Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/104 E. 2023/620 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/104
KARAR NO : 2023/620

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/07/2023

DAVA:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu 17/03/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket için ihtiyaç olan bir aracı satın almak için —- adlı internet satış sitesinde yayınlanan ilanları incelemiş ve davalı tarafın ilgili sitede bulunan — marka —- model —-otomobil ilanını gördüğünü, davalı araç sahibi vermiş olduğu ilanda aracın —- model olduğunu açıkça yazdığını, davalı taraf ilgili ilanda araç özellikleri içinde aracın tüm parçalarının orijinal olduğunu beyan ettiğini, ilgili sitedeki ilan üzerine davacı müvekkili şirket davalı tarafı aramış ve taraflar tanışarak 209.000,00 TL bedelli araç satışı konusunda anlaştıklarını, davacı müvekkilinin 23/12/2019 tarihinde —-Noterliği —-yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile —- plakalı —marka—- otomobili davalı taraftan satın aldığını,—–.Noterliği 23.12.2019 tarih —–yevmiye nolu araç satış sözleşmesi incelendiğinde görüleceği gibi araç bilgilerinin bulunduğu bölümde araca ait kasko kodu —–olduğunu, İnternette herkese açık olan kasko değer listesi kayıtlarına—– nolu kod girildiğinde davaya konu aracın —— olarak kaydı görüldüğünü, davacı müvekkilininde satış öncesi aracı gördükten sonra bu kayıtlar üzerinden gerekli incelemeleri yapmış ve aracın —– model olduğunu zannederek satın aldığını, 23.12 2019 tarihinde—-Noterliği —–yevmiye nolu araç satış sözleşmesi aslı ekte delil olarak sayın mahkemenin dikkatine sunulduğunu, yine satış sözleşmesinde açıkça yazan araca ait — nolu kasko— sisteme girildiğinde aracın —- model olduğunu gösterir kayıt ekte delil olarak sayın mahkemenin dikkatine sunulduğunu, davacı müvekkili şirketin araç satışından sonra aracın zorunlu sigortasını yaptırmak istediğini, fakat sigortacı şirket aracın—-modeli olduğu kendisine bildirildiğini, bu durum üzerine aracı yetkili bayisine götüren davacı müvekkiline aracın —– modeli olduğunun belirtildiğini ve satışta açıkça bildirilen —-modeli ile —— modeli arasında sıfır otomobillerde 60.000.00 TL ile 70.000.00 TL aralığında fiyat farkı olduğu bilgisi verildiğini, tarafımızca ikinci el araç satışlarına ilişkin sitelerde yaptıkları incelemeler sonrasında —– araçların —– ve—— modelleri arasında 30.000.00 TL ile 55.000.00 TL aralığında fiyat farkı bulunduğunun tespit edildiğini, bu sebep ile harca esas değer olarak beyan ettikleri ve talep ettikleri 35.000.00 TL bedeli ancak uzman bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilecek bedele göre ıslah edeceklerini beyan ettiklerini, davacı müvekkili şirketin satın aldığı aracın modelinin ——olduğunu öğrendikten sonra davalı tarafı aradığını, davalı tarafın ilanın çalışanı tarafından verildiğini, yanlışlık olduğunu beyan ettiğini, ancak araç satış bedelini kullanmış olması sebebi ile ödeme yapamayacağını, çek verebileceğini beyan ettiğini, tarafların sözlü anlaşmaya varamaması üzerine davacı müvekkilinin bir hafta içinde davalı tarafa —-Noterliği 27/12/2019 tarih——yevmiye nolu ihtarname ile aracın satışının iptali ve tüm bedelin kendisine ödenmesini aksi halde hukuki ve cezai haklarını kullanacağını ihtar ettiğini, ihtarname gönderildikten sonrada anlaşma sağlanamaması sebebi ile dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu, 05.03.2020 tarihinde arabulucu —– tarafından arabuluculuk son tutanağı davalı tarafın katılmaması sebebi ile görüşme yapılmadan anlaşamama şeklinde düzenlenmiş evrak asılları ekte delil olarak sayın mahkemenin dikkatine sunulduğunu, davalı tarafın açıkça verdiği satış ilanında ve satış sözleşmesinde—- modeli olarak belirtilen gerçekte ise —- modeli olan aracı müvekkiline iradesinde sakatlık oluşturarak sattığını ve müvekkilini zarara uğrattığını, davalı tarafın —-modeli olarak açıkça belirttiği ilan satış sebebi ile internet sitesinde kaldırıldığını, davaya konu araç satışının İlanının dosyaya celbi için bilinen işletme adı —- olan —-adresine müzekkere yazılmasına karar verilerek —-plakalı —- model —-otomobil satışına ilişkin ilan bilgilerinin celbini talep ettiklerini, ilgili ilanın ayrıntıları dosyada celp edildiğinde görüleceği üzere; ilanda aracın —- model olarak belirtilmesinin yanı sıra tüm parçalarının orijinal olduğunun beyan edildiğini, ancak satış sonrası, ilanda ‘krom paket olarak belirtilen paketinde orijinal olmadığı dışarıdan taktırıldığı yetkili servisçe tespit edildiğini, davacı müvekkili şirkette daha önce bu marka hiçbir araç kullanılmadığını, kullanmış olunsa dahi dava konusu aracın modelleri arasındaki farkın müvekkilince tespit edilmesinin ve bilinmesinin mümkün olmadığı beyan ettiklerini, davacı müvekkili şirket ilanda açıkça