Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/73 E. 2021/46 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/73 Esas
KARAR NO : 2021/46
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalının anahtar teslimi — adet dairenin yapılması hususunda anlaştıklarını, buna karşılık müvekkili şirket tarafından ——- değerinde evrak verdiğini ve bu senet ile çeklerin ödemelerini banka kanalı ile yapıldığını, davalının aldığı bedellere karşılık yapması gereken işleri yapmadığını, müvekkilinin davalının yapmadığı ve ödemelerini aldığı işleri başkasına yaptırdığını, müvekkilinin zararının çok daha fazla olduğu halde şimdilik ödediği bedellerin istirdadını talep ettiğini ve diğer zarar ve ziyanlarına ilişkin talep ve dava haklarını saklı tuttuğunu, davalının tüm sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen borcunu ödemediğinden davalı aleyhine—— dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalının cevap dilekçesinde müvekkil ile davalının arasındaki sözleşmesel ilişkiyi ve aldığı —– bedeli doğruladığını, davalının müvekkilinin neden sessiz beklediğini cevap olarak verirken davalının aldığı çek ve senetleri adeta yangından mal kaçırır gibi, hemen 3.şahıslara ciro ettiğini ve aldığı senetleri dilekçe ekindeki adi yazılı olarak sunduğu ve yaptığı iş sırasında aldığını belirttiği malzeme listesinde belirtilen şahıslara değil de sadece bir firmaya ciro ettiğini dair bir izahat ortaya koyamadığını, davalının müvekkilden bu senet ve çekleri aldığını ve muhtemelen borçlu olduğu firmaya doğrudan verdiğini, sırf bu durumun bile ekonomik olarak davalının bu işin üstesinden gelemeyeceğinin en bariz delili olduğunu, davalının dilekçesinin ekinde sunduğu adi yazılı bir takım notlar ile yapmadığı işleri yapmış gibi lanse etmeye çalıştığını, davalı tarafından sunulan belgenin hükme esas nitelikte delil olmadığını, davalının cevap dilekçesindeki belirtilen fotoğrafların müvekkilinin yasal işlem başlatmasından sonra davalının müvekkilden habersiz binaya gelip çektiği fotoğraflar olduğunu, bu fotoğraflardan yapılan işin ispatlanmaya çalışılmasına da hukuken cevaz verilmesinin mümkün olmadığını, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak incelemede maddi gerçeğe ulaşılacağını, davalının tanık dinletme talebine muvafakatlerinin bulunmadığını, davalıya sözleşme gereği ödemelere karşılık çek ve senetler verildiğini, bu evraklarında ödendiğini, davalının buna karşılık herhangi bir hizmet vermediğini, aksinin ispatının taraflarından beklenemeyeceğini, dilekçe ekinde müvekkilinin yaptırdığı işlere dair alınan faturaların bir kısmının bulunduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —– tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı taraf ile müvekkilinin ——- çatı katları olarak toplam iki dairenin anahtar teslim olarak yapılması konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin işbu anlaşmaya istinaden dairelerin projesini hazırladığını, hazırlanan projeye uygun olarak dairelerin içinin her ayrıntısına kadar anahtar teslim olacak şekilde eksiksiz yaptığını, hatta taşınmazın altında bulunan dükkanlar ile binada geri kalan diğer dairelerde de birtakım işler yaptığını, son olarak binanın doğalgaz bağlantısını dahi yaptırarak davacıya teslim ettiğini, davacının soyut ve haksız iddialar ileri sürerek bu işlerin yapılmadığını, hatta kendileri tarafından başkalarına yaptırıldığını beyan ederek müvekkile yapılan ödemelerin istirdadını talep ettiğini, Medeni Kanun’un 6.