Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/157 E. 2023/572 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/157
KARAR NO:2023/572
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/06/2020
KARAR TARİHİ:05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 04.06.2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında uzun yıllardır ticari ilişkisi bulunduğunu, verilen hizmetler neticesinde cari hesap borcunun uzun süredir ödemekten imtina ettiğini, davalının konkordato talebinde bulunduğunu, kendisinin de müdahil olduğunu, ——— nezdinde yapılan yargılama sonucunda 20.01.2020 tarihli karar ile kesin mühlet talebinin reddine ve şirket de borca batık olmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, karara takiben müvekkili şirket tarafından ihtiyati haciz karar verilmesi talebine başvurularak —— sayılı dosyasından alınan karar ile davalının bir kısım mallarının haczedildiğini, icra takibine geçildiğini, davalının haksız itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetli olduğunu belirterek, itirazın iptalini, davalının takip konusu alacağın % 20 ‘sinden aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili 13.07.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı firma tarafından —— yılından itibaren —– sadece —- sahip olduğu —– tüm üretim ve satış olanaklarının müvekkili firma ve markaları aleyhine davacı firmanın aynı içerikli ürünleri lehine sürekli değiştirildiğini, —— ürün satışların arttığı dönem öncesinde ilaç fiyatların ——— artış ve güncelleme bildirilmediği halde, müvekkiline satış fiyatlarını tekel üretici konumunu kullanarak müvekkili ile hiçbir şekilde görüşme ihtiyacı dahi hissetmeden arttırdığını ve 10.07.2019 tarihinden itibaren de hiç ürün verilmediğini, müvekkilinin cirosunun en yüksek payına sahip bu 3 ürünün üretim ve satışının kesilmesi suretiyle sürekli cari hesap şeklinde çalışılan davacı olan alımlar nedeniyle oluşan borçlarının döngüyü kesmek suretiyle artışına neden olduklarını, yoğun ısrar ve yalvarmaları neticesinde ——- tarihinde imzalanmış olan üretim, satış ve borç tasfiyesine ilişkin sözleşmeleri de konkordatoyu bahane ederek tüm garantiler verilmesi ve marka rehini ipotek yükümlülükleri yerine getirildiği halde uymadıklarını ve halen de devam ettiklerini, bahse konu iş ve eylemlerin ——- açıkça aykırı olduğunu ve aynı kanunun 16. maddesi kapsamında yıllık gayri safi gelirin % 10 ‘una kadar idari para cezası gerektiğinin tartışmadan ari olduğunu, ——- tarihi protokol, satış sözleşmesi, ipotek sözleşmesi ve alacak devri sözleşmeleri kapsamında marka rehin ve ipotek işlemelerine ilişkin yükümlülüklerinin müvekkili şirket tarafından yerine getirilmesine rağmen konkordato sürecinde olduğundan bahisle tüm sözleşmelerin geçersiz olduğunu iddia etmek suretiyle, sözleşmelerin hiçbir yükümlülüğüne uymadıkları, her türlü çözüme hazır olduklarının bildirdikleri halde hukuka aykırı olarak alternatif çözümlere de yanaşmadıkları, sözleşmeleri yok sayması ile marka rehin ve ipotekler yerine getirildiği halde sözleşmelere uyulmamasının ve müvekkilinin tüm haklarının tümüyle red ederken yükümlülüklerini devam ettirmelerinin Anayasanın 35.mad., 4721 sayılı TMK 2 ve 3 maddeleri, 6102 sy.TTK. 6098 sy. TBK ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması hakkındaki kanuna açıkça aykırı olduğunu, ——- hakkına sahip olunan ve tedarikin kesilmesi nedeniyle maruz kalınan asgari zararlarının 3.341.658,58 TL olduğunu ve artmaya devam ettiğini, tekel pozisyonunu kullanarak fahiş fiyat artışları, hukuka aykırı ürün tedarikinin kesmesi nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararları haklarının