yanlış ve yanıltıcı bilgi veren davalı tarafın ilan beyanlarına güvendiğini ve satış sözleşmesinde belirtilen—– nolu kodu herkese açık olan kayıtlardan kontrol ettiğini ve aracın kayıtlarda —– modeli olduğunu gördükten sonra satın aldığını, davacı müvekkilinin basiretli tacir olarak tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalı taraf açıkça ve kötü niyetle davacı müvekkili şirketi zarara uğratarak kastı ve bu zarardan kar elde etme amacı ile ayıplı araç satışı gerçekleştirdiğini, davaya konu araçta talep ettikleri bedel farkına konu aracın modelindeki farklılıkların gözle görülebilecek ve anlaşılabilecek farklılıklar olmaması sebebi ile müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığının açık olduğunu, davacı müvekkili şirketin, araç bilgilerinde satıcı olan davalı tarafın ilanda belirttiği bilgilerin yanı sıra noter kayıtlarında da açıkça —- model olduğu —- nolu kod ile kesin olan aracı alırken aracın aslında—- model olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını beyan ile, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, öncelikle haklı davamızın kabulüne karar verilmesi ile; şimdilik davacı müvekkili şirket lehine satış sözleşmesinden kaynaklanan 35.000.00 TL zararın satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu yapmış olduğu olayda zararı henüz doğmadığından davada davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, dava dilekçesi içeriğine göre davacının dava tarihi itibarıyla herhangi bir zararının henüz gerçekleşmemiş olduğunun anlaşıldığını, müvekkili .—–plakalı —–23.12.2019 tarih—-yevmiye sayılı satış sözleşmesi ile davacı —– sattığını, davacı tarafça aracın görülüp, incelenerek satın alındığını, davacı tarafın aracın—- olduğunu satın alırken bildiğini, Noter satış sözleşmesi düzenlenirken kasko kodu seçimi —- Noterliği tarafından yapıldığını, Kasko kodunu —- olarak yer almasında müvekkilinin her hangi bir dahli söz konusu olmadığını, araç —-olarak satış sözleşmesinde açıkça belirtildiğini, kaldı ki araç tescil belgesine dahi davacının vakıf olduğunu, Noter tarafından —- kod yerine —– kod girilmesinin satış sözleşmesini etkileyen bir tarafının mevcut olmadığını, burada asıl olanın aracın motor ve şasi numaralı ile kayıtlı olduğu tescil bilgileri olduğunu noter tarafından kodun yanlış girilmesine istinaden, bu kodun sonradan sorgulanması neticesi aracın —-yerine —- olarak satın alınıp, zarara uğranıldığı iddiasının yersiz kaldığını, çünkü aracın modeli, cinsi görerek ve bilinerek davacı tarafça satın alındığını, müvekkili tarafından her hangi bir şekilde aracın —- olduğu yönünde bir beyan mevcut olmadığını, davacı tarafından —- plakalı aracın satın alınmadan önce —– model olduğu düşüncesiyle satın alındığı iddia edilmekte İse de İşbu davada, zararın müvekkilinin kusurlu eyleminden kaynaklandığının somut ve kesin belgelerle davacı tarafından ispat edilmesinin şart olduğunu, davacı tarafın —– plakalı aracın satın alınmadan önce — marka —- model olduğu düşüncesiyle satın almış olduğunun kabulü halinde dahi müvekkilinin olaydan ötürü sorumluluğu bulunmadığını, satın alma işlemi, noterde, trafik poliçelerinin kayıtlı olduğu tramer sorgusu neticesinde, davacının da kabul ettiği üzere davacının bilgisi dahilinde ve aracı görerek gerçekleştiğini, aracın modelinin, satış esnasında gözden kaçması ya da kasten gizlenmesi mümkün olmadığını, müvekkilinin herhangi bir ticari kaygı ile araç alım ve satımı yapmadığından, müvekkilinin aracın modelini gizlemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, plaka, şase no gibi sorgulama yöntemleri ile makul bir insan araç ile ilgili her türlü bilgiye kolayca ulaşabildiğini, müvekkilinin, aracın modelini gizlemesinde herhangi bir yararı da bulunmadığını, davacının zararını ispatlamadığını beyan ile, öncelikle açılan davada davacının aktif dava ehliyeti bulunmamasından dolayı davanın reddini, davanın esası hakkındaki savunmaların kabulü ile müvekkili aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddini, —– internet sitesinden satış ilanın celbini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
DAVA; ayıp nedeni ile zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır.TTK’nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu kanunda sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde; “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19.maddesinde; “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.Somut olayda; davacı şirketin satın aldığı araç hususi nitelikte otomobil olup, satıcı davalı da tacir değildir. Davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Emsal kararlar için bkz.—– Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesi—– Esas —-Karar; —-Bölge Adliye Mahkemesi—Hukuk Dairesi —- Esas—- Karar).

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.