Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/325 E. 2022/670 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/325 Esas
KARAR NO : 2022/670

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili adına açılmış olan davalı banka nezdinde bulunan hesabında bulunup müvekkiline ödenmeyen alacak taleplerine ilişkin —Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olduğunu, takibe süresinde itiraz edilmiş olması nedeni ile takibin durduğunu, davalı tarafından dosyaya yapılan itirazda müvekkilinin hesabına — 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi kapsamında verdiği talimat gereği bloke uygulandığının bildirilmiş olduğunu, itiraz gerekçesine ek olarak herhangi bir evrak sunulmadığını, ödemeyi engelleyecek nitelikte bir karar da sunulmadığını, yapılan görüşmelerin neticesiz kaldığını, müvekkilinin —herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı kurum ile görüşülmeye çalışıldığında ise Genel Müdürlük tarafından bu şekilde itiraz yapılmasının kendilerine bildirildiği ve fakat itirazı gerekçelendirecek herhangi bir evrak ve sair karar bulunmadığının taraflarına bildirildiğini, itiraz gerekçesinde —blokesi nedeniyle paranın ödenemediğinin bildirilmiş olduğunu, müvekkil hesabındaki blokenin gerekçesi var ise buna ilişkin belgeyi sunmalarının gerekmekte olduğunu, usuli açıdan bakıldığında usulüne uygun bir borca itirazın söz konusu olmadığını, müvekkilinin mağdur edildiğini, davalı kurum tarafından yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iptalinin gerektiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde ve özetle; davacının davasını müvekkili yönünden somutlaştırmadığını, davacının maddi ve manevi zarara uğradığını sadece soyut bir şekilde iddia ve talep ettiğini, davacının taleplerinin haksız ve yasal mesnetten yoksun olduğunu, işbu davanın öncelikle usulden, ardından da esastan reddinin gerekmekte olduğunu, söz konusu mevcut bu bloke işlemleri kapsamında müvekkil bankaya sorumluluk yüklenmesinin mümkün olmadığını, davacıya ait hesaplarda müvekkil banka tarafından şüpheli bankacılık işlemleri tespit edilmiş olduğunu, bu hususun 5549 Sayılı Kanunun Şüpheli işlem bildirimi başlıklı 4/1 Maddesi uyarınca — bildirildiğini, huzurdaki dava dosyasına konu ihtilafa ilişkin kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir zarar oluşmuş olsa bile 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’nun 10/1 madde gereğince müvekkil bankanın; ilgili kanun gereğince gerçekleştirilen denetim esnasında yükümlülüklerini yerine getirmesi sonrası hukukî ve cezaî bakımdan sorumlu tutulamayacağının açık bir biçimde düzenlenmiş olduğunu belirterek davanın müvekkil banka yönünden öncelikle usulden, ardından esastan reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; davalı bankada bulunan mevduat hesaptaki miktarın ödenmemesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir— Esas sayılı takip dosya örneğinin incelenmesinde; alacaklısının—olup, müşterinin hesabındaki ödenmeyen toplam 79.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı bankanın itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.—- tarafından;
—-28/05/2020 tarihli şüpheli işlem bildirimine istinaden 02/06/2020 tarihinde —- hesap yönünden çekilme işleminin 5549 Sayılı Kanunun 19/a.maddesi uyarınca 7 iş günü ertelenmesine,
—-22/06/2020 tarihli şüpheli işlem bildirimine istinaden 30/06/2020 tarihinde —-no’lu hesap yönünden çekilme işleminin 5549 Sayılı Kanunun 19/a.maddesi uyarınca 7 iş günü ertelenmesine,
— 27/07/2020 tarihli şüpheli işlem bildirimine istinaden 04/08/2020 tarihinde —- yönünden çekilme işleminin 5549 Sayılı Kanunun 19/a.maddesi uyarınca 7 iş günü ertelenmesine,13/01/2022 tarihinde ise —- hesap yönünden çekilme işleminin 5549 Sayılı Kanunun 19/a.maddesi uyarınca “Ertelenmemesine” karar verildiği görülmüştür.
