Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/384 E. 2021/647 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/384 Esas
KARAR NO : 2021/647

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını. Davalının icra takibine borcu bulunmadığından bahisle borca itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğunu.——numarası ile dava şartı —– tarihinde— tutulduğunu. Davacı—– faturalar, irsaliyelerin ve belgelerin incelenmesi ile davacının takip tarihi itibariyle———– dosyasına vaki borca itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağa icra takip tarihinden itibaren değişen ve değişen oranlarda ticari avans faizi yürütülmesini, davalının takip konusu asıl alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve ibraz edilen davacı ve davalı şirkete ait tüm ticari defter , kayıt ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Davaya konu —— esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine —– cari hesaba dayalı olduğu belirtilerek tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının süresi içerisinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların bağlı olduğu —– edilmiş olup davacı ve davalının —- üzerindeki faturaların ——– bildirildiği,
Mahkememizce davacı ve davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup bilirkişinin dosyaya sunduğu raporunda özetle, davacı şirket ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davalı ile davacı arasındaki——– tarihine kadar davalı—– alacaklı olduğu,———- faturaların davalı tarafından bağlı bulunduğu ——— faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği ve fatura konusu malların da teslim alındığına karine oluşturduğu, davacı ve davalının —– bildirim yükümlülüğü —— ——- teslim alındığına dair sevk irsaliyelerinde teslim alan bölümünde imza bulunduğu ve davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan —– yönünde rapor tanzim edilmiş, davalı şirkete usulüne uygun olarak bilirkişi ara kararı tebliğ edilmiş olmasına rağmen ticari defterleri incelemeye ibraz edilmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun —————bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar————— alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde —- kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için —— olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari———— delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf—– değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) ——- uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın —-defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere —— olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece—-sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen —– oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda——varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir——
Yapılan yargılama sonucunda ; dosya kapsamındaki tüm deliller;———bilirkişi raporuna göre , taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının davacıya kısmi ödemeler yaptığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin var olduğunun sabit olduğu, davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve ticari defterlerine göre davalıdan 23.142,82 TL alacaklı olduğu, davacının delil olarak davalı ticari defter ve kayıtlarına dayandığı davalının ise ticari defter ve kayıtlarını yapılan ihtara rağmen bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ibraz etmediği ancak davacı tarafından düzenlenen ve bildirim yükümlülüğü bulunan faturaların davalı —- bildirim yükümlülüğü bulunmayan faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinde ise imza bulunduğu, yukarıda belirtilen ——- davacının usulüne uygun tutulduğu bilirkişi raporuyla sabit olan ticari defter ve kayıtlarıyla alacağını ispatladığı, davalının ticari defter ve kayıtlarını incelemeye ibraz etmeyerek davacı defterleriyle uyuşup uyuşmadığının tespitine engel olduğu ve HMK 221 ve devamı maddeleri uyarınca davacı ticari defter ve kayıtlarının kendisi lehine delil oluşturduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu, tarafların tacir olması nedeniyle davacının ticari faiz isteminin yerinde olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın KABULÜ İLE
2-Davalının ——– dosyasına yapmış olduğu itirazın 23.142,82 TL yönünden iptaline,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
4-Hükmolunan alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.580,89-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 395,23-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.185,66-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini — (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 395,23-TL Peşin/nisbi Harcı, 750,00-TL Bilirkişi ücreti, 106,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.305,63TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından —– davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı