Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2022/528 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/171 Esas
KARAR NO : 2022/528

ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

ASIL DAVADA
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 16/06/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; dava dışı —- tarafından davalı şirketlerdeki çalışmaları sebebiyle— dosyasından açılan alacak davasının kısmen kabul edilerek kesinleştiğini, anılan işçilik alacakları davasında davalı—- sorumluluklarına karar verildiğini, karar sonrası dava dışı —- dosyasından başlattığı icra takibinde toplam 140.480.26 TL dosya borcunu ödediklerini: ödemenin haciz tahdidi altında yapıldığını belirterek rücuen alacak olarak —- tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 20/07/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının idarenin tüm ödemeleri kendilerine rücu etmek isteğiyle talepte bulunduğunu, oysa rücu oranının kendi dönemleri ile sınırlı olarak ve %50 olabileceğini, 6552 sayılı kanun kapsamında ise kıdem tazminatının tümünden sorumluluğun davacı idareye ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN——-
DAVA :Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dışı—–Sayılı dosyasına—–çalışmaları sebebiyle son çalıştığı firma———aleyhine —- alacaklarının tahsili talebiyle tazminat davası açıldığını, ilama bağlanan alacak için—– dosyası ile takip başlatıldığını ve haciz tazyiki altında icra dosyasına asıl alacak, işlemiş faizi, vekalet ücreti, mahkeme ve icra masrafları toplamı 140.408,26 TL ödendiğini, davacı tarafından dosyaya haciz tazyiki altında yapılan ödeme nedeniyle—– davacıya herhangi bir alacağının bulunmadığını, ödemenin yasal yoldan tahsili zorunluluğunun hasıl olduğunu, — dosyası ile rücuen tazminat davası açıldığını derdest olduğunu,—-dosyasına celp edilen — kayıtlarında dava dışı——— çalışma döneminde davalı firmalarda çalışmış olduğunun belirlendiğini, davalı firmalar arasında imzalanmış olan ihale sözleşmeleri, ekleri ve mevzuatları gereği davalı firmaların dava dışı işçiyi çalıştırmış olduklarını dönemde davacının ödenmek durumunda kalınmış işçilik ödemelerinden sorumlu olduğunu, talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile davacıya ödenmek zorunda kalınan 140.108,26 TL ‘den davalı firmaların sorumlu olduğu — ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini ve yargılama giderleri, vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini, bu davanın aralarında bağlantı bulunması ve konu itibariyle aynı hukuki sebebe dayanması nedeniyle daha önce açılan —- ve derdest olan dosya ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde dava dışı —- davacı tarafça ödenen işçilik alacaklarında davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne oranda sorumlu olduğu ve davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının davalı alt işverenlerden rücuen tahsili davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi:Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 168.maddesindeki; “Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.
Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—- Karar sayılı dava dosyasında —- tarihinde verilen birleştirme kararı ile dosyanın mahkememiz — Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
—- Müdürlüğü’nden davalıların tescil bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—– Karar sayılı dosyası —- üzerinden celp edilip incelenmiştir.
Bilirkişi 20/09/2021 havale tarihli kök raporunda özetle; taraflar arasında dava dışı işçilere karşı İş Kanunu m.2 gereği asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun tespit edildiğini, davacı haklı görüldüğü takdirde, TBK m.167 gereği, davacı—ve davalı — göre; davalı — sorumluluğunun kendisi nezdinde geçen süre nispetinde olacağını, davacı—-müteselsil borçluluğun iç ilişkisinde kendisi üzerine düşen payın üzerinde dava dışı alacaklı işçiye ödemiş olduğu bedellerde; davalıdan olan rücuen alacak meblağların; dönem içi hesaplanan —, %50 sorumluluk oranına göre — olduğunu, talebin 140.408,26 TL olduğunu, davacı— davalının sorumluluğunu tümüyle kapsayan ilk ödeme tarihi olan 30/04/2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi talebinde bulunabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi 23/05/2022 havale tarihli ek raporunda özetle; taraflar arasında dava dışı işçilere karşı İş Kanunu m.2 gereği asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun tespit edildiğini, davacı haklı görüldüğü takdirde, TBK m.167 ile aralarında imzalanmış Hizmet Alım Sözleşmeleri ve Genel Şartnamelere göre; asıl ve birleşen davalıların sorumluluklarının kendileri nezdinde geçen süre nispetinde olacağını, buna göre yapılan hesaplamalarda davacı— müteselsil borçluluğun iç ilişkisinde kendisi üzerine düşen payın üzerinde dava dışı alacaklı işçiye ödemiş olduğu bedellerde; davalılardan olan rücuen alacak meblağlarının; asıl davada; dönem içi hesaplanan 65.879,54 TL, %50 sorumluluk oranına göre 32.939,77 TL olduğunu, talebin 140.408,26 TL olduğunu, birleşen davada davalı — rücuen alacak meblağının; dönem içi hesaplanan 12.719,26 TL, %50 sorumluluk oranına göre 6.359,63 TL olduğunu, talebin 78.792,83 TL olduğunu, birleşen davada davalı — rücuen alacak meblağının; dönem içi hesaplanan —%50 sorumluluk oranına göre 27.056,21 TL olduğunu, talebin 78.792,83 TL olduğunu, birleşen davada davalı ——meblağının; dönem içi hesaplanan —- %50 sorumluluk oranına göre 3.847,03 TL olduğunu, talebin 78.792,83 TL olduğunu, davacı—- davalıların sorumluluğunu tümüyle kapsayan ilk ödeme tarihi olan —tarihinden itibaren ticari avans faizi talebinde bulunabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının davalı alt işverenlerden rücuen tahsili davasıdır.
