Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/332 E. 2021/263 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/332 Esas
KARAR NO: 2021/263
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
DAVA :Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davalı nezdinde—– sigortalı bulunan iş makinesinin davacı nezdinde kaskolu bulunan araca zarar vermesi nedeni ile davacının poliçe kapsamında sigortalısına ödediği bedelin iş makinasının — sigortacısı olan davalıya rücu istemi ile —— sayılı dosyasına itiraz edildiğini, bu nedenle itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, takibin devamı ve mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —— tarihli esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu kazaya ilişkin müvekkilinin sorumlu olduğu gerçek zararı araç malikine ödediğinden davanın reddine ve davacı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —— tarihli esas hakkındaki celsede; Önceki yazılı beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen — tarihli kararın ——- Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozma üzerine mahkememizce yeniden esas alınarak yargılama yapıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı sigorta şirketinin trafik kazası nedeniyle kendi sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıya rucü edilip edilmeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —- sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna —– Tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın — yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
— tarihli trafik kazası tespit tutanağına göre — plakalı araç ile—– plakalı iş makinesinin karıştığı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
— tarihli —- ekspertiz raporuna göre—- plakalı aracın hasarının —- olduğunun hesaplandığı görülmüştür.
— tarihli— makbuzuna göre — tarafından — plakalı araç malikine—- ödendiği anlaşılmıştır.
— tarafından tanzim edilen — davaya konu iş makinesinin ——- tarihleri arasında sigortalandığı görülmüştür.
Tramer kayıtlarında ise trafik kazasından dolayı davalı nezdinde sigortalı olan —— plakalı —— %100 oranında kusur verildiği görülmüştür.
—-tarafından dosyaya gönderilen ekspertiz raporuna göre hasarın —– olarak hesaplandığı görülmüştür.
— makbuzuna göre davacı—- tarafından — plakalı araç maliki olan sigortalısına ——– tarihli—-ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
—– tarafından tanzim edilen belgeye göre dava konusu kaza nedeniyle sigortalı —— ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan —- tarihinde— tarafından tanzim edilen Poliçe ve hasar dosyası incelendiğinde; poliçenin ——tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının —– sigortalanan aracın ———– plakalı araç olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan—tarihinde —– tarafından tanzim edilen —— incelendiğinde; poliçenin —– tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının—– sigortalanan aracın —– plakalı araç, olduğu anlaşılmıştır.
Makine mühendisi bilirkişi —- Havale tarihli raporunda özetle; —- plaka sayılı iş makinesi sürücüsü ——%100 kusur oranı ile asli kusurlu olduğunu, —plaka sayılı araç sürücüsü——- kusursuz olduğunu, söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte malzeme temin süresi dahil olmak üzere yaklaşık — günü süreceğini, kazalı aracın hasar bedelinin yaklaşık ——— olacağını Rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalının sigortacısı olduğu aracın tam kusuruyla sebebiyet verdiği kazadan dolayı sigortalısına —- tarihinde — tarihinde ——– ödediklerini, ödedikleri bedelin rücuen tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu itirazın iptali amacıyla eldeki davayı açtıklarını beyanla takibe itirazın iptalini istediği, davalı tarafından ise davacının sigortalısına ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen redine karar verilmiş, kararın istinaf incelemesi sonucunda borcun sükut edip etmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf mahkemesinin kararı doğrultusunda davacı ve davalı şirketlerden hasar dosyaları getirtilmiş ve ——-dava konusu kaza nedeniyle ödeme bilgileri sorulmuş ve müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
Dosya kapsamından; davacı sigorta şirketinin dava dışı — poliçesinden dolayı —- ödediği; davalı — ise dava dışı —— dolayı —– ödediği anlaşılmıştır.
———– Karar sayılı kararında; ” TTK 1472 uyarınca sigortacının halefiyet hakkının düzenlendiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise sigortalının, sigortacının hakkını ihlal edici şekilde davranması halinde sigortacıya karşı sorumlu olacağının düzenlendiği, bu sorumluluğun sigorta sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle zarar verene yüklenemeyeceği, zarar veren taşıyıcının iyiniyetle yaptığı ödemenin TBK 186 uyarınca da borcu sonlandıracağı, TBK 186 ve TTK 1472/2 hükümlerinin birlikte değerlendirildiğinde sigortalının halefiyet hakkı doğmuş olmasına rağmen zarar verene bir bildirim yapılmamış olması karşısında sigortalıya yapılan ödemenin geçerli bir ödeme olarak kabulü gerektiği…” şeklinde ifadelere yer vermek suretiyle sigortalının sigortacının haklarını korumakla yükümlü olduğu sigortalının bu yükümlülüğüne aykırı bir davranışla zarar verenin yaptığı ödemeyi kabul etmesi halinde borcun sona ereceği belirtilmiştir.
