Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/13 E. 2021/698 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/13 Esas
KARAR NO : 2021/698

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 29/12/2017 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı—- vasfındaki taşınmazın maliki olan dava dışı—– olduğunu, ve dava konusu taşınmazın dahil ——- olduğunu, dava dışı taşınmaz maliki ——– akdedildiğini, davalı şirketin —— haiz olduğunu, dava dışı kiralayan şirket ile davalı şirket arasında akdedilen yazılı kira sözleşmesinin 10. Maddesindeki düzenlemeye göre davacı şirketin her ay aralarında ———-‘ düzenlenmekte olduğunu ve davalı tarafa gönderilmekte olduğunu ancak davalı —- neredeyse kira sözleşmesinin başından itibaren kendisine gönderilen fatura bedellerinin ” —– ödememekte olduğunu, —– bedelleirni ise davacı şirkete itirazsız olarak ödediğini, —- bedelinin tahsili için— dava dosyası ile takip başlatıldığını, kiracının takibe itiraz ettiğini, yine —–ayına kadar tahakkuk eden aidat fatura bedellerinin ödenmeyen kısımlarının tahsili için— dosyasında yapılan ödemelere tekerrür etmemek kaydına havi — ile icra takibi başlatıldığını, davalı —— takibe itiraz ettiğini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı-borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 30/09/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla, — verdiklerinin bilirkişi raporu ve dinlenen tanık beyanları ile birlikte ispat edildiğini, davalı —— dair yapılan bir bildirim bulunmadığını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkemeye sunduğu 29/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava konusu taşınmazın bulunduğu ——huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açılmış olduğunu, —–bulunduklarını, —–gerekeceğini, bu durumda görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafın —— olan davacı ——- olan hizmetleri müvekkil (——— bu sebeple davalının 27/01/2017 tarihinde aidat ödemesinde ihtirazi kayıt koyarak ödeme yaptığını, —, müvekkilin kiracı olarak bulunduğu taşınmazda birden fazla parselde yer aldığını, bu parsellerde birden fazla binanın yer aldığını, bu binaların etrafının kapatılmadığını, —— şeridi olmadığını, — mümkün olmadığını, —ile yönetim arasında akdedilen sözleşme gereği dava konusu taşınmazın bulunduğu mekanda bulundurulması gerekli personel sayısının belli olmadığını, yönetim tarafından bulundurulmasının gerekli olduğunu, verilmeyen bir hizmetin bedeliniln istenemeyeceğini beyanla davacı alacağının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 30/09/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
—- Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi olunan dava dosyası mahkememiz esasına kaydı yapılarak incelendi.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalının —— yararlanıp yararlanmadığı, —– olan kısmından sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen — davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı Tanığı … —- yılları arasında çalıştım, davalı şirketin bulunduğu yer—–, davalı şirkete dışarıdan birisi gelmiş ise —— gelen —— bildiriyordu, ayrıca gelen kişiye de davalı şirketin nerede olduğu hususu bildiriliyordu, gelen araç ile ——— içerisinde devriye atıyorduk, bu şekilde ——– olmaması durumunda —- — içerisindeki— yönlendiriyorduk, davalı şirkete gelen — —— önemli bir kısmı bizim kontrolümüz altındaydı. Benim bilgim—–” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı …—– davalının bulunduğu —-olarak çalıştım. Ben —– olmam nedeniyle ücretimi davacı şirketten ——- benim çalıştığım—– veriyorduk, bizim bu şekilde yapmış olduğumuz hizmetten davalı —- yönlendiriyorduk, —– altındaydı, bize bilgi vermeden — girme ihtimalleri yoktu, ayrıca bir arkadaşımız ——olduğu takdirde——–, benim bildiğim gördüğüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur,——bir yer ———içeriye girmektedirler ancak biz görmeden de geçme ihtimalleri bulunmaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı .—— “ben davalı —- muhasebeci olarak çalışıyorum, benim bildiğim kadarıyla davalı şirket davacı — faydalanmamaktadır, dışarıdan gelen misafirlerimiz —-girebilmektedir, gelen misafirlere — bizim şirketin girişinin farklı olması nedeniyle gelen misafirler — karşılaşmamaktadır, ayrıca gelen misafirlerin geldiğini — bize bildirmemektedir, biz bu nedenle davacı şirketten —-almıyorduk,— kullanıp kullanmadıklarını, kullanırken — faydalanıp faydalanmadıklarını bilmiyorum, ancak gelen misafirlerin otoparkı kullanmadıklarını biliyorum, benim bildiğim gördüğüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı …—– tarihli duruşmadaki beyanında; Ben davalı —-olarak çalışmaktayım, benim bildiğim kadarıyla davalı şirket davacı şirketten—–almamaktadır, benim —–davacı —- —söylemiyorlar ve gelen misafirlere yönlendirmede bulunmuyorlar, dışarıdan misafirimiz — geçmektedirler, dışarıdan gelen misafirlerimiz —- bu nedenle—- her hangi bir hizmeti bulunmamaktadır, davalı şirkette çalışanlardan ——– ancak burayı kullananlar da —- bulunmamaktaydı,– çalıştığımız yer için her hangi bir devriye atma durumu yoktu, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
—— —-raporunda özetle; davacı tarafın dava konusu —-onaylarının yapıldığını, usulüne uygun tutulduğunu, defterlerinin sahibi lehine delil niteliği yönünde takdir ve değerlemenin sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu, davalı tarafın dava konusu döneme ait 2016 yılı defterlerinin usulüne uygun düzenlendiğini, açılış noter onaylarının alındığını, ——— olarak usulüne uygun tutulduğunu,—- yapıldığını, beratlarının/mali mühürlerin tamamının alındığını, davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı tarafın incelenen ticari defterlerine göre; Cari muavin hesabında, İcra takip tarihi itibarıyla—– olduğu, — üzerinden defter ve belgeleri ile örtüştüğünü, davalı tarafın bu tarihten sonra iade faturalarını düzenlemeye başladığı), —- davacı tarafın davalı taraftan ödenmeyen—-bulunduğunu, bu tarihten itibaren davalı tarafından davacı tarafa yapılan herhangi bir ödemenin mevcut olmadığının tespit edildiğini, davacı tarafın—- ibraz ettiğini, takip ve dava konusu faturanın — formlarında mevcut olduğunu, davalı tarafın incelenen defter ve belgelerine göre: İcra takip tarihi itibarıyla (27.11.2017) davalı tarafın davacı taraftan 2.500,05 TL alacaklı bulunduğunu,——- davacı borcuna kayıtlanması sonucunda davalı tarafın alacaklı duruma geçtiği, ancak davalı faturalarının davacı tarafa teslim ve tebliğ edildiğinin —- icra takip tarihinden itibaren örtüşmediğini, davalı tarafın, dava dosyasına somut bir itirazını içerir belge sunmadığını, davalı tarafın — formlarını — ibraz ettiği takip ve dava konusu faturaların davacı ve davalı şirketin ticari defterlerine kayıtlı olduğunu, davacı faturalarını defterlerine kayıt eden davalının fatura bedelinden sorumlu olduğunu, T.T.K 23/3 mad. göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayılacağını, iade faturalarının davacı taraf borcuna yansıtılmasının davacı — veya kabulü dahilinde olup olmadığının izaha muhtaç olduğunu, keşif mahallinde yapılan inceleme, keşif ve denetimde; — hakim