Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/293 E. 2022/718 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/293 Esas
KARAR NO : 2022/718

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 12/08/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; 26/11/2015 tarihinde, saat 21:45 sıralarında — sevk ve idaresindeki —-sorumluluğunda bulunan — plaka sayılı aracı ile çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkili— yaralandığını ve bedensel güç kaybına uğradığını, 26/11/2015 tarihli ifade tutanaklarından açıkça anlaşılacağı üzere kazanın oluşumunda sürücü —- 2918 sayılı KTK’nın 52/1-b maddesini ihlal ettiği beyan ile davanın kabulünü, kaza sebebiyle oluşan bedensel zarar nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 107.maddesine göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL daimi iş görmezlik olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili mahkememize sunduğu 26/10/2022 tarihli dilekçesinde davalı ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığı ve davanın konusuz kalmasına karar verelmesini beyan etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı — vekili Mahkememize sunduğu 17/12/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: — tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devraldığını, müvekkili sigorta şirketine, usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davanın usulden reddini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu beyan ile, usulüne uygun başvuru yapılmadığından başvurunun reddini, mahkeme aksi kanaatte ise açıklanan hususların dikkate alınmasını, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu 26/10/2022 tarihli dilekçesinde davacı taraf ile sulh olduklarını, davacıya 131.581,31 TL ödendiğini beyan etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde 26/11/2015 tarihli kaza nedeniyle tarafların kusur durumunun ne olduğu, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının bulunup bulunmadığı, var ise bu zarardan dolayı davalının sorumlu olup olmadığı ve sorumluluk miktarının ne olduğu noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı(maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Sulh, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan ve görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir(HMK m.313). Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.314) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.315).Sulh halinde Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir(HMK m.315).Vekilin aracılığı ile sulh halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74). Sulh sözleşmesinde yargılama masrafı ve vekalet ücreti de düzenlendiğinden bu hususta ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, sulh, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların yargılama sırasında sulh oldukları ve davanın konusuz kaldığını beyan ettikleri, sulh sözleşmesinin yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 54,40 TL harçtan alınması gerekli olan 53,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,6 TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
3-Adli yardım kararı nedeniyle suç üstü ödeneğinden karşılanan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 75,50 TL tebligat ve posta masrafı, 350,00 TL —- fatura bedeli olmak üzere toplam 2.825,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Sulh sözleşmesi gereğince taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.