Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/274 E. 2023/16 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/274 Esas
KARAR NO : 2023/16

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 29/07/2020 tarihli dava tarihli dilekçesinde özetle;—- müvekkili şirket nezdinde tam kapsamlı—–sigorta poliçesi ile 05.07.2018-05.07.2019 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davalı şirketin 21.01.2019 tarihinde —— gerçekleştirdiği kazı çalışması sırasında sigortalı şirkete ait doğalgaz borularında hasara yol açtığını, olay yerinde yapılan incelemeler neticesinde 125 mm çapındaki doğalgaz borusunun tamamen delindiğini, gerekli onarımın yapılabilmesi için içinde buluna doğalgazın tamamen boşalmasının beklenmesi gerektiğini, 27 dakikalık beklemeden sonra gazın tamamen boşalmasın üzerine tamiratın yapıldığını, bu süre zarfında 5.983,metre küp doğalgaz çıkışının olduğunun tespit edildiğini ve sigortalının gerek borunun delinmesi gerekse gazın boşa harcanmasın nedeniyle zarara uğradığını, davalı şirketin kazı çalışmalarına ilişkin olarak ilgili belediyeye haber vermediğini, alt yapı tesisleri hususunda bilgi edinilmeden kazı yapıldığını, müvekkili şirketin de kazıdan haberinin olmaması nedeniyle olay yerine teknik eleman gönderemediğini, kazının dikkat siz şekilde gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket nezdinde açılan hasar dosyası kapsamında —–raporuna göre boru hattından kaçan gaz bedeli, malzeme, yol ve işçilik kalemlerinden oluşan toplam 7.873,04 TL (KDV hariç) hasar tespiti yapıldığını, bu hasar bedelinden 250 USD muafiyet karşılığı olarak 1.336,63 TL mahsup edilerek (21.01.2019 kura değeri) toplam 6.536,41 TL poliçe gereği hasar bedelinden müvekkili şirketin sorumlu olduğu tespitinin yapıldığını, müvekkili şirketin söz konusu bedeli 22.04.2019 tarihinde sigortalının poliçe pirim borçlarından mahsup etmek suretiyle ödediğini ve TTK m.1472 gereği sigortalısına halef olarak takip başlattıklarını, ancak davalı borçlu yanın itirazı üzerine takibin durduğunu ve bu nedenle işbu davayı açtıklarını, ileri sürerek davalı borçlunun——-sayılı dosyasına konu takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere İcra inkâr tazminatına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; huzurdaki davaya konu kazı çalışmasına ilişkin olarak müvekkili şirketin grup şirketi olan —– ait bina yapımı için taşeron firma olarak ——arasında anahtar teslim inşaat yapım sözleşmesine istinaden söz konusu kazı çalışmasının yapıldığını, huzurdaki kazı çalışmasının müvekkili şirketin yapmadığını, müvekkili şirketin sözleşme ile çalıştığı—–şirketinin kazı çalışmasının yaptığını, aynı zamanda kazı çalışmasını fiilen yürüten şirketin de—— unvanlı şirket olup davanın bu iki şirkete yönetilmesi gerektiğini, davacı şirketin aynı zamanda davalı müvekkili şirketin sigortacısı konumunda bulunduğunu, sigortacı olarak yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi işbu davayı yönelterek müvekkili şirketi zarara sokmak istediğini, davacın yanın halefiyet koşullarının gerçekleştiğini ispat etmesi gerektiğini, ——-şirketinin prim borcunun bulunup bulunmadığının ve mahsup yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, dava dosyasında bir ödeme belgesinin bulunmadığını, müvekkili şirketin kendi arsasına bahçe duvarı kazısı yapılması sırasında söz konusu hasarın oluştuğunu, dava dışı sigortalının gaz hattına ilişkin hiçbir uyarı ve işaretleme yapmadığını, müvekkili şirketin arsa sınırları içinde inşaat ruhsatına istinaden yapılan kazı çalışmasında ortaya çıkan hasardan dolayı müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, sigorta ettirenin müvekkili şirkete karşı dava hakkının bulunmadığını, müvekkili şirketin kendi arsası sınırları dahilinde yapılan kazı sonucu hasarın ortaya çıkmasında davacını sigortacısının kusurlu olduğunu ve müterafık kusur tespiti yapılması halinde kusur oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacı —— şirketinin aynı zamanda müvekkili şirketin de sigortacısı olmasından dolayı talep ettiği tazminatı aynı zamanda karşılamaya da mecbur olduğunu, müvekkili şirket ile yapmış olduğu sözleşme gereği haksız fiilden doğan sorumluluklarını tazmin etmek zorunda olduğunu, davacı şirket vekilinin müvekkili şirketin belediyeye haber vermeme vb ithamlarının yerinde olmadığını, müvekkili şirketin —— şirketi aracılığı ile proje kapsamında kazı çalışmasını yaptığını, bu bağlamdan bütün yasal prosedürleri yerine getirdiğini, bildirimleri yaptığını, hasar tespit tutanağında müvekkili şirketin adresi ve hasarın meydana geldiği yer adresinin sehven yanlış yazmasını fırsat bilen davacı şirketin müvekkili şirketin hasar tazminatı talebini reddetmesinin kabul edilemez olduğunu, işbu sebeple karşı dava ikame edilmesinin zaruri hale geldiğini, müvekkili şirketin zararın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, zararın meydana geldiğinin müvekkili şirkete bildirilmediğini, hasar konusunda takip başlatılması ile haberdar olduklarını ileri sürerek davanın reddine, haksız ve hukuka aykırı nedenle icra takibi başlatmasından dolayı davacı yan aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, vekalet ücretinin ve mahkeme masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——-esas sayılı icra dosyası celbedilmiştir.
