Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/233 E. 2022/72 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/233 Esas
KARAR NO: 2022/72
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/07/2020
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu—- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine —örnek icra takibine girişildiğini, davalı taraf bu takibe— tarihli dilekçesi ile borca, takibe ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazı taraflarınca kabul edilerek — takip sayılı dosyası ile borçlu tarafa yeniden icra emri gönderildiğini, davacının icra takibi, muhtelif tarih ve miktarlarda kesilen faturalardan kaynaklandığını, taraflar arasında —-tarihindeki mutabakat beyanı uyarınca davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmeyen, davacı şirket alacaklı olduğuna dair davalı şirketin kaşeli imzalı mutabakat beyanı mevcut olduğunu, davacının icra takibine itiraz etmesi sonucu arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmeleri sonucu asıl alacak ve ferileri konusunda anlaşma sağlanamadığını beyan etmiş, itirazın iptali ve takibin devamına, haksız ve yersiz itiraz nedeniyle davalı yanın takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, bu miktarın davalıdan tahsili ile alacaklıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı dava dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle faturalar tanzim edildiğini iddia etmekte ise de borcun hangi sebebe dayandığı dayanağı belgesi bilgisi ortaya konulmamakla bildirilen borç tutarının kabulünün mümkün olmayacağını, davacının davadaki taleplerinin zamana aşımına uğradığını, açıklanan nedenlerle davacının iddia ve talepleri zaman aşımına uğradığından davacının öncelikle zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, davalı şirketin dava dilekçesinde bahsi geçen faturalara ilişkin hizmeti almadığını,—– tanzimi hizmetin verildiği anlamına gelmemekle tek başına ispat aracı da olmayacağını, bu nedenle alacağın açık hesaba/faturaya dayandıran davacı fatura içeriğindeki hizmeti verdiğini ispata yükümlü olduğunu, davalı şirketin davacıya borcunun bulunmadığını bildirdiklerini, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini beyan etmiş, açıklanan nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzre kötü niyet tazminatına %10 dan az olmamak üzere idari para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: davalının davacıya —- tarihli mutabakat belgesinde belirtilen miktar kadar borçlu olup olmadığı, icra takibine itirazın haklı olup olmadığı hususları noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —– dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın— yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—sayılı dosyasından alınan —- tarihli raporunda özetle; davacı şirketin ticari defterlerinin, faturalar ve ödemelerin kayıtlarının —-usulüne uygun şekilde tutulduğunu, davacının davalıdan icra takibi tarihi itibariyle takip tutarı olan—- alacağının olduğu kanaatine varıldığını rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından mahkememize sunulan — tarihli raporunda özetle; Davalı şirketin—– talep edilen evrakların gönderilmesi için— atıldığını, ——cevap alınmadığı için davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığını beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalıya bir takım mal veya hizmet satımından kaynaklı düzenledikleri faturaları kestikleri, davalı ile aralarında mutabakat olmasına rağmen cari hesap alacaklarının ödenmediği, mutabakat metninde belirtilen cari hesap alacağı kadar alacaklı olduklarını, bu alacağın tahsili amacıyla takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davacıya borçlarının olmadığı, mutabakat metni altında yer alan imzanın kendilerine ait olmadığı ve taleplerin zamanaşımına uğradığı iddiası ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, ticari işten kaynaklı fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafın zamanaşımı defi yönünden yapılan incelemenin taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmesel ilişki olması, sözleşmesel ilişkilerde —–uyarınca zamanaşımının —–yıllık süre olması, takibe konu faturaların — yılına ait olması ve takip tarihinin —– yılı olması nedeniyle takip tarihi itibari ile zamanaşımının dolmamış olması nedeniyle zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça mutabakat formunun altındaki imzaya itiraz edilmiş ise de; icra takip dosyasında mutabakat formu ile birlikte ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak davalı tarafça icra takibine itiraz edilirken imzaya itiraz edilmediği, İİK 62/5.maddesi uyarınca takibin dayanağı olan belgenin altındaki imzaya takipte itiraz edilmemesi nedeniyle eldeki davada davalının imza inkarının dinlenemeyeceği kanaatine varılarak davalının bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti amacıyla tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş; davacı ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalıdan —- alacağının bulunduğu, davalı tarafa yapılan ihtaratlara rağmen davalının defterlerini inceletmekten makul bir sebep göstermeksizin imtina ettiği, bu nedenle davalı defterlerinin incelenemediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222/3.maddesinde; ” 2.fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak yapılan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir…” şeklinde ifadelere yer verilmek suretiyle taraflardan birisinin defterinde bulunan kayıtların ancak diğer tarafın kayıtlarıyla örtüştüğü veya diğer tarafın defterlerini ibraz etmemesi durumunda ispat edilmiş sayılacağı hususu düzenlenmiştir. Eldeki uyuşmazlıkta davacı tarafça ticari defterler ibraz edilmiş ve davacı defterlerinin incelenmesinde; davaya konu faturaların kayıtlı olduğu ve davacının davalıdan —– alacaklı olduğu hususlarının kayıtlı olduğu, davalı tarafın mazeretsiz olarak defterlerini sunmaması nedeniyle davacı defterlerindeki kayıtların ispat edilmiş sayılması gerektiği, bu kapsamda davacının takip tarihi itibari ile davalıdan —- alacaklı olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı tarafça icra takip talebinde faiz oranı belirtilmemesi nedeniyle alacak miktarına yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmesel ilişki olması ve alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalının icra takibine yaptığı itirazın iptalinin gerektiği ve icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—–sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 557,05 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 139,27 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 417,78 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 195,50 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile 139,27 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.489,17 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13 Fıkraları uyarınca hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—– Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2022