Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/360 E. 2023/428 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/360 Esas
KARAR NO: 2023/428
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/01/2019
KARAR TARİHİ: 23/05/2023

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- adresinde bulunan —- sahibi ve yetkilisi olduğunu, davalının—– isimli şahısla, müvekkilinin işyerine gelerek —— almak istediğini beyan ettiğini, müvekkilinin şahsın şifahi bu teklifini etmiş olduğu satış bedeli olan —- peşin ödenmesi şartıyla——devredebileceğini belirtiğini, davalının müvekkilinin peşin ödeme şartını kabul edebileceklerini söyleyerek işyerinden ayrıldığını, davalı ile birlikte —— tarihinde ellerinde çanta ile parayı peşin getirdiklerine yönelik izlenim vererek müvekkiline 28/10/2015 tarihli protokolü imzalattıklarını, müvekkilinin nasıl olsa parayı peşin ödüyorlar zannı ile protokolü doğru dürüst incelemeden imzaladığını, akabindesatış parasını istediğinde paranın hazır olmadığının söylendiğini, bunun üzerine müvekkilinin şahıslarla tartıştığını, şahısların müvekkilinin imzaladığı protokolü iade etmeden işyerinden ayrıldıklarını, davalı ile Veysel Düzova isimli şahsın sahte evraklar tanzim ederek müvekkilinin aleyhine zenginleşme çabası içerisine girdiklerini, bu nedenlerle haklarında —– Soruşturma numaralı dosyası ile—— suçlarından soruşturma yürütüldüğünü, müvekkilinin davalı taraından ——–sayılı dosyası ile takibe konulan —– bedelli senedi vermediğini, müvekkilinin dava konusu senedi hiçbir şekilde düzenlemediğini, böyle bir senede imza atmadığını, bu nedenle—- Karar sayılı dosyası ile imza inkarında bulunulduğunu, İcra Hukuk Mahkemesinin dar yetkili mahkeme olması sebebiyle, senetteki yazı karakterleri farklılıklarını senedin keşide tarihinde ve senet miktarının rakamla yazılan bölümlerindeki karalama ve oynamaları dikkate almadan, sadece müvekkilinin çoğunlukla “paraf” olarak kullandığı imzayı incelediklerini, imzanın (parafın) müvekkiline ait olduğu yönünde görüş belirtildiğini, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, yeni bir bilirkişiden tekrar rapor alınmasını talep ettiklerini, buna rağmen icra hukuk mahkemesinin bu taleplerini kabul etmeyerek davanın reddine yönelik karar verdiğini, müvekkilinin hiçbir surette dava konusu senedi düzenlemediğini ve davalıya vermediğini, bir an için müvekkilinin böyle bir senedin bir şekilde müvekkilinden alındığının varsayılsa dahi; 28/10/2015 tarihli protokolde “…devir edenler teminat olarak 150.000,000 TL bir adet bono devir alana vermişlerdir” hükmü, açıkça dava konusu senedin, teminat olarak verildiğinin belirtildiğini, bu durumda davalının sözleşmede zikredilen 30.000,00 TL ve 100.000,00 TL’nin davacı müvekkiline ödediğini yazılı belge ile ispatlamasının gerektiğini, tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile bizzat davalı tarafından icraya konulan senedin iptalini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görev itirazında bulunulduğu, uyuşmazlık konusunun ——- sayılı dosyası ile icra takibine konulan bir adet bonodan kaynaklandığını, davacı borçlunun ——- sayılı dosyası ile bonoya dayalı yapılan icra takibine karşı imzaya ve borca itiraz ettiğini,—— dosyasında görülen davada yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan ayrıntılı ve deneitmli rapora göre imzanın davacıya ait olduğunun ortaya çıktığını ve haksız yere açılan davanın reddine karar verildiğini, davacının sözü geçen davada, taraflar arasındaki ticari ve hukuki ilişkiyi taraflar arasında akdedilip imzalanan —– tarihli Protokolu, yine taraflar arasında taraflar arasında akdedilip imzalanan—– tarihli Protokolu, yine taraflar arasında tanzim edilip borçlularca imzalanan ve takibe konulan bonoyu kabul etmediği , dürüst ve tutarlı davranma kaygusu gütmeyen Davacı işbu davada ise, taraflar arasındaki ——- devre için yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma yapılıp protokol imzalandığını kabul etmekle birlikte; bu kez ödeme yapılmadığı yönünde gerçek dışı beyanda bulundukları, oysa davacıya ve dava dışı borçluya Protokolde öngörülen tüm ödemeler yapılmış, Bayiilikler devir ve teslim alındığı, ancak daha sonra Bayiiilikte çalışan kişinin haftalık ödemeyi Davacı ve/veya Dava dışı borçluya göndermesi nedeni ile tartışma yaşanmış, bu kez bakiye 100.000,00 TL’nin ödenmesini müteakiben fiilen devir ve teslim edileceği konusunda şifahi anlaşmaya varıldığı, ancak Protokolde öngörülen tarihten bir kaç gün evvel ——— tarihinde bakiye ödeme de yapılmasına