Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/331 E. 2021/512 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/331
KARAR NO : 2021/512

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili—- tarafından kötü niyetli bir şekilde takibe koyulması hem hukuken hem de vicdanen yerinde bir eylem olmamasından dolayı davalı tarafın yapmış olduğu takibe karşı itirazlarımızı, işbu dava ile birlikte bu davayı açtıklarını belirterek her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalı aleyhine açtığımız menfi tespit davamızın kabulüne; davalı tarafın —– satışına ilişkin müvekkilin kefil olması sebebiyle vermiş olduğu —- senedin,— geri alınmasından ötürü iptaline ve davalı tarafın borcun karşılanmasına yönelik — müvekkilin kefilliğinden kaynaklı borç bedeli olarak kabulüne,————- miktarındaki senetlerin iptaline, dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkil şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve işbu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, dava konusu senetlerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, kötü niyetli başvurulan icra takibi nedeniyle takip bedelinin %40’ı kadar kötü niyet tazminatını ve %10 değerinde para cezasının lehimize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili 05/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf aleyhine, müvekkilin son ciranta olduğu kambiyo senedine istinaden başlatılan icra takibine işbu dava ile itiraz edilmiş olup, haksız ve hukuksuz itirazın reddi gerektiğini,—- haciz yoluyla başlatılan takipte , alacaklı müvekkil — içerisinde yer alan —- olarak alacaklı sıfatına haiz olduğunu, senedin—– müvekkil alacaklıya ait olduğunu, —- düzenli olduğunu, takibe konu senet incelendiğinde de lehtar tarafından müvekkile ciro edildiği bu sebeple de müvekkilin lehtar konumuna geçtiği görüleceğini, bu anlamda, takip borçlusu davalı ile —-olan alacaklı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmasına da lüzum bulunmadığını, —- asıl borç ilişkisinin geçersizliği, senedi iyi niyetle alan kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, dolayısıyla, müvekkil bu senetlerin meşru hamili ve son cirantası olarak kambiyo vasfına sahip olan bu senede ilişkin takip yolu ile alacağını tahsil etmeye çalışması hukuken olağan bir durumdur ve usulsüz bir yanı olmadığını, öte yandan, davacı kefil olma gayesiyle senetlerin verildiğini iddia etmiş ancak senetler incelendiğinde görülecektir ki keşideci sıfatı ile senetler ciro edildiğini, taraflar arasındaki defi ve yapılan anlaşma müvekkilini bağlamayacağını, müvekkil tarafından tahsili istenilen senet bedelleri usul ve yasalara uygun olduğunu, davacı yanın basiretli bir tacir gibi davranmamasının sonuçlarından müvekkil alacaklı sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin maden işletme ruhsatı bulunmamakta olup davacının iddialarının gerçek olmadığını, keşideci borçlunun,— hamile karşı ileri süremeyeceği gibi, keşidecinin,— hamil arasındaki ilişkilere dayanarak def’ide bulunamayacağı da açık olduğundan bu iddia etmiş olduğu hususları iyi niyetli müvekkile karşı ileri süremeyeceğini, ayrıca, davacı beyanı ile maillere bakıldığında, — görüleceğini, davacı tarafın kötü niyetli olarak hiçbir hukuki dayanağı olmadan yapılan itiraz takip dosyasındaki satışı durdurduğundan müvekkilin alacağını tahsil etmesi engellediğini, bu nedenle, davacı borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini belirterek davanın reddine, davacının kötü niyeti sabit olduğundan takip miktarının %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ——— Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen senetlerin iptali ile borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Davacı vekili, ——-dilekçesi ile taraflar arasında anlaşma sağlandığını,—— feragat etme yoluna ————— belirterek ——– edilecek tüm haklarından feragat ettiklerini, vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı vekili,————-; taraflar arasında yapılan sulh gereği feragat etme gereği duyulduğunu, feragat nedeniyle ne ad altında olursa olsun birbirlerinden hiçbir hak, alacak ve vekiller kendi adlarına vekalet ücreti talep etmeyeceklerini belirtmiştir.
Davacı vekili, feragat yetkisini içerir vekaletnamesini dosyaya sunmuştur.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311).
Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, —— adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiği, davalı taraf ise hiçbir talebinin olmadığını beyan etmiş olduğundan, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1.DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2.Davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3.Başlangıçta peşin harç —–toplamının işin hitamında ödenmesi gereken 59,30 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 19.447,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
4.Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5.Davacı tarafça dosyaya yatırılan teminatın HMK 392/2.madde hükmünde belirtilen süreler geçtikten sonra talep halinde iadesine,
6.Davalı tarafça vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden oy birliği karar verildi.