı aylık değişken faizi olan tüm kredilere bu faiz güncellemesi üzerinden hesaplama yapıldığı, söz konusu faiz uygulamasının sadece davacıya değil banka tarafından —– endeksli diğer kredilere de hali hazırda uygulandığını, davacının iddia ettiği üzere günlük olarak —- faiz hesaplaması ve ortalama alınması şeklinde bir uygulama mevcut olmayıp iddia edilenin aksine altı aylık —– oranının altı ay boyunca ki ortalamasının alınması şeklinde bir yasal uygulama ve zorunluluk bulunmadığını beyan etmiştir.
Tarafların tüm delilleri celp olunmuş ve yukarıda belirtilen iddia ve savunmalar çerçevesinde davalı banka tarafından davacının kullanmış olduğu krediye uygulanan faizin , faiz oranının ve tahsil edilen faiz tutarının kredi sözleşmesine uygun olup olmadığı, davalı banka tarafından fazla bir tahsilat yapılıp yapılmadığı, varsa miktarının tespiti amacıyla bilirkişiden rapor alınmış olup bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —- tarihli raporunda özetle; taraflar arasında —- tutarlı kredi kullandırılmasına ilişkin sözleşme imzalandığı, — Maddesinde krediye uygulanacak sözleşmenin mütemmim cüzü olan —belirtilen oranda ve şekilde faiz ve komisyon uygulanacağı, müşterinin — ödemekle yükümlü olduğu, —maddesinde ise kredi faiz ve komisyona eklenen mevzuatta değişiklik olduğu takdirde her türlü yükümlülük müşteriye ait olacaktır,—- bankanın faiz ve komisyon oranı ile temerrüt faiz oranını ve marjını değiştirme hususunda tam yetkili olduğu, madde — ana para taksitleri ile tahakkuk eden faizleri, vergi ve sair masrafları—–muayyen gün ve esaslar dairesinde ödemekle yükümlü olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşmenin —– bölümünde kredinin faizi ve vadesi ve itfasını —–Maddesinde müşteriden kredinin kullandırım tarihinden veya valör tarihinin kullandırım tarihinden farklı olması durumunda valör tarihinden başlamak ve ana para ile faiz gider ve vergisi ve hesabın her türlü zimmetinden tasfiyesine kadar kesintisiz devam etmek üzere faiz tahakkuk ve tahsil olunur, kredinin kaynağına göre banka veya mali kuruluş tarafından belirlenen faiz oranı değişken olup banka bu oranları piyasa koşulları veya kaynak maliyetine göre değiştirmeye ve uygulamaya yetkilidir şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
Davalı banka tarafından kullandırılan krediye faiz tahakkuk devrelerinde hesaplamaya esas alınması gereken —-oranları bilirkişi tarafından tablolar halinde incelenmiş olup davalı bankanın kredilere uyguladığı faiz oranlarının —- oranları ile kredi sözleşmesine uygun olup olmadığı yönünde yapılan değerlendirmede davalı her ne kadar krediye günlük olarak uygulanacak faiz oranının —– faiz hesaplaması ve ortalama alınması şeklinde olmasını gerektiğini iddia etmiş ise de—- bankalara emredici bir düzenleme ve yasal hüküm yer almamakta olup,—- açıklanan oranlar piyasada işlemleri sonucunda oluşan ve bankalara referans olarak açıklanan oranları teşkil ettiğini, taraflar arasında imzalanan —- altı aylık ortalamanın uygulanacağı yönünde bir hüküm ve düzenleme bulunmadığı somut olayda davalı bankanın davacıya kullandırdığı —tutarlı krediye altı aylık dönemler halinde uygulanacak faiz oranı hakkında tarafların referans olarak kabul ettiği —-olduğunu, —- bankaların tam gün yaptıkları işlemler sonucunda ilan edilmekte olup tatil günlerinde piyasalar kapalı olduğu için —- yapmadığını, davaya konu olayda davacı şirket altı aylık ortalamayı hesaplarken tatil günlerini de dahil etmek suretiyle —– ortalama üzerinden hesaplama yapmak suretiyle ortalama —- bulmuş olduğu, ancak tatil günlerinin hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiğini, ortalamaya esas alınması gereken —-açıkladığı üzere bankaların — işlem sayısı olan —- üzerinden yapılan hesaplamada davaya konu krediye uygulanacak referans faiz oranı —-olarak hesaplanmış buna göre bankanın uyguladığı —- oranının hesaplanan ortalama oranın altında olduğunu, kaldı ki — kredilere—- aylık ortalaması uygulanacağı yönünde bir hüküm de bulunmadığını sonuç olarak davalı bankanın davacıya