—— ilgili tapu kayıtları celbedilmiştir.
——-yazılan müzekkereye cevap verildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; davalı şirket tarafından dava dosyasına sunulan poliçeye göre sigortalı olarak davalı şirketin değil—–görünmesinden dolayı söz konusu poliçenin davalı şirket değil —— aleyhine açılacak tazminat taleplerinin güvence altına alındığı ve alacaklı ve borçlu sıfatlarının somut uyuşmazlık bakımından birleşmesinin söz konusu olmadığı şeklinde değerlendirildiği, davalı şirketin kazı ve inşaat işini devrettiği şirketlerin hizmetlerini ifa ederken üçüncü kişi konumundaki dava dışı doğalgaz şirketine verdiği zararlardan TBK m.116/1 gereği sorumlu olduğu, ancak ödediği tazminat bakımından bu kişilere rücu edebileceği, dava dosyasına sunulu kroki ve haritaların incelmesine göre hasar gören boru hatlarının özel mülk konumundaki kazı yapılan arsadan geçmediği ve yolun altına döşenmiş olduğu bu nedenle davalı şirketin kusurlu olduğunun değerlendirildiği, davacının asıl olacak olarak 6.536,41 TL’yi ve işlemiş faiz olarak da 323,01 TL’yi talebe yerinde olabileceğinin değerlendirildiği yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan ek raporda özetle; taraf vekillerinin kök rapora vaki itirazları incelenmiş ve değerlendirilmiş olduğu, dosya kapsamına yeni bir delil alınmadığı, nihai takdiri yüce mahkemeye ait olmak üzere mevcut dosya kapsamında kök rapor sonuç ve kanaatlerini değiştirmeyi gerektirir yeni bir sonuç hasıl olmadığı yönünden rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacı ——- tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraf delilleri toplanmış, tanıklar dinlenmiş, dosya—— oluşan heyete tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti asıl raporunda özetle; olayın oluşunda her ne kadar davalı şirketin kazı çalışmalarını taşeron firmalar aracılığı ile gerçekleştiröiş ise de asıl işveren davalı şirketin sorumluluğunun devam ettiği, TBK. M. 116/1 hükmü gereğince davalı şirketin taşeronlarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun belirtildiği, doğalgaz boru hattının arsadan değil yoldan geçtiği, kazıyı yola tecavüz edecek şekilde yaptığı, bu sebeple zarardan sorumlu olduğu,Dosya arasına alınan —— raporunda belirtilen tazminat miktarının denetime açık ve somut olay ile örtüştüğü, davacı ——-şirketinin 6.536,41 TL asıl alacak talebinin yerinde olduğu ve 323,01 TL işlemiş faiz talep edilebileceği belirtmiştir. Bilirkişi heyetin ek raporunda da asıl rapordaki kanaatlerinin tekrar ettiklerini davalının davaya konu borulara verilen zarardan sorumlu olduğunu belirtikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişi ek raporunun taraflara tebliğ edilmiş, davalı taraf vekili ile davacı vekili bilirkişi heyet raporuna itiraz da bulunmuş iseler de, heyet raporuna oluşa uygun, dosya kapsamındaki deliller ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilmiştir. Davaya boruların maddi hasar gördüğü, hasar miktarının kaçan gaz bedeli 7.281,04 TL, malzeme, yol ve işçilik bedeli 592,00 TL olmak üzere 7.873,04 TL olarak belirlendiği, daha sonra 250,00 USD’ye karşılık (21/01/2019 tarihli kur) 1.336,63 TL muafiyet uygulanarak 6.536,41 TL hasar bedelinin tespit edildiği, sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına zarar bedeli olan 6.536,41-TL’yi ödemesi nedeniyle sigortalısının halefi olarak bu bedeli davalı ile dava dışı taşeron şirketlerden birlikte zarara sebebiyet vermeleri nedeniyle asıl işveren davalıdan talep edebileceği, bu nedenle sübut bulan davanın kabulü ile, davalı tarafından ——-esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynı şartlar ile devamına, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE
1-Davalı tarafından ——- esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynı şartlar ile devamına,
2-Alacak likit olmayan yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3 -Başlangıçta peşin olarak alınan 85,57 TL harcın alınması gerekli olan 483,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 398,38 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 85,57 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 54,40 TL başvurma harcı, posta, tebligat gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.428,87 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —– davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya—— tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariye kesin olmak üzere verilen karar açıkça konup usulüne anlatıldı.