Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/363 E. 2021/774 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/363 Esas
KARAR NO : 2021/774

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 09/09/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı/borçlu şirket arasındaki ticari ilişki nedeni ile davalı ——–verildiğini, ancak davalı— bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı şirket ile defalarca görüşülmesine rağmen sonuç alınamayınca alacağı haciz yolu ile tahsil etmek için, davalı aleyhine—– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borcun tümüne ve ferilerine itiraz edildiğini, borçlunun haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı borçlunun alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, usule, yasalara aykırı olarak açılan huzurdaki haksız davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında ilişki bulunup bulunmadığı, davacı tarafça düzenlenen faturalarda yer alan—-davalıya teslim edilip edilmediği, davalının faturalar nedeniyle borçlu olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen—sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi —– havale tarihli raporunda özetle; davacı —-usulüne uygun olarak tutulduğunu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ücari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceğini, davacı nezdinde yapılan incelemeye göre davalının davacıya takip tarihi itibariyle—- borçlu olarak göründüğünü, davalı nezdinde inceleme yapılamadığını, davalı tarafın vekili tarafından inceleme ile ilgili başka bir gün ve saatte yapılması hususunda mahkemeye mazeret dilekçesi sunduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi —–havale tarihli raporunda özetle; davalı nezdinde inceleme yapılamadığına ilişkin beyan ve rapor sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalı ile aralarında bulunan ticari ilişki nedeniyle —- teslim edildiği ancak ürün bedellerinin ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığı, yapılan takibe davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddiası itirazın davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ve ispat yükünün davacıda olduğunu beyan etmiştir.
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı bedelin ödenmesi talebine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözülebilmesi için taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davacı tarafları incelenmesi neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan —- alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa verilen kesin süreye rağmen davalı defterlerini ibraz etmediğinden davalı defterleri incelenememiştir.
Davalı tarafın yetki itirazı yönünden yapılan incelemede; davacı defterlerine göre taraflar arasında hukuki ilişki bulunduğu, davalının defterlerini sunmaması nedeniyle davalı defterlerine göre arada hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığının tespit edilemediği ancak defterlerini kesin süreye rağmen sunmayan davalının davacının ispat imkanını elinden alması nedeniyle taraflar arasında hukuki ilişkinin var olduğunu kabul edilmesi gerektiği, sözleşmeden doğan davalarda HMK 10. Maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin de yetkili olduğu, TBK ‘ nın 89. Maddesi gereği para borçlarının ifa yerinin alacaklının — olduğu, bu nedenle para borçlarına ilişkin davalarda alacaklının yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olduğu, davacının şirket merkezinin bulunduğu yerin —- olması ve mahkememiz yetki sınırları içerisinde bulunması nedeniyle mahkememizin yetkili olduğu kanaatine varılmış ve davalının yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamında davacı defterlerine göre davacının davalıdan —– alacaklı olduğu, davalının defterlerini sunmadığı, TTK nın 222. Maddesinin 3. Fıkrasında taraflardan birisinin defterini sunması halinde — bulunan kaydın diğer —- aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde kendi defterinde yer alan kayıtların ispat edilmiş sayılacağının düzenlendiği, eldeki uyuşmazlıkta da davalının defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davacı defterlerinde yer alan kayıtların ispat edilmiş sayılması gerektiği, bu kapsamda davacının davalıdan 298.423,20 TL alacaklı bulunduğu, bu nedenle davalının takibe itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği, tarafların tacir olması ve davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari defterlerinden kaynaklanması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle alacağın % 20′ si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—– Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 298.423,20 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 20.385,29 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.604,21 TL’nin mahsubu ile bakiye 16.781,08 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan ve 54,40 TL başvurma harcı,—– posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile peşin harç olarak alınan 3.604,21 TL olmak üzere toplam 4.413,61 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca— tarafından—davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.