kullandırdığı kredilere uygulanan —- değişken faiz uygulamasında hatalı bir uygulamanın söz konusu olmadığı gibi bankacılık kanunu, bankacılık usul ve teamülleri ile taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesine bir aykırılık bulunmadığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Tarafların rapora itirazı üzerine mahkememizce üç banka hukukçusu ve bir nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten rapor alınmış olup, bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş olduğu —- tarihli raporunda özetle; davacı ile davalı banka arasında düzenlenen —- bedelli kredinin dört dilim halinde ilk üç yılı ödemesiz, sekiz yıl vadeli olarak kullandırıldığı, sözleşme öncesi bilgilendirme ve teslim formunun—– tarihinde tanzim ve imza edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde bulunan ve tarafların yetki ve imzalarının bulunduğu faiz desteği öncesi ——planlarında belirlenen faiz oranları tablo halinde bilirkişi raporunda açıklanmış olup, hesaplamanın bu oran üzerinden yapılması gerektiği, dosyada mevcut —– tarihli raporda ki tatil günlerinin hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği yönündeki tespitin yerinde olmadığı, günlük açıklanan faiz oranlarında cuma günü açıklanan oranların—–içinde geçerli olduğunu, yapılan hesaplamaların davalı bankanın dosyaya sunduğu cevap dilekçesi ekindeki tarafların yetkili imzalarını taşıyan tablolarda tarafların mutabık kaldıklarını teyit ettiği anlaşılmakla davacı tarafça iddia edilen —– fazla tahsilata ilişkin bir tespit yapılamadığını şeklinde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne göre taraflara tebliğ edilmiştir.
Tarafların bilirkişi heyet raporuna itirazı üzerine bilirkişi heyetinden itirazların karşılanması amacıyla ek rapor alınmış olup bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş olduğu —- tarihli raporunda özetle; kök rapordaki kanaati değiştirecek herhangi bir yeni bir bilgi ve belge dosyaya ibraz edilmediği, krediye dayanak teşkil eden kredi sözleşmeleri uyarınca en son düzenlenen—– planlarında dava konusu —dilimleri ilişkin olarak — tarihleri arasındaki — tarihinde tahakkuk edecek —- faiz tutarlarının yer aldığı ve uygulanan faiz oranlarının belirtildiği, bu iki faizin toplam tutarının ise—- olduğu, davalı banka tarafından davacı şirketten işbu ——planlarında yer alan işbu faiz tutarları kadar yani — tahsil edildiği , düzenlenen ——-planlarının imzalanan sözleşmelerin eki olması sebebi ile davacı şirketin bilgi dahilinde olduğu ve faiz oranları ile tutarlar konusunda tarafların mutabık kaldıkları, kredi faizlerine ilişkin olarak —– hükümlerinde oran serbestisi bulunduğu, ilgili mevzuatta ve taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde davacı şirketin talep ettiği gibi krediye uygulanacak faiz oranının günlük değişen bazda her gün için açıklanan ayrı oranlar alınarak, günlük faiz hesabı yapılarak tahakkuk ettirileceğini dair herhangi bir ibareye rastlanmadığı, —– sebebi ile artış ve iniş gösterdiği için günlük olarak uygulanması neticesinde kredi kullanan tarafın lehine veya aleyhine sonuç oluşturabileceği, somut olayda ise kredilere dayanak sözleşme hükümlerine istinaden ve sözleşmelere ek olarak düzenlenmiş olan ——-planlarında belirtilen faiz oranlarının davalı banka tarafından uygulanmış olduğu ve bu uygulamanın bankacılık teamüllerine ilgili mevzuata ve sözleşme hükümlerine herhangi bir aykırılık tespit edilmediği, —– oranlarına ilişkin açıklamalar ve kurallar konusunda yapılan incelemelerde de faiz oranının uygulanması konusunda herhangi bir emredici hükme rastlanmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, —- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—–; toplanan/sunulan deliller, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi, sözleşme öncesi bilgilendirme ve teslim formu, bu forma istinaden davacı tarafça düzenlenen ve imzalanan müşteri beyanı, kredi sözleşmesine bağlı değişken faizli ——–tablosu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve yukarıda deliller