Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/235 E. 2021/558 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/235 Esas
KARAR NO : 2021/558

DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ——- keşideci olduğu,— çek numaralı, keşide yeri — 25.300,00 TL. bedelli çek muhatabına —- tarihinde —– takip numarası ile takibi sağlanan belge kargonun muhatabı olan — ulaşmayınca müvekkil,— tarihinde —aramış—– teslim edilmesi gereken belgenin de içinde olduğu ——– bilinmeyen kişi veya kişilerce çalındığı beyan edildiğini, İlgili kurye şahıs olan —-, olayın meydana geldiği tarih olan 29.05.2019 günü— müracaat ederek, durumu anlattığını ve tutanak tutulduğunu, Meydana gelen bu hırsızlık olayı nedeniyle tarafımızca — sayılı dosyası ile 31.05.2019 tarihinde şikayette bulunulmuştur. — 11.06.2019 tarihli kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara — sayılı dosyasından tesis edilen kararla 19.09.2019 tarihinde itirazımızın reddine karar verildiğini, hırsızlık sonucu ele geçirilen müvekkile ait —- icra takibine konu edilmiş ve müvekkil aleyhine — senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, Müvekkil, çekten ve çekteki cirantalardan bu takip dosyası ile haberdar olduğunu, İşbu icra dosyasında alacaklı görünen —-. aleyhine de icra takibine giriştiğini, Fakat yine çekin arka yüzünde ismi olan ve imzası sahte olan—aleyhine icra takibi yapmadığını, Müvekkil, işbu icra dosyası kapsamında kendisine ait araca ve banka hesaplarına ihtiyati haciz kararı ile haciz konulmuş olması nedeniyle icra baskısı altında dosya borcunu icra dosyasına ödemek zorunda kaldığını, Müvekkil —— söz konusu icra dosyasına 30.766,62 TL. ödeme yaptığını, Diğer taraftan,—- dosyasından müvekkile 05.11.2019 tarihinde tebliğ edilen—- üzerine dosyanın incelenmesi sonucunda, müvekkile ait çekin —- imzanın da sahte olduğu anlaşılmıştır. İşbu dosyanın müştekisi olan — kendilerini bu çek nedeniyle aradığı ve imzanın kendilerine ait olup olmadığını sorduğu beyan edildiğini, Anlaşılan odur ki,—- bilerek müvekkile ait olan —, icra takibine konu etmiş ve haciz baskısı altında müvekkilden tahsilat yapıldığını, Müvekkile ait çekin çalıntı olduğunu bildiği halde icra takibi yaparak müvekkili zarara ——-suçu nedeniyle tarafımızca şikayetçi olunduğunu, Müvekkilden haksız olarak tahsil edilen paranın istirdatı —– başvuru üzerine davalı şirketle —–gerçekleşmiş taraflar arasında mutabakata varmak mümkün olmamış, görüşmeler olumsuz sonuçlandığını,— ait olmadığını, müvekkile —- olduğunu bildiği halde —. müvekkili zarara uğrattığını, Belirttiğimiz nedenle davalı — tarafından müvekkil aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında müvekkil tarafından haciz baskısı altında icra dosyasına yapılan ödemenin istirdatını talep etme zorunluluğu doğduğunu ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf, keşidecisi olduğu —–numaralı çekin, lehtar —- düzenlendiğini ve lehtara gönderilmek üzere ——– tarihinde —-kaybolduğunu, sahte ciro ve imza ile tedavüle çıkarıldığını iddia etmiş anılan çekten ötürü—- ilişkin borca —- iadesi talebi ile müvekkil şirket aleyhine huzurdaki davayı açtığını, diğer taraftan müvekkil şirket, dava konusu çekteki imza ve kaşelerden bir kısmının— tarihinden yaklaşık iki ay sonra cirantalardan —-itiraz dava dosyasından gönderilen tebligat ile haberdar olduğunu, ancak bu aşamada dahi, işbu davada iddia edildiği gibi çekin keşideci —–gönderildiği sırada kaybolduğu iddiasından haberdar olamadığını, dava konusu çeki, dayanağını teşkil eden alacağı fatura ile tevsik etmek sureti ile devralan müvekkil, yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi karşısında, iyiniyetli meşru hamil olduğunu, dava konusu çek, müvekkil şirket ile —-arasında yapılan — tarihli — istinaden müvekkil şirkete devredildiğini, müvekkil şirket ile — işlemi ile dava konusu (1) adet çek, ciro yolu ile müvekkil şirkete devredilmiş; alacak,— adına tanzim edilmiş, — fatura ile tevsik edildiğini, görüldüğü üzere, müvekkil şirket dava konusu çeki, müşterisinin,—– edilmiş alacağına istinaden aldığını, böylece müvekkil şirket, —– sayılı kanun’dan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, —– davacının elinden çıktığı ve müvekkilin çekin iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu ispat edilemediğini, ne var ki somut olayda müvekkilimiz, dava konusu çeki, geçerli bir hukuki ilişkiye istinaden devralmıştır; davacı tarafından ise, ne çekin davacının rızası hilafına elinden çıktığı ne de müvekkilin çekin iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu ispat edilemediğini, alacaklı son hamil olan müvekkil şirket,—–, somut olayda, yasadan doğan yükümlülüklerini — yerine getirmiş olan müvekkil şirketin iyiniyetinin korunması gerektiğini, davacı her ne kadar dava konusu çekin lehtara gönderilmek—-verildikten sonra çalındığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını temellendirecek herhangi bir delil sunamamıştır. dava konusu çekin, hırsızlığa —– içinde olup olmadığı belli olmadığını, —- tarihinde, dava konusu çek hakkında ödemeden men kararı da bulunmadığını, dolayısıyla, çekin iktisap edildiği tarihte, davacının dahi — olduğunu ispat edemediği “hırsızlık” iddiasının, müvekkil şirket tarafından bilinebileceğinden söz etmenin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin talep konusu çeki devraldığı tarihte, ödemeden men kararı olmadığı gibi, çekin çalıntı olduğuna ilişkin müvekkile yapılmış —- herhangi bir bildirim de bulunmadığını, —- veya imzaların akıbeti hakkında bilgi sahibi olmayan müvekkilin, çeki bile bile devraldığı iddiası gerçeğe aykırı ve mesnetsiz olduğunu, tüm bu açıklamalar ışığında, müvekkil şirketin çekin iktisabında kötüniyetli olmadığı iktisapta “hafif” olarak nitelendirilecek bir kusurunun dahi bulunmadığı açık olduğunu, bu nedenle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi gerektiği açıktır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının keşide etmiş olduğu çekin hırsızlanıp hırsızlanmadığı davalı tarafından davaya konu çekin kötü niyetle ve/veya hamilin zararına iktisap edilip edilmediği, davalının iyi niyetli hamil olup olmadığı, çekin öncek——- sözleşmesi ilişkisine istinaden iktisap edip etmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği; Dava, davaya konu çek nedeni ile borçlu olmadığından bahisle icra müdürlüğüne ödenen bedelin istirdatı davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 758/1. maddesindeki “Poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Celp ve tetkik edilen—— sayılı dosyasında; davalı ——- —– senetlerine özgü haciz yolu ile yapılacak takipte ödeme emri düzenlendiği, takibe konu çek suretinin incelenmesinde keşidecisinin davacı —- olduğu, keşide ——-ciroları olduğu ve son olarak çekin davalı ——-edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan —- sözleşmesinin incelenmesinde davalı ile çekte cirosu bulunan dava dışı—düzenlendiği, faktoring hacminin azami —olduğu, davalı —tarafından — tarihli alacak bildirim formu düzenlendiği, — bordrosunda dava dışı—-tarafından davalı şirkete dava ——- ait keşidecisi— tahsil edilerek davalı—- nezdindeki hesaplara alacak kaydedilmesinin talep edildiği ve çekin —– şirketine teslim edildiği,–kapsamında dava dışı —cirosu bulunan —- irsaliyli — şirketine sunulduğu, görülmüştür.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, —–adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, — kayıtları, fatura suretleri, çek sureti,— dosyaları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, dava dışı —- gönderilmek üzere dava konusu —- ait keşidecisi —–bedelli çekin—- edildiğini ve lehtarı ——-meydana gelen hırsızlık sonucu lehtara ulaşmadan çalındığı ve davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak çeki ele geçirdiği bu nedenle bu çekten dolayı davalı tarafından yapılan icra takibinde haciz baskısı altında ödenmek zorunda kalınan bedelin istirdatı istemiyle eldeki dava açılmış ise de; davaya konu çekin incelenmesi neticesinde, çekin keşidecisinin davacı —- olduğu, lehtarının —–olduğu, — ciro — ile son hamil davalı —– geldiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı— devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir. Davacı tarafça, davalının çekin —–durumunu —— aleyhine davaya konu çekle ilgili olarak takip yapmadığı gerekçe gösterilerek kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de, davalının düzgün ciro silsilesiyle gelen çeki alırken çekin güncel durumunu araştırma gibi bir yükümlülüğünün olmaması aksi düşüncenin bir kambiyo senedi olan çekin mahiyetine uygun düşmeyeceği, ve yetkili hamilin müteselsil sorumlu olan keşideci, lehtar ve cirantalardan istediğine müracaat edebilecek olması, müteselsil sorumlulardan birisine müracaat etmemenin kötü niyet göstergesi olamayacağı, iyi niyetin asıl olması ve davalının dava konusu çeki düzgün ciro zinciri ile iktisap etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı TTK 790 maddesine göre düzenli ciro silsilesine göre dava konusu çeki iktisap eden davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlayamamıştır. Kaldı ki davalı —–tarafından düzenlenen faturada dosyaya sunulmuş olup, davalının faturanın gerçek veya sahte olduğunu araştırma gibi bir yükümlülüğü ve sorumluluğu da bulunmamaktadır.—- sayılı kararı). Davacı tarafın tüm cirantaların ticari defterlerinin incelenmesi talebinin davaya konu çekin kambiyo senedi olması ve davalı tarafından sunulan faktoring sözleşmesi gereğince çeki aldığı şirket ile aralarında ticari ilişkinin bulunduğu anlaşıldığından yargılamaya katkısı olmayacağı kanaatine varılarak ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın REDDİNE,
2. Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Dava açılırken alınması gerekli 59,30 harcın peşin olarak 525,42 alındığından bakiye fazla alınan 466,12 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan——– avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.