Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/62 E. 2021/311 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/62 Esas
KARAR NO : 2021/311

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2019
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/03/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; eski unvanı —- — — olarak atandığını, davalı ile akdedilen —gereği tanzim olunan — tutarındaki faturaya ilişkin olarak davalı tarafından 507.910,57 TL kısmi ödeme yapıldığını, ödenmeyen — gecikme faizine ilişkin olarak 18/01/2019 tarihinde— dosyası ile başlatılan icra takibine, davalı tarafın itiraz ettiğini, —- göre müvekkil şirket davalı tarafa— davalı taraf ise iş bu — ödemeyi taahhüt ettiğini, taraflar arasında imzalan sözleşmenin—- tarihine kadar uzatıldığını, müvekkil şirketi mevcut haliyle — tarihinde müvekkil tarafından fesih edilmek durumunda kaldığını, birim fiyatlardaki artışlar ve ekonomik bozulmalar sebebiyle sözleşmenin fesih edilmesinin söz konusu sözleşme kapsamında da haklı sebep teşkil ettiğini, müvekkil şirketin söz konusu sözleşme uyarınca tanzim etmiş olduğu —-tutarındaki faturadan kesinti yaptığını 17/12/2018 tarihinde yalnızca 507.910,57 TL tutarındaki kısmını ödediğini, aralarındaki sözleşme uyarınca, müvekkil tarafından davalıya — ve buna binaen fatura tanzim edildiğini ancak davalı tarafından satın alınan elektriğe karşılık tanzim edelin işbu faturanın kısmi olarak ödendiğini, davalı tarafın 22/11/2018 tarihli kesinti bildirimine cevaben müvekkil şirket tarafından,— ihtarnamesinin keşide edildiğini, müvekkil şirket tarafından — tutarındaki kısmı ve vade tarihinden itibaren işleyen 34.922,85 TL tutarındaki gecikme faizi ile birlikte— doğan fatura kaynaklı bakiye borcun ödenmesinin talep edildiğini, davalı taraftan olumlu bir yanıt alınamadığını, borçlunun haksız olan itirazının iptali ile takibin devamına, likit olan alacağa haksız olarak itiraz eden davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu–cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili — hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 03/05/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı ile davalı — akdedildiğini, davacının davalı müvekkile — davacı ile davalı müvekkili arasında— akdedilmiş olduğunu— tarihine kadar uzatılmış olduğunu,—yaşanan olumsuzluklar gereğince sözleşmenin sürdürülemez hale geldiğini, bu nedenle sözleşmenin davacı tarafından 18/07/2018 tarihinde feshedildiğini, davalı müvekkilinin kazanç kaybı bakımından, Taraflar arasındaki Sözleşme ve ödemelere ilişkin hususların incelendiğinde, müvekkilinin— fiyat üzerinden uygulanacak olan %0,05 iskonto oranından ve fatura tarihini takip eden ayın— vadeden faydalanmakta olduğunun açık olduğunu, davacının haklı neden olmaksızın ve süresinden önce feshi sonucunda, müvekkilinin, yeni bir — ile anlaşma yapmak zorunda kalmış olduğunu, müvekkilinin, davacı ile arasındaki Sözleşmenin feshi sonrasında, — olarak —ile anlaşmak zorunda kaldığını, müvekkilinin yeni — ile yapılan anlaşmada, hem — kaybetmiş hem de davacı ile arasındaki 60 gün olan uzun vade yerine yalnızca 5 günlük vade ile faturaların ödenmesi mecburiyetinin doğmuş olduğunu, bu durumda, müvekkilinin —- bakımından, hem iskontodan hem de uzun vade avantajına dayalı faiz gelirinden mahrum kalmış olduğunu, davalı müvekkilinin söz konusu 5 aylık süre için, geçmiş dönem tüketimleri esas alınarak ortalama aylık tüketim miktarı üzerinden hesaplanan — ödeme vadesi fatura tarihinden itibaren 5 gün olduğu için, 5 aylık fatura tutarına ilişkin 60 günlük faiz tutarı toplamının, müvekkilinin zararını teşkil etmekte olduğunu,– ve vade tarihi nedeniyle oluşan zararının ise 175.937,51 TL olmak üzere toplam zararının, –olduğunu, davalı müvekkilinin, davacının haksız ve süresinden önce feshi gereğince uğradığı zararı davacının alacağından takas ve mahsup etmesinin hukuka uygun olduğunu, 209.682,33 TL alacağına ilişkin iade faturası keşide etmek suretiyle söz konusu alacağını davacının 717.592,89 TL olan alacağından mahsup ederek, 539.896,00 TL. davacıya ödemiş olduğunu, ödeme emrinde, davacı tarafça fatura tarihinden takip tarihine kadar faiz işleterek işlemiş faizin alacağa ilave edilmek suretiyle talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının fatura bakiye alacağı 209.682,33 TL alacağına ilişkin olarak icra takibi öncesinde davalıyı temerrüde düşürmemiş olması gereğince takip tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep edebileceğinin sabit olduğunu, davacı tarafından başlatılan icra takibinin kötü niyetli olduğunu belirterek; müvekkilinin, davacının haksız olduğunu belirttiği feshi gereğince doğan zararına konu alacağını, davacının alacağından mahsup etmesi gereğince müvekkilinin davacı tarafça başlatılan icra takibine konu borcu olmadığı sabit olduğu halde, davacının davalıdan alacak talebinde bulunmasının, haksız ve kötü niyetli olduğunu, be nedenle mahkemece davacı aleyhine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.–