kısmında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere sözleşmede krediye uygulanacak faiz, faiz türü ve oranının sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca tacir olan taraflarca imzalanan kredi sözleşmesi ile kararlaştırıldığı, sözleşmenin eki niteliğindeki —– tarihli kredi sözleşmesine bağlı değişken faizli ——-tablosu ile kullandırılan krediye uygulanacak faiz oranlarının ayrıntılı bir şekilde belirlendiği ve bu tablonun davacı şirket ile davalı banka yetkililerince kaşe ve imzalandığı, davalı banka tarafından kredi sözleşmesine istinaden sözleşme öncesi bilgilendirme ve teslim formu teslim edildiği, bu forma istinaden davalı şirket kaşe ve imzası ile —- tarihinde incelenmek üzere elden teslim edilen kredi ——- dikkatlice okunduğunu, uzman kişilere incelettirilip değerlendirildiğini ve içeriğinin öğrenildiğini, davalı banka tarafından gerekli tüm bilgilendirmelerin yapıldığını beyan ve kabul ettiğini bildirdiği görülmüştür. Mahkememizce dava ve cevap dilekçeleri doğrultusunda ihtilafın; davalı banka tarafından asıl alacağa taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında altı aylık —– —- hesaplanmasının taraflar arasında imzalanan sözleşmeye uygun olup olmadığı, davalı iddiası gibi uygulanması gereken faizin taraflar arasındaki sözleşmeye ve usule göre her gün ilan edilen —-oranına kararlaştırılan faiz oranı eklenerek bulunan faiz oranı toplanarak altı aylık faiz oranının ortaya çıkartılması gerekirken davalının hatalı olarak sadece —- tarihine ait olan — oranının kredi taksidine uygulanması sonucu davalıdan sözleşmeye aykırı olarak —-fazla faiz tahsilatı yapılıp yapılmadığı şeklinde tespit edilmiş olup davalı banka tarafından tahsil edilen faiz miktarının kredi sözleşmesine uygun olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve gerek —- tarihli bilirkişi raporu gerek — tarihli bilirkişi heyeti raporu ve —– tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun denetime elverişli somut verilere dayalı ve gerekçeli olması nedeni ile mahkememizce hükme esas alınmış olup, alınan bilirkişi raporlarına göre davalı banka tarafından davalıdan tahsil edilen faiz tutarının taraflar arasında imzalanan sözleşmeye, sözleşmenin eki niteliğindeki kredi sözleşmesine bağlı değişken faizli ——tablosunda belirlenen faiz oranlarına ,bankacılık mevzuatına ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, tarafların hür iradesi ile imzalanan kredi sözleşmesinde davacının iddia ettiği gibi kredi faizine altı aylık ortalamanın uygulanacağı yönünde bir hüküm ve düzenleme olmadığı , davalı banka tarafından kredi sözleşmesine istinaden uygulanan faiz oranının bilirkişi tarafından tespit edilen referans faiz oranı — oranının davalı bankanın uyguladığı —-oranının hesaplanan ortalama oranın altında olduğu, kredi faizlerine ilişkin —- göre tarafların faiz oranının serbestçe kararlaştırabileceği ve taraflarca imzalandığı ihtilafsız olan kredi sözleşmelerine istinaden davalı bankanın davaya konu —- tarihinde tahakkuk edecek — tutarlarının yer aldığı ve uygulanan faiz oranlarının belirtildiği, bu iki faiz toplam tutarının — olduğu , davalı banka tarafından ise davacı şirketten taraflarca imzalanan ———planlarında yer alan işbu faiz tutarları kadar yani —– tahsilat yaptığı, imzalanan ——- planlarının sözleşmenin eki niteliğinde olduğu, davacı şirketin bilgisi dahilinde imzalandığı, faiz oranları ile tutarlar konusunda tarafların mutabık kaldıkları ve davalı banka tarafından tahsil edilen faiz tutarının ve yapılan faiz hesabının kredi sözleşmelerine uygun olduğu ve davalı banka tarafından davacıdan fazladan bir faiz tahsilatı yapılmadığı her ne kadar bilirkişi raporları arasında tatil günlerinin hesaplamaya katılıp katılmayacağı hususunda çelişki bulunsa da bu hususun uyuşmazlığın çözümüne bir katkısı olmadığı, davalı bankanın her halükarda tahsil ettiği faiz miktarının ve uygulanan faiz oranının kredi sözleşmesine uygun olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan bakiye 90,08 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2022