Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/276 E. 2022/407 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/276 Esas
KARAR NO: 2022/407
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 04/08/2020
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili —- dava tarihli dilekçesinde özetle; — tarihinde müvekkili— olduğu ve yine diğer müvekkili — da yolcun konumunda bulunduğu — plakalı —, — sevk ve idaresinde olan — plakalı araç ile— sevk ve idaresinde olan — plakalı aracın trafik kazasına sebebiyet verdiklerini, işbu kazada müvekkillerinin zararlarından sigortalı aracın sürücüleri ile beraber sigortacı şirketlerin ve araç işleteni olan araç sahiplerinin müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkillerinin yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde ağır olduğunu, — bu kaza sebebiyle sol el bileğinin kırıldığını ve platin takıldığını, müvekkili — bu kaza sebebiyle kafatası kemiğinin kırıldığını, müvekkili —- görmek bozukluğu, normal işitme bozukluğu, ——- teşhisi konulduğunu, müvekkillerinin halen bu trafik kazasının olumsuz neticelerini çekmeye devam ettiklerini, müvekkili — meydana gelen kazada ağır bir şekilde yaralandığını, geleceğinin bu yaralanma nedeni ile tehlikeye düştüğünü, müvekkili —- yaşında olduğunu, profesyonel aşçılık yaptığını, kaza tarihindeki aylık gelirinin —- olduğunu, tedavi süreci içerisinde ——— tarafından karşılanmayan pek çok tedavi giderleri için müvekkillerinin para harcamak zorunda kaldıklarını, müvekkillerinin zararını gidermek amacıyla arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak söz konusu arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını belirterek davanın kabulüne, kazaya sebebiyet veren —-Kişilere devrini önlemek üzere teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına, iş göremezlik sebebi ile —–maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen müvekkillerine ödenmesine, tedavi giderleri ile tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar adına — maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı taraflarca müvekkiline karşı herhangi bir arabuluculuk başvurusu yapılmadığı için müvekkili ile davacılar arasında herhangi bir arabuluculuk toplantısı yapılmadığını, davalı —- müvekkiline ait aracın trafik poliçesini tanzim eden sigorta şirketi olduğunu ve yaptırılan—- gereği davada taraf olduğundan; bu şirket ile yapılacak arabuluculuk toplantısına müvekkili şirketin de katılmasının gerekli olduğunu, müvekkili şirketin kazaya karışan aracın sadece maliki olduğunu, müvekkili şirketin — plakalı aracı,——araç sürücüsü —– personeli olduğunu, müvekkil şirketin — hizmetleri vermekte olduğunu, trafik kazasına karışan aracın da bu şekilde uzun süreli kiraya verilmiş olan bir araç olduğunu, —- plakalı aracın müvekkil şirketin mülkiyetinde olmakla birlikte —– kiraya verildiğini, kaza ile ilgili evrakların incelenmesi ve — plakalı araç sürücüsünün beyanlarına başvurulması neticesinde; —- plakalı araç sürücüsü —-oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini belirterek —plaka sayılı araçla ilgili tedbir taleplerinin reddine, —- poliçelerini tanzim eden —– açılan davanın ihbarına, husumet yokluğu ve diğer nedenlerle müvekkille ilgili haksız ve hukuka aykırı şekilde ikame edilen davanın usul ve esas yönünden reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davacılar tarafından asli kusurun müvekkil şirkete ait araç şoförüne atfedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, işbu kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirkete ait ——-kullanan davalılardan — hiçbir kusurunun bulunmadığını,—-aracın seyir halinde iken aniden durması sebebi ile ilgili araca çarptığını, bu sebeple de kendisine hiçbir kusur atfedilemeyeceğini, işbu kazanın meydana gelmesinde davacı—- tam ve asli kusurlu olduğunu, karşı tarafın şehir içi yasal hız sınırına uymadığı gibi, dikkatsiz ve kontrolsüz araç kullanmış ve aracının hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlamamış olduğunu, davacılar tarafından işbu dava kapsamında talep edilen manevi tazminat bedellerinin açıkça fahiş olduğunu, davacıların zenginleşmesine sebebiyet verecek bedeller olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Uyuşmazlık: Taraflar arasında davacı— sürücüsü ve —yolcu olarak bulunduğu, —plakalı araç ile davalıların sürücüsü işleteni ve sigortacısı olduğu —-plakalı araçlar arasında meydana gelen kazada yaralanan davacıların geçici sürekli iş göremezlik ve tedavi giderlerini, tedavi giderleri yönünden zararı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise oranı ve miktarının ne olduğu, kazada tarafların kusur durumu ve davalı —– kazaya karışan —- plakalı aracı uzun dönem araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı ——- kiralaması nedeniyle işleten sıfatının sona erip ermediği hususunda ihtilaf olduğu anlaşıldı.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde meydana gelen kaza nedeniyle kusur ve maluliyet oranları ile davalının zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı (maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
Ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır——
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.—–
Dosyada mevcut arabuluculuk tutanağının incelenmesinde davacılar tarafından mahkememizin tefrik edilen ve — esasını alan dosyadaki davalılar —- yönünden başvuru yapıldığı, işbu davadaki—–yönünden arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmıştır. Davacılar vekiline işbu davalılar yönünden arabuluculuk tutanağını sunması için süre verilmiş olup, davacı vekili —- tarihli duruşmadaki beyanında işbu davalılar yönünden arabuluculuk tutanağını sunamayacağı yönünde beyanda bulunmuştur.
Yargı yetkisini, —-, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—-, toplanan/sunulan deliller, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; —- gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Dava açılışında, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı, bunun üzerine —tarihli duruşmada davacı vekiline, —- yönünden arabuluculuk tutanağının ıslak imzalı aslını sunması için —–süre verildiği ve sunulmadığı takdirde davanın bu davalılar yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddedileceğinin ihtar edildiği, verilen süreye rağmen davacılar vekili tarafından—-tarihli duruşmada arabuluculuk tutanağının sunulamayacağının beyan edildiği, ihtarın gereği yerine getirilmediğinden —- maddesi uyarınca davanın usulden reddi gerektiği, anlaşmaya varılamadığına dair tutanağın dava açılışında dosyaya sunulmasının dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın —— yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 537,95 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 457,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 7/1 uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden; davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 7/1 uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı —- vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022