olduklarını, — kayıt sisteminde yer —itibariyle, dava konusu binanın girişinde veya çevresinde meydana gelebilecek —– dava konusu binanın —-, binanın — — konumda olduğunu, ——-yolların — yakın konumda olduğunu, davacı tarafın dava konusu —ve kapanış noter onaylarının yapıldığını, usulüne uygun tutulduğunu, defterlerinin sahibi lehine delil niteliği yönünde takdir ve değerlemenin sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu, davalı tarafın dava konusu döneme ait —onaylarının alındığını, —- olarak usulüne uygun tutulduğunu, envanter defterinin noter açılış onayının yapıldığını, —- davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı tarafın incelenen ticari defterlerine göre;——bu bakiye üzerinden defter ve belgeleri ile örtüştüğü, davalı tarafın bu tarihten sonra iade faturalarını düzenlemeye başladığı), 31.12.2018 tarihli kapanış maddesinde davacı tarafın davalı taraftan ödenmeyen/iade aidatlar yönünden 91.924,93 TL alacaklı bulunduğunu, bu tarihten itibaren davalı tarafından davacı tarafa yapılan herhangi bir ödemenin mevcut olmadığının tespit edildiğini, davacı tarafın — formlarını—-ettiğini, takip ve dava konusu faturanın —– formlarında mevcut olduğunu, davalı tarafın incelenen defter ve belgelerine göre: İcra takip tarihi itibarıyla (27.11.2017) davalı tarafın davacı taraftan 2.500,05 TL alacaklı bulunduğunu, ( Davalı tarafın 2017 yılında 53.778,86 TL + 2018 yılında 38.145,96 TL = 91.924,82 TL iade faturalarının davacı borcuna kayıtlanması sonucunda davalı tarafın alacaklı duruma geçtiğini, ancak, davalı faturalarının davacı tarafa teslim ve tebliğ edildiğinin izaha muhtaç olduğu) kayıtların icra takip tarihinden itibaren örtüşmediğini, davalı tarafın, dava dosyasına somut bir itirazını içerir belge sunmadığını, davalı tarafın — formlarını —- ibraz ettiğini, takip ve dava konusu faturaların davacı ve davalı şirketin ticari defterlerine kayıtlı olduğunu, davacı faturalarını defterlerine kayıt eden davalının fatura bedelinden sorumlu olduğuun, T.T.K 23/3 mad. göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayılacağını, iade faturalarının davacı taraf borcuna yansıtılmasının davacı tarafın bilgisi veya kabulü dahilinde olup olmadığının izaha muhtaç olduğunu, Keşif Mahallinde yapılan inceleme, keşif ve denetimde; —- güvenlik görevlilerinin bulunduğu yer ve —- konumları itibariyle, dava konusu binanın girişinde veya çevresinde meydana gelebilecek —— müdahale edebilecek yakınlık ve konumda olduklarını, —- gördüğü ve mevcut haliyle kayıt yaptığını, binanın —- tarafındaki—, kapalı otopark giriş ve çıkışının kontrollü bariyerli olduğu ve —konumda olduğunu, —— içerisinde ve yakın konumda olduğunu, — defterlerinin tutulduğunun görüldüğünü, dava konusu binada veya bu binaya gelen —- sorununun olması durumunda—– olduğunu, davacının takip talebinde İşlemiş faiz talebinin bulunmadığını, temerrüdün takip tarihi 07.11.2017 tarihi ile başlayacağını, temerrüt faizinin % 9.75 ve değişen oranlarda uygulanabileceğini, alacağın likit olduğunu, icra inkar tazminatının da gözetilerek tarafların taleplerinin ve sair konuların takdiri ve değerlemesinin sayın Mahkemede olduğunu beyan ve rapor etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından, davalıya güvenlik hizmeti verildiği ancak hizmet bedelinin ödenmediği iddiasıyla, icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve davacının takibe itirazın iptali talepli eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki temel ihtilaf davacı tarafından davalıya güvenlik hizmeti verilip verilmediği hususundan kaynaklanmaktadır.
