Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/522 E. 2021/798 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/522 Esas
KARAR NO : 2021/798

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2016
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 06/12/2016 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; tefrik olunan davada davalı —- olarak kiralamış olduğu — plakalı aracın yine teftik olunan davada davalı olan … sevk ve idaresinde iken— kaldırıma çıkarak müvekkiline çarptığını, çarpma neticesinde müvekkilinin ağır derecede yaralandığını ve yüzünde sabit iz kaldığını, kaza nedeniyle davalı … hakkında—- dosyası ile dava açıldığını, alınan bilirkişi raporuna göre … — asli ve derecede ve tam kusurlu olduğunun saptandığını, davalının ayrıca bu dosyada 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığını, müvekkilinin yüzünde meydana gelen sabit iz nedeniyle çalışma gücünde bir eksiklik meydana getirmese bile müvekkilinin iz nedeniyle kariyer olarak yükselmesine engel teşkil edeceğini beyanla, sabit izin kısmende olsa düzelmesi için yapılacak tedavi giderlerinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL ile uğradığı ekonomik zararlara ilişkin 500,00 TL maddi tazminatın poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalı sigorta şirketinden, olay nedeniyle müvekkilinin yüzünde meydana gelen ve kalıcı olan sabit iz nedeniyle duyduğu acı ve elem nedeniyle 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ile diğer davalı— müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/11/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … vekili Mahkememize sunduğu 16/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin adli para cezası ile cezalandırıldığı — sayılı dosyasının kendilerince temyiz edildiğini, halen Yargıtay incelemesinde olduğunu, söz konusu ceza davasının bekletici mesele yapılmasını, davacı ile ilgili olarak daha yapılmayan ve nekadar tutacağı belli kesin olmayan tedavi masraflarının bu şekilde istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın sadece olasılıklara bağlı kesin olmayan talebinin reddinin gerektiğini, davacının kazanç kaybı bakımından ne tür bir kazanç kaybı oluştuğu hususunun açıkça belirtilmediğini, davacı banka mevduat faizi talep etmiş ise de talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğunu beyanla, usul ve esas yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Davalı — Mahkememize sunduğu 16/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davalı ..– müvekkili şirket çalışanı olmadığını, müvekkilinin bu davada taraf olması için bir hukuki sebebin bulunmadığını, davada görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin sorumlu olabilmesi için kazaya karışan aracı kiralayan şirket olmasının yeterli olmadığını, aracı kullanan kişinin de müvekkili şirket çalışanı olması gerekmekte olduğunu beyanla, öncelikle husumet ve görev yönünden usulden reddine, aksi halde hukuki ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili 09/11/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin — Esas sayılı dosyasından verilen — Karar sayılı kararı ile karşı görevsizlik kararı vermiş olup,— sayılı ilamı ile yargı yeri olarak mahkememiz belirlenmiş ve dava dosyası mahkememize gönderilmekle, yukarıda belirtilen esasa kaydı yapıldı, incelendi.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı tedavi gideri ,kazanç kaybı tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik — —anlaşılmıştır.
—- sayılı Kusur raporuna göre; davalı sürücü …— %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …–kusursuz olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Celp ve tetkik olunan— tarafından 10/02/2020 tarihinde dosyaya sunulan kira sözleşmesine ilişkin ek protokol ve araç teslim tutanağı incelendiğinde; — plakalı aracı kiralayan ——– düzenlenen — istinaden ek araç kiralanması ve sözleşmeye dahil edilmesi hususunda düzenlendiği ve aracın teslim edildiği anlaşılmıştır.
—–.— yüzünde bulunan sabit iz niteliğindeki yaranın etkilerinin kısmen azalması için — yapılabileceği, mevcut yara izinin tamamen giderilemeyeceği, söz konusu tıbbi ——– olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
— havale tarihli raporunda özetle; dosya — dahilinde herhangi bir maluliyet oranı ve de geçici iş göremezlik süresi tespitine rastlanamadığını, –esas alınarak geçici ve sürekli iş göremezlik açısından maddi tazminat hesabı yapılamayacağını,– yapılmamış olması —— alınması gerektiğini, —–aldığına dair — yara—–yönde — olmadığı, kazazedenin kaza nedeniyle uğradığı manevi zararın takdirinin mahkemeye ait olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti 23/06/2021 UYAP havale tarihli raporunda özetle; tedavi gideri tazmin talebi yönünden davacının yüzünde oluşan sabit izin daha az belirgin hale — edildiğini, anılan giderin henüz sarf edilmediği; günümüz fiyatlarıyla değer belirlendiğinden, rapor/karar tarihinden itibaren faiz yürütülebileceğini, işleten/sürücü ve sigortacının sorumluluğunun devam ettiğini, ekonomik geleceğinin sarsılmasına dayalı tazmin talebi yönünden; davacının yüzündeki sabit ize bağlı olarak, ekonomik geleceğinin sarsılmasına davacının kaza öncesinde 5 yıla yakın çalışması bulunmadığını, kazayı takiben yaklaşık 19 ay sonra işe girdiğini, aldığı ücretin dönemin asgari ücretinin 2 katı olduğunu, davacının işletme mezunu olmasına göre, mevcut işi veya bundan sonra çalışacağı işlere nazaran kaza vuku bulmasaydı oluşacak ücreti ile mevçut kazaya göre oluşan arızası sonucu çalışacağı iş arasında ücretler yönünden bir fark oluşmayacağının düşünüldüğünü, mahkemenin davacının kazançlarında bir düşüş meydana geleceği esasının benimsenmesi halinde, davalı sebep sorumlusu tam kusurlu olduğundan, yukarıda belirlenen zarar yönünden indirim yapılmadığını beyan ve rapor etmiştir.
—- raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen —- ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Manevi Tazminat
Anılan Kanunun 56/1. Maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
SORUMLULUK
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.—-
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de — aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı — veya aracın— — kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve—ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.(KTK Madde 3)
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Dosya kapsamı incelendiğinde, ——-araç ile seyir halinde —- hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle—- yürümekte olan davacı …’— çarpması şeklinde meydana gelen kazada olayın oluş şekli, davacının — davalı …—- kullandığı aracın —kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde davalı …—- tam kusurlu olduğu, davacı ..—— kusurunun bulunmadığı, kaza nedeniyle davacı .—— giderilemez nitelikte — meydana geldiği, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle — davacının kaza nedeniyle yüzünde oluşan sabit izin daha az belirgin hale gelmesi için cerrahi —— olacağı, ekonomik geleceğin sarsılmasına dayalı tazminat talebinin TBK 51. Maddesi ve TMK 4. Maddesi hükümlerine göre mahkeme tarafından belirlenebileceği şeklinde rapor hazırlandığı, bu kapsamda 4.200,00 TL tedavi giderinden kaynaklı zararının bulunduğu, davacı tarafından kazanç kaybından kaynaklı tazminat talep edilmiş ise de kaza nedeniyle kazanç kaybına uğradığına ilişkin dosya kapsamında somut bir delil bulunmadığı, davacının—dönemde herhangi bir çalışmasının bulunmaması, kazada yaklaşık 19 ay sonra işe başlaması ve ———alması, davacının yaptığı işe göre —— bulmasından sonra elde edeceği gelir arasında bir fark olmayacağı, bu kapsamda davacının ekonomik geleceğinin sarsıldığından söz edilemeyeceği kanaatine varılmış ve davacının ekonomik geleceği sarsılmasına ilişkin tazminat isteminin yerinde olmadığı, reddinin gerektiği, davacı— iyileşme süresi bakımından zararın hesaplanması talep edilmiş ise de geçici iş göremezlik zararı ile ilgili dava dilekçesinde bir talebinin bulunmadığı, bu nedenle daha sonra verdiği beyan dilekçesi ile bu talebi davaya dahil edemeyeceği kanaati ile bu yönde bir araştırma yapılmasına ve hüküm kurulmasına yer olmadığı, davacının tespit edilen 4.200,00 TL tedavi giderinden davalılardan …—– TBK’ nın 49. Maddesi hükmüne göre sorumlu olduğu, diğer davalı ——olması nedeniyle KTK’ nın 3. maddesi gereği işleten olması ve 85. maddesi gereği işleten sıfatı ile aracın sebep olduğu zararlardan sorumlu olduğu, tedavi giderinin henüz yapılmamış olması nedeniyle tedavi giderine faiz işletilmemesi gerektiği, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kaza nedeniyle davacının yüzünde sabit iz meydana gelmesi, zararın büyüklüğü göz önüne alınarak sebepsiz zenginleşmeye yer vermeyecek şekilde uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerektiği, hükmedilecek manevi tazminata temerrüt tarihi olan 09/01/2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, davacının tacir olmaması nedeniyle işleyecek faizin yasal faiz olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın tedavi giderleri yönünden kabulüne, ekonomik geleceğin sarsılması talebi yönünden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-4.200,00 TL tedavi giderinden kaynaklı tazminatın davalılar ——müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-10.000,00 TL manevi tazminatın 09/01/2015 tarihinden itibaren işeleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 970,00 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.733,37 TL ile ıslah harcı olarak alınan 59,30 TL’nin toplamından mahsubu ile fazla alınan 822,67 TL ‘ nin davacı tarafa iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte —- verilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 4.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte—- karar verilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 2.800,00 TL bilirkişi ücreti, 1.400,00 TL sağlık kurulu rapor bedeli, —— posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam; 5.062,70 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 686,63 TL ile 970,00 TL harç olmak üzere toplam; 1.656,63 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalılar tarafından yargılama boyunca yapılan 400,00 TL posta ve tebligat giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 345,75 TL’ nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
12-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.