Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/520 E. 2021/803 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/520
KARAR NO: 2021/803
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/03/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
Mahkememizin — sayılı kararı ile sehven dosyasında karar numarası verilerek açılmamış sayılmasına kararı yazıldığı ancak dosya ile ilgili — tarihine duruşma günü bırakıldığı anlaşıldığından tefrik edilerek —esasa kaydı yapılan dosya incelendi.
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu — havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin —- bulunan fabrikasında — — olarak— üretimi yaptığını, müvekkil şirket tarafından üretilen ——– ihraç edildiğini, ———– elde edildiğini, ancak bu— uygulamalarda ve daha sonraki nihai tüketiciler tarafından yapılan —– karşı dayanıksız olduğunu, eğer işlem görmeden —- haline getirilirse kaplanmış olan alüminyumun zarar göreceğini, bu nedenle — hem bu —- hem de — farklı renkler elde etmek için —- koruyucu — çözülmesinin sağlandığını, müvekkil şirketin —-davalı şirketten temin ettiğini, müvekkil şirketten ürün alan bir firmanın, müvekkil şirketten satın aldığı—–yaşandığını ihbar etmesi üzerine müvekkil şirketin şikayete konu sorunun nereden kaynaklandığını ortaya çıkarmak için üretimde kullanılan tüm malzemeler üzerinde inceleme yaptığını, müvekkil şirket tarafından yapılan inceleme sonucunda sorunun davalı —— tespit ettiğini, davalı şirketten alınan — saflık değerlerinde olmaması ve olması gerekenden fazla su içermesi sebebiyle kaplama işleminde —- karıştırılan — uygulamaları için gerekli dayanım şartlarını sağlayacak kürlenmenin oluşamadığını, davalı şirketten temin edilen— konuyla ilgili uzmanı ve akredite bir laboratuvara gönderildiğini, ——– davalı şirketin taahhüt ettiği oranlardan nihai ürünlerin kalitesini olumsuz etkileyecek şekilde farklı çıktığını, bununla ilgili —-dosyası ile delil tespiti yapıldığını, müvekkil şirketin davalı şirketten satın aldığı gizli ayıba havi ürünler nedeniyle uğradığı zararları, davalı şirket eli sulh yoluyla gidermeye çalıştığını, ancak davalı şirketin müvekkil şirketin tüm iyi niyetli çabalarına rağmen sadece müvekkil şirket nezdinde bulunan ayıplı ürünleri geri aldığını, ayıplı ürünler nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı zararları bugüne kadar gidermediğini, davalı şirketin müvekkil şirkete sattığı ürünlerdeki ayıbı kabul ederek ayıplı tüm ürünleri iade aldığı halde müvekkil şirketin zararlarını telafi etmediği gibi ayıplı ürünlerden kaynaklanan alacağının ödenmediği gerekçesiyle müvekkil şirket hakkında yasal işlem başlatacağını bildirdiğini, bu nedenlerle müvekkil şirketin uğradığı itibar kaybından kaynaklanan zararlarını ve manevi tazminat talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirketin uğradığı zararların tazmini için davayı açma zaruriyeti doğduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik— tarihinden itibaren — kısa vadeli krediler için uygulandığı avans faizi oranında faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunduğu — tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil aleyhine dava açan firmanın— tarihleri arasında farklı tarihleri ve miktarlarda davalı müvekkili şirketten ham madde alımları yaptığını, en son alımını — tarihinde yaptığı halde bu tarihten yaklaşık dört ay sonra dört ayrı ham madde için analiz yaptırdığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı firmanın sadece müvekkil firmadan değil fiyatların uygunluğuna göre piyasadaki birçok tedarikçiden ürün temin ettiğinin bilindiğini, bu durumun tespit isteyen firmanın bu dönemdeki giriş faturalarından tespit edildiğini, dolayısıyla problem çıktığını iddia ettikleri ürünlerin müvekkil şirkete ait olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığını, davacının kendi kusur ve ihmalinden faydalanmaya çalıştığının da açıkça görülmekte olduğundan bu durumun da taraflarınca kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafın bugüne kadar müvekkilden aldıkları tüm ürünleri —- bulunan müvekkili şirkete ait depodan kendi temin ettikleri araçlarla teslim aldıklarını, malzemenin müvekkili şirketin deposundan çıktığı andan itibaren oluşabilecek herhangi bir olumsuzluktan davalı şirketin sorumlu tutulabilmesi hiçbir şekilde kabul edilmez bir durum olduğunu, zira davacı tarafın malzemeleri teslim aldıktan itibaren taşıma, depolama ve imalat süreçlerinden müvekkil firmanın herhangi bir bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığını, yanlış depolama veya gerekli analizler yapılmadan üretime başlanması ve aylar sonra müşterilerden şikayet geldi iddiası ile firmalarına rücu edilmesinin anlaşılabilir ve ispat edilebilir durum olmadığını, sonuç olarak davacı tarafın tespite konu malzemeleri müvekkil şirketten teslim aldığı aşamada analiz ettirmeksizin teslim tarihinden aylar sonra, hangi bütüne ait olduğu belli olmayan herhangi bir —– yaptırmış olması bu ürünün müvekkil şirkete ait olacağını hiçbir şekille kanıtlayamayacağını, yukarıda arz edildiği üzere mamüllerin müvekkil şirketten teslim alınmasından sonraki taşıma ve depolama şartları aşamalarındaki ihmal sonucu ürünlerin bozulma ihtimalleri mevcut olduğundan bu aşamada müvekkil şirketin sorumluluğu hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini, hiçbir suret ile kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davacı tarafın üretim aşamasında basiretli bir tacir gibi davranmaksızın kullandığı ürün ve ham maddeleri analiz ettirmeksizin üretim aşamasına geçmiş ve üretimi tamamlamış yine hiçbir denetim, analiz, kalite kontrol aşamasından geçirmeksizin bunu kendi müşterisine satmış olması sadece kendi kusuru olduğunu, davacı tarafın, bu yönüyle işbu davadaki talepleri ile kendi kusurundan faydalanmaya çalıştığı da her türlü izahtan vareste olduğunu, dava dışı firmaların davacıya kesmiş oldukları —— davalı müvekkil ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle bu faturaların da delil olarak incelenmesine itiraz ettiklerini beyanla davanın tümüyle, gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılmış haksız bir dava olduğu açıkça görülmekte olduğundan davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—- sayılı dosyası
-Mahkememizin —Esas sayılı dosyasında aldırılan — bilirkişi heyeti raporu,
– — talimat dosyası ile aldırılan mali müşavir bilirkişi raporu,
—– heyeti raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticari ilişki kapsamında davalı tarafından davacı tarafa satılan ürünlerdeki gizli ayıptan kaynaklanan maddi zarara istinaden açılan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının davalıdan satın aldığı ——ürünlerde gizli ayıp olduğu iddiası ile davalıdan dava dilekçesinde belirtilen şimdilik — tazminatı davalıdan isteyip isteyemeyeceği, davalının bu zararlardan sorumlu olup olmadığı hususlarındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildikleri delilleri toplanmıştır.
— dosyasının incelenmesinde; talebin delil tespiti olduğu, tespit isteyenin— olduğu, talep konusunun —- tarihli sevk irsaliyesi ile satın alınan—— malzemelerdeki —– —müzekkere yazılarak— tarihli analiz raporu aldırıldığı görülmüştür.
—dosyası ile aldırılan bilirkişi raporunda sonuç olarak davalı şirketten satın alınan— olduğu yani —- oranının olması gerekenden düşük, su oranının ise olması gerekenden— kat fazla olduğu, —- olduğu —– olması gerekenden düşük, su oranının ise olması gerekenden — kat fazla olduğu, —-olduğu —– gerekenden düşük, —- olması gerekenden ——– olduğu, —- adlı üründe saflık oranı —- olduğu yani —-oranının olması gerekenden düşük, su oranının ise olması gerekenden — kat fazla olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce — tarihli ara karar ile bir tekstil mühendisi ve bir —- oluşacak heyetten rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
— bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak: Davacının —– yılından olay tarihine kadar davalıdan aldığı kimyasal ürünlerle yapmış olduğu ipliklerden dolayı müşterilerinden şikayet almadığı için analiz yapma ihtiyacı duymamış olabileceğini, dosyada mevcut — tarihli irsaliyelerle kimyasal maddeleri aldıklarının görülmekte olduğunu, ticari teamüllere göre herhangi bir problemle karşılaşmadığı sürece masraf edilip analiz yaptırmanın zaruri olmadığını, bu davada da muhtemelen yaklaşık iki yıl problemsiz çalışıldığı için analiz yaptırma ihtiyacının duyulmamış olabileceğini, davalının ithal edilen ürünler pazarlanmadan önce aşağıdaki firmalar tarafından analizleri yaptırılmış ve sonuçları doğru çıkmıştır demesine rağmen dosyada — raporunda sadece ——– bulunmakta, — ait analiz raporunda da sadece—- mevcut olup başka bir değerleme yoktur, solventlerin referans aralığı önemli olduğu gibi su oranı ve kaynama noktaları da önemlidir, çünkü su kaybı kaynama noktası ile doğru orantılı olarak buhar kaybından etkilenir, imalat esnasında —- hazırlanmakta bu karışım da —- oluşturulmaktadır, dolayısıyla imalatta kullanılan —- yüksek oluşu dezavantajlı bir durum oluşturur, kalite kayıplarına yol açabilir” şeklinde beyan ve raporda bulunmuşlardır.
