Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/101 E. 2022/172 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/101 Esas
KARAR NO: 2022/172
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/03/2020
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile yürütülen bu ticari ilişkinin sözleşme, tarafların ticari defterleri ve icra takibine konu edilmiş olan fatura ile sabit olduğunu, —-gereği bu yükümlülüğün; rafineri, akaryakıt ve —- sahiplerince kendi depolarında veya lisanslı depolama tesislerinde ikmal edileceğini, sıvı akaryakıtlar ve bunlarla ilgili ürünlerin toptan ticareti ile iştigal eden borçlu şirketin, ilgili mevzuat çerçevesinde stok bulundurma yükümlülüğü bulunduğunu, —– sahibinin bir başka lisans sahibi adına —– ilişkin usul ve esaslar belirlendiğini, ilgili mevzuatta —- olarak düzenlenen sistem ile, lisans sahiplerinin —– usulü belirlendiğini, bu esaslar kapsamında müvekkili —- sağladığını, davalının kupon sistemi kapsamında —– yükümlülüğünü karşılamak üzere müvekkili —- hizmet alımı yaptığını, müvekkili tarafından hizmet bedeli olarak ekte sunulu — tarihli kupon hizmeti satışına ilişkin —– kesildiğini, fatura bedeli olan —- bedelin ödenmemesi üzerine, —- icra takibine geçildiğini, borçlu tarafından—-tarihli dilekçeyle borca ve ferilerine haksız şekilde itiraz edildiğini, fatura kapsamında borçlunun, fatura bedeli olan —-ticari temerrüt faizi dışında, faturada açıkça belirtilen aylık %2,5 vade farkından da sorumlu olduğunu, icra takibi kapsamında talep edilmemişse de,—- vade tarihi itibariyle hesaplanacak aylık %2,5 vade farkının da ayrıca borçluya yükletilmesini talep ettiklerini ileri sürerek davanın kabulüne, icra takibine sunulan haksız itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa —– tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine, asıl alacak üzerinden hesaplanacak aylık —–vade farkının —- tarihi itibariyle borçluya yükletilmesine, iyiniyetten yoksun ve temelden yoksun itiraz nedeniyle davalı aleyhine, takip miktarının %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı, —–para cezası ile akdi vekalet ücreti yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu—- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili ile davacı— olarak tanımlanan sistem kapsamında —- tutma yükümlülüğünü yerine getirebilmek amacıyla bir ticari ilişki mevcut olduğunu, ancak bu ilişkinin müvekkilin —yükümlülüğünü maddi olarak yerine getirememesi üzerine devam edemediğini, davacı tarafından her ne kadar —- tarihinde müvekkile —- ücreti olarak e-fatura kesildiğini ve faturanın ödenmediği bu sebeple icra takibine konu edildiğini ve müvekkili tarafından haksız olarak itiraz edildiğini iddia edilmişse de bu hususa katılmak mümkün olmadığını, müvekkilin —- kapsamında tutulması sorunlu stok yükümlülüğünü zaman içerisinde, —– yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle yerine getiremediğini, hatta bu sebeple bu tarihten itibaren —–tarafından soruşturma başlatıldığını bu hususta savunması alındığını, bu hususta ilgili evrakların mahkemeye sunulacağını, davacının her ne kadar kendisinden hizmet alımı yapıldığını beyan etmişse de müvekkili söz konusu hizmeti alabilecek maddi durumda olmadığından o ay ve devamında depo kiralama olarak tanımlanan kupon hizmetini davacıdan alamadığını ve davacının kestiği fatura için —— ilgili faturadaki hizmet alınmadığından e-fatura olarak iade faturası oluşturarak davacıya gönderdiğini, müvekkili şirketin davacı şirketten —–devamında depo kiralama hizmeti almadığı için davacıya borcu da yok olduğunu, davacının kestiği faturaya itiraz niteliğinde iade faturası da kesildiğini ileri sürerek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının faturaya konu hizmeti davalıya verilip vermediği, davalının faturadan dolayı borçlu olup olmadığı, takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, saklama sözleşmesinden kaynaklı olarak kesilen faturaya dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
6098 sayılı TBK’nun 561. maddesindeki; ” Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir.
