Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/320 E. 2020/678 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1161 Esas
KARAR NO : 2020/632
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde davacıların sürücüsü ve yolcusu oldukları —- plakalı araç ile davalıların sürücüsü, sahibi ve ——- oldukları —- plakalı aracın kazaya karıştığı, sürücü —— kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, —— plakalı aracın hasar gördüğü ve değer kaybettiğini, otomobilde bulunan çocukları —— yaralandığı ve psikolojisinin bozulduğu beyanla maddi tazminat olarak; ——-onarım bedeli, —- değer kaybı olmak üzere toplam —- tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminat karşılığı olarak; ——— manevi, davacıların müştereken çocukları —- manevi olmak üzere toplam ——— kaza tarihi —– tarihi itibarı ile avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: — plakalı aracın sahibi olduğu, — plakalı araç ——- geçtiği için sürücü —— kusuru olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili hüküm duruşmasına katılmamıtır.
Davalı —- vekili Mahkememize sunduğu havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: kazaya karışan— plakalı aracın —- teminatları altında olduğu, işbu dava ikame edilmeden sigorta şirketine başvurulmadığı için KTK 97. Madde gereğince dava şartının oluşmadığı, kusur ve zararı bilirkişinin belirlemesi gerektiği, temerrüde düşürülmediklerini, yasal faiz talep edilebileceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Davalı —– usulüne uygun gönderilen tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi hüküm duruşmasına katılmamıştır.
———— tarihi görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş olmakla, mahkememizin yukarıda yazan esasına kaydı yapılmıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur durumu ve davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı araç hasar ve değer kaybından dolayı maddi tazminat ve yaralanmadan dolayı manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada mübrez — tarihli ölümlü/yaralamalı trafik kazası tespit tutanağına göre; —- sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile —- sevk ve idaresindeki ——-plakalı araçların kaza yaptıkları anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez —- tarafından tanzim edilen —-incelendiğinde; poliçenin —– tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının —- aracın —– plakalı araç olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi — havale tarihli raporunda özetle; davalı sürücü ——– plakalı aracı ile kendi——- yanarken kavşağa girerek—- kavşağa giren —— plakalı araç ile kazaya karıştığı için ————- maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 kusurlu olduğu, davacı sürücü —– yönetimindeki —- plakalı aracı ile kendi önüne —– yanarken kavşağa girdiği ve —- kavşağa giren ———–kazaya karıştığı için yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığı, davalı ———-gereğince sahibi olduğu —- plakalı sürücüsü —– kusurundan kendi kusur gibi ve kusuru nedeniyle oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, ——— sayılı kesinleşmiş kararı ve karara esas —– tarihli bilirkişi raporu ile işbu rapordaki kusur değerlendirmesinin uyumlu olduğu, tazminata konu ————- tarihinde, —- kullanıldıktan sonra kazaya karıştığı,—- adına tescilli hususi — hasar tutaranın —- genel şartlara eklenen yöntem ile değer hesaplanan kaybının —- toplam zararının —– olduğu, davalı ——- plakalı aracın ——- tarihleri arasında kazanın meydana geldiği —– tarihini de kapsayacak şekilde sigorta teminatı altında ve kaza tarihinde araç başına teminat limitinin —- olduğu, ———– mağdur aracın hasar tutarı ile değer kaybının gerçek zarar ve sigorta teminatı altında olduğu, kazaya karışan —- —-olduğu için —– kaza tarihi —- tarihi itibarı ile avans faizi talebinin uygun olduğu, davalı ———- gereğince işbu dava öncesinde başvurulmadığı için dava tarihi —- itibariyle avans faizi talep edilebileceği, —- plakalı aracın kazaya karışması nedeniyle hasar tutarı ve değer kaybı karşılığı — tazminatın; ———– itirabiyle,—–dava tarihi —- itibariyle avans faizi ile müştereken ve müteselsilen talep edilebileceği, işbu davanın———-tarihinde ikame edilmeden önce sigorta şirketine başvurulduğunu ispatlayan bilgi, belge olmadığı için —- yönünden —– dava şartının oluşmadığının mahkemenin takdirinde olduğu, davalı —- dava şartı oluşmadığına hükmedilmesi halinde yukarıda— yönünden belirlenen sorumlulukların geçersiz olduğu ve —– hukuki sorumluluğunun bulunmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Araç Malikinin Sorumluluğu
2918 Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 85. Maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.—– şeklindedir. Ancak, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.(KTK Madde 86)
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.(KTK Madde 3)
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, hak sahibinin —— şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ——–, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; — tarihinde davacı — sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile davalı —- sevk ve idaresindeki — plakalı aracın karıştığı kazada davacı —-kusursuz olduğu, davalı —- tam kusurlu olduğu, Kaza neticesinde davacı — basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı, —– plakalı araçta—— genel şartlarına göre hazırlanan bilirkişi raporuna göre, — hasar meydana geldiği ayrıca aracın değerinin — azaldığı, her ne kadar ——- sayılı kararı gereğince zararın genel şartlara göre değil de gene hükümlere göre belirlenmesi gerekiyor ise de davacılar vekilinin —-tarihli celsede davacılar yararına olan bu durum kapsamında rapor alınmamasını talep etmesi nedeniyle araç hasar bedeli —- değer kaybı bedeli—-olarak hesaplanan raporun hükme esas alınması gerektiği, —- plakalı aracın maliki —dava konusu kaza ile ilgili alacaklarını davacı—- temlik ettiği, bu nedenle davacı — araç hasar bedeli olarak — değer kaybı bedeli olarak——–talep edebileceği, davacı——— yaralanmasının boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve olayın meydana geliş şekli göz önüne alınarak zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerektiği, ——- yaralanmasının TBK 56/2 uyarınca ağır yaralanma olmaması nedeniyle diğer davacıların manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı, davacıların bu zararlarından davalı——- tam kusuruyla kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle TBK 49. Maddesi uyarınca sorumlu olduğu, davalı ——plakalı aracın işleteni olması nedeniyle KTK 85. Maddesi uyarınca diğer davalı —– birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacı —– tacir olmaması ve kullandığı aracın hususi olması nedeniyle uygulanacak faizin yasal faiz olduğu, —– hakkında açılan davanın yargılama sırasında tefrik edilerek açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle artık bu davada taraf olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak —- açtığı davanın reddine,—açtığı davanın kısmen kabul kısmen reddine, —–açtığı davanın manevi tazminat yönünden reddine, maddi tazminat yönünden kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davacılar —- açtığı manevi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davacı —- açtığı manevi tazminat davası yönünden davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; —- manevi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacı—- verilmesine,
3-Maddi tazminat davası yönünden; — hasardan ve — değer kaybından kaynaklı olmak üzere toplam —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacı—— verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 582,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 294,19 TL’nin mahsubu ile bakiye 288,11 TL’nin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —–verilmesine,
7-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalı —- verilmesine,
8-Davacı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden reddedilen miktarı geçmeyecek şekilde karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —- verilmesine,
9-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden—– açtığı manevi tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacı — alınarak davalı —- verilmesine,
10-Davalı—- kendisini vekille temsil ettirdiğinden —- açtığı manevi tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı —- alınarak davalı—- verilmesine,
11-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden —- açtığı manevi tazminat davasının reddedilen miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı —- alınarak davalı —- verilmesine,
12-Davacı tarafça yatırılan 253,80 TL keşif harcının keşif yapılmaması nedeniyle davacılara iadesine,
13-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 367,20 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 967,20 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 282,09 TL yargılama gideri ile 294,19 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 612,18 TL’nin davalılar ——müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
14-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/11/2020