Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/108 E. 2022/20 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/108
KARAR NO: 2022/20
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu —-tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait —- plakalı araç ile gerçekleştirilen ihlalli geçiş nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla —- dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, borçlunun talep edilen tutara ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı olmadığını gönderilen ödeme emrinde yasal dayanak sunulmadığı ve şirket kayıtlarında herhangi bir borç gözükmediği gerekçesi ile müvekkil şirkete borcu olmadığını öne sürmek suretiyle borcun tamamına itiraz ettiğini, itiraz konusu alacak hakkında takibin devamı amacıyla işbu dava ikame edildiğini, yapılan itiraz haksız ve yersiz olduğunu, itirazın iptalinin gerektiğini, davalının takipte müvekkil şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığı iddiası ile asıl alacağa ve ferileri bakımından takibe itiraz ettiğini beyan ettiği, takibi durdurduğunu, ihlalli geçiş vakıasına itiraz etmemiş olduğunu, davalı borçlunun ihlalli geçişi inkar etmeksizin icra dosyasına yapmış olduğu itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunun açık olduğunu, takip talebi ile talep edilen geçiş ücreti, ceza tutarı ve süresi içinde ödemesini yapmamış olması nedeniyle talep edilen faiz yasalara uygun olduğundan itirazın iptal edilerek takibe devam edilmesine cevaz verilmesini talep ettiklerini belirterek davalının——–dosyasına yaptığı itirazının iptali ile alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına, borçlu aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve lehimize vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili —— tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca müvekkil şirket aleyhine tesis edilen cezalar hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı yanca tesis olunan cezaların muhatabının müvekkil şirket olmadığını, araç kullanıcısının fiiline istinaden araç sahibine ceza uygulanması cezanın şahsiliği ilkesine aykırı olduğunu, tesis olunan cezalara konu köprü ve otoyol geçişleri müvekkil şirketten cezaya konu araçları araç kiralama sözleşmesi dâhilinde kiralamış olan araç kiracıları tarafından yapılmış olup başkasının fiilleri dolayısıyla müvekkil şirkete cezai nitelikte bir sorumluluk yüklenmesi hukukun genel ilkelerine ve cezanın şahsiliği ilkesine aykırı olduğunu, davacı taraf araçta —— kayıtlı olup olmadığını dahi kontrol etmeden ve aracı kiralayan araç sürücüsünden de bedeli tahsil etmeden, doğrudan aracı kiralayan malikten tahsilat yoluna gitmesi ve bir de bunun üzerine bildirimde dahi bulunmadan ——- gibi fahiş bir ceza tesis etmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, söz konusu uygulama ceza hukukunun temel —– sorumluluğunun şahsiliği ve kusursuz ceza olmaz ilkelerine de aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirket bünyesindeki tüm araçlarda —- olup devamlı surette sistemde yeterli bakiye bulundurulduğunu, buna karşın müvekkil şirket araçlarının söz konusu köprü ve otoyollardan kaçak geçiş yaptığı iddiasının, davacı yanca işletilen köprüde kullanılan tahsilat sistemlerindeki eksiklik ve aksaklıklardan ileri geldiğini, müvekkili şirketin tesis olunan cezalar yönünden hiçbir kusuru bulunmadığını, davacı işletmenin hatalı sistem kurgusu yapması veya yapamamasının sorumluluğu iyi niyetli —- konumundaki şirketimiz ve diğer araç sahiplerine yüklenemeyeceğini, davacı yanca tesis olunan cezalar davacı yanın kusurundan ileri geldiğini, kişinin kendi kusurundan faydalanmasının hukukun genel ilkeleri ile bağdaşmadığını, davacı yanca kendisinden hiçbir hizmet satın almayan, araçlarının davacı yanın işletmesinde olan köprü ve otoyolu kullandığından haberi dahi olmayan ve kaçak geçiş fiilini gerçekleştirmediği de açık olan müvekkil şirketin sorumlu tutulması ve müvekkile ceza tesis edilmesinin hukuka aykırı oldğunu, kabahatler kanununda bulunan açık hüküm gereği cezanın muhatabına tebligat yapılmaksızın aleyhine ceza tesis olunması mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davaya konu trafik cezaları yönünden hiçbir kusuru bulunmadığını, müvekkili şirket araçlarının tamamında — tanımlı bulunduğunu, —- hesaplarında da devamlı yeterli bakiye bulundurulduğunu, davacı yanın söz konusu cezalar dolayısıyla haksız menfaat elde etmekte, kendi kusurundan yararlanmaya çalışmakta, sebepsiz zenginleşmekte olduğunu, buna karşın müvekkil şirket ise hiçbir kusuru olmayan bir kabahat dolayısıyla ceza ödediğini, yukarıda belirtilen araçların geçiş tarihlerinde ve bu tarihleri müteakip — günlük süreç içerisinde— hesaplarına yükleme yapılmış olup olmadığının ilgili banka ve —- sorulmasını talep etmekle, mahkemece mevcut yasal düzenlemelerin yeterli ve somut uyuşmazlığa uygulanabilir olduğu kanaatine varılması halinde anayasaya aykırılık iddiamızın bekletici mesele yapılamasını ve hükmün —— kararının akabinde verilmesini, hüküm verecek olması halinde ise davacı yanın tazminat taleplerinin ve haksız davanın reddini, takip konusunun %20 ‘sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
—–
—-
—–
—-
—–,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ihlalli geçiş ücreti ve geçiş ücretine uygulanan ceza tutarı alacağına istinaden başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya ait otoyoldan ihlalli geçiş yapan — plakalı aracın ihlalli geçiş tarihinde —- davalı şirkete ait olup olmadığı, ihlalli geçiş ücreti ve ceza tutarı miktarının davalı şirketin ihlalli geçiş nedeni ile geçiş ücreti ve ceza tutarınca davacı şirkete borçlu olup olmadığı, icra inkar ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Celp ve tetkik edilen — sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —- tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna —tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı —- tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın —- yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—- tarihli cevabi yazısı ile davalı şirket adına kayıtlı — plakalı ara adına tanımlı—-ürününe ait hesap hareketlerinin gönderildiği görülmüştür.
—cevabi yazısı ile davalı şirket adına kayıtlı —– tarihleri arasında bakiye ve ücretlendirilen geçiş bilgilerinin yer aldığı — gönderildiği görülmüştür.
—– cevabi yazıları ile davalı şirket adına kayıtlı —– ödemeye tanımlı olduğu ve iptal konumunda olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce — cevaplarının incelenmesinde; ihlalli geçiş tarihi olan —- kartında yeterli bakiye yüklemesinin yapıldığı, geçiş tarihini takip eden 15 günlük yasal sürede bakiye yüklemesinin yapıldığı tespit edilmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde,
Davalı şirket adına kayıtlı — plakalı aracın davacı şirketin işlettiği köprüden —- tarihinde geçiş yaptığı, geçiş esnasında yeterli bakiyesinin bulunmadığı, ancak davalı şirket tarafından yasal —-sürede geçiş ücretini karşılayacak miktarda bakiye yüklemesi yapıldığı, ihlalli geçiş bedelini karşılayacak miktarda bakiye yüklemesi yaparak davalı şirketin yükümlüğünü yerine getirdiği, takibe ve davaya konu alacağın ihlalli geçiş alacağı olduğu, ihlalli geçiş tarihinde davalı şirkete ait araca tanımlı — bulunduğu, —- kartında yeterli bakiye yüklemesinin yapıldığı, takibin haksız olduğu, davalı şirket lehine kötü niyet tazminatı koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Takibe ve davaya konu alacağın ihlalli geçiş alacağı olduğu, ihlalli geçiş tarihinde davalı şirkete ait araca tanımlı— kaydı bulunduğu, — kartında yeterli bakiye yüklemesinin yapıldığı, takibin haksız olduğu anlaşılmakla; asıl alacak miktarı — % 20’si olan — kötü niyet tazminatı olarak davaıcıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 54,40 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30 TL ‘nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk aşamasında —– tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 13/2 maddesi uyarınca 167,50 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa, artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 13/01/2022