Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/153 E. 2020/391 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/153 Esas
KARAR NO : 2020/391

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2015
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 15/09/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, —————– şirketine satılmak üzere satın alınan çok — kullanılan ——-hammadde ettiasını nakliye rizikolarına arşı sigortaladığını, sigortalının satın aldığı emtianın —— nihai varış yeri —- fabrikasına nakliyesinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, emtianın fabrikaya getirildiğinde hasarlanmış olduğunu, bu hususun 17/09/2013 tarihli tutanak ile kayıt altına alındığını, yapılan Ekspertiz sonucu sigortalı firmanın zararının 27.760,40 TL olduğunun tespit edildiğini, sigortalıya 02/01/2014 tarihinde ödeme tazminat ödemesi yapıldığını, gönderilen ihtara rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu—-. İcra Dairesinin ———Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, beyanla icra takibine yapılan itirazın iptali ile alacağın % 20 ‘si olan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 14/12/2015 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava öncesinde icra takibi başlatıldığı dikkate alınarak zamanaşımı itirazının reddini, icra takibine itiraz dilekçesi ile sadece borca itiraz edilmesi, yetki itirazında bulunulmaması nedeniyle yetki itirazının reddine, davalının beyan ve itirazlarının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 01/02/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 16/11/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın TTK 855 ‘de düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, müvekkilinin ikametgahının —— olduğunu, HMK 6 uyarınca davanın —- Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, emtianın hasara uğramasında müvekkiline atfedilebilecek hiçbir kusurun olmadığını, emtianın — —-hasarlı olarak teslim alındığını, bu hususun 17/09/2013 tarihli tutanak ile sabit olduğunu, —– gelinceye kadar olan süreçte meydana geldiğini, ———yükleme yapıldığından ürünlerin —- tabanlarını hasarlama riskinin yüksek olduğunun fotoğrafların altına şerh düşüldüğünü, davacının davayı hasara sebep olan——- veya malı ——- taşıma şirketine açması gerektiğini, müvekkilinin — sigorta şirketine davanın ihbarını talep ettiklerini, davacının poliçe kapsamında ödeme yaptığını, TTK 863 maddesi uyarınca emtianın hasara uğramasının kötü/yanlış/eksik ambalajlama dan olabileceğini, sovtaj bedelinin eksper raporunda düşük hesaplandığını, beyanla davanın reddine, davacının % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 12/01/2016 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 01/02/2018 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu taşıma sırasında hasar gören emtia nedeniyle davacı … şirketinin dava dışı sigortalısına ödediği bedeli taşıyıcıya rücu edip edemeyeceği, ayrıca taşıma sırasında teslim alındığında hasarlı olup olmadığı, mahkememizin yetkisi, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 11/09/2014 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 09/10/2014 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
——— lehine sigortalının ——- sınırları içerisinde muhtelif mahallerden muhtelif mahallere sevkettireceği iştigal konusu emtianın nakliyatını sigortaladığı anlaşılmıştır.
25/11/2013 tarihli hasar tazminat makbuzu ve ibraname incelendiğinde; 17/09/2013 tarihinde meydana gelen hasara ilişkin 27.760,00 TL hasar bedeli yönünden sigortalı tarafından davacı … sigorta şirketinin ibra edilerek zarar nedeniyle oluşan alacağı davacı … şirketine devir ve temlik ettiği anlaşılmıştır.
17/09/2013 tarihli Tutanaktır başlıklı belge incelendiğinde; ————– plakalı araç ile hasarlı olarak sevkedildiğine ilişkin düzenlendiği görülmüştür.
06/11/2013 tarihli ——- tarafından —— yapılan ekspertiz raporunda; sovtaj ve muafiyet tenzili zarar/ziyan tutarının 6.519,33 Euro (KDV Hariç) olarak hesaplandığı raporlanmıştır.
Taşıma uzmanı bilirkişi mahkememize sunduğu 03/04/2017 havale tarihli raporunda özetle; davalı taşıyıcıya yüklerin teslim tarihleri ————————-tarihi olmasına göre, CMR ‘nin 32/1-1.a madde hükmünde dava ikamede bir yıllık zamanaşımının bulunmadığını, sigorta teminatına konu yükün taşıması işinde, son taşıma işini üstlenen fiili taşıyıcı sıfatındaki davalının her iki sevkiyatta da yükleri hasarlı teslim aldığını, hasarlı teslim aldığı bir kısım malı alıcısına hasarlı teslim eden davalıya kusur izafe edilemeyeceğini ve davacının da rücuen tazminat talebinde bulunamayacağını, davalı taşıyıcının vaki hasarda sorumluluğuna gidilmediğinden, daşıyıcının CMR madde 23/3.7. hükmünde ödeyeceği tazminat —- olarak hesaplandığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Taşıma uzmanı bilirkişi mahkememize sunduğu 08/07/2020 tarihli ek raporunda özetle; kök rapor görüşünden rücu edilerek davalı taşıyıcının zarardan asıl sorumlu olan dava —- firmasına rücu hakkı olmak üzere 27.760,00 TL hasar tazminatının rücuen davacı … şirketine ödenmesi gerekeğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir. Eşya her türlü yükü de kapsar. Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır(TTK m. 850/1-2). Taşımaya ilişkin bir nüshası gönderene ait olup ve diğeri eşyaya eşlik etmek, üçüncüsü taşıyıcıda kalmak üzere üç özgün nüsha olarak taşıma senedi düzenlenir(TTK m. 856/1). Ancak taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesi kurulur ve eşyanın taşıyıcıya teslimi, taşıma sözleşmesinin varlığına karinedir(TTK m. 856/2).
Eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür(TTK m. 862).
Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür(TTK m. 863).
Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır(TTK m. 863). Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur(TTK m. 876). Eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bildirimde, zararın gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şarttır. Birinci fıkradaki karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi hâlinde de geçerlidir. Zıya, hasar veya gecikme teslim sırasında bildirilirse, bu bildirimin yukarıdaki hükümlere uygun olarak eşyayı teslim edene yapılması yeterlidir(TTK m. 889/1,2,5).
Mahkememizce 01/02/2018 tarihinde; davalı —— limandan nihai varış yerine kadar tüm taşımayı üstlenmeyip, yalnızca — daha önce getirilmiş olan emtianın ——nihai varış yerine kadar taşımayı üstlendiği,——- davalı taşıyıcının sorumluluğunda olduğu veya taşıyıcının ifa yardımcısı olduğu hususunun iddia ve ispat edemediği gibi emtianın —– davalı taşıyıcının aracına yükleme işinden davalının sorumlu olduğu ve/veya hasarın davalının taşıması sırasında meydana geldiği hususlarının da ispatlanamadığı, kaldı ki davalı taşıyıcı tarafından 5 adet —- ————- teslimi alındığı sırasında hasarlı alındığına ilişkin tutanak bulunduğu, bu durumda hasarın davalı taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiğinin kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —. H.D. nin— Esas ve— Karar sayılı ilamı ile; Davalı tarafça düzenlenen 12.09.2013 ve 17.09.2013 tarihli 4 adet fatura incelendiğinde, 2 faturanın “Nakliye Bedeli, ——————– açıklamalı olduğu, diğer —— açıklamalı olduğu, davalı tarafça ardiye bedeli açıklamalı faturalara ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, açıkça itiraz da edilmediği, bu durumda davalı ile sigortalı arasında malın depolanmasına ilişkin olarak da akdi bir ilişkinin kurulduğunun kabulünün gerektiği, davalı tarafça depo olarak 3.bir firma olan —————- firmasına ait deponun seçilmiş ve kullanılmış olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, davalının depolayan olarak da TBK 561 vd. m. hükümleri uyarınca sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle mahkememizce verilen kararın kaldırıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——– kaldırılması ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. M.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, Sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, hasar tespit tutanakları, bilirkişi raporu, takip dosyası, ibraname, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde;————- tarafından nakliyesi gerçekleştirilen emtia ———————tahliye edildiği, ———– tarafından gerçekleştirildiği, emtianın —- nakliyesinin ise davalı —–. tarafından gerçekleştirildiği, ancak davalı firma tarafından emtianın teslim alınması sırasında—— malzemesinde hasar olduğuna ilişkin 17/09/2013 tarihli tutanağın tanzim edildiği, tutanağın emtianın yüklendiği ——– sorumlusunun da imzasının bulunduğu, davaya konu emtianın alıcısına hasarlı olarak teslim edilmesi sonucu davacı tarafından yaptırılan eksper incelemesine göre, hasarın içerisinde 1 ton yük bulunan—– birlikte ——- bıçağına takılarak taşınması gerekirken, bunun yerine bir taraftan —- kaldırılmış olması nedeniyle yırtılmış olabileceğinin tespit edildiği, davalı tarafça düzenlenen ——— açıklamalı olduğu, davalı tarafça ardiye bedeli açıklamalı faturalara ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, açıkça itiraz da edilmediği, bu durumda davalı ile sigortalı arasında malın depolanmasına ilişkin olarak da akdi bir ilişkinin kurulduğunun kabulünün gerektiği, davalı tarafça depo olarak 3.bir firma—————ait deponun seçilmiş ve kullanılmış olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, davalının depolayan olarak da TBK 561 vd. m. hükümleri uyarınca sorumluluğu bulunduğu, emtianın —————– teslimi sırasında hasarlı olduğuna ilişkin bir iddia ve delil bulunmadığı ve emtianın —– teslim alınması sırasında hasarlı olduğu, davalının TBK 561. Maddesi uyarınca bu hasardan sorumlu olduğu, bu kapsamda davacının davalıdan 27.760,40 TL hasar tazminatı talep edebileceği bu kapsamda davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, alacağın likit olması nedeniyle alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesinin —– Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaline,
3-Alacağın % 20′ si olan 5.552,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.896,31 TL Karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 474,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.422,23 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca hesaplanan 4.164,06 TL TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 474,08 TL peşin harç, 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 1.050,00 TL bilirkişi ücreti, 202,90 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.852,78 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan 40,00 TL posta ve tebligat giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde veya talep edilmesi halinde bir sureti dosyaya konulmak kaydıyla İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.