Açıkça öngörüldüğü veya durum ve koşullar gerektirdiği takdirde, saklayan ücret isteyebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
UYAP üzerinden Mahkememize gönderilen ——dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-karşı davacı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı-karşı davacı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı-karşı davalı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın —– düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetince Mahkememize sunulan— tarihli raporda özetle; Davacı şirket vekili tarafından —- tarihli faturaya dayanarak davalı borçlu şirket aleyhinde başlatılan icra takibinde —- asıl alacağın icra gideri, vekaet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık — yasal faizi ile birlikte ödenmesinin talep eldiğini, ——- imzalandığını, davacı şirket tarafından davalı şirket adına —- fatura düzenlendiğini ve icra takibine dayanak gösterildiğini, davalı şirket tarafından davalı şirket adına —tarihli —– açıklamalı—-bedelli —– düzenlendiğini ve icra takibine dayanak gösterilidğini, davalı şirket tarafından davacı şirket adına — tarihli —– bedelli iade—- düzenlendiğini, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirketin icra takip tarihi olan—— borçlu durumda bulunduğunu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, davalı şirketin icra takip tarihi olan —tarihi itibariyle davacı şirketten— alacaklı durumda bulunduğunu, davalı şirketin — yapmış olduğu itirazının —– asıl alacak yönünden iptali gerekeceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalının —– karşılamak üzere kendilerinden saklama hizmeti aldığını, bu hizmet nedeniyle fatura kestiklerini, fatura bedelinin ödenmediğini, fatura bedelinin tahsili amacıyla icra takibi yaptıkları, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu iddiası ile itirazın iptalini, alacağa ticari faiz işletilmesine, ayrıca —– vade farkına hükmedilmesine ve —— cezasına hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça müvekkilinin maddi durumunun olmaması nedeniyle ——- yükümlülüğünü yerine getiremediği, bu nedenle davacının iddia ettiği hizmeti alamadığı iddiası ile davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın taraflar arasında yer alan saklama sözleşmesinden kaynaklı olarak davacının davalıya saklama hizmeti verip vermediği hususundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından kesilen fatura bedelinin —-olduğu, tarafların ticari defterlerinde birbirleriyle uyumlu şekilde —- davacının davalıya borçlu olduğu şeklinde kayıt bulunduğu, davalı tarafından davacının kestiği davaya konu faturanın iade edildiği anlaşılmıştır.
Faturaya konu hizmetin — yılına ilişkin olduğu, dosya kapsamında gelen —evraklarından davalının — tarihinde sona erdirildiği, —-ait stok tutma yükümlülüğüne ilişkin evrakların bulunduğu, her ne kadar —-aylarında ——–yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanmış ise de; ——kararından petrol stok yükümlülüğünün eksik yerine getirildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle mevzuat uyarınca stoklaması gerekenden az olsa da petrol stoku yaptığı ve bu kapsamda davacıdan hizmet aldığı kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı tarafça hizmetin verildiği ispat edildiğinden fatura bedeli olan — davalının sorumlu olduğu, taraf defterlerinde yer alan — davalı alacağının mahsubundan sonra —- alacak yönünden davacının takip yapmakta haklı olduğu, takip talebinde davacının yasal faiz talep etmesi, davacının itirazın iptali davasında takiple bağlı olması kuralı nedeniyle davacı tarafın ticari faiz işletilmesi talebinin yerinde olmadığı, alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı tarafından vade farkı ve para cezasına hükmedilmesi talep edilmiş ise de; takip talebinde bu kalemlere ilişkin talep bulunmadığından ve itirazın iptali davasında davacının takip talebi ile bağlı bulunması nedeniyle bu talepler yerinde görülmemiş ve reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın —– yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, reddedilen kısmın mahsup ilişkisinden kaynaklı olması nedeniyle reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı ve reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, —- sayılı dosyasına vaki itirazının —-alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafın vade farkı ve para cezasına ilişkin taleplerinin reddine,
5-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
6-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
7-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 12.860,71 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.748,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.112,45 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 21.628,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 90,10 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.544,50 TL yargılama gideri ile 3.748,26 TL peşin harç olmak üzere toplam; 5.292,76 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022