Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/186 E. 2020/323 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/186 Esas
KARAR NO : 2020/323

DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 03/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle ;———- sicil numarası ile kayıtlı müvekkili şirketin —– ticareti işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirketin sermaye artışına gideceğini, müvekkili şirketin ——bulunduğu—— nolu parsel sayılı gayrimenkulde;—————- nolu bağımsız bölümü,—— nolu bağımsız —– bağımsız bölümü sermaye artışında kullanmak üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 343. Maddesi gereğince müvekkili ————————— ayni sermaye koyacağını, müvekkili şirketin hissedarlarına ait olan taşınmazların değerinin bilirkişi marifeti ile tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacı şirket için sermaye artırımı düşünüldüğünden, davacı şirket hissedarı——–üzerine kayıtlı ayni sermaye niteliğindeki taşınmazların bilirkişi marifetiyle değerlerinin tespiti istemidir..
6100 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun “değer biçme” başlıklı 343. Maddesindeki; “Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.” şeklindeki düzenlemedir.
Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz. (TTK m. 342).
Mahkememizce , uyuşmazlık konusu hakkında davacı şirkete ait olan ve davacı şirket tarafından sermaye olarak konulmaya karar verilen —————— tespiti amacıyla bilirkişi inceleme yaptırılmış ve bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Bilirkişiler raporlarında;——————– tam olacağı ve——- değerlemesinin % 25 pratik kural üzerinden yapılmasının uygun olacağı görülerek ——–oranı üzerinden değerlendirildiğini, —— işlemlerinde aldığı komisyon ücretlerinin ——— arasında farklılık arzettiğinin ——– işlem ücreti olan 6 TL işlem ücretinin değerleme hesabında———- olabileceği ancak sözkonusu —- yönelik 551 sayılı KHK veya 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine dayalı bir hükümsüzlük davası olup olmadığının bilinemeyeceği bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunun raporu davacı şirket vekilince tebliğ alınmış ve davacı vekili rapor doğrultusunda karar verilmesini ve rapora karşı herhangi bir itirazlarının bulunmadığını bildirmiştir.
Bu itibarla,Türk Ticaret Kanunu’nun 459/son maddesi gereğince, esas sermaye sisteminde sermaye taahhüdü yoluyla artırım halinde de Yasa’nın 342 ve 343. maddelerinin uygulanması gerekmekte olup, talep eden vekili de dilekçesinde ——- değerinin ayni sermaye olarak şirket sermayesine katılacağını bildirdiği, bu durumda sermaye artırımlarında da Türk Ticaret Kanunu’nun 343. maddesi uygulanacak olup bu nedenle talep eden şirketin hukuki yararı bulunduğu(Yargıtay ——–. Hukuk Dairesi’nin —–Karar sayılı İlamı), sermaye olarak konulacağı ——————— değerinin tespiti için alınan raporun davacı vekiline tebliğ edildiği ve rapora herhangi bir itiraz bulunmadığı, bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak talebin kabulü ile bilirkişi raporunun onaylanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Bilirkişi raporu alınmakla ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunana Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 44.40 TL harcın peşin olarak yatırıldığı anlaşılmakla başkaca harç alınmasına yerolmadığına,
3-Yapılan harç ve giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.