saklı tuttuklarını, sözleşmelere aykırı davrananın davacı olduğunu, 05.2.2020 tarihli ihtarname gönderildiğini, faiz hesabının hatalı olduğunu, muaccel olmayan bir alacağın söz konusu olduğunu, temerrüdün oluşmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kalan bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu —— sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı aleyhine 4.500.000,00 TL cari hesap alacağı, 16.952,05 TL takip öncesi faiz olmak üzere toplam 4.516.952,05 TL alacağın tahsili için genel yolu icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde borca, asıl alacağa ve işlemiş faiz ile talep edilen faiz oranına itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve taraf şirketlere ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde mali bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun, gerekçeli ve denetime açık bulunduğu görülmekle hükme esas alınmıştır. Taraflarca delil olarak sunulan;
——- taraflar arasında yapıldığı, sözleşme uyarınca sözleşmede yazılı ürünlerin davacı tarafından fason olarak üretilmesi ve ambalajlanması işinin yüklenildiği, sözleşmenin üç yıl olduğu ve toplamda altı yılı geçemeyeceği, fatura bedellerinin fatura tarihinden itibaren pazara ürünün verildiği ilk yıl 105 ve takip eden yıllarda 90 günde tahsil edileceği, fason üretim fiyatlarının her yıl yenileneceği, her yıl ——— ortalaması oranında yıllık olarak karşılıklı mutabakat sonucu artırılacağı, yıl boyunca birikimli —– ortalaması oranı + / – % 10 değişim göstermesi durumunda fason üretim fiyatlarının yıl ortasında tarafların mutabakatı doğrultusunda revize edilebileceği, —— ürünlerin imalatçı satış fiyatı ve / veya kurum iskontolarında fiyatlarını % 10 ve üzeri oranda düşürmesi ya da artırması durumunda da sene sonu beklenmeden fiyatların tarafların mutabakatı doğrultusunda revize edilebileceği, yürürlükte olan fason üretim ücretlerinin pharmactive maliyetinin altında kalması durumunda tarafların davacının yazılı talebine istinaden yeni fason üretim fiyatları üzerinde bir araya geleceği ve davacının görüşmeler süresince ürünleri iş bu yürürlükte olan fason üretim ücretleri üzerinden tedarik etmeye devam edeceği, taraflarca 30 gün içinde anlaşmaya varmazlarsa davacının 180 gün önceden yazılı bildirimde bulunmak kaydı ile sözleşmeyi feshedeceğinin düzenlendiği,—— taraflar arasında düzenlendiği, ayırca ——- krem ürününe ilişkin ortak pazarlama sözleşmesinin düzenlendiği,
30.07.2019 tarihli sözleşmenin devreden sıfatı ile davalı şirket ile devralan sıfatı ile davacı şirket arasında alacak devri sözlemesi düzenlendiği, sözleşmenin incelenmesinde; “…sözleşme kapsamında devreden, devaralan tarafından üretilen —-ürünlerinin ———– tarihinden itibaren satışlarından doğacak alacaklarını tamamını (temlik edilen alacak) borcun tamamen ödenene / tamamlanana kadar ve bu hususun temlik borçlularına yazılı olarak bildirilinceye kadar devralana temlik ettiği, bu mihvalde devreden iş bu sözleşmenin akdedilmesi ile gerçekleştirdiği / gerçekleştireceği ürünlerin satışı karşılığında temlik borçlarından doğan alacaklarını devralana temlik ettiği, 30.07.2019 tarihli protokolün davacı ile davalı arasında akdedilen alacak devri sözleşmesi, ipotek sözleşmesi ve Marka rehnine ilişkin temel koşulların belirlenmesine ilişkin olduğu, 16.03.2020 tarihli olup takip tarihinden sonra düzenlenen fesih protokolünün davalı ile davacı arasında düzenlendiği ve 30.07.2019 tarihli alacak devri sözleşmesinin ve protokolün sona ermesine ilişkin olduğu, 17.03.2020 tarihli olup, takip tarihinden sonra taraflar arasında düzenlenen Alacak Devri Sözleşmesinin davalının——- satışlarından