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 19/A maddesinde;Suç Gelirlerinin Aklanmasının Ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Kapsamında İşlemlerin Ertelenmesine Dair Yönetmelik’in 4. Maddesinde ise, yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen ya da halihazırda devam eden işleme konu malvarlığının aklama veya terörizmin finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüpheyi destekleyen belge veya ciddi emare bulunması durumunda, yükümlülerin şüpheli işlem bildirimini Başkanlığa gerekçeleri ile birlikte işlemin ertelenmesi talebi ile gönderecekleri,Erteleme talepli şüpheli işlem bildirimlerine konu işlemin olağandışı nitelikli olması, çeşitli veri tabanlarından ya da diğer kaynaklardan yapılan kontroller sonucunda işlemi yapan kişi ya da kişilerin suçla ilgili olduğunun veya olabileceğinin anlaşılması, işlemin tamamlanmasının terörizmin finansmanı ile ilgili olduğu düşünülen fonlara ya da suçtan elde edilen gelirlere el koymayı engelleyeceğine veya zorlaştıracağına ilişkin tehlikeli bir halin bulunması gibi göstergelere haiz olması gerektiği,Şüpheli işlem bildirimlerini işlemin ertelenmesi talebi ile Başkanlığa gönderen yükümlülerin, işlem hakkında Bakan tarafından verilecek karar Başkanlıkça kendilerine tebliğ edilinceye kadar, işlemi gerçekleştirmekten imtina edecekleri, işlemlerin ertelenmesinin, yükümlü tarafından şüpheli işlem bildiriminde bulunulan tarihten itibaren yedi iş gününü geçemeyeceği,Erteleme talebi ile gönderilecek şüpheli işlem bildirimlerine ilişkin usul ve esasların şüpheli işlem bildirim rehberlerinde belirleneceği düzenlenmiştir.Düzenleme ile birlikte somut olaya gelince; davacı yanca davalı bankada bulunan hesaptaki toplam 79.000,00 TL’nin davalı banka tarafından usulsüz yere ödenmediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine yönelik işbu dava açılmıştır.Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı — hesapta 79.000,00 TL’sinin bulunduğunu, davalı bankaca davacının hesapları yönünden 5549 Sayılı Kanun ve Yönetmeliği kapsamında 22/06/2020 tarihli şüpheli işlem bildiriminde bulunulduğu, Ceza Muhakemeleri Kanunu 127. Maddesinde kişinin rızası olmadan eşyasına elkoyulması o eşya üzerindeki o eşya üzerindeki tasarruf hakkını kaldırmış olacağından, zorla el koymaya hakim tarafından karar verileceği, delillerin korunması açısından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının emri ile el koyma işlemi yapılabileceği ancak süresinde hakim tarafından onaylanmayan elkoyma işleminin kendiliğinden kalkacağının düzenlendiği, somut olayda 7 işgünü erteleme kararının bitimi sonrasında CMK. 128 maddesine göre işlem tesis edilip edilmediği anlaşılamadığından— Cumhuriyet Başsavlığına müzekkere yazılarak işlem tesis edilip edilmediğinin, yani elkoyma kararı verilmiş ise blokenin devam etmesi gerektiği aksi halde blokenin 7 işgünü sonrasında kaldırılması gerektiği tespit edilmiştir.—- Sayılı Uyap sisteminden celbedlmiş olup incelenmesinde —- Sayılı dosyasında davacının banka hesabına elkonulmasının Sulh Ceza Hakimliğinden talep edildiği, —-Değişik İş kararı ile 01/01/2022 tarihinde elkoyma talebinin reddine karar verildiği, karar yapılan itiraz üzerine— Sulh Ceza Hakimliğinin 06/01/2022 tarihli —- kararı ile savcılığın itirazının reddine karar verildiği görülmekle alınmış bir elkoyma kararının dosya kapsamı itibariyle bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacı yanın davalı bankada —- hesabında 79.000,00 TL bulunduğu, davalı bankaca davacının mevduat hesabı yönünden şüpheli işlem bildiriminde bulunulduğu, bilahare 28/05/2020, 22/06/2020, 27/07/2020 tarihli toplam 3 adet şüpheli işlem bildirimi yapıldığı, —- tarafından ise 02/06/2020, 30/06/2020, 04/08/2020 tarihinde bildirilen hesaplar yönünden para çekilme işleminin 5549 Sayılı Kanunun 19/a. maddesi uyarınca 7 iş günü ertelenmesine karar verildiği, 13/01/2022 tarihinde ise hesap yönünden para çekilme işleminin 5549 Sayılı Kanunun 19/a.maddesi uyarınca ertelenmemesine karar verildiği ve yargılama sırasında davalı bankaca —- ertelenmeme kararı üzerine takip ve davaya konu asıl alacağın davacıya ödendiği dosya kapsamıyla sabittir.
Davaya konu takip 16/06/2020 tarihinde ve — 02/06/2020 tarihli 7 iş günü ertelenmesine yönelik kararından 14 gün sonra yapılmıştır.
Bu kapsamda —- tarafından verilen ilk kararın 02/06/2020 tarihinde, son kararın ise 13/01/2022 tarihi olduğu, 02/06/2020 bloke başlangıç tarihi ile hesaptaki işlemlerin ertelenmemesi yönündeki—- kararının tarihi olan 13/01/2022 tarihi arasında 154 iş günü bulunduğunu, —- tarafından 7 iş günü eklenmesi yönünde 3 adet karar verildiğini, bunun toplam 21 gün olacağını, davacının hesabının 154 gün bloke edilmesinin dayanağı olan herhangi bir kararın / belgenin davalı banka tarafından dosyaya sunulmadığı gibi alınmış bir elkoyma kararının da olmadığı gözetilerek davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır (emsal karar için bkz. —- Bölge Adliye —-
Dava açıldıktan sonra 14/01/2022 tarihinde hesaptaki blokenin kaldırıldığı ve 75.000 TL’nin davacı tarafça 28/04/2022 tarihinde nakit olarak çekildiği anlaşılmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı bankada bulunan mevduatının miktarı belli olup davacının alacak miktarı likit (bilinebilir – belirlenebilir – hesap edilebilir) nitelikte olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince %20’dan aşağı olmamak üzere davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş (Emsal mahiyette —- karar sayılı ilamı) ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Asıl alacağının %20’si üzerinde hesaplanan 15.800,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 954,13 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan fazla alınan 873,43 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 954,13 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 54,40 TL başvurma harcı, posta, tebligat gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.795,18 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca —– davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar kesi

nleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.