İspat Yükü ve 6100 Sayılı HMK’nun 190/1.maddesi gereği davacının iddiasını ispatlamak ile mükellef olduğunu, dava dilekçesinde davacının iddialarını destekleyen herhangi bir delil sunulamadığını, davacının işlerini başkalarına yaptırmış ise bunlara ilişkin ispata elverişli yazılı bir belge sunması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili tarafından belirtilen işlerin yapılmadığı halde neden basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacı tarafından müvekkiline işlerin yapılması ihtarını içeren herhangi bir ihtarname gönderilmediğini, davacı tarafından verilen senetlerin üzerinde “bedeli malen ahzolunmuştur” ibaresinin de senet karşılığı işlemlerin müvekkili tarafından yapıldığını kanıtladığını, müvekkilinin dava konusu taşınmazın çatı katında yer alan iki daireyi anahtar teslim şeklinde eksiksiz tamamladığını, yine taşınmazdaki diğer daireler ile alttaki dükkanlarda da talep üzerine birtakım işler yaptığını, fotoğrafların dilekçe ekinde sunulduğunu, esasında iş bedeli olarak verilen —– aşan bir harcamada bulunduğunu, bu meyanda müvekkili tarafından yapılan bu bedeli aşan masrafları ve zararları talep etme haklarını saklı tuttuklarını belirtmiş olup, davanın reddine, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —–havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: davacının cevaba cevap dilekçesinde belirttiği çek ve senetlerin niçin malzeme alınan firmalara değil de 3.şahıs firmalara ciro edildiğini izah edemedikleri beyanında bulunduğunu, müvekkilinin ticari hayatın içinde faaliyet gösterdiği göz önüne alındığında bu hususta izahatta bulunulmasının beklenemeyeceğini, müvekkilinin ticari faaliyetleri nedeniyle alacağı olduğu kimseler olduğu gibi borcu olduğu kimseler olmasının da gayet tabii bir durum olduğunu, dava konusu işler için kullanılan malzemelerin alındığı kişi ve firmalara ödemelerin başka vasıtalar ile yapıldığını, tanık dinletilmesine karar verilmesi halinde gerek dava konusu işlerin yapıldığı, malzemelerin bu firma ve kişilerden satın alındığı gerekse bunların karşılığı ödemelerin taraflarınca alındığına yönelik tanıklarının dinletileceğini, bunun üzerine yaptırılacak keşif sonucu hangi malzemelerin, hangi şekillerde kullanıldığını ortaya koyacak olan bilirkişi raporu ile de tanıkların beyanlarının örtüştüğünün görüleceğini, davacını tarafından cevaba cevap dilekçesi ekinde yapılan işlere ait olduğu ileri sürülen bazı faturalar sunulmuş olsa da işbu faturaların davacının hangi işi için; hangi daire veya neresi için düzenlendiğinin belli olmadığını, bu keşliyle sunulan faturaların davayı ispata elverişli olmadığını belirtmiş olup, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —- tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında anahtar teslim iki daire yapılması sözleşmesi kapsamında davalı tarafın edimlerini ifa edip etmediği, davalı tarafça yapılmadığı iddia olunan işlerin başka firmalara yaptırılıp yaptırılmadığı, davalı tarafın işi yapmaması iddiası nedeniyle davalı tarafa verilen çek ve senet karşılığında ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği, noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı edimin ifa edilmemesi iddiasına dayalı ödenen semenin iadesi için yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —–Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —— tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan bonolar incelendiğinde: borçlusu—- alacaklısı — vadeli —-bedelli bono, — vadeli — vadeli —- bedelli bono, —- bedelli bono, —– bedelli bono, —- bedelli bono, —- bedelli bono, —- bedelli bono, ——bedelli bono düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan taraflarının—-olan bila tarihli sözleşmede;——– çatı katları, toplam iki dairenin anahtar teslimi yapılması, abonelik ve sözleşme hariçtir.” denilerek—– tarafından imzalanmış olduğu, İşveren —– ismi bulunduğu, imzanın bulunmadığı görülmüştür.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, inceleme gününde Mahkememize ibraz edilen ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti ——Havale tarihli raporunda özetle; defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden; Davacı —– yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; —–yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı vekili tarafından müvekkilinin gerçek şahıs olduğundan defter sunmadıklarını beyan ettiğinden davalıya ilişkin inceleme yapılamadığı, sözleşmeye konu her —- işlerin tamamlanmış olduğu, yapılan işlere ilişkin hakediş düzenlenmediği ancak davacı yanca eksik bırakıldığı iddia edilen işlerin, dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre tespit edilemediği, ayrıca işin eksik bırakıldığına yönelik, davacı tarafından delil tespiti olarak yaptırılan bir tespit raporunun bulunmadığı, dosya kapsamında işin eksik bırakıldığı ve tamamlanmadığı yönünde işin yapımını üstlenen davalı yana yazılmış bir uyarı ve ihtar yazısının bulunmadığı, eksik bırakılan işlerin tamamlanmaması halinde sözleşmenin feshedilip eksik bırakılan işlerin üçüncü şahıslara yaptırılacağını içeren bir ihtarnamenin de dosya kapsamında bulunmadığı, davacı tarafın iddiasına konu olan eksik işlerin, başkalarına yaptırıldığını kanıtlayacak belgeler —– dosya kapsamında bulunmadığı, teknik heyet üyelerince yerinde yapılan incelemede sözleşme konusu bağımsız bölümlerin inşaatının tamamlanmış olduğu, davacının —- tane bono olmak üzere — değerinde kambiyo senedinin dava dışı ——edilmek suretiyle davalı adına yapılması gereken işlerin dava dışı şirket tarafından yapılmış olduğu varsayılmış olsa bile, işin eksiksiz yapıldığı sabit olduğu duruma göre bunun davalı aleyhine sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla karşılığı edimin davalı tarafından yerine getirilmediğinden bahisle ödemiş olduğu senet bedellerinin istirdadını talep edemeyeceği, alacaklı olduğunu ispatlayamadığı, ödenen senet bedellerinin yapılan işin karşılığı olduğunu beyan ve Rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari Defterlerin Delil Kabiliyeti
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır. (TTK m. 83)
Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. (HMK m. 199)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir. (HMK m. 219)
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (HMK m. 220/1)
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/2-3-5)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, bonolar, sözleşme, dekontlar, takip dosyası, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında iki dairenin yapımı ile ilgili olarak sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında davalının sözleşme ile belirlenen iki daireyi anahtar teslim olarak yapmayı, davacının ise işin bedelini ödemeyi üstlendiği, davacının iş bedeli olarak üstlendiği edimi —- bedelli çek, —- bedelli bono, —-bono, —- bedelli bono,—- bedelli bono,—- bedelli bono, —- bedelli bono, —- bedelli bono, —- bedelli bono, —- bedelli bono, —- bedelli bono,—- bedelli bonolarla olmak üzere toplam——— ödediği, davacının sözleşme bedelini ödediği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafça sözleşme bedelini ödenmesine rağmen davalının edimini ifa etmediğinin iddia edildiği, mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi ile incelenen tarihi itibarıyla sözleşmeye konu işin tamamlandığının tespit edildiği, dosya kapsamında sözleşmeye konu işin davalı tarafça yapılmadığı, üçüncü kişi tarafından yapıldığına ilişkin herhangi bir delil ve bu hususta davadan önce yapılmış bir tespit bulunmadığı, ayrıca davacı tarafça işin yapılmadığı hususunda davalıya çekilmiş bir ihtar bulunmadığı, yapılan inceleme gereği işin tamamlandığı, davacının davalının işi yapmadığına ilişkin bir delil sunamadığı ve dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, bu işin davalı tarafından tamamlanmadığı davacı tarafından ispat edilemediğinden davalının yapılan sözleşme gereği davacıdan aldığı ödemeleri davacının talep edemeyeceği, davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de dosya kapsamında davacının takibi kötü niyetli olarak yaptığına dair bir delil bulunmadığı, bu nedenle kötü niyet tazminatının şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu Uyarınca yargılamanın başında peşin olarak alınan 1.449,30 TL karar ve ilam harcından alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.390,00 TL’ nin davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesaplanan 15.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021