doğmuş / doğacak alacaklarının % 90 ‘lık kısmının temlik edilmesine ilişkin olduğu, görülmüştür.Tarafların celbolunan —– formlarının incelenmesinde; — yılında her iki tarafında fatura beyan etmediği, — yılında davacının —– dökümleri mevcut olmamakla birlikte, davalının —- tutarındaki faturaları beyan ettiği, —- yılında davacının —– tutarında fatura beyanına karşılık davalının 3 adet toplam 104.959,00 TL tutarında fatura beyan ettiği, — yılında davacının —- tutarında fatura beyan ettiği, —– yılında davacı ve davalı tarafından davacının 30 adet toplam 4.155.873,00 TL tutarında davalının da 4.155.868,00 TL tutarında fatura beyan edildiği, —— yılında davalının 59 adet 9.143.673,00 TL tutarında davacı faturasını beyan ettiği, —- yılında 25 adet 4.075.739,00 TL ve —yılında 3 adet 75.582,00 TL tutarında faturaların her iki tarafça da beyan edildiği tespit edilmiştir.Taraf şirketlerin incelenebilmesi için 08.01.2021 tarihli ara kararın tarafların ticari defterlerini inceleme gününde sunmaları için usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafça ticari defter kayıt ve dayanakları incelemeye sunulmamış, davacının sunduğu ticari defter, kayıt ve dayanak belgeleri incelenmiştir. Mali bilirkişi tarafından bu incelemeye ilişkin olarak düzenlenen raporda; “20.01.2020 takip tarihinde 6.865.649,97 TL davalı borcu olduğu, takipten sonra da hesapta herhangi bir ödeme kaydı olmadığının tespit edildiği, davacı tarafından sunulan davalı kaşe ve imzasın havi 31.12.2019 tarihi itibariyle cari hesap mutabakatında davalının davacıya 6.865.649,97 TL borçlu olduğu hususunda mutabık olduklarının yazıldığı, davacının şüpheli alacaklar hesabında 4.500.000,00 TL ‘de cari hesapta 2.438.044,53 TL davalı borcunun mevcut olduğu, yukarıda incelemesi yapılan 30.07.2019 tarihli alacak devri sözleşmesinden sonra davalı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin kayıtlar incelendiğinde, 09.01.2020 tarihinde 9.234,00 TL ödeme kaydı dışında başkaca ödemeye ilişkin alacak kaydı mevcut olmadığı, yine davacının davalıya takip tarihine kadar 1 adet 9.234,00 TL tutarında düzenlediği fatura dışında herhangi bir hizmet faturası olmadığı tespit edildiği, davacının sunulan kayıtları uyarınca 20.01.2020 takip tarihinde 6.865.649,97 TL davalı borcu bulunduğu…” tespit edildiği belirtilmiştir.Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 6.865.649,97 TL alacaklı bulunduğu, davalıya ait —-formlarında tespit edilen —- yılında davacı faturalarından daha az beyan edildiği anlaşılan fatura farkı olan 122.326,00 TL’nin düşümü sonrasında da davacının 6.743.323,77 TL alacağı bulunduğu sonucuna varılarak taleple bağlı olarak aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; davalının ———- sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA, ayrıca 4.500.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık % 13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Hükmolunan asıl alacak bilinir ve belirlenebilir olduğundan % 20 ‘si oranında 900.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 54.553,49 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 22.584,76 TL’nin, alınması gerekli olan 308.552,99 TL harçtan mahsubu ile bakiye 231.414,74 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Arabuluculuk aşamasında—— tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 54,40 TL, peşin harç 54.553,49 TL, posta ve tebligat gideri 85,00 TL, bilirkişi ücreti 2.000,00 TL olmak üzere toplam 56.692,89 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 278.339,04 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı ve vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023