Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/287 Esas
KARAR NO : 2021/508
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 20/02/2017
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——– tarafından keşide edilen —— iban numaralı hesabından —– ibraz edildiğini, ibraz anında muhatap banka “çek üzerindeki imza hesap sahibine ait olmadığından işbu çek hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştı” Şeklinde yazarak çeki lehdar hamile iade etttiğini, muhatap banka çek üzerindeki şirket adına atılan imzanın şirketi temsile yetkili kişilerce atılmadığını beyan ederek çekin hukuki durumunu tespit etmişse de —– dosyasında söz konusu çekteki imzanın şirket yetkilisi — olduğuna yönelik bilirkişi rapor düzenlenmiş ve bu kişinin alınan ifadesinde de ilgili çekteki imzanın kendisine ait olduğu tespiti yapıldığını, muhatabın çekteki imzanın hesap sahibine ait olmadığı yönündeki kanaati ve bu kanaate —— arkasında yapmış olduğu işlem hukuka aykırı sonuçlar doğurduğunu, çekin — —– tutunda takip hukukundaki usullerin farklılığına kadar müvekkilim aleyhine olacak sonuçların doğmasına sebebiyet verildiğni, ibraz tarihi itibariyle hesabın — ile de alacağımızın — tahsili de engellenmiş bulunduğunu, çekin kambiyo senedi vasfını elde edebilmek amacıyla şirket yetkilisi —- tarafından imzalandığının tespiti ile ibraz tarihi olan 20/07/2015 tarihi itibariyle çek hesabı dökümünün getirtilerek ibraz anında çek bedelinin karşılığının olup olmadığının, varsa karşılığı olmasına rağmen ödenmediğinin , yoksa da karşılıksız yada kısmen karşılıksız olduğunun tespiti ile çekin arka yüzündeki ibraz yazısının ve hukuki durumunun düzeltilmesi için işbu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu, 20/07/2015 tarihli ibraz yazısının iptali ile, çekin hesap sahibi tarafından imzalanarak keşide edildiğinin ve kambiyo senedi vasfında olduğunun, 20/07/2015 ibraz tarihi itibariyle çekin karşılığı olup olmadığının, varsa miktarının tayin ve tespitine karar verilmesini talep etmiştir
—— cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından huzurdaki tespit davasının —- bedelli çek yaprağının müvekkili şirket yetkili tarafından imzalanması sebebiyle —- vasfı elde edebilmek ve ibraz tarihi olan 20/07/2015 tarihinde karşılığı olup olmadığının tespit edilmesi için açıldığını, ancak davacının bu istemi oluşa ve hukuka aykırı olduğunu, TTK ‘ nun 780. Maddesinde çekin unsurlarının düzenlendiğini, buna göre çek düzenlenirken meblağın, düzenleme tarihi ve yerinin düzenleyenin imzasının bulunması gerektiğini, bu unsurların eksik olması hali TTK’ nun 781. Maddesinde düzenlenmiş ve bu unsurlardan birinin olmaması halinde belgenin çek sayılmayacağının açıkça belirtildiğinden bahisle davacı tarafından açılan davanın hukuka aykırı olmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
—– vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın —- olduğu bu nedenle huzurdaki dava bakımından yetkili mahkeme de —Mahkemeleri olduğunu, müvekkili bankanın kanunen yapmakla yükümlü olduğu araştırma neticesinde düştüğü kayıttan dolayı müvekil bankaya işbu davada husumet yöneltilmesi hatalı olduğu ve daavanın müvekkili banka açısından pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının hamili olduğu çekin hesap sahibi tarafından imzalanarak keşide edildiğinin ve kambiyo senedi vasfında olduğunun, ibraz tarihi itibariyle karşılığının olup olmadığının, varsa miktarının tayin ve tespitine istemine ilişkindir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, dava konusu çekin karşılığının bulunup bulunmadığı her zaman banka kayıtlarından tespit edilebilecek bir husus olduğu gibi, imzanın keşideciye ait olduğu ve —-vasfında olduğu hususunu da davacının açacağı itirazın iptali davasında ileri sürerek bu davada elde etmeyi amaçladığı hukuki korumaya sağlayabileceği, bu nedenle davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Verilen kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine ——-. Sayılı ilamıyla mahkememizce verilen kararı “Kural olarak, İİK.’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan —- her türlü —- alacaklılara karşı hükümsüz olup, —–üzerindeki—- aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin —– kabul edilmiştir. —kısıtlanmış olması (İİK.’nın m.191), müflisin —— giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler.—, nasıl iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmiyorsa, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak ———-yetkisi kısıtlandığından, —- dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık —- değil, — maddeleri gereği —- temsil yetkisi —– şayet — (İİK.’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi —- aittir.
—– bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce—oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, Kanun, —- bulunduğu hukuk davalarının, iflasın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir. (md. 194).
—–açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflasın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, —- davalarına devam edilebilir. (md. 194/1)
Davaların durduğu bu süre içinde,—– yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Müflisin davalı olduğu davalarda,———— olduğu kanısına varırsa, —– bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davalı olarak —– karşı devam edilir. —-toplantısı, davanın ——– varırlarsa, —– davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde, o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir (md. 245). Hiçbir alacaklı, davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden ———— kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir.
Bu husus istinaf konusu edilmemiş olsa da, taraf ve dava ehliyeti İİK 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olduğundan resen gözetilmesi gerekmekte olup, somut olayda da yargılama devam ederken davalı ——– dilekçesi ekinde şirkete — kararını sunmuş, ayrıca—- —- olarak yapılmasına karar verildiği, henüz—— seçilmediği belirtilmiştir.
O halde ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek İİK 194.maddesi uyarınca gerekli işlemler yapıldıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş…” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Kararın kaldırılması sonrası mahkememizce kaldırma kararı uyarınca iflas işlemlerinin yürütüldüğü—- yazılarak davaya konu edilen ——- hakkında verilen ————olup olmadığı hususunda mahkememize bilgi verilmesi ayrıca; — yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuş olup, 26/06/2019 tarihli müzekkere cevabında ———– karar verildiği, —- işlemlerinin resen —- yapıldığı, bildirilmiştir. —devam ettiren—- mahkememiz duruşma zaptı dava dilekçesi gerekçeli karar ve istinaf kararı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı ——- hakkında —- esas ve —- sayılı gerekçeli kararın incelenmesinde davalı hakkında verilen — kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 27/02/2018 tarihli duruşmada davaya konu çekin arkasına muhatap banka tarafından yazılan yazının iptali ile çekin keşideci tarafından imzalanarak keşide edildiği, imzanın keşideciye ait olduğu bu nedenle senetin kambiyo senedi vasfında olduğunun tespiti ile 20/07/2015 tarihi itibariyle çekin karşılığının bulunup bulunmadığı ve miktarının tespitini talep etmiştir.
—-Esas sayılı icra dosyası dosya içerisine celp edilmiş yapılan incelemede davacı —– bedelli çek ve işlemiş faiz alacağı yönünden icra takibi başlattığı, davalı takip borçlusu—– dayanak senet altında imza borca ve tüm ferilere itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
HMK 106. Maddesi uyarınca tespit davası yoluyla mahkemeden bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin varlığının yada yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir. Tespit davası açanın kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakalar tek başlarına tespit davasının konusu oluşturamaz.
Davacının tespit davası ile istediği hukuki korunma diğer dava çeşitlerinden biriyle sağlanabiliyorsa bu durumda davacının dava açmakta hukuki yarar yoktur.
HMK 114/1-h maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır.
Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; Davacı icra takibine dayanak ve davaya konu—- —- tarihinde karşılığının bulunup bulunmadığı her zaman banka kayıtlarından tespit edilebilecek bir husus olduğu gibi imzanın keşideciye ait olduğu, keşideci tarafından imzalandığı ve yine senedin —– olduğu hususunu da borçlunun itirazı üzerine duran icra takibine karşı açacağı itirazın iptali davasında ileri sürerek bu davada elde etmeyi amaçladığı hukuki korumaya sağlayabileceği, kaldı ki davalı banka tarafından çek üzerindeki imzanın hesap sahibine ait olmadığından iş bu çek hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır ibaresini yazımı olması, çekin — etkileyemeyeceği gibi davalı iş bu çekle ihtiyati haciz kararı dahi alıp, — senetlerine özgü icra takibi de yapabileceği anlaşılmakla davacının tespit davası açmakta HMK 114/h bendi uyarınca davacının hukuki yararı bulunmadığı kanaatine varılarak ; davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 31,40 TL harcın, alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı——- vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan —– ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı ——- yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.