Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/326 E. 2021/399 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/326 Esas
KARAR NO : 2021/399

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile dava dışı borçlu şirket —- tarihlerde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ile Müvekkili banka tarafından borçlular lehine ticari kredi kullandırıldığını, borçluların kredi borçlarını ödemede temerrüte düşmeleri üzerine müvekkili banka tarafından Genel Kredi Sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca kredi borcunun müvekkili bankaya ödenmesi hususu—- numaralı ihtarnamesi ile muhataplara ihtar edildiği, borçluların çekilen ihtarnameye rağmen herhangi bir ödemede bulunmaması üzerine icra takibine geçildiğini, kredi borçlusu şirket aleyhine takibe geçilemediği, müteselsil— dosyasından gönderilen ödeme emirlerinin tebliğ edildiğini, her iki müteselsil kefil de vekili aracılığıyla icra takibindeki borca ve ferilerine haksız olarak bulunduğu ve borçlu kefiller açısından söz konusu takibin durduğunu, dava dışı borçlu şirketin—teminatlı kredisine istinaden — tazmin beklendiğini, banka tarafından yapılan iş bu tahsilat ise —arasında düzenlenen kefalet protokolü bulunduğunu, tüm bu nedenlerle esasa usule ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davanın kabulü ile icra müdürlüğüne vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu kefillerin asgari % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, tüm yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa —- verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf hesap kat işlemi yapamaz. hesap kat işlemi hukuka aykırı olduğunu, kredi borcunu muaccel hale getiren , faiz ve diğer yan edimlerin uygulanması sonucunu doğuran hesap kat işleminin yapılmış olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı Taraf ; —– kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararına aykırı olarak ve ihtiyati tedbir kararından sonra gönderdiği ihtarname ile Müvekkillerin temerrüde düşürüldüğü yönündeki iddiasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, takip konusu borç muaccel değildir ve kefilin sorumluluğunun bulunmadığını, asıl kredi borçlusunun ihtarname tarihi itibarı ile vadesi geldiği halde ödenmemiş kredi borcunun ve davacının muaccel hale gelmiş bir alacağının bulunmadığının tespit edildiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve kötüniyetli olarak takibe geçen davacının takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere mahkemece takdir edilecek kötü niyet tazminatını ödemesini, davacının davasının reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı asıl borçlu — kullandırılan ve davalıların müteselsil kefil olduğu ticari ihtiyaç kredisinin geri ödenmeyen kısmın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu–esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı banka tarafından davalı kefiller — aleyhine kullandırılan kredi nedeniyle asıl alacak ve faiz ve fer’ilerinden oluşur toplam 29.715,63 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süre içerisinde borca itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve davacı bankaya ait tüm yasal defter , kayıt ve dayanak belgeler üzerinde bankacı bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık davacı banka ile dava dışı asıl borçlu –sözleşmesine müteselsil–kredi borcunun süresinde ödenmemesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı banka ile dava dışı — kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı kefillerin kredi sözleşmesine — tarihinde müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalıların krediye kefil oldukları tarihte dava dışı kredi kullanan şirket yöneticileri olduğu ve kefalet için eş rızasına gerek olmadığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından dava dışı asıl borçluya ve davalı kefillere– ihtarnamesinin keşide edildiği, kat ihtarnamesinin 21/12/2018 tarihinde davalılara tebliğ edildiği, ve ihtarname ile — sürenin sonunda davalı kefillerin temerrütünün 23/12/2018 tarihinde gerçekleştiği, davacı banka tarafından sunulan kayıtlar üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı bankanın davalı asıl borçluya kullandırmış olduğu taksitli kredi nedeniyle ödenmeyen– alacaklı olduğu, takip tarihi itibariyle davacı banka alacağının — olduğu, davacı banka tarafından her ne kadar takip talebinde asıl alacağa % 46,50 oranında temerrüt faizi uygulanmış ise de yapılan incelemede davacı banka tarafından fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı sunulmadığından TBK.120.maddesine göre temerrüt tarihinde avans faiz oranı– faizi oranı talep edebileceği rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar cevap dilekçelerinde her ne kadar dava dışı–esas sayılı dosyasından — karar verildiğini, dolayısıyla asıl borçlu yönünden borç muaccel olmadığından kefiller yönünden de borcu muaccel hale gelmediğini iddia etmiş iseler de asıl borçlu şirket hakkında verilen konkordato tasdiki kararının asıl borçlu şirketin şahsına ilişkin bir durum olup kredi sözleşmesine müteselsil kefil olan davalı kefillerin etkilememektedir. Zira İİK. 303. Maddesinde konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder hükmünü içermektedir. Yani alacaklı konkordato yapılmamış gibi müşterek borçlu ve kefillerden alacağın tamamını isteyebilir. Yukarıda yazılan gerekçeler doğrultusunda davalıların bu iddiasına itibar edilmemiş olup davalıların kredi borcunun ödendiğine ilişkin somut bir delil de ileri sürmedikleri, icra takibine yapmış oldukları itirazlarının da soyut olduğu, kredi sözleşmesinde davacı banka kayıtlarının delil olacağının kabul edildiği ve banka kayıtlarında yapılan bilirkişi incelemesi sonucu da davacı bankanın alacaklı olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,
2-Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalıların—-dosyasında yapmış olduğu itirazın 28.140,82 TL asıl alacak, 614,41 TL işlemiş faiz, 30,72 TL —- masraf yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 39 oranında temerrüt faizi ve faizin —- uygulanmasına,
3-Hükmolunan asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 2.011,37-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 358,89-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.652,48-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —- nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden—— vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 270,84-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 358,89-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 413,29TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
8-Davacı tarafından yapılan; 750,00-TL Bilirkişi ücreti, 8,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 758,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 751,59-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
9-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları —arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.360,00 TL nin davanın kabul ve ret oranına göre 1.347,60 TL’ nin davalıdan, 12,40 TL nin davacıdan, tahsili ile hazineye irat kaydına,
10- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.