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 15/04/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasındaki sözleşmenin haklı olarak feshedilip feshedilmediği, sözleşmenin feshi nedeniyle davalı tarafın bir kısım sözleşmesel haklarını kaybedip kaybetmediği ve zararının oluşup oluşmadığı, eğer zarar oluşmuş ise bunları davacı alacağından mahsup edip edemeyeceği ve faiz noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen — sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 18/01/2019 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 24/01/2019 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada—incelendiğinde; taraflar arasında — Protokoller ile uzatılmış olduğu ve — imzalanarak taraflar arasındaki —— arasında da geçerli olacak şekilde uzatıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez —ihbarname ile davacı tarafın, davalının davacı — tarihi itibari ile sonlandırmış olduğu şeklinde bildirimde bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez davalı tarafından davacı tarafa gönderilen ihbarnamede “ortalama aylık tüketim miktarı üzerinden hesaplanan—ödeme vadesi fatura tarihinden itibaren 5 gün olduğu için, 5 aylık fatura tutarı için 60 günlük faiz tutarı 31/07/2018 tarihli en son fatura meblağından mahsup edilerek, söz konusu fatura 539.896,00 TL olarak ödenecektir.” şeklinde ihbarda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti 16/09/2020 havale tarihli raporda özetle;
Yararlanılmayan—dava konusu sözleşmenin feshi nedeniyle; rapor içeriğindeki teknik inceleme bölümündeki tablolarda da dava konusu dönemlere ait her bir fatura bazında görüleceği üzere, davalının —- yararlanamadığı –, davalının — yararlanamadığı— üzerinden yararlanamadığı —–. Olduğunu, Yararlanılmayan Vade Yapısı Sebebiyle Zarar Tutarının: dava konusu sözleşmenin feshi nedeniyle, rapor içeriğindeki faiz incelemesi bölümündeki açıklamalar ve tablolarda da görüleceği üzere, davalının sözleşmenin erken feshi nedeniyle davalının fatura ödemesinde alamadığı vade kaynaklı mahrum kalmış olduğu faiz tutarının 115.676,65 TL hesaplandığını, Mahsup Sonrası Davacının Kalan Alacağının : Sayın mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin bitim süresi olan —- tarihinden önce — tarihli bildirim — tarihinden itibaren davacı——-sözleşmenin haksız feshedildiği kanaatine varılması halinde, raporun — bölümünde hesaplanan davalının sözleşme feshi nedeniyle yararlanamadığı —– incelemesi bölümünde vade farkı nedeniyle mahrum kalınan zarar tutarı 115.676,65 TL olmak üzere toplam —- davacının toplam — alacağından mahsubu yapıldığında, davacının — bakiye fatura bedeli alacağı (asıl alacağı) ve 28.108,95 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere 105.801,60 TL alacağının bulunduğunu, Faiz :Tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme, taahhütnamede ve taraflar arasındaki fiili ilişkinin teamülünde faturaların, belirlenen ödeme vadesine göre ödenmesi gerektiği, bu kapsamda dava konusu davacının düzenlemiş olduğu faturanın vade tarihinin—– belirlendiği, davalı tarafından 17.12.2018 tarihinde kısmı olarak ödeme yapıldığı, kalan bakiyenin ödenmediği böylelikle alacağın 05.10.2018 tarihinde muaccel olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.5 maddesinde gecikme faizine ilişkin düzenlemenin bulunduğu, bu kabule göre, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesi uyarınca %24 faiz oranına göre 585.603,22 TL tutarlı fatura bedeline, 28.108,95 TL işlemiş faiz hesaplandığı, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış—-takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında— talebinin yerinde olduğunu, davacının; davalı tarafından —— Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın hükmolunacak alacağı üzerinden iptalini isteyebileceğini beyan ve rapor etmişlerdir.