Mahkememizce —- defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
—bilirkişi raporunda sonuç olarak: davacı şirketin — sıra nolu elektronik defter genel tebliği gereğince e-defter kapsamında olduğu, ilgili dönemlere ilişkin e-defter ve berat dosyasının oluşturulma ve berat dosyalarının — yüklenme işleminin süresinde yapıldığı, davacı şirketin —- belirtilen kayıt nizamına göre ve —- davacı şirketin dava konusu malları satmış olduğu —- faturası düzenlediği bu faturaların toplam tutarının — olduğu, davacı şirketin dava konusu malları satmış olduğu— takvim yılında davacı mükellef adına bir adet iade faturası düzenlediği bu faturanın –dahil toplam tutarının—- borç bakiyesi verdiği, bu durumun davalı firmanın alacaklı olduğunun gösterdiği, davacı firmanın dava konusu malları satın almış olduğu davalı şirketten — tutarında mal satın almış olduğu, davacı firmanın dava konusu malları satın almış olduğu davalı şirkete — içinde yapmış olduğu iadeler nedeniyle iki adet fatura düzenlediği, bu faturaların — dahil toplam tutarının — tarihi itibariyle davalı şirkete ilişkin satıcılar cari hesabı —- alacak bakiyesi verdiği, bu durumun davalı firmanın alacaklısını olduğunun gösterdiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce kök rapor aldırılan bilirkişi heyetine mali müşavir bilirkişi eklenerek davacı tarafa ait — yılı ticari defterleri de incelenerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
— tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak: Davacı ticari defterlerinde kayıtlı —— faturalarının davalı tarafından satılan ürünlere ilişkin olup olmadığı, gizli ayıp ihbarının —- çerçevesinde süresinde yapılıp yapılmadığı, davalı tarafından satılan ve davacı tarafından teslim alınan ürünlerin saklama ve depolama koşullarına uygun saklanıp saklanmadığı, ayıbın saklama koşullarına uygun olmaması halinde ayıptan kaynaklı kusur ve zararın oluşup oluşmayacağı” hususlarında bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmesi üzerine dosya tarafımıza tevdi edilmiştir, davacı şirketin dava konusu malları satmış olduğu iddia olunan,—- tutarında——– düzenlendiği, —- açıklamanın yer almadığı, iade muhteviyatlı faturaların içeriğinin ise — olduğu, tarafımızdan görülmekle birlikte, davacı yan tarafından dava dışı—– tutarında fatura düzenlendiğinin talimatla aldırılan raporun incelenmesi ile görüldüğü, bu husus göz önüne alındığında, bir kısım fatura muhteviyatındaki ürünlerde sorun olmasına rağmen bir kısım ürünlerde sorun olmadığı, sorunlu ürünlerin davalı yan tarafından alınan kimyasallarla —– tabi tutulan ürünlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığını, mahkeme tarafından “ayıbın. gizli ayıp olup olmadığının heyetten sorulduğunu, dava konusu ürünlerin kimyevi maddeler olduğu dikkate alındığında ayıbın analiz ve uygun testler ile anlaşılabileceğinden, ayıp muhteviyatının gizli olduğu kanaatine varıldığını, yine davalı yanın bu kimyevi maddelerin davacı yan tarafından dava dışı birçok tedarikçiden temin edildiği iddiası mevcut olmakla birlikte kök raporumuzdaki testlerin davacı yan tarafından davalı yandan tedarik edilen ürünlere ait olup-olmadığının da net olarak anlaşılamadığını, davalı tarafından sanılan ve davacı tarafından teslim alınan ürünlerin saklama ve depolama koşullarına uygun saklanıp saklanmadığı, ayıbın saklama koşullarına uygun olmaması halinde ayıptan kaynaklı kusur ve zararın oluşup oluşmayacağı” hususunda ise saklama koşullarının, dava konusu ürünlerde ayıba yol açabileceği bilinmekle birlikte, davacı yanın depolama koşullarına ilişkin dosyada somut belge bulunmadığını, davacı yan tarafından dava dilekçesinde ayıplı ürünlerin davalı yana teslim edildiği fakat davalı yan tarafından ödemesinin yapılmadığı beyan edildiğini, davacı yanın ticari defterlerinde bir kısım iade faturaların davalı yanın alacağından düşülmesi ile davalı yan davacı yana —–borçlu olduğunun taraflarınca görüldüğünü, dava konusu olan ürünlerinin tamamının davalı yana fatura edilip edilemediği dosya kapsamından anlaşılamadığını, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı yanın, dava konusu davalı yandan tedarik edilen ürünlere ilişkin zararının olup-olmadığını ve iade ve —- faturalarına konu zararın davalı yandan tedarik edilen ürünlere ilişkin olup olmadığını net olarak ispatlayamadığı kanaatine varıldığını beyan ve rapor etmişlerdir.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, hükme esas alınan —- tarihli bilirkişi heyeti ek raporu dayanak yapılarak:
Taraflar arasında ticari ilişki kapsamında davaya konu ürünlerin satışı konusunda ihtilaf bulunmadığı,
Davacı tarafa ait — talimat sayılı dosyası ile yapılan incelemede; davacı şirkete ait — yılı ticari defter ve kayıtlarının usul ve yasaya uygun tutulduğu, sahibi lehine delil vasfına ahiz olduğu, davacı tarafa ait — yılı ticari defterlerinde iade fatura ve kayıt bilgisi olarak dava dışı —- fatura nolu iade fatura bilgilerinin kayıtlı olduğu, reklamasyon/indirim faturaları defter kayıt bilgisi olarak ise dava dışı —– tarihli faturanın —– mal satışına ilişkin fatura olduğu, dava dışı —- tarafından davacı tarafa düzenlenen — olduğu, dava dışı — dahil — iade fatura düzenlediği, davacı taraf ile dava dışı—- borç bakiyesi verdiği, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki —fatura karşılığında — tutarında mal satın aldığı, davacı şirket tarafından davalı —-olduğu iadeler nedeniyle — adet fatura düzenlediği, bu faturaların — dahil toplam tutarının — tarihi itibari ile davalı —- bakiyesi verdiği,
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce —- bilirkişi eklenerek aldırılan ek rapor dayanak yapılarak; taraflar arasında mal satışına ilişkin ticari ilişki bulunduğu,—içeresinde davalı şirket tarafından davalı şirkete dava konusu edilen faturalara konu malların satıldığı, satılan malların davacı şirket tarafından davalı şirketten teslim alındığı, davacı şirket tarafından davalı şirketten satın alınan ürünlerin —– olarak işlenerek dava dışı müşterilerine satıldığı, dava dışı —- isimli müşterisinden reklamasyon faturası ile bir kısım malların iade edildiği, ancak iade edilen malların davalıdan alınan ürünlerden kaynaklanıp kaynaklamadığının tespit edilemediği, yine davacı şirket tarafından davalı şirketten alınan ürünlerin saklama ve depolama koşullarına uygun saklanıp saklanmadığı ile gizli ayıbın saklama koşullarından kaynaklanıp kaynaklanmadığının dosyada somut belge bulunmadığından anlaşılamadığı, ayrıcı davacı şirkete ait —-yılı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davalı şirkete —– borçlu olduğu, her nekadar bilirkişi raporlarında davalının borçlu olduğu yazılmış ise de talimatla alınan bilirkişi raporu ekinde yer alan davacı taraf cari hesap tablosunda davacının davalı tarafa borçlu olduğu,
dava dilekçesinde davaya konu gizli ayıbın öğrenme tarihinin—- tarihi olduğu, bu tarihten itibaren işleyecek faizin talep edildiği, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarında ürünün gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, ancak gizli ayıplı ürünün davalıdan alınan ürün olup olmadığının belli olmadığının bildirildiği, gizli ayıplı ürünü davalı taraf satmış olsa bile ayıp ihbarının davacı şirket tarafından—– sürelerde yazılı olarak ihbarda bulunması gerektiği, üründeki ayıbın ürünün kullanılması ile ortaya çıkması halinde ise—- göre derhal ve yazılı olarak davalı tarafa bildirilmesi gerektiği, dava dilekçesi ile davalıdan satın alınan dava konusu mallardaki ayıbın —- kapsamında davacı şirket tarafından gizli ayıp ihbarının yapıldığına dair yazılı belgenin dosyaya sunulmadığı, davacı şirket tarafından davalı şirketten satın alınan ürünler nedeniyle zararının olup olmadığı, iade ve —– konu zararın davalı şirketten tedarik edilen ürünlere ait olup olmadığının dosya kapsamında davacı şirket tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 853,88 TL harcın alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 794,58 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 150,00 TL’nin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 7.300,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021