Davacı tarafından dava dilekçesinde dayanılan kira sözleşmesinin davalının kiraladığı iş yerinin maliki ile davalı arasında yapıldığı bu kapsamda bu sözleşmenin 10. Maddesinde yer alan kiralanan taşınmaz nedeniyle bir masraf çıkması halinde bunun kiralayandan talep edilemeyeceğine ilişkin düzenlemenin kiralayanın güvenlik hizmetinden doğan sorumluluğunun kiracıya devredilmesi anlamına gelmeyeceği, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince davacının davalı ile kiralayan arasındaki sözleşmeye dayanamayacağı, davacı ile davalı arasında bir sözleşme bulunmaması nedeniyle davacının güvenlik hizmetini verdiğini ispat etmesi durumunda ancak TBK 526 v.d. Maddeleri uyarınca vekaletsiz iş görme hükümlerine göre verdiği hizmetin bedelini talep edebileceği bu kapsamda TBK 529. Maddesi gereği hizmetin davacı menfaatine yapıldığının yani davacının hizmetten yararlandığının ispat edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacı tarafından verilen güvenlik hizmetinden davalının yararlanıp yararlanmadığının tespiti için tanıklar dinlenmiş davacı tanıkları davacı tarafından davalıya gelen misafirlerin yönlendirildiği, misafirin geldiğinin davalı şirkete haber verildiği — devriye attıklarını beyan etmişler; davalı tanıkları ise gelen misafirlere yönlendirme yapılmadığı, misafirin geldiğinin kendilerine haber verilmediği, ayrıca — — kullanılmadığı şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahallinde yapılan keşifte davalının kullandığı iş yerinin önünde iki araçlık park yerinin bulunduğu, iş yerine yaya olarak giriş yapanları kontrol edecek bir sistemin kurulu olmadığı, — girme imkanı bulunmadığı ve sitenin önemli bir kısmının — kameraları ile izlendiği tespit edilmiş bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda davalının kullandığı binanın ——- görüş mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu, yapılan keşif gözlemi ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı tanıkları tarafından davalı şirkete gelen misafirlerin yönlendirmesi yapıldığı ve misafirin geldiğinin davalı şirket yetkililerine bildirildiği şeklinde beyanda bulunulmuş ise de davalı şirket tarafından kullanılan binaya yaya girişinde —-bulunmaması —bulunduğu yer itibariyle davalı şirkete yaya olarak gelen herkesi kontrol imkanı bulunmaması nedeniyle bu hizmetin sürekli ve kontrollü bir şekilde verilmesinin mümkün olmadığı bu nedenle davacı tanıklarının bu yöndeki beyanlarına itibar edilemeyeceği, davalı— kullanılmadığı yönündeki beyanına ise davalı tanıklarından …—– davalı şirket için tahsis edilmiş —- bulunduğu şeklindeki beyanı ve davalı şirketin kullandığı binanın önüne yalnızca iki aracın park edilebilecek durumda olması iki araçlık park yerinin davalı şirketin ihtiyaçlarını karşılamayacağının açık olması nedeniyle davalı tanıklarının davalı— şeklindeki beyanlarına itibar edilemeyeceği— —– davacı şirketin kurduğu —- geçmeden girmenin mümkün olmaması ve davacı şirket tarafından kurulan kamera sisteminin davalı şirketin de güvenliğini sağlaması nedeniyle davalı—faydalandığı kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davalının güvenlik hizmetinden faydalanmış olması nedeniyle güvenlik hizmet bedelinden sorumlu olduğu, bu kapsamda icara takibine itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği, tarafların tacir olması ve alacağın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği, alacağın vekaletsiz iş görmeden kaynaklı olması nedeniyle likit olmadığı ve icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,——— dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.877,76 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 509,89 TL ve 211,09 TL icra harcı’nın mahsubu ile bakiye 2.156,78 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan ve 14,50 TL başvurma harcı, 419,90 TL keşif harcı, 2.100 TL bilirkişi ücreti ve 250,00 TL keşif aracı gideri, 220,25 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile peşin harç olarak alınan 509,89 TL olmak üzere toplam 3.514,54 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.