Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/185 E. 2022/313 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/185 Esas
KARAR NO : 2022/313

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 22/06/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil şirket ve müvekkil şirket——- davası ile icra takipleri bulunduğunu, davalı ..—– — tarihli bir —- bahsederek kendisine —- ödenmesi talebinde bulunduğunu, müvekkil—- —– ihtarname ile müvekkil — böyle—imzalanmadığı belirtilerek bu talebin reddedildiğini, davalının— dosyası ile icra takibine giriştiğini, — tarihli ek protokol”ü gösterildiğini, müvekkil şirketin böyle bir belgeyi kesinlikle düzenlemediğini, tarafı olmadığını ve imzalamadığını, bu belgenin muhtemelen birçok belgenin birleştirilmesinden oluşturulmuş — bir belge olduğunu, müvekkil şirketin—- dosyasından ve icra takibi dayanağı olarak — dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalının icra takibine dayanak yaptığı evrakın sahte olduğunu, alacak talebinin haksız ve kötü niyetinin tartışmasız olduğu gözetilerek ve bu nedenle İİK’da belirlenen alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle takdiren en az %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının davalıya ——– tarihli —–dolayı borçlu olup olmadığı, —– davacı —–imzası ile düzenlenip düzenlenmediği, protokolün sahte olup olmadığı,—- imzanın davacı—- yetkilisine ait olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen————– sayılı dosyasında; davacı/takip borçlusu hakkında ——– başlatıldığı, davacı/takip borçlusunun süresinde takibe itiraz etmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
——- dosyası ——gönderilen—– tarihli ek protokol incelendiğinde; taraflarının ..—– … olduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket yetkilisinin—— alınmış ve —— celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi ————özetle; belgelerin —— sonucunda elde edilen —– inceleme konusu belgedeki—— karşılaştırma belgelerindeki imzaları ——–unsurları saptanan uyumsuzluk —- tarihli—– ———– —- imzanın, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla,——-eli ürünü olmadığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça; ————-sayılı dosyasına dayanak—- —- belgenin ———– yer alan imzanın ——— nedenle bu belgeye dayalı yapılan takipten dolayı borçlu olmadıkları iddiasıyla eldeki menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava,—- belgeye dayalı olarak başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine dayalı menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı HMK’nın 209. Maddesinin 1. Fıkrasında;” Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. “ifadelerine yer verilmek suretiyle— durumunda —- yazı ve imzanın sahte olmadığı hususunda bir karar verilinceye kadar bu senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bu kapsamda ————- —— imzanın inkar edilmesi halinde senedin altında yer alan imzanın imzayı inkar edene ait olduğu ispat edilmedikçe bu senet işlemlere esas alınamayacaktır.
Eldeki davada —— iddia edilen —– bir belgedir. Bu belgenin altında yer alan imzanın yetkililerine ait olmadığı davacı tarafça iddia edildiğine göre; HMK 209/1 maddesi uyarınca imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu ——- davalıya aittir. Bu kapsamda imza incelemesi————— imzanın davacıya ait olmadığı yönünde görüş —- edilmiştir. Rapora davalı tarafça süresi içerisinde itiraz edilmemiş olup, raporun bu şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça rapora —– — sonra,——dosyasından alınan rapor ile iş bu dosyada alınan —– çeliştiği, —— incelenmesinin ——– tarafından yapılması gerektiği beyanı ile rapora itiraz edilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan ———sayılı dosyasında yapılan —– incelenmesinde —– adına——- elinin ürünü olup olmadığı —– yapıldığı, imzanın ——el ürünü olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadığı gibi bu hususta dosyamızda alınan rapor ile çelişen bir tespite de yer verilmemiş olması davalı tarafa tebliğ edilen rapora süresi içerisinde itiraz edilmemiş olması nedeniyle raporun benimsenmiş sayılması gerektiği hususları birlikte değerlendirilerek davalı tarafın — rapor alınması talebi yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamında——dayanak —-” başlıklı belgenin altında yer alan imzanın davacı şirket yetkilisi —- olduğunun davalı tarafça ispat edilemediği, bu nedenle bu belgeden ve bu belgenin dayanak yapılarak başkasına icra dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı, belgenin doğrudan davacıdan alındığı iddia edildiği ve belgenin altında yer alan imzanın sahte olduğu anlaşılmakla davalının belgeyi takibe koyarak davacı aleyhine icra takibi yapması kötü niyetli olduğu, bu kapsamda kötü niyet tazminatının yasal şartları oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
Davacının davalıya————Esas sayılı dosyasından ve bu dosyaya dayanak —————– belgeden dolayı borçlu olmadığının tespitine,
Takibe konu edilen 350.000,000 TL asıl alacağın %20’si olan 70.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 25.759,61 TL karar ve ilam harcından yargılamanın başında peşin olarak alınan 6.439,91 TL’nin mahsubu ile bakiye 19.319,70 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 6.439,91 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 171,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 7.665,81 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.