———- sayılı ilamında da aynı husus; “TTK’nın 1472. Maddesinin 2.fıkrasının ilk cümlesi uyarınca, “Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur.” Bu sorumluluk, sigorta sözleşmesinden doğan ve sadece sözleşmenin tarafları arasında uygulanacak bir sorumluluktur. Bu sorumluluk, sigortalının, sigortacıya karşı olan temel bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğün işlevlerinden en önemlisi, sigortalının, sigortacının hukuki durumuna zarar vermesini önlemektir ———– Bu yükümlülüğün ihlali halinde sigortacının uğradığı zararlardan, sigortalı sorumlu olur. Bu sorumluluk, sigorta sözleşmesinden doğan ve sadece sigorta sözleşmesinin tarafları için geçerli olan bir sorumluluktur. Sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan zarar verenin——– bu nedenle sigorta şirketine karşı bir sorumluluğundan söz edilemez. Meğer ki davalı, sigortalıyla işbirliği içinde ve sigortacıya zarar verme kastıyla hareket etmiş olsun.
Gerçekten de davacı sigorta şirketinin ödeme yaparak halefiyet hakkını kazandığını bilmeyen zarar sorumlusunun, zarar görene yaptığı iyi niyetli ödemenin geçerli bir ödeme olduğunun kabulü gerekir. Nitekim, alacağın temlikiyle oluşan akdi halefiyeti düzenleyen TBK’nın 186. maddesi uyarınca, “Borçlu, alacağın devredildiği, devreden veya devralan tarafından kendisine bildirilmemişse, önceki alacaklıya; alacak birkaç kez devredilmişse, son devralan yerine önceki devralanlardan birine iyiniyetle ifada bulunarak borcundan kurtulur.” TTK’nın 1472. 2. fıkrasındaki “Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur.” düzenlemesinin, TBK’da yer alan yukarıdaki düzenleme ile birlikte yorumlanması gerekir. Burada önemli olan, sigortacının halefiyet hakkının doğduğunun zarar sorumlusuna bildirilmesinden önce, zarar sorumlusunun, zarar görene yaptığı ödemelerin geçerli bir ödeme olduğudur.
Somut olayda, davacı sigorta şirketinin, kendi sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi, davalı zarar sorumlusuna (davalıya) bildirdiğine ilişkin herhangi bir iddia ve delil yoktur. Bu şekilde bir bildirim mevcut olmadığından, TTK’da düzenleme bulan ve az yukarıda bahsi geçen yasa hükümleri uyarınca, somut olay açısından davacının halefiyete dayalı olarak davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunduğundan bahsedilemeyecektir ——-
Sonuç olarak, davalı akdi taşıyandan taşıma işini üstlenen fiili taşıyan, akdi taşıyanla zarar görenin mutabakatları doğrultusunda, zarar tutarını zarar görene ödemiştir. Ödemenin davalı tarafından değil, fiili taşıyan tarafından yapılmış olmasının sonuca etkisi yoktur. Çünkü zararın nihai sorumlusu fiili taşıyandır. Bu ödemeyi davalı yapsaydı zaten fiili taşıyana rücu edecekti. O halde, fiili taşıyan tarafından yapılan geçerli bir tazminat ödemesinin, akdi taşıyan davalının da sorumluluğunu sona erdireceği açıktır.” şeklindeki açıklamalarla ifade edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; dava dışı davacı sigortalısının davacıdan daha önce ödeme almasına rağmen davalı sigorta şirketine TTK 1472/2 maddesinde yer alan yükümlülüğünü ihlal ederek müracaat ettiği, davalı tarafından dava dışı davacı sigortalısına —–tarihinde davaya konu kaza nedeniyle ödeme yapıldığı, yapılan ödeme miktarı gerçek zararın altında ise de ödeme ile gerçek zarar arasında fahiş fark bulunmadığı, sigortalının ihtirazi kayıt sunmaksızın ödemeyi kabul ettiği, yapılan ödeme ile TTK 1472/2 ve TBK 186. Maddeleri uyarınca borcun sona erdiği, sona eren bir borçtan dolayı davacının halefiyet kurallarına dayanarak tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı bu nedenle takibe itirazın haklı olduğu, davacının takibi yapmakta açıkça kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 61,96 TL ve icra peşin harcı olarak alınan 18,14 TL’den mahsubu ile fazla alınan 20,80 TL’nin davacıya iadesine, istinaf kararından önce verilen karar ile davalıdan tahsiline karar verilen 133,33 TL’nin davalıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.627,97 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 33,50 TL posta ve tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021