Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/110 E. 2020/269 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/110 Esas
KARAR NO : 2020/269

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/07/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı … ile müvekkili şirket arasında —– —— şasi numaralı, —— aracın satış işlemi için Üsküdar —- Noterliğinin —– yevmiye numaralı—- tarihli araç satış sözleşmesi imzalandığını, anılan araç davalıya teslim edildiğini, söz konusu satışa istinaden müvekkilce ekte görülecek davalı adına cari hesap kaydı tutulduğunu ayrıca usulüne uygun fatura düzenlendiğini, müvekkilce tutulan cari hesaptan da görüleceği üzere 02/09/2019 tarihli —— seri numaralı faturaya konu borçtan kalan—- tutarındaki bakiye borcun davalı tarafından ödenmediğini, taraflarınca anılan fatura alacağından bakiye —- istinaden İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçildiği ve davalı tarafından mesnetsiz ve kötü niyetli olarak itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu beyanla itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02/07/2020 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; “Dava ve aşamalardaki dilekçelerimiz ile delillerimizi aynen tekrar ederiz, davalı taraf ile sulh olmak veya ihtiyari arabuluculuğa başvurmak istemiyoruz, ayrıca dava bizim için ticari bir iştir, bu nedenle ticaret mahkemesinin görevli olduğunu düşünüyoruz, davalı tarafın görev itirazının reddine karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuştur.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın ticari şirket ancak müvekkilinin gerçek kişi olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’ nun 4. Maddesinde düzenlenen nispi ya da mutlak ticari dava olmadığı, HMK 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinden görülmesi gerektiğinden davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin eski eşinin davacı şirketin tek sahibi olduğu ve müvekkillerine arada fark olarak çıkarılan ve nafaka alacağına ilişkin takiplerinden sonra takibe konulmuş davaya konu bedelin bağış niteliğinde olduğunu, 2 yılı aşkın süre önce müvekkiline tahsis edilen ancak müvekkili tarafından eski eşi olan davacı şirketin sahibine duyulan güven sebebiyle kaydı üzerine alınmayan ———-plakalı aracın işbu şahsın 3. bir kişi ile evlenmesine müteakip herhangi bir hak kaybına uğramamak adına aracın üzerine geçirilmesini istemiş ve 2 yılı aşkın süredir müvekkilinin kullanımında olan aracın kaydı müvekkili adına geçirildiğini, şimdi ise sanki gerçek anlamda gerçek bir satış yapılmış gibi bakiye bedelin müvekkillinden talep edildiğini, davacı şirketin sahibi tarafından bağıştan dönmeye ilişkin usuli herhangi bir işlem yapılmadığı gibi bağışlamanın geri alınması şartlarının da mevcut olmadığını, diğer yandan davacı tarafından aradaki ödenmeyen bedelin talep edilmesi söz konusu olacak ise işbu talebin muhatabının müvekkili değil davacı şirketin sahibi ve müvekkilinin eski eşi ————–olacağını, anılan nedenle açılmış olan davaya husumete ilişkin olarak da itiraz ettiklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili——— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; “Cevap ve aşamalardaki dilekçelerimiz ile delillerimizi aynen tekrar ederiz, davacı taraf ile sulh olmak veya ihtiyari arabuluculuğa başvurmak istemiyoruz, müvekkilimiz herhangi bir şekilde işlettiği işletmesi bulunmamaktadır, ticari vasfı da yoktur, kendisi ev hanımıdır, göreve ve husumete ilişkin itirazlarımızı aynen tekrar ederiz, müvekkilin eski eşi ve davacı şirketin yetkilisine davanın ihbarını talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Ticari işletme, ——- için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Esnaf ise; ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri esnaf işletmesi için öngörülen sınırda kalan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir(TTK m.15 ).
Buna karşılık, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden(TKHK m.3/k) davacı ile ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan(TKHK m.3/ı) davalı arasında tüketici işlemi(TKHK m.3/l) bulunmaktadır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, fatura, cari hesap ekstresi, ———– kaydı sorgu raporları, ticaret sicil kaydı, araç tescil bilgileri, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; Üsküdar —-. Noterliğinin —- yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile —- plakalı aracın davalıya satıldığı iddiası ile davacı şirket tarafından—– nolu irsaliyeli faturanın düzenlendiği ve bu fatura alacağından bakiye —- kaldığı iddiası ile davalı hakkında icra takibine geçildiği, davalının takibe itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı, tarafların arasındaki uyuşmazlığın araç satış sözleşmesi ve bu sözleşmeye istinaden düzenlenen faturadan kaynaklandığı, araç satışına ilişkin bu işlem, 6502 sayılı kanun uyarınca tüketici işlemi olup, davalının tüketici sıfatına haiz bulunduğu, davacının ise satıcı sıfatında olduğu, buna göre dava tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu, 6502 sayılı TKHK uyarınca uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, görevin tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin olması nedeniyle tüketici mahkemesine (TKHK m.73) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
G.D: Gerekçesi bilahare açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.