Davacı tarafça davalı şirketlerde çalışan —- — Karar sayılı kararı gereği kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı ödendiği, bu borçtan asıl sorumlunun davalılar olması nedeniyle yapılan ödemenin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği iddiasıyla eldeki davanın açıldığı, asıl dava davalısının davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen tazminatın yarısından sorumlu oldukları, tazminatı ödeme yükümlülüğünün davacı şirkette olduğu, mahkeme aksi kanaatte ise ödenen tazminatın kendi dönemlerine düşen kısmı bakımından %50 sorumlulukları göz önüne alınarak karar verilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı ve davalılar arasında hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu ve şartnamenin 38.maddesinde çalışanların özlük haklarının düzenlendiği, sözleşme ve şartnamede çalışanların alacaklarından davacının ve davalının ne miktar ile sorumlu olacaklarına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır.
— Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi davacı ve davalılar dava dışı işçi —-dava dışı işçiye karşı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
Borç ilişkilerinde teselsülde iç ilişkiyi düzenleyen TBK 167.maddesinde; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklinde yapılan düzenleme ile teselsül halinde aksi kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça borçluların birbirlerine karşı eşit oranda sorumlu olacakları hüküm altına alınmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta taraflar arasında yapılan sözleşme ve şartnamede tarafların dava dışı çalışanların alacaklarında sorumluluk oranlarının ne olacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi işin niteliğinin de aksini gerektirmemesi nedeniyle TBK 167.maddesine göre davalılardan her birisi dava dışı işçinin kendi bünyesinde çalıştığı döneme ilişkin olarak alacaklarından davacı ile birlikte %50’şer oranda sorumlu olacakları sonucuna ulaşılmıştır (aynı yönde —- Karar sayılı ilamı).
Bu kapsamda davacının davalılardan olan alacaklarının hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından yapılan terditli hesaplama dosya kapsamına ve mevzuata uygun olması nedeniyle hükme esas alınmış ve %50 sorumluluk oranına göre belirlenen asıl dava davalısı — birleşen dava davalısı —-dava davalısı—- dava davalısı —-, alacağa davacı tarafından yapılan ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren tarafların tacir olması ve işin tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle avans faizi işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak asıl ve birleşen davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Asıl Dava yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 32.939,77 TL nin 30/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı—- alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Birleşen —esas sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 6.359,63 TL nin ——tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl dava yönünden;
A-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.250,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.397,82 TL’nin mahsubu ile bakiye 147,70 TL’nin davacı tarafa iadesine,
B-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca hesaplanan — vekalet ücretinin davalı — alınarak davacıya verilmesine,
C-Davalı arabuluculuk toplantısına mazeretsiz katılmaması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
D-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 48,00 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplan 807,30 TL yargılama giderinin davalı mazeretsiz olarak arabuluculuk toplantısına katılmaması nedeniyle tamamıyla birlikte ve 2.397,82 TL peşin harç olmak üzere toplam—– davacıya verilmesine,
E-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13 Fıkraları uyarınca —- arabulucu ücretinin davalı ————– irat kaydına,
F-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Birleşen dava yönünden;
A-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.545,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.345,59 TL’nin mahsubu ile 1.199,84 TL’nin davalılar —–alınarak hazineye irat kaydına,
B-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca hesaplanan 5.589,43 TL vekalet ücretinin davalılar —– alınarak davacıya verilmesine,
C-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 371,30 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.930,60 TL yargılama giderinin davalılar——- mazeretsiz olarak arabuluculuk toplantısına katılmamaları nedeniyle tamamıyla birlikte ve 1.345,59 TL peşin harç olmak üzere toplam —–davalılar ——-alınarak davacıya verilmesine,
E-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13 Fıkraları uyarınca hazine tarafından karşılanan —-arabulucu ücretinin davalılar —— alınarak hazineye irat kaydına,
F-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.