Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/146 E. 2021/833 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/146 Esas
KARAR NO : 2021/833

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 15/05/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —– —- işleri için ——-sözleşmesinin—— tarihinde imzaladıklarını, bu sözleşmeye göre davalının bir takım —– faaliyetinde bulunacağını, —-işin bedelini alacağını, sözleşmenin—–toplam —–civarında yapılmayan kısmın mevcut olduğunu, bunun haricinde 240,00 TL yevmiye bedeli belirlendiğini, bu bedelin tam olarak ortaya çıkmasının davalının işi gereği gibi yaparak müvekkilinin onayına sunması sonucunda belirleneceğini, davalının işini tam olarak bitirmeden inşaat terk ettiğini, müvekkilinin davalıya nakit olarak 334.090,00 TL ödeme yaptığını, bir kısım verilen çekler ödenmemiş olsa da, bankaların sorumlu oldukları tutarların davalılara ödendiğini, bunların da ödeme bedeline ilave edileceğini, müvekkilinin davalıya teminat olarak bir adet çek verdiğini, bu çekin —- sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takibe konulduğunu, müvekkili ile davalı arasında bu işten başka hiçbir ticari ilişkinin söz konusu olmadığını, takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapıldığından itiraz etme olanağının menfi tespit davası olduğunu, davalının aldığı ödemeleri göz ardı ettiğini, sözleşme gereği yapması gereken işlerin bir kısmını yapmadığını, buna rağmen sözleşme gereği alması gereken ücretin 3 katını almaya çalıştığını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla —–icra dosyasından borçlu olunmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, dava esnasında ödeme olması halinde ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline istirdadına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 18/03/2021 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında —- sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkili şirket tarafından kendisine yüklenen tüm edimlerin yerine getirildiğini, işverenin yükümlülükleri içerisinde yer alan — temininin yerine getirilmemesi nedeniyle davacı tarafından inşaatın durdurulduğunu, işin başlangıcının işveren nedeniyle geciktirildiğini, bundan doğan bir kısım zararların taraflarca onaylandıktan sonra davacıya fatura edildiğini, davacının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle inşaatın durduğunu, bu nedenle de mülkiyeti müvekkiline ait —- yaklaşık —- — bulunduğunu, bu malzemelerin alınmasına da işveren tarafından engel olunduğunu, sözleşmenin 1.31.02. maddesinde açıkça belirtilen bedellerin davacıdan talep edilmemesine rağmen davacının menfi tespit davası açmasının gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin davacının iddialarının aksine tüm edimlerini ve bu edimleri dışında yer alan işlemleri de büyük bir fedakarlık ile eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna karşılık işveren davacı tarafından kendisine ödeme yapılmaması sonucunda büyük zarara uğrayarak iflas ile karşı karşıya kaldığını beyanla, davanın reddine, müvekkilinin alacaklı olduğunun tespitine, kötü niyetli olarak dava ikame eden davacıdan %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
Davalı vekili 23/11/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde —– numaralı konu çekin taraflar arasında akdedilen— sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği, teminat olarak verilmiş ise çekin bedelsiz olup olmadığı, davalının edimini yerine getirip getirmediği ve davacının davalıya —- kadar borçlu olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, —- dosyasında yürütülen—- borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen— dosyasında; davacı/takip borçlusu hakkında 19/07/2019 tarihinde takip talebi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi — tarihli raporunda özetle; davacının — sahibi lehine delil vasfına haiz — belgelerinde, dava konusu —tutarlı çekin kaydına rastlanmadığını, davalının 2018 dönemine ait sahibi lehine delil vasfına haiz olmayan, 2019 dönemine ait sahibi lehine delil vasfına haiz resmi defter ve belgelerinin incelenmesinde, dava konusu 30.06.2019 keşide tarihli, 410.000,00 TL tutarlı çekin kaydına rastlanmadığını, dava konusu çek adi senet olduğundan ve içerdiği borç bakımından kesin delil mahiyetinde olduğuna göre, senedin teminat amaçlı tanzim edildiği savunması kambiyo senedinin hüküm ve kuvvetini azaltmaya matuf olduğundan bu iddianın (teminat) HMK m.201 gereğince kesin delille ispat edilmesi gerektiğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalı ile— hususunda sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin teminatı olarak davaya konu çekin verildiğini ancak davalının işi tamamlamadan inşaatı terk ettiğini ve kendisine teminat olarak verilen çeki icraya koyduğunu iddia ederek teminat olarak verildiği iddia edilen çekin iptalini talep ettiğini, davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dava kambiyo senedine dayalı olarak yapılan takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı tarafından sunulan —– sözleşmesinin incelenmesinden; sözleşme kapsamında dava konusu çekin teminat için verileceğine ilişkin bir ifadenin bulunmadığı, davaya konu çekin davacı defterlerinde ve davalı defterlerinde kaydının bulunmadığı, çekin yapılan incelemesinden çek üzerinde çekin teminat çeki olduğuna ilişkin bir ifadenin bulunmadığı, davacı tarafça dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmıştır.
Çek kural olarak ödeme aracıdır. Çekin teminat için verildiğini, çekin teminat çeki olduğunu iddia eden tarafın yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamından; davacı tarafça çekin davalıya teminat için verildiğine dair ne taraflar arasında yer alan sözleşme de, ne taraf defterlerinde ve ne de çekin üzerinde bir ifade bulunmadığı, dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmaması nedeniyle yemin delilini hatırlatmanın da mümkün olmadığı, bu kapsamda davacı tarafça çekin teminat için verildiğini ispata yarar bir delil sunamadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 6.967,11 TL’den mahsubu ile fazla alınan 6.907,81TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden —- hesaplanan 37.007,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.