karşın Bayiilikler fiilen taraflara teslim edilmemiş, hukuken devirleri de yapılmadığı, uzun süren çeşitli bahaneler, oyalamalar ve tartışmalar sonucunda Davacı ile Dava dışı Borçlu——–kendi aralarında sorun yaşadığı ve fiili ve hukuki devir ve teslim işlemlerini yapmayacakları kesin olarak anlaşılmış, bunun üzerine daha evvel alınan bono takip ve tahsile konulmak zorunda kalındığı, Davacı tarafın hem bu dava dilekçesinde hem de ——–i şikayet dilekçesinde, ileri sürdüğü “resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık” yapıldığına ilişkin nezaketsiz, çirkin, gerçek dışı, atfı cürüm niteliğindeki iddialarına cevap verme gereği hasıl olunduğu. Bir kez bu Bayiilik alım satımı, devir ve teslimi, ödemesi, belge ve evrakların düzenlenmesi gibi tüm iş ve işlemlerin tamamı vekil olarak taraflarınca yapıldığı, açılan iş bu davanın esasında bu davanın açılmasında hukuki yara şartı bile bulunmadığı açılan işbu davanın kötü niyetli, haksız ve mesnetsiz olduğu hukuka aykırı olduğu davacının takip miktarının % 20′ sinden aşağı olmadığı kötü niyet icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ayrıca sebepsiz ve haksız yere zenginleşme amacıyla açıldığı unsurları ve koşulları itibarı ile de gerçekleşmeyen davanın reddine talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLER:——— davacıya ait imza ve yazı örnekleri celbedilmiştir.
—- davalıya ait doğalgaz kullanım sözleşmesi celbedilmiştir.
Davacı —-ait bilgi ve belgeler ışığında imza incelemesinin yapılmak üzere dosya ekinde gönderilen —- düzenleme tarihli,—- bedelli bono aslındaki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı hususunda —-alınması için dosya aslı — gönderilmiş ve—- raporu celbedilmiştir.
—- tarihli raporunda özetle; inceleme konusu senette —– atılı imza ile ——– mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın—– eli ürünü olduğu hususlarını bildirir kanaat raporudur düzenlenmiş ve —– taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, teminat olarak verildiği iddia olunan bono nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan ———protokole göre davalının edimlerini yerine getirip getirmediği, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin ne olduğu hususlarına ilişkindir.
Davacı tarafça dosyaya fotokopisi sunulan ——- başlıklı, devir eden olarak davacının ve dava dışı——, devir alan olarak davalının isim ve imzası bulunan belgeye karşı tarafların bir itirazı bulunmamaktadır. Anılan belge içeriğinden, söz konusu protokol ile davacının, davalıya —— karşılığında taahhüt ettiği, davalının, davacıya —– ödeneceğini kabul ettiği ve teminat olarak —– tutarındaki bononun devir alana verildiğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce ——- devrine ilişkin kayıtlar istenmiş, gönderilen —- tarihli yazı cevabı ve ekindeki belgelerden, davacının —— olduğu anlaşılmıştır.
İddia bayiliği devri için teminat olarak verilen 150.000 TL miktarlı bonodan borçlu olunmadığının tespitinde toplanmaktadır.
Davalı —— göre devir bedelinin ödendiğini iddia etmekte ise de ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmadığı ve ödeme yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır. Davalı taraf, dava dışı ——– ödendiğini belirtmiş ise de ödemenin yapıldığına ve resmi olarak ganyan bayiisi olan davacıya verildiği yönünde herhangi delil sunulmadığı görülmüştür. İcra takibine ve davaya konu bononun teminat olarak davalı tarafa verildiği tartışmasızdır. —-bayiliğinin resmi olarak devri için davalının devir bedelini ödemediği ve devrin de yapılmadığı anlaşılmakla davacının davaya konu bono nedeniyle davacıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra takibine konu bono yönünden davacının menfi tespit talebinin kabulüne, davacı lehine %20 oranında tazminat şartları oluşmadığı gözetilerek tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; Davacının ——-sayılı dosyasına konu, ——- bedelli bonodan dolayı davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Şartlar oluşmadığından davacı lehine % 20 tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 10.676,78 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 2.669,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.956,78 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 24.444,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 2.669,20 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 44,40 TL başvurma harcı, posta, tebligat gideri, bilirkişi ücreti,—— olmak üzere toplam 6.012,60 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2023