Bilirkişi heyeti 03/02/2021 havale tarihli ek raporda özetle; davalı itirazları yönünden; taraflarınca düzenlenen bilirkişi kök —- “davalı — kalınan vade farkına ilişkin faiz hesaplaması” başlıklı kısmında ayrıntılı— edildiği üzere, davalının itirazında belirttiği şekilde—olduğunu, ancak dava dışı şirket ile yapılan sözleşmede “— önce —.” şeklinde hüküm bulunmadığını, davalının itirazlarının yerinde görüldüğünü, işbu kapsamda davalının mahrum kalmış olduğu vade farkı tutarının daha önce hesaplandığı gibi 164.934,16 TL olduğunu, davacı alacağı yönünden; mahkemenin sözleşmenin davacı tarafından haksız feshedildiği ve davalının talep etmiş olduğu zararları talep edebileceği yönünde karar verilmesi halinde;— inceleme bölümünde hesaplanan davalının sözleşme feshi nedeniyle yararlanamadığı— davalı itirazlarının değerlendirilmesi bölümünde vade farkı nedeniyle mahrum kalınan zarar tutarı — üzere toplam 181.247,82 TL’nin davacının toplam —-alacağından mahsubu yapıldığında, davacının 62.878,97 TL alacağının bulunduğunu, diğer yönlerden kök raporun aynen geçerli olduğunu, değiştirilecek bir husus bulunmadığını beyan ve rapor etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı ile davalı arasında ——– imzalandığı, sözleşmenin—- uzatıldığı, davacı tarafından birim fiyatlardaki—- tarihinde feshedildiği, davalıya sağlanan —-takip yapıldığı, davalının itirazı ile takibin durduğu ve davacı tarafından — açıldığı, davalının sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasıyla mahrum kaldığını iddia ettiği —–avantajından dolayı oluşan zararının davacı alacağından mahsup edilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle hükme esas alınan raporda davacı alacağı ——— hesaplandığı anlaşılmıştır.
Davalının—- ettiği vade ve —— mahrum kaldığı — ilişkin alacağı bulunup bulunmadığı ve var ise bu alacağın davacı alacağından mahsup edilip edilmemesi gerektiği hususunun değerlendirilebilmesi için öncelikle feshin haklı nedenle yapılıp yapılmadığı hususunun belirlenmesi gerekmektedir. Asıl sözleşmenin 31/12/2018 tarihinde uzatılması ve indirim oranının % 0,05 olarak belirlenmesine— protokolün imzalanmasından yalnızca —sözleşmenin feshedilmiş olması, 08/06/2012 tarihli sözleşmenin 7. Maddesinde tarife değişikliklerinin faturaya yansıtılacağının düzenlenmiş olması ayrıca sözleşmenin 13-1-a maddesi uyarınca davalı ile — girildiğinin davacı tarafça ispatlanamamış olması nedenleriyle —değişiklikleri sözleşmenin feshi için haklı neden olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı nazara alındığında davalının takas mahsup definde bulunabileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle hükme esas alınan raporda davalının vade farkı nedeniyle mahrum kaldığı — tutarının 16.313,03 TL olarak hesaplandığı bu kapsamda davalının toplam 181.247,82 TL’yi davacı alacağından mahsup edebileceği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; tarafların arasında bulunan —-dolayı davacının davalıdan 244.126,79 TL — sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle davalının vade farkından dolayı — yararlanamadığı — bedeli olduğu, davacının alacağından bu miktarların mahsup edilmesi gerektiği, mahsup işlemi yapıldıktan sonra davacının— kaldığı, bu miktar yönünden davalının icra takibine itirazının haksız olduğu, alacağın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, —– dosyasına vaki itirazının 62.878,97 TL yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 4.295,26 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca hesaplanan 8.974,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-hesaplanan 21.170,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 2.250,00 TL bilirkişi ücreti ve 135,55 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 2.385,55 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 613,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya hazine tarafından —– durumuna göre hesaplanan 339,32 TL’sinin davalıdan, 980